Gazze'de Sarı Hat yakınındaki Filistinliler, yaşamla ölüm arasında bir çizgide yaşıyor

ÇOK OKUNAN HABERLER
Gazze'de Sarı Hat yakınındaki Filistinliler, yaşamla ölüm arasında bir çizgide yaşıyor

Gazze'nin kuzeyindeki Şucaiyye Mahallesinde çadırlarda yaşayan Filistinliler, İsrail'in belirlediği Sarı Hat'a çok yakın olmaları nedeniyle hem tehlikenin hem de mahrumiyetin devam ettiği bir hayat sürüyor.

Gazze

İsrail ordusu, 10 Ekim'de imzalanan ateşkes anlaşmasının birinci aşaması kapsamında Sarı Hat'a çekildi. Kuzeyden güneye Refah'ın dış mahallelerine kadar uzayan bu hat, yaklaşık Gazze Şeridi'nin yüzde 50'sinden fazlasını kapsıyor.

Yaşamla ölüm arasında bir sınır çizgisi haline gelen bu hattı geçen veya yanlışlıkla yaklaşan herhangi bir Filistinli, hattın doğusunda konuşlanmış İsrail ordusunun ateşine maruz kalıyor. Filistinlilerin çilesi sadece bununla da sınırlı kalmıyor.

Sarı Hat'ta yakın bölgelerde yaşayan Filistinliler, en temel hizmetlere erişemiyor ve insani ihtiyaçlarını karşılamakta büyük zorluk çekiyor. Ancak gidecek başka yerleri olmadığı içinde bu bölgelerde yaşamaya devam ediyor.

Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye Mahallesi sakinleri Sarı Hat'a en yakın mülteci kampı olmaları hasebiyle bir nevi mahrumiyet bölgesinde yaşadıklarını ve orada "unutulmuş" gibi hissettiklerini ifade ediyor.

????

Korku ve yokluk içinde yaşıyorlar

Şucaiyye sakinlerinden Cemal Davud (35), bulundukları yerin tehlikeli ve de yaşaması güç bir bölge olduğunu şöyle anlattı:

"Temel insani ihtiyaçların hiçbiri yok. 3-4 günde bir su geliyor. İçme suyu değil ama bunu içmeye mecburuz çünkü tatlı su bize 3-4 kilometre uzaklıkta. Bu nedenle tuzlu su içiyoruz, diğer işlerimizi de onunla görüyoruz."

Çadıra şarapnel parçaları isabet ediyor. Şucaiyye Sarı Hat'ta yer alıyor. Gündüz sakin oluyor ama gece tanklardan bombalar atılıyor, ateş açılıyor. Akşam ezanıyla birlikte yere siniyoruz ve hiçbir şey yapamıyoruz. Ateş yakmak istediğimizde korkuyoruz."

Basime Davud de Şucaiyye'de hayatın çok zor olduğunu, aynı yerde, yiyip, içip, yattıklarını, çocuklarına giysi bulamadıklarını ve hasta olanları tedavi ettiremediklerini, havada sürekli uçaklar uçtuğu için de korku içinde yaşadıklarını dile getirdi.

Filistinli kadın, "yaşamayı ve yıkılan evlerine geri dönmeyi" istediklerini dile getirdi.

"Burada unutulduk"

Halil Hamdiyye ise "Bu kampa su gelmiyor, aşevlerinden yemek gelmiyor, hiçbir hizmet girmiyor. Burada unutulmuş gibiyiz." diyerek hislerini aktardı.

İçinde bulundukları tehlikeyi de Hamdiyye, "Ateş açılıyor. Çadırda biri ayakta olsa başına kurşunu yer ve ölür." diyerek özetledi.

Yaklaşan kışla birlikte kendilerini bekleyen zorluklara da değinen ve yardım çağrısında bulunan Hamdiyye, "Kışı severiz, kış gelsin diye dua ederiz ama artık Allah'ım kış gelmesin diye dua ediyoruz. Kış geldiğinde bu çadırlar bizi korumaz, başka gidecek yerimiz yok. Çadır alacak paramız da yok." ifadelerinu kullandı.

Ufukta kış, elde yıpranmış çadırlar

Ateşkesten sonra Şucaiyye'ye gelen Ummu Muhammed el-Hurukli de Sarı Hat'a en yakın mülteci kampında olduklarının altını çizdi.

Çadırların kışın rüzgar ve yağmuruna dayanıklı olmadığını ayrıca İsrail ordusunun açtığı ateş sonucu kurşunların çadırları deldiğini dile getiren Hurukli, çocuklar korkup başka yere gitmek istese de gidecek yerlerinin olmadığını sözlerine ekledi.


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
ÇOK OKUNAN HABERLER