ST. PETERSBURG
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu (SPIEF) çerçevesinde düzenlenen ve yaklaşık 4 saat süren "ana oturumda" gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ukrayna'nın "kapitülasyonu" için uğraşmadıklarını dile getiren Putin, "Sahadaki gerçeklerin kabul edilmesini talep ediyoruz." ifadesini kullandı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu (SPIEF) çerçevesinde düzenlenen ve yaklaşık 4 saat süren "ana oturumda" gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ukrayna'nın "kapitülasyonu" için uğraşmadıklarını dile getiren Putin, "Sahadaki gerçeklerin kabul edilmesini talep ediyoruz." ifadesini kullandı.
Putin, Rus ordusunun Ukrayna'nın Sumi bölgesindeki ilerleyişine ilişkin konuşarak "Sınır boyunca güvenlik bölgesi oluşturmak zorundayız. Çünkü onlar (Ukraynalı askerler) sürekli oradan topçu ve insansız hava araçlarıyla saldırı düzenliyor." dedi.
Sumi bölgesindeki derinliğin 10 ila 12 kilometre civarında olduğunu ve ilerisinde de bölge merkezi Sumi kentinin bulunduğunu anlatan Putin, "Sumi'yi alma hedefimiz yok ancak bunu göz ardı etmiyorum." diye konuştu.
Panel moderatörünün, Rus ordusunun Ukrayna'da ne kadar ilerlemeyi planladığına yönelik sorusunu yanıtlayan Putin, "Rus ve Ukrayna halklarının tek halk olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda tüm Ukrayna bizim. Rus askerinin ayak bastığı yer bizim." ifadelerini kullandı.
Ukrayna'nın, Rusya'ya karşı "kirli bomba" kullanma ihtimaline ilişkin konuşan Putin, "Elimizde bunu teyit eden bilgi yok. Ancak Ukrayna'nın kirli bomba kullanması devasa bir hata olur. Nükleer doktrinimiz, aynı şekilde ve her zaman yanıt verilmesini öngörüyor. Buna yanıtımız çok sert olur ve Neo-Nazi rejimi için felakete yol açar." dedi.
Putin, 3. Dünya Savaşı'nın çıkma ihtimaline dair endişe duyup duymadığına yönelik bir soruya da "Bundan endişe duyuyorum, ihtimal artıyor. Özellikle de Ukrayna'daki askeri çatışmalar ve Orta Doğu'da yaşananlar, İran'daki gelişmeler ve olası riskleri göz önünde bulundurduğumuzda." cevabını verdi.
"Ekonomide resesyona izin verilmemeli"
Panelde Rus ekonomisine dair değerlendirmelerde bulunan Putin, ekonominin dengeli bir şekilde büyüme sürecine girmesinin önemli olduğunu vurguladı.
Dengeli büyüme sürecinin ise ılımlı enflasyon ve düşük işsizlik oranı içermesi gerektiğini kaydeden Putin, "Aynı zamanda, bazı uzmanlar, (Rusya'da) ekonomik durgunluk ve hatta resesyon risklerine işaret ediyor. Buna hiçbir koşulda izin verilmemelidir." dedi.
Putin, Rus ekonomisinin yüksek teknolojiyi daha fazla kullanması gerektiğini de vurgulayarak, geliştirilen dijital rublenin geniş kitlelerin kullanımına sunulacağını belirtti.
Rus ordusunu da modern teknolojilerle donatmayı planladıklarını aktaran Putin, "Dost ülkelerle askeri-teknik işbirliğini geliştirmeyi amaçlıyoruz. Sadece silahların tedariki veya modernizasyonu değil, aynı zamanda ortak projeler, personel eğitimi ve anahtar teslim işletmelerin ve üretim tesislerinin oluşturulmasından da bahsediyorum." ifadelerini kullandı.
Rusya ve Çin'in, yeni bir dünya düzeni oluşturmadığını söyleyen Putin, "Biz bunu sadece resmileştiriyoruz, çünkü bu değişim doğal bir şekilde ortaya çıkıyor." diye konuştu.
"(İsrail'in Hamaney'i öldürme tehdidi) Bunun söylemde kalmasını diliyorum"
İsrail'in İran'a şiddetli saldırılarıyla başlayan çatışmaya dair değerlendirmelerde bulunan Putin, İsrail'in İran lideri Hamaney'i öldürme tehdidine ilişkin, "Bunun söylemde kalmasını diliyorum. Rusya, her zaman her ülkenin güvenliğinin, başka bir ülkenin güvenliğine zarar verilmemesi şartıyla sağlanmasından yana." ifadelerini kullandı.
Putin, bölge ülkeler ve Küresel Güney’in İsrail ile İran arasındaki gerginlik seviyesinin düşürülmesinde rol oynayabileceğini belirterek, "Bir taraftan İran, uranyum zenginleştirme ve barışçıl nükleere sahip olma hakkını savunuyor. Diğer taraftan İsrail, kendi güvenliğinin sağlanması konusunda ısrar ediyor. Her iki ülke için kabul edilebilir çözümler bulunabilir. Küresel Güney ve bölge ülkeleri, çözümün bulunması sürecinde yardımcı olabilir. Görüşüme göre, çözüm var." dedi.
Hem İsrail hem de İran tarafıyla sürekli temas halinde olduklarını dile getiren Putin, "Meselenin çözümüne dair bazı tekliflerimiz var. Arabulucu olmak için uğraşmıyoruz, sadece fikirler teklif ediyoruz. Eğer bu teklifler, her iki taraf için uygun olursa, bundan memnuniyet duyarız. Fikirlerimizin hayata geçirilmesini istiyoruz." şeklinde konuştu.
"Buşehr Nükleer Enerji Santrali'nden personelimizi tahliye etmiyoruz"
Rusya’nın İran ile dost ilişkileri olduğuna dikkati çeken Putin, "Bu bağlamda, her zaman tüm yükümlülüklerimizi yerine getiriyoruz. İran'ın barışçıl nükleer enerji alanındaki çıkarları dahil, meşru çıkarları için verdiği mücadeleyi destekliyoruz. Biz her zaman bu yaklaşımı benimsedik. Bu konudaki pozisyonumuz değişmedi." ifadelerini kullandı.
Vladimir Putin, Batı basınında, Moskova’nın bu meseleye müdahil olmamasıyla ilgili yer alan eleştirilere ilişkin ise şöyle konuştu:
"Daha fazlasını yapmamızı kim söylüyor? Neyi yapmamız gerekiyor? Askeri operasyon yapmamız mı isteniliyor? Zaten Rusya, kendisine tehdit oluşturanlara karşı askeri operasyon yürütüyor. Biz İran’ın barışçıl nükleere sahip olma hakkını savunuyoruz. Bunu sözle değil, somut eylemlerle yapıyoruz. İran’da Buşehr Nükleer Enerji Santrali'ni inşa ettik. İki nükleer santralin daha inşa edilmesi için anlaşma yaptık. İran ile etrafındaki zorluklara ve tehlikeye rağmen, bu yöndeki çalışmaları sürdürüyoruz. Personelimizi oradan tahliye etmiyoruz."
İsrail ve ABD ile temaslarında nükleer santraldeki Rus uzmanlarının güvenliğini dile getirdiğini kaydeden Putin, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun buna katıldığını, ABD Başkanı Donald Trump’ın taleplerin yerine getirileceğine dair söz verdiğini bildirerek, "Bu, İran’ı doğrudan desteklediğimiz anlamına geliyor." ifadesini kullandı.
İran’daki nükleer tesislerin etrafındaki durumun endişe verici olduğunu vurgulayan Putin, "Bunun nereye varabileceği konusunda endişeliyiz." dedi.
Putin, İsrail’e eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinden (SSCB) ve Rusya’dan göç eden yaklaşık 2 milyon kişinin yaşadığına dikkat çekerek, bugün İsrail’in Rusça konuşulan bir ülke haline geldiğini ve bunun Moskova tarafından dikkate alındığını ifade etti.
Putin, Arap ve İslam dünyasıyla dostane ilişkiler, stratejik ortaklıklar ve müttefiklik bağları kurduklarının altını çizdi.
Oturuma, Rusya Devlet Başkanı Putin'in yanı sıra Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, Güney Afrika Cumhurbaşkanı Yardımcısı Paul Mashatile, Çin Başbakan Yardımcısı Ding Şüeşiang ve Bahreyn Ulusal Güvenlik Danışmanı ve Kraliyet Muhafızları Komutanı Prens Nasır bin Hamad bin İsa Al Halife katıldı.
"Bölgedeki çatışmayı üzüntüyle takip ediyoruz"
Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto burada yaptığı konuşmada, Orta Doğu’daki duruma değinerek, "Bölgedeki çatışmayı üzüntüyle takip ediyoruz. Tarafların, meseleyi barış yoluyla çözeceğini umuyoruz." dedi.
Kanada'da düzenlenen G7 Zirvesi yerine SPIEF'e katıldığına dikkati çeken Subianto, şöyle konuştu:
"G7’ye saygı duymadığım için değil, bu foruma bağlı kaldığım için bunu yaptım. Çünkü bu foruma katılacağımı, G7’den davetiye gelene kadar duyurmuştum. Burada gizli bir şey aramayın. Ülkemizin dış siyaseti çok basit, bin dost az, bir düşman çok. Endonezya herkesle dost olmak istiyor."
"Rusya ile ABD'nin temasları yeniden başlatması tüm dünya için faydalı"
Çin Başbakan Yardımcısı Ding de, Rusya ve ABD arasında diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.
İki ülkenin dünyanın önde gelen güçleri ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri olduğuna dikkati çeken Ding, "Bu ülkeler arasında temasların olmaması anormal. Rusya ile ABD'nin temaslarını yeniden başlatması, tüm dünya için faydalı. Bu, uluslararası durumun istikrara kavuşmasına ve dünya ekonomisinin yeniden kurulmasına katkıda bulunuyor" dedi.
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Yardımcısı Paul Mashatile de Afrika'nın Küresel Güneyin merkezi haline geldiğini ifade ederek, "Dünya çok kutuplu dünya düzenine geçiş yapıyor. Çok kutupluluğun, dünyadaki tüm ülkeler için sürdürülebilir kalkınmayı sağlayacağından eminim. Afrika, diğer devletlerle eşit şekilde ortak olmak istiyor ve sesinin uluslararası örgütlerde, gezegenin kaderini etkileyen kararlarda daha fazla duyulması gerektiğini düşünüyor." ifadelerini kullandı.
Bahreyn Ulusal Güvenlik Danışmanı Al Halife ise tüm ülkelerle dost olmak istediklerini dile getirerek, "Çatışan ülkeler arasında köprü olmak istiyoruz. (Rusya-Ukrayna arasındaki) barış müzakerelerine ev sahipliğini yapmaktan memnun oluruz" dedi.