Tekirdağ
Ailesi 1970 yılında Trabzon'dan Tekirdağ'a göç eden İncehasan, kemençe kursuna katılan amcasının yanında kurs merkezine giderken 13 yaşında kendisi de eğitim almaya karar verdi.
İncehasan, memleketinin kültürünü yaşatmak için kemençe çalmayı öğrenerek, zamanla kendini geliştirdi.
Kentte düzenlenen düğünlerde sahne almaya başlayan genç kemençeci, Tekirdağ'daki düğün ve Karadeniz şenliklerinin aranan ismi haline geldi.
Çaldığı kemençe ve seslendirdiği Karadeniz türküleriyle kendine hayran bırakan İncehasan, memleketinin kültürünü yaşatıyor.
İncehasan, Tekirdağ'ın yanı sıra İstanbul, Bursa, Çanakkale ve Balıkesir'de de zaman zaman düğün, şenlik ve özel gecelerde sahne alarak kemençe çalıyor.
Kemençe, vefat eden amcasını hatırlatıyor...
Gökdeniz İncehasan, kemençenin hayatının vazgeçilmez bir parçası olduğunu söyledi.
Kemençe çalmanın kendisine keyif verdiğini ifade eden İncehasan, "Engelli bir amcam vardı. Kemençe kursuna gidiyordu. Hayat neşesi güzel bir insandı. Ben de onun yanında gidiyordum. Sonra orada bir gün hoca beni de gördü. O şekilde bir merak çalmaya başladım. 2020 senesinde amcamı kaybettim. Onu kaybedince sonra kemençeye daha çok bağlandım. Her düğüne çıktığımda, her bir sahne yaptığımda onun gurur duyduğuna inanarak bu mesleğe devam etmeye başladım." diye konuştu.
İncehasan, gurbette olan Karadenizlilerin her zaman kültürünü yaşatmaya devam ettiğini belirterek, kemençenin Karadeniz kültürünün en önemli parçalarından olduğunu dile getirdi.
Düğünlerde, şenliklerde sahne almanın kendisine çok şey kattığını belirten İncehasan, "Tekirdağ'da kültürümüzü yaşatmaya çalışıyoruz. Yani biz gurbetçiler olarak kemençeyi, yöremizi, kültürümüzü insanlara tanıtmaya çalışıyoruz ve bu çok güzel de bir etkileşim oluyor. " dedi.
Tekirdağ'daki düğünlerin ardından başka illerden de çağırılmaya başladığını ifade eden İncehasan, her zaman kendini geliştirmeye çalıştığını belirtti.
İnsanlardan çok güzel dönüşler aldığını ve bunun kendisini daha çok motive ettiğini dile getiren İncehasan şunları kaydetti:
"Klip çalışmalarım var. İnsanlara güzel bir şeyler yapmaya çalışıyorum. İnsanlar gayet güzel karşılıyor, Allah razı olsun hepsinden. Kültürümü yaşatmak zaten hayatta en keyifli yaptığım şey. En severek yaptığım iş kemençe çalmak.
Mobilyacılık yapıyorum ama tabii ki kemençe her zaman ön tarafta benim için. Kültürümü yaymak benim çok hoşuma gidiyor ve insanlar benim Tekirdağ'da böyle bir şeye çabaladığımı görüyor. Onlar da yardımcı oluyor. Kemençe çalmak gerçekten çok içimi rahatlatıyor.
Kendi yöremi insanlara aktarabilmek, buradaki Tekirdağ'daki insanlar olsun, kendi yöremin insanı olsun bu benim içimi rahatlatıyor. Karadenizlilerin beni dinleyince memlekete gitmiş gibi hissettiğini düşünüyorum ve mutlu oluyorum."