Ankara
Milli Eğitim Bakanlığının davetiyle Ankara'daki Aziz Sancar Eğitim Kampüsü'nün açılış törenine katılmak üzere Türkiye'ye gelen tıbbi biyoloji ve genetik uzmanı Serakıncı, kendisini "manevi kızım" diye nitelendiren Aziz Sancar'ın bilinmeyen yönleri ve kanser üzerine son bilimsel buluşuna ilişkin sorularımızı cevapladı.
Serakıncı, Sancar ile Nobel ödülünü aldıktan sonra tanıştıklarını belirtti. Bu süreçte farklı e-posta adresleri kullanan Sancar'ın, doğru adresine ulaştığında kendini tanıtarak KKTC'ye davet ettiğini ifade etti.
Sancar'ın kendisinin yazdığı e-postayı fark ettiğini ve kendini, bilimsel çalışmalarını araştırarak dönüş yaptığını aktaran Serakıncı, sonrasında "ritmik saat (sirkadyen saat)" başta olmak üzere bilimsel çalışmaları üzerine diyalog kurmaya başladıklarını anlattı.
Moleküler biyoloji ve genetik üzerine yaptığı araştırmaları Sancar'ın takdir ettiğini söyleyen Serakıncı, şunları söyledi:
"Bu konuşmalarımızda, babamın Erenköy Gazisi olduğunu öğrendi ve ayrı bir sempatisi oldu ve kendisini KKTC'ye davet ettim. Bu arada Sancar hocamız, babama hayranlık duyduğunu ve saygılarını iletti.
Hem Danimarka'daki hem de KKTC'deki bilimsel araştırmalarımı da takdir ettiğini ve bilimsel araştırma yapmak isteyen Türk kızlarına bir rol model olduğumu da söyledi.
2018'de KKTC'de geçirdiği sürede gerçekten çok güzel diyaloğumuz oldu ve baba-kız olduk. O gün bugündür sık sık, bazen haftada bir diyaloğumuzu devam ettiriyoruz."
Aziz Sancar'dan çok şey öğrendiğini dile getiren Serakıncı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aziz hocamızı bir tek kelime ile tanımla derlerse 'azim' derim. Gerçekten bilimde azmetmiş, ABD'ye gitmiş ve sonunda Nobel ile sonuçlanan bir hayatı oldu.
Gerçekten çok çalışıyor. 'Gençken 18 saat çalışırdım, şimdi artık yaşlandım, 12 saat çalışıyorum' diyor. O aslında bizlere ve bizden de genç olanlara çok güzel bir örnek.
Bir gün hocaya 'Sıkıldığınızda ne yaparsınız' diye sordum. 'Sıkıldığımı fark ederim, kendimi zorlarım ama sıkılganlığımı geçirip devam ederim ki sıkıldığımı unutayım' diye cevap verdi. Böyle bir yaklaşımı var."
Kendisine Sancar hocayı örnek aldığını vurgulayan Serakıncı, şöyle konuştu:
"Bir bilimsel çalışmamda, 6 ay boyunca bir türlü sonuca ulaşamadım ve 6 ay boyunca her sabah deneyi tekrarladım ve sonunda bilimsel veriye ulaştım. 2017'de KKTC ziyaretinde geçirdiğim süreçte yakından tanıdım.
Zekasına herkes gibi ben de hayrandım ama kişiliğine, sabrına, mütevazılığına da hayran oldum. Pek çok noktada o ziyaretten sonra çok değiştiğimi söyleyebilirim.
Daha oturaklı ve sakin olmayı öğrendim kendisinden. Herkesin keşke imkanı olsa da şöyle sadece tanımak için tanıyabilse Sancar hocamızı. Bir bilim insanı olarak zekasıyla, duruşuyla, başarılarıyla evet ama kişiliğiyle gerçekten tanınması, takdir edilmesi gereken biri.
İki çocuğum var, onlara 'torunum' der, her konuşmamızda mutlaka onları sorar, fotoğraflar ister. Günlük yaşantımızı konuşuruz. Zamanla benzer özellik ve görüşlerimiz arttı. Esas baba kız aile sohbetleri yaparız, bilimde de sohbetlerimiz de var."
"Buluşunun belli kısımlarının Türkiye'de yapılabilmesi için birtakım diyaloglara girdi"
Sancar'ın kansere ilişkin yeni bir bilimsel araştırma metodunu Türkiye'ye taşıma müjdesi vermesine ilişkin Serakıncı, "Buluş beyin kanserleri üzerine ve daha çok yeni, şu an klinik deney aşamasında olmamakla birlikte o seviyeye gelebilecek, onun kapılarını açabilecek seviyede. Buluşunun belli kısımlarının Türkiye'de yapılabilmesi için birtakım diyaloglara girdi. Detayları kendisi verecektir" dedi.
"Sancar'ın buluşu sizi heyecanlandırdı mı?" sorusu üzerine Serakıncı, "Çok heyecanlı bir çalışma. Başarılı olacağına çok inandığımız bir buluş. Türkiye ziyaretinde buluşu üzerine biraz konuştuk" dedi.
Sancar'ın Türkiye'yi, Türk Cumhuriyetlerini, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni çok sevdiğinin altını çizen Serakıncı, şunları kaydetti:
"ABD'ye giden öğrencilere kendi alanında yardımcı olmaya çalışıyor. İdealinde, Türkiye'de bir şeyler yaptırmak var. Türkiye'de bilimde, eğitimde, her alanda ciddi gelişmeler var ve Aziz hocamız Türkiye'ye son gelişinde 'Benim zamanımda, bu gelişmeler, bu üniversiteler, bu bilimsel altyapı olsaydı belki de ABD'ye gitmezdim' dedi. Aynı şey benim için de geçerli."
Prof. Dr. Nedime Serkancı, Aziz Sancar'ın Ankara'da kendi adının verildiği kampüsün girişindeki duvardaki biyografisinin sonunda "En büyük hayalim, Türk dünyasının birliğini görmek isterim" sözlerini koydukları için Milli Eğitim Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti görevlilerine büyük şükranlarını ilettiğini söyledi.