İran'ın başkenti Tahran'da devrimin 46. yıldönümü kutlamaları yapıldı

ÇOK OKUNAN HABERLER
İran'ın başkenti Tahran'da devrimin 46. yıldönümü kutlamaları yapıldı

İran'da 1979'da gerçekleştirilen devrimin 46. yıldönümü, on binlerce kişinin katılımıyla başkent Tahran'da kutlandı.

Tahran

Başkent Tahran'daki İnkilap Meydanı başta olmak çeşitli güzergahlarda sabah saatlerinden itibaren on binlerce kişi toplandı.

Belirlenen güzergahlardan Azadi Meydanı'na doğru yürüyüş gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan başta olmak üzere üst düzey yetkililerin de aralarında olduğu İranlılar, ABD ve İsrail aleyhinde sloganlar attı.

Yürüyüş güzergahları boyunca, özellikle İnkilap ve Azadi caddelerinde, yerli üretim füze ve uydular sergilendi.

Yürüyüş sırasında çiğnenmesi için yere İsrail bayrağı serilirken sokaklarda İran bayraklarının yanı sıra Filistin ve Yemen bayrakları ile Lübnan Hizbullahı ve Haşdi Şabi'nin flamaları dalgalandırıldı.

Azadi Meydanı'nda sonlanan yürüyüş sonrasında üst düzey yetkililer konuşmalar yaptı.

İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan: Tam kapsamlı bir ekonomik savaş içindeyiz

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, burada yaptığı konuşmada, ABD'nin baskı ve tehditlerine işaret eden Pezeşkiyan, "Düşmanlar, İran'ın zayıfladığı zihniyetini oluşturmak istiyorlar ancak Rehber'in (İran lideri Ayetullah Ali Hamaney) bilgeliği ve inceliği ve halkın meydanda bulunmasıyla hayalleri gerçekleşmeyecek. İran halkı zorbalığa karşı duruyor ve düşmanların komplosu meyve vermeyecek." dedi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve geldikten sonra İran ile müzakere çağrısı yaparken bununla birlikte Tahran'a "azami baskı" öngören kararı imzalamasına işaret eden Pezeşkiyan, "Trump, İran'la müzakere niyetinden bahsediyor ve aynı anda bir kararname imzalayarak, aklındaki komploları ortaya koyuyor." dedi.

Pezeşkiyan, ABD'nin İran'ın teslim olacağını düşündüğünü ancak bunun "safça bir düşünce" olduğunu belirterek, "Müzakere etmek istediklerini söylüyorlar peki müzakerede samimiyseniz neden bu hataları yaptınız? Bize ilaç, yiyecek, su dahil olmak üzere tüm erişim yollarını kapatmak istediklerini iddia ediyorlar ancak bunu yapabilselerdi şimdiye kadar çoktan yapmış olacaklarının farkında değiller." diye konuştu.

Ülkedeki ekonomik sorunlara ilişkin ise Pezeşkiyan, "Tam kapsamlı bir ekonomik savaş içindeyiz ve bazı kişilerin, stokçuluk yaparak, piyasayı bozarak, halkın devrime, yönetime ve liderliğe yönelik zihniyetini zedeleyen tuzaklarına düşmemeye dikkat etmeliyiz. Milletin yardımıyla, basiretle, siyasetle, Allah'ın yardımıyla bu krizlerden çıkacağız." dedi.

İran'ın savaş istemediğini vurgulayan Pezeşkiyan, "Biz savaş aramıyoruz. Ülkemizde hükümetin faaliyete geçtiği ilk günden itibaren İsmail Heniyye'yi katledenler onlardı. Çünkü onlar bizim birliğimizden ve beraberliğimizden korkuyorlar, çatışma ve fitne arıyorlar." ifadelerini kullandı.

İran'a karşı kurulan komplolar kapsamında düşmanların İranlı bilim insanlarını öldürmeye çalıştığını söyleyen Pezeşkiyan, "Ülkemizde özgür ve bilinçli hiçbir insanı görmek istemiyorlar. Onları satın almaya çalışıyorlar ancak başarısız olurlarsa onları öldürmeye çalışıyorlar." dedi.

İran, devrimin 46. yılına ağır ekonomik kriz ve ABD'nin baskılarıyla giriyor

Ekonomik kriz, yüksek enflasyon, işsizlik, bölgesel gerilimler ve dış baskılarla mücadele eden İran'da hükümet bu durumu aşabilmek için çeşitli reformlar yapmaya çalışsa da çözüm süreçleri 2025’teki ekonomik durum, iç ve dış etkenler nedeniyle daha da zorlaşıyor.

ABD’nin 2018’de nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilmesinin ardından, İran’a yönelik uygulanan ekonomik yaptırımlar şiddetlenerek sürüyor. ABD ve Batılı ülkeler, İran’ın nükleer programı nedeniyle baskılar uygulamaya devam ediyor.

İran ile imzalanan nükleer anlaşmadan çekilerek Tahran’a karşı sert yaptırımlar uygulayan Donald Trump'ın yeniden ABD'de başkanlığa dönmesi ve "azami baskı" politikasına döneceği yönündeki tehditler, devrimin 46. yılında İran’ı daha büyük bir krize sürüklemesinden endişe ediliyor.

İran'ın ekonomik durumu, özellikle 2018'de ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesi sonrasında kötüleşti. Trump yönetimi, Tahran'a yönelik ekonomik yaptırımları sertleştirdi. Bu yaptırımlar, İran’ın petrol ihracatını büyük ölçüde kısıtladı ve ülkenin döviz rezervlerini eritti. Dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip İran'ın petrol üretimi Petrol Bakanlığının verilerine göre, günlük 3 milyon varil civarında kaldı. Bu rakam 2018'de günlük 4 milyon varile kadar çıkıyordu.

ABD’nin yaptırımları nedeniyle, İran’ın dış ticaret hacmi de oldukça sınırlı kaldı. Çin ve birkaç Asya ülkesi dışında, Batı ile ticaret yapmak oldukça zorlaştı. Swift sistemine İran’ın erişiminin kısıtlanması, bankacılık işlemlerini de sekteye uğratmış durumda.

Ülkede enflasyon, 2016'da nükleer anlaşmanın yürürlüğe girerek yaptırımların kaldırıldığı dönemde 26 yıl aradan sonra ilk kez yüzde 9'a gerilemişti. ABD'nin 2018'de anlaşmadan çekilerek yaptırımlar uygulamasından sonraki süreçte ise enflasyon yüzde 52,1'e kadar çıktı. İran İstatistik Merkezinin verilerine göre, geçen yıl enflasyon yüzde 32 oldu. Buna rağmen halkın hissettiği enflasyonun çok daha yüksek olduğu görülüyor.

Trump'ın dönüşüyle birlikte ulusal para birimi her gün tarihi düşüş yaşadı. Bugüne gelindiğinde 91 bin tümeni gören dolar kuru İran ulusal para birimine karşı bir ayda yüzde 20'den fazla değer kazandı. Bu, ülkenin dış ticaretini zorlaştırıyor ve halkın alım gücünü önemli ölçüde düşürüyor.

Bölgedeki etkisi ve caydırıcılığı azaldı

İran, tüm bu gelişmelerin ortasında son zamanlarda bölgedeki müttefiklerinin aldığı darbelerle sarsıldı. İlk olarak İsrail'e karşı mücadele eden Hizbullah'ın aldığı darbelerle caydırıcılığının önemli bir parçasını yitirmesi ve sonrasında da Tahran'ın yıllarca mali ve askeri destek sağladığı Suriye rejiminin aralık ayında çökmesi, İran'ın bölge genelinde "direniş cephesi" olarak adlandırdığı ve kendi caydırıcılığının bir parçası olan eksen için büyük bir kayıp oldu. Bu gelişmeler de İran’ın bölgedeki etkisini ve caydırıcılığını uzun yıllar sonra ilk kez bu kadar ciddi şekilde tehdit ediyor.

Enerji zengini ülkede elektrik sıkıntısı

İran, bölgedeki nüfuzunun azalmasının yanında birçoğu Trump döneminde başlatılan kapsamlı yaptırımlardan kaynaklanan ekonomik sorunlar ve bunlarla bağlantılı olarak enerji sorunlarıyla da boğuşuyor. Dünyanın en büyük doğal gaz ve petrol rezervlerine sahip ülkelerinden biri olan İran, son aylarda ekonomik yaptırımların ağır baskısı, yetersiz altyapı yatırımları ve hızla artan enerji talebi nedeniyle tarihinin en ciddi enerji krizlerinden birini yaşıyor.

Enerji tedarikindeki aksaklıklar ve sanayi sektöründeki kesintiler, ülke ekonomisine milyarlarca dolarlık zarar verirken halkın günlük yaşamını ve temel altyapı hizmetlerini de doğrudan tehdit ediyor. Derinleşen enerji krizi, ülkeyi ekonomik olarak zorlarken tarım gibi hayati sektörler ile sosyal ve siyasi alanda dahil çok boyutlu bir çıkmazın eşiğine sürüklüyor.

İran hükümetine ait verilere göre, ülkede, günlük 350 milyon metreküplük doğal gaz açığı ve 17 elektrik santralinin devre dışı kalması nedeniyle sanayi üretiminde yüzde 30 ila 50 oranında bir düşüş yaşanacağı öngörülüyor. Bu durumun zaten büyük bir krizde olan İran ekonomisine milyarlarca dolarlık kayıp olarak yansıyacağından endişe ediliyor.

İran'ın iç meseleleri ve dış politikadaki belirsizlikler, halk üzerinde de derin bir etki oluşturuyor. 2025’in başlarında, hükümetin çeşitli ekonomik reformlar önerdiği görülse de dış baskıların ve iç ekonomik zorlukların bu reformların başarılı olup olmayacağını zorlaştıracağı düşünülüyor. İran, bu zorlu döneminde, hem iç politikada hem de uluslararası ilişkilerde çözüm arayışlarını sürdürüyor.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
ÇOK OKUNAN HABERLER