İstanbul
İstanbul'un Kağıthane ilçesinde yaşayan 63 yaşındaki Süleyman Bektaş, kamyon şoförlüğü yaparak geçimini sağladığı gençlik yıllarında model araçlara merak sardı.
Bitpazarları ve dükkanları gezerek model oyuncak araç toplamaya başlayan Bektaş, zamanla elindekileri koleksiyona dönüştürdü.
Oturduğu binanın giriş katını ofis olarak kullanan Bektaş, burayı model araçlarla süsleyerek adeta müze haline getirdi.
Bektaş'ın koleksiyonunda, klasik araçlardan çeşitli iş makinelerine, hava, kara ve deniz araçlarından askeri ve uzay araçlarına kadar farklı boyutlarda yaklaşık 800 model araç bulunuyor.
İlk aldığı parçadan itibaren koleksiyonuna eklediği her modelin cinsini, menşesini, nereden aldığını ve ücretini tek tek not alan Bektaş'ın koleksiyondaki Sovyet dönemine ait model uçaksavarın sertifikası da bulunuyor.
"Bir kere müptelası olduk"
Süleyman Bektaş, AA muhabirine, kamyon şoförlüğünü bıraktıktan sonra da model araç toplamayı sürdürdüğünü ve koleksiyonunu 24 yılda oluşturduğunu söyledi.
İlk zamanlar koleksiyon yapmak gibi bir niyetinin olmadığını belirten Bektaş, "Öyle bir ortam da yoktu. Bir aldık, bir daha aldık derken işte böyle oldu." ifadelerini kullandı.
Bektaş, "Taksici arkadaş, Feriköy'de bitpazarına bakmamı tavsiye etti. O zamanlar daha yeni açılmıştı. Bir kere müptelası olduk, ondan sonra artık her pazar oradayız, hala devam ediyor. Yeni araçlar geliyor ama eski tadı kalmadı, doyuma ulaştı, doldu artık. Hem yer kalmadı hem de değişik bir şey yok, modellerin hepsi aşağı yukarı var. 700-800'den fazla. İş makineleri, klasik arabalar, kamyonlar, askeri araçlar, deniz araçları, itfaiye araçları var. Gruplar çok. 1/18'leri, 1/24'leri, ufaklar, metaller, hava araçları, uçaklar, uzay araçları, her şey var. Hepsi ayrı bir değer, hiçbirinden ayrılmayı düşünemiyorum. En ufağından en büyüğüne, hepsi birbirinden güzel, değerli." diye konuştu.
Kanada üretimi sarı renkli kar küreme aracının modelini gösteren Bektaş, "Çok teferruatlı, çok detaylı. Onu gördüğümde çok heyecanlandım. Hala baktığım zaman ilk günkü heyecanı onda yaşıyorum. Kalitesi, teferruatı... Çok ince detaylara kadar girmişler." dedi.
İlk zamanlar klasik otomobil aradığını, daha sonra helikopter, itfaiye, iş makinesi, forklift gibi çeşitli model araçları topladığını vurgulayan Bektaş, koleksiyonundaki Sovyet dönemi araçların kendisi için ayrı bir yere sahip olduğunu, bu modellerin artık zor bulunduğunu kaydetti.
Bektaş, model araç tutkusunu şöyle ifade etti:
"Hastalık haline geldi. Cumartesi, pazar gününü zor bekliyorsun. Gidiyorsun, var mı, yok mu? Esnafla da haşır neşir olduk. Esnaf artık bazı şeyleri benim için ayırmaya başladı. Biliyor ki geleceğim, bakacağım. Satabileceğini de biliyor. Böyle bir ortam oluştu. Biz aramayı bıraktık, birileri bizim için ayırmaya başladı. Dolayısıyla iş çığırından çıktı, bu hale geldi ama çok güzel oldu. Hala toplamaya devam ediyorum."
En çok torunları ilgileniyor
Eşinden ve komşularından olumsuz tepki almamasına rağmen birçok kişinin kendisini, çocukluğunu yaşayamamış biri olarak gördüğünü söyleyen Bektaş, "Çocukken tahta arabayla, çamurla oynuyorduk. Oyuncak mı vardı?" dedi.
Koleksiyondaki parçaların geçmiş günleri hatırlattığını dile getiren Bektaş, "Senelerce hafriyatçılık, uzun yolda kamyonculuk yapmışım. İş makinesi, ekskavatörler, kepçeler, greyderler içinde yoğrulmuşum. Her yerde bağlantı kendiliğinden çıkıyor. O gördüğümüz nesneler oraya götürüyor bizi. Kamyonsa kamyona götürüyor, dozerse hafriyata götürüyor, helikopterse, uçaksa askere götürüyor veya yolculuğa çıktığın bir yere, bindiğin uçağa götürüyor. Sıkıntısı da yok. Alıyorsun, koyuyorsun duruyor. Bozulmuyor, akarı kokarı yok. Bir de değeri var. Şimdi bunları toplamaya kalksan maddi olarak büyük külfet. Bugün yeniden geçmişe dönsek yine başlarım, yine toplarım." diye konuştu.
Bektaş, çoğu kişinin koleksiyonculuğu "angarya" olarak gördüğünü veya "parası olanın yapacağı iş" olarak düşündüğünü ancak bu işin parayla ilgisi olmadığını kaydetti.
Koleksiyondaki parçaların temizliğini kendisinin yaptığını, bazen çocuklarının yardım ettiğini anlatan Bektaş, model araçların kapalı camekanlar içinde durduğu için çok tozlanmadığını, buna rağmen temizliğin dikkatli ve titizlikle yapılması gerektiğini belirtti.
Koleksiyonuna en çok torunlarının ilgi duyduğunu sözlerine ekleyen Bektaş, "Muhtemelen devamını getirirler. Hatta onlar işi daha profesyonel götürür." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com