İstanbul
Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim ve Afet Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Beyoğlu'nda bir otelde yapılan toplantıda, geçmişte dünya nüfusunun yüzde 3'ü kentlerde yaşarken, şu anda kent nüfuslarının yüzde 60'lara vardığını söyledi.
Kentlerdeki nüfus yoğunluğu göz önüne alınarak afetlerin iyi yönetilmesi gerektiğini belirten Ersoy, hem karada hem denizde kaynakları kendisine yetebilecek önemli ülkelerden Türkiye'nin deprem riskine dikkati çekti.
????Ersoy, "Alp Himalaya deprem kuşağı üzerindeyiz. Bundan dolayı ülkemizde çok yıkıcı, can kayıpları açısından çok ciddi afetler yaşıyoruz. En son 6 Şubat depremleriyle 50 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu afet için şöyle bir terim kullanıldı, 'yüzyılın afeti.' Bence bu yanlış bir terim. Doğrusu ne? Bu, Türkiye'nin yaşadığı, son bin yılda en büyük afetlerden biri." diye konuştu.

6 Şubat 2023 depremleri gibi etkisi ve alanı geniş afetlerde krizi değil riski yönetmek gerektiğini ifade eden Ersoy, "Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi" ile ortaya konulan eylem planlarının 2015 ile 2030 arasındaki dönemde uygulanması için ülkelere düşen görevlere değindi.
Ersoy, şunları kaydetti:
"4 önemli eylem planı var. Türkiye de bunları uygulaması gereken ülkelerden biri. Birincisi, riskimizi anlamak. Yani bizi bekleyen tehlikeler neler, bu tehlikeler ortaya çıktığı zaman bize ne gibi zarar verir? Bunu anlamak tehlikenin ne kadar büyük olduğunu anlamaktır. Eylem planları yapmak gerekiyor. Bu eylem planları çerçevesinde riski azaltmak için bazı planlar uygulanmalı ve bunun sonunda dayanıklılığın artması gerekiyor. En sonunda da iyi bir afet müdahale planınızın olması için bazı hazırlıklar yapılması gerekiyor. Eksiklerimizin, almamız gereken derslerin yerine getirilmesi gerekiyor. Şu anda dünyada hemen hemen tüm ülkeler bunun üzerine çalışıyor."
Gelişmiş ülkelerde afet yönetiminin başarılı olmaya başladığını ve can kayıplarının azaldığını dile getiren Ersoy, bunun sadece arama kurtarmayla açıklanacak bir şey değil, ciddi bir yatırım meselesi olduğunu söyledi.
Ersoy, afet yönetimini iyi anlayan nesle ihtiyaç olduğunu belirterek, afetlerin uzaktan izlenecek olaylar olmadığını ve çok önem verilmesi gerektiğini vurguladı.
Afetlerle baş etmenin milli bir görev olduğunu dile getiren Ersoy, "Marmara Depremi'ni konuştuğumuzda, bir milli güvenlik sorunundan söz ediyoruz demektir. Türkiye bir deprem ülkesi. İstanbul gibi depremini bekleyen çok şehrimiz, yerimiz var. Marmara niçin önemli? Türkiye nüfusunun üçte biri burada yaşıyor. Yapı stokunun çok önemli kesimi ve kültürel yapılarımız burada. Gayri Safi Milli Hasıla'nın önemli kesimi buradan elde ediliyor. Marmara'daki bir deprem Türkiye'yi değil dünyayı etkiler." ifadelerini kullandı.
TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel ise benzer şiddetteki afetlerin çok hafif kayıplarla atlatıldığı ülkelerde, afet bilincinin çok küçük yaşlardan başlayarak tüm toplumda yerleştiğini belirtti.
Şenel, "Ülkemizde de bu bilincin yerleşmesi gerekiyor. NADMEX Afet Yönetimi Fuarı ve Zirvesi de bu gereklilikten doğdu. Amacımız gerek fuarı gerekse zirveyi büyüterek devam ettirebilmek, sürdürülebilirliğini sağlamak." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com