Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır: Antarktika'da Yakın Uzay Gözlem İstasyonu kuruldu

ÇOK OKUNAN HABERLER
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır: Antarktika'da Yakın Uzay Gözlem İstasyonu kuruldu

Bakan Kacır, "Ulusal Kutup Bilim Stratejimizin öncelikli alanlarından biri olan 'Uzaya Bakış' perspektifiyle kurulan Yakın Uzay Gözlemi İstasyonu ile ülkemizin beyaz kıtada yürüteceği bilimsel çalışmalara ivme kazandırıyoruz." dedi.

İstanbul

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin uzay alanındaki projeler için iyi bir çalışma ve laboratuvar alanı olan Antarktika'daki varlığını güçlendirmeye, Milli Uzay Programı hedefleri doğrultusunda uzay bilimi alanındaki kabiliyetlerini geliştirmeye devam edeceklerini bildirdi.

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde ve TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonunda düzenlenen 9. Ulusal Antarktika Bilim Seferi devam ediyor.

Sefer kapsamında, Türkiye'nin araştırma kampının bulunduğu Horseshoe Adası'nda çok düşük frekans yakın uzay gözlemleri için istasyon kuruldu.

"Ulusal Kutup Bilim Stratejisi" kapsamında ulusal ve uluslararası boyutta önem arz eden ve "Uzaya Bakış" teması açısından da önemli olan uzay gözlemi istasyonuyla gelecekte Türkiye'nin Beyaz Kıta'da bulunan bilimsel araştırma kampında yapılacak çalışmaların geliştirilmesine katkı sağlanması hedefleniyor.

Milli Uzay Programı kapsamındaki hedefler doğrultusunda kutup bölgelerinde yapılan proje çalışmaları ve araştırmalar, Türkiye'nin bu konulardaki yeteneklerini geliştirmesinin bir yöntemi olarak görülüyor. Aynı zamanda Antarktika, bilim insanları tarafından uzay alanındaki projeleri için çalışma ve laboratuvar alanı olarak nitelendiriliyor.

"Antarktika'daki varlığımızı güçlendirmeye devam edeceğiz"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, konuya ilişkin sosyal medya platformu X'te yaptığı açıklamada, Ulusal Kutup Bilim Stratejisi'nin öncelikli alanlarından biri olan "Uzaya Bakış" perspektifiyle kurulan Yakın Uzay Gözlemi İstasyonu ile Türkiye'nin Beyaz Kıta'da yürüteceği bilimsel çalışmalara ivme kazandırdıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Uzay alanındaki projeler için iyi bir çalışma ve laboratuvar alanı olan Antarktika'daki varlığımızı güçlendirmeye, Milli Uzay Programı hedefleri doğrultusunda uzay bilimi alanındaki kabiliyetlerimizi geliştirmeye devam edeceğiz."

"Son zamanlarda yakın uzay çalışmaları önem kazandı"

İstasyon kurulduktan sonra alınan veriler doğrultusunda ilk şimşek, Meksika Körfezi, Mexico City'nin doğusundan, 68 güney enleminde bulunan Horseshoe Adası'nda kayıt altına alındı.

Antarktika'da uzun yıllar bilimsel çalışmalar yürüten, 1994'te de Antarktika İsimleri Danışma Komitesince "üst atmosferik olayların incelenmesinde uluslararası katkı sağlaması" sebebiyle Kempe Dağı'nın 1,15 mil batısında, 2 bin 451 metreye yükselen bir zirveye "İnan Tepesi" olarak soyadı verilen bilim insanı Prof. Dr. Umran Savaş İnan, Horseshoe Adası'nda kurulan istasyon hakkında, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

İnan, yakın ve uzak uzayın olduğunu, uzak uzayın astrofizik ve başka gezegenleri ifade ettiğini belirterek, "Başka galaksiler, oralardaki başka yıldızlar ve içinde insan olup veya olmayacağını hep merak ettiğimiz başka gezegenler... Halbuki yakın uzay dediğimiz zaman dünyanın etrafındaki uzay yani bir yerde atmosferin uzantısı gibi bir şey oluyor. Yani, bu bölgede şimdilerde olağanüstü önem kazanmaya başladı." dedi.

Bölgede çalışmaya başladığı zaman yakın uzay çalışmalarının biraz daha merak güdülen çalışmalar olduğunu ve uygulama açısından henüz zamanı gelmemiş bir konumda bulunduğunu ifade eden İnan, "Radyasyon kuşakları tabii yakın uzayda var. Radyasyon kuşakları da uzaya atılan ve elektronik haberleşme ve gözleme görevlerini yapan uyduların yaşam ömürlerini belirleyen bir şey. Radyasyondan dolayı elektronik cihazlar, teçhizatlar çalışmamaya başlıyor belli bir süre sonra ve onları yenilemek gerekiyor." şeklinde konuştu.

İnan, son zamanlarda yakın uzay çalışmalarının önem kazandığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Elon Musk 4 bin tane uydu attı. Starlink, bunu 6-7 bine çıkaracağını söylüyor. Uyduların büyüklüğü giderek büyüyor. Dolayısıyla bu yakın uzay elektronik ve teknolojik yaşamımızın önemli bir parçası olan bir yer. Buranın fiziksel olaylarının anlaşılması da giderek daha çok öneme kazanmaya başladı. Burada elektronlar, protonlar ve elektromanyetik dalgalar var. Bunların artmaları, azalmaları, bunların sallanmalarıyla uyduların teknolojik olarak nerede oldukları devamlı değişiyor. Dolayısıyla bizim çalışmalarımız da buradaki elektromanyetik dalgalarla ve buraya şimşek çakmalarından oluşan elektromanyetik dalgaların bu bölgelere yayılımı ile oradaki elektronların ve protonların etkileşimlerini inceliyor."

"Dünyada herhangi bir saniyede 50 ila 60 şimşek çakıyor"

Prof. Dr. İnan, Antarktika'daki Horseshoe Adası'nın olduğu bölgenin daha önce yıllarca çalışmalar yaptığı Palmer İstasyonu'na 370 kilometre mesafede olduğunu aktararak, "370 kilometre mesafe olunca gözlenen şeylerin hem zamanda değişimi hem de uzamsal değişimini yakalamış olacağız. Bunu ilk defa yapacağız." diye konuştu.

Antarktika'daki Palmer İstasyonu'nda çok güzel verilerin toplandığını, incelendiğini ve yüzlerce bilimsel yayının yapıldığını anımsatan İnan, şöyle devam etti:

"Şimdi Horseshoe Adası'nda yapılan gözlemlerle Palmer'da yapılacak ve yapılmakta olan gözlemleri karşılaştırınca, bu sefer hem zamanda değişimini hem de ne kadar büyük bir yeri kapsadığını ölçümleyebileceğiz. Horseshoe Adası'nda yapılan gözlemlerle uzamsal değişimini ölçümleyebileceğiz, çok heyecan verici, en ön planda bir çalışma olacak diye bekliyoruz."

İnan, dünyanın etrafındaki radyasyon kuşaklarındaki elektron yoğunluğunun olduğunu ifade ederek, "Çok yüksek enerjili elektronlar var ve bunlar işte uydudaki elektronik teçhizatın içinden geçiyorlar. Transistörler var mesela elektronik teçhizatta. Bunların yükseltme kat sayıları oluyor. Radyasyona maruz kaldıkları zaman bu yükseltme kat sayısı zamanla azalıyor ve azalınca çalışmamaya başlıyor. Yani bir haberleşme uydusu attığın zaman diyelim ki 3-4 sene sonra tekrar atmak mecburiyetinde kalıyorsun." değerlendirmesini yaptı.

Dünyada herhangi bir saniyede 50 ila 60 şimşek çaktığı bilgisini veren İnan, şunları kaydetti:

"Herhangi bir saniyede, arka arkaya çakıyor ve herhangi bir an da 2 bin tane şimşekli fırtına var şu anda dünyada. Dolayısıyla çok korkunç bir kaynak bu. Şimşek iyi çalışıyor esasında çünkü radyasyon yoğunluğunu azaltıyor ve elektronlarla etkileştirmeyi yaptığı zaman elektronları iyonosfere çökeltiyor. İyonosfere çökeldiği zaman o sistemden çıkıyorlar radyasyon kuşaklarındaki uyduları etkileyemez hale geliyorlar. Bu dengeyle duruyor zaten radyasyon kuşakları. Ama ani artmalar ve güneşten dolayı ani yükselmeler falan olduğu zaman da bunları bilmemiz, anlamamız lazım. Hayat, yaşam sürelerini bilmemiz lazım elektronların. 'Ne kadar büyük bir kayıp hızıyla şimşek bunları indirebiliyor bu uzaydan?' diye soruları biz bilimsel olarak adresliyoruz. Horseshoe'daki ölçümlerimiz de onu adresliyor zaten."

"Uyduların ömürlerini uzatmak hem maliyet hem de kullanım açısından daha uygun olacak"

Koç Üniversitesi'nde yüksek lisans öğrencisi olan sefer katılımcısı Emre Taşkıran da Horseshoe Adası'na araştırma kapsamında VLF antenleri kurduklarını, araştırmaların şimşek kökenli olan ve yakın uzayda yayılan elektromanyetik dalgaları gözlemlemek üzerine olduğunu söyledi.

Taşkıran, Prof. Dr. İnan'ın 30 yılı aşkın deneyimiyle dünyanın farklı noktalarına bu ve benzer antenleri kurduğunu anımsatarak, "Biz de bir örneğini Horseshoe Adası'nda, yaklaşık 60 metre rakımda, 4,5 metre uzunluğunda kurduk. Antenimizde elde ettiğimiz erken verilere bakacak olursak, gürültü olarak belki de kurduğumuz en gürültüsüz ortam olarak nitelendirebilirim. Aslında saniyede dünyamızda 60'a yakın şimşek çakıyor ve biz bu şimşeklerin birçoğunu gözlemleyebiliyoruz." diye konuştu.

Radyasyon kuşaklarının dünyanın atmosferinde yer alan ve yüksek enerjili parçacıkların çok hızlı hareket ettiği kuşaklar olarak nitelendirildiğini aktaran Taşkıran, şöyle devam etti:

"Bu kuşaklar genellikle uzayda bulunan uydularımızı tahrip etmekte ve uydularımızın ömürlerini azaltmakta. Uyduların ömürlerini uzatabilirsek, dünyamız uydulara daha bağlı olduğu için uyduların ömürlerini uzatmak hem maliyet hem de kullanım açısından bizim için daha ucuz, uygun olacak. Bu sebepten dolayı araştırmalarımız önem arz etmektedir."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
ÇOK OKUNAN HABERLER