Kişinev
Sandu, sosyal medya hesabından Gagauz Özerk Yeri'nin kuruluşunun 30. yılı vesilesiyle görüntülü mesaj paylaştı.
Gagauzları tebrik eden Sandu, 23 Aralık 1994'te Moldova Parlamentosunda Gagauz Özerk Yeri'nin özel hukuki statüsüne ilişkin yasanın kabul edildiğine dikkati çekerek, "Bu karar, ortak başarı ve yüzyıllara dayanan iyi ilişkilerimizin geleneğini sürdürüyor. Gagauzlar, Moldova ailesinin bir parçası olmaktan gurur duyuyor." değerlendirmesinde bulundu.
Moldova ve Gagauz halklarının ortak kaderi paylaştığına işaret eden Sandu, şunları kaydetti:
"Moldova, zor bir dönemden geçiyor. Moldova vatandaşları, Ukrayna'da yaşanan acımasız ve haksız savaş nedeniyle barışın paha biçilmez olduğunun farkında. Karşılıklı anlayışın sürdürülmesi ve ülkenin güvenliğinin sağlanması gerektiğinin bilincinde. Maalesef dürüst olmayan siyasetçiler, bu zor koşullarda insanlar arasında kavgalar yaratıyor."
Sandu, Gagauz halkını her zaman desteklediklerini ve bölgeye önem verdiklerini dile getirerek, "Tek ülke olduk ve olacağız. Hem Moldova'nın hem de ayrılmaz parçası olan Gagauz Özerk Yeri'nin ekonomik kalkınmaya ihtiyacı var. Birbirinden ayrı olarak refah sağlanamaz. Refah ancak tüm ülke için sağlanabilir. Bu ortak hedefimiz. Bu sorunu ancak birlikte çözebiliriz." dedi.
Bölgenin Gagauz dili ve kültürünün korunması amacıyla kurulduğunu belirten Sandu, Gagauz Türkçesini konuşanların azaldığı, Gagauz yönetiminin ise bu soruna ilgi göstermediği eleştirisinde bulunarak, "Gagauz Özerk Yeri'nde, yabancı jeopolitik hedeflere değil, Gagauz dil ve kültürünün Gagauzlar arasında yayılmasına hizmet edilmeli. Bölgenin Gagauz dilinin öğretilmesiyle ilgili programa ihtiyacı var." şeklinde konuştu.
Sandu, aile içi anlaşmazlıkların olabileceğini söyleyerek, "Lakin önemli olan, Moldovalıların Gagauzları, Gagauzların da Moldovalıları ailenin bir parçası olarak görmesi. Bu en temel unsur. Siyasi ve jeopolitik durum ne olursa olsun, biz bir bütünüz, Moldova da ortak evimiz." ifadelerini kullandı.
Gagauz Özerk Yeri, kuruluşunun 30. yılını kutladı
Moldova Cumhuriyeti'ne bağlı Gagauz Özerk Yeri'nin kuruluşunun 30. yılı vesilesiyle başkent Komrat'ta tören düzenlendi.
Törene, Gagauz Özerk Yeri Başkanı Yevgeniya Gutsul ve "Halk Topluşu" olarak adlandırılan yerel meclis Başkanı Dmitriy Konstantinov'un yanı sıra Türkiye’nin Komrat Başkonsolosu Adnan Hayal, belediye başkanları, İcra Komitesi temsilcileri, meclis üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.
Eski Gagauz Özerk Yeri başkanları İrina Vlah ve Mihail Formuzal ile eski Moldova Cumhurbaşkanı Vladimir Voronin'in de katıldığı tören, Moldova ve Gagauz milli marşlarının okunmasıyla başladı.
Başkan Gutsul törende yaptığı konuşmada, Gagauzların 30 yıl önce özerkliğe kavuştuğuna dikkati çekerek, "Moldova ve Gagauz halkları, 30 yıl öncesi uzlaşıya vararak, anlaşmayı ve diyaloğu seçti. O dönemdeki sorunlar barışçıl şekilde çözüme kavuştu." şeklinde konuştu.
Gutsul, Türkiye ile Rusya'nın, bölgenin özerkliğine kavuşmasında önemli rol oynadığını belirterek, "Dönemin Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel'e çok minnettarız. Demirel'in diplomasideki yeteneği ve uluslararası alandaki güçlü itibarı, 30 yıl önce Komrat ve Kişinev arasında anlaşmayla sonuçlanan müzakereleri etkiledi." değerlendirmesinde bulundu.
Bölge sisteminin 30 yıl içinde sıfırdan inşa edildiğini ve geliştiğini dile getiren Gutsul, bölgenin çeşitli halkları bir arada barındırma konusunda örnek olduğunu vurgulayarak, "Gagauz dili ve kültürü varlığını sürdürüyor." dedi.
Komrat ve Kişinev arasında mevcut ilişkileri değerlendiren Gutsul, Kişinev ile etkileşimde sorunlar yaşandığını ve bundan Moldova hükümetinin sorumlu olduğunu ifade etti.
"Gagauz Türkçesinin korunması önemli"
Gagauz Meclis Başkanı Konstantinov da 1994'te Moldova Parlamentosunda Gagauz Özerk Yeri'nin özel hukuki statüsüne ilişkin yasanın kabul edildiğine dikkati çekerek, "Bu yasa sayesinde bölgemiz varlığını sürdürüyor. Meselenin barışçıl şekilde çözülmesi için büyük çabaların sarf edildiğini unutmamalıyız." dedi.
Gagauz Türkçesinin korunmasının önemine de işaret eden Konstantinov, çocuklara Gagauz tarihinin öğretilmesi gerektiğini belirtti.
"Gagauzlar, ana dilini daha yaygın şekilde kullanmalı"
Türkiye’nin Komrat Başkonsolosu Hayal da konuşmasında, dönemin Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel'in Kişinev ile Komrat arasında arabulucu rolü üstlendiğini hatırlatarak, "Gagauz halkı, bizim için son derece önemli. Bölgenin Türkiye ile ilişkileri, soydaş ve kardeşlere yakışan düzeyde." değerlendirmesinde bulundu.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) 1994'ten itibaren Moldova'da faaliyetlerini sürdürdüğüne dikkati çeken Hayal, Türkiye'nin çeşitli projelerle Moldova ve Gagauz Özerk Yeri'nin gelişimine maddi ve siyasi katkıda bulunduğunu dile getirdi.
Hayal, "Gagauz bölgesi, kolay kolay kurulmadı ve zorluklarla karşı karşıya kaldı. Ancak bu toprakların özerk hale ne şekilde geldiğinin Gagauz gençlerimize ve gelecek nesillere anlatmamız gerekiyor." dedi.
Gagauz Türkçesinin korunması önemine işaret eden Hayal, "Ana dilini kaybeden toplumlar tarih içinde siliniyor. Yüzyıllara meydan okuyarak Gagauz Türkçesini yaşatan Gagauzlar, ana dilini daha yaygın şekilde kullanmalı." ifadelerini kullandı.
Başkonsolos Hayal, Kişinev ve Komrat arasındaki ilişkilere yönelik ise "Moldova ve Gagauz yönetimi arasındaki meselelerin karşılıklı anlayış ve saygı çerçevesinde ele alınması gerektiğini düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Bölgenin gelişimine katkıda bulunanlara ödüllerin takdim edildiği tören, konserle devam etti.
Gagauz Yeri Özerk Bölgesi'nin kuruluşu
Moldova'nın güneyinde "Bucak" olarak adlandırılan bölgede yaşayan Gagauz Türkleri, Sovyetler Birliği'nin dağılması sürecinde 19 Ağustos 1990'da Gagauz Cumhuriyeti'ni ilan etmişti. Herhangi bir ülke tarafından tanınmayan cumhuriyet, kendi varlığını 1994'e kadar sürdürmüştü.
Gagauz Özerk Yeri ise 23 Aralık 1994'te Moldova Cumhuriyeti sınırları içerisinde kurulmuştu.
Toprak bütünlüğü olmayan bölge, başkent Komrat, Çadır Lunga ve Valkaneş olmak üzere 3 şehir ve 26 köyden oluşuyor.
Gagauzlar, 1994’te Türkiye’nin de katkısıyla kazandığı özerklik haklarını ve Gagauz Türkçesini zamanla kaybetme endişesi taşıyor.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından "Tehlikedeki Dünya Dilleri" listesine 2010'da alınan Gagauz dilinin korunması ve yaşatılması, Gagauz halkının varlığı için önem teşkil ediyor.
Oğuz boyundan gelen Hristiyan Gagauz Türkleri, stratejik ortaklık düzeyine taşınan Türkiye ve Moldova arasındaki ilişkilerde önemli bağ vazifesi görüyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com