Sosyal medya uyuşturucu ticaretinde pazar haline geldi

ÇOK OKUNAN HABERLER
Sosyal medya uyuşturucu ticaretinde pazar haline geldi

Uyuşturucuyu normalleştiren ve teşvik eden sosyal medya içerikleri gençler arasında tehlikeli etkiler zinciri oluştururken bunun ticaretini gizlemek adına uyuşturucu türleri için internette farklı kod adları kullanıldığı bildirildi.

İstanbul

Hayatın her alanına etki eden sosyal medyadaki bazı fenomenlerin madde bağımlılığını özendirici, normalleştirici ve teşvik edici paylaşımları gençler arasında uyuşturucuyu kullanılabilir ve ulaşılabilir gösteriyor.

Bazı uyuşturuculara "Esra" ve "Leyla" gibi kod isimlerin verilmesi sosyal mecraların madde satışı noktasında adeta bir pazar haline getirildiğini gözler önüne seriyor.

Bilişim Uzmanı Osman Demircan, AA muhabirine, uyuşturuculara verilen birçok farklı ismin hayatın rutin akışına ve kişilerin bilinçaltına yapay zeka sayesinde dahil edildiğini söyledi.

Uyuşturucuların dijitalde pazarlanması için yapay zekayla şarkılar ve çeşitli görseller üretildiğini anlatan Demircan, "Bu şarkılar dinlendiği zaman, o uyuşturucuların isimleri doğrudan zihnimize kazınıyor. Bu isimler piyasada da biliniyor. Bunların yanında yine sosyal medyanın bir parçası olarak kullandığımız mesajlaşma uygulamaları var. Bu mesajlaşma uygulamalarının içerisinde gruplar oluşturulabiliyor. Uyuşturucuyu talep eden kişi ya da satanlarla iletişim kurmak isteyenler, herkesin bulunduğu bir pazarın içerisinde kendini birdenbire bulabiliyor." diye konuştu.

Demircan, uyuşturucu satıcılarının sosyal medya mecralarında uygulanan güvenlik kurallarını çok iyi bildiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Birçok sosyal medya platformunda, 'uyuşturucu' yazdığınız zaman hesabınız kapatılabilir ve mesajınız karşıya gönderilmez. Bunu bildikleri için de Leyla, Esra veya daha farklı isimlerle uyuşturucuların isimlerini eşleştiriyorlar ve pazarlamasını da bu yöntemle yapıyorlar. Örneğin 'Esra ile bu akşam buluşmak istiyorum, nerede olduğunu biliyor musun?' gibi bir cümle aslında 'Ben uyuşturucu satın almak istiyorum. Bu akşam buluşalım' gibi bir cümle anlamına geliyor olabilir."

Ailelerin çocuklarını zararlı sosyal medya içeriklerine karşı korumaları gerektiğinin altını çizen Demircan, ebeveynlerin çocuklarını sosyal dünyada yalnız bırakmamaları gerektiğini anlattı.

Demircan, "Nasıl bir parkta çocuğunuzu yabancı bir kişiyle konuşurken gördüğünüzde koşa koşa yanına gidip o kişinin kimliğini sorguluyorsanız, sosyal medyada da kimlerle konuştuğunu takip etmeli ve konuştuğu kişilerle ne tür konuşmalar yaptığını bilmelisiniz." ifadesini kullandı.

Madde satıcılarının sanal dünyayı satış yeri olarak kullanırken birçok farklı yöntemi hayata geçirdiğine işaret eden Demircan, çocukların da sosyal medya mecralarını, oyun konsollarını ve mesajlaşma uygulamalarını sıklıkla kullandığını belirtti.

Demircan, "Bu konsolların arkasındaki konuşmalar dinlenemiyor, izlenemiyor, takip edilemiyor. Oyun konsollarıyla çocukları yalnız bırakmak belki de bir uyuşturucu satıcısının tuzağına çocuğu itmek demektir." uyarısını yaptı.

Anne ve babaların çocuklarının telefonlarını ve sosyal medya hesaplarını, ebeveyn takip sistemiyle onları rahatsız etmeden gözlemlemelerini öneren Demircan, mobil oyunların da tehlikeli olduğunu kaydetti.

Aileler çocuklarını korumak için ne yapmalı?

Liman Ayık Yaşam Derneğinde psikolog olarak görev yapan Ahmet Kaş ise uyuşturucu bağımlılığına sürükleyen temel duygunun merak olduğunu anlattı.

Kaş, ilk kullanımdan sonra o kişide bir haz mekanizması ortaya çıktığına dikkati çekerek, "Bu dopamin dediğimiz bir hormonun salgılanmasına sebep oluyor. Bağımlılığı devam ettiren faktör de aslında bu oluyor." dedi.

Uyuşturucuyu bırakmak isteyenlerin mücadele etmeleri gerektiğini dile getiren Kaş, bunu başarmanın bazı zorluklarına rağmen asla imkansız olmadığını söyledi.

Psikolog Kaş, bazı çevrelerde "Uyuşturucu bırakılmaz ara verilir" diye bir söz olduğunu aktararak, "Biz Liman Ayık Yaşam Derneği olarak bunun gerçekten bırakılabileceğini kanıtlamış durumdayız. Yaşam biçimlerini değiştirmeleri gerekiyor. Aynı yaşam biçimiyle devam ettiklerinde sadece ara verme evresinde kalabiliyorlar." diye konuştu.

Ailelere çocuklarını takip etmelerini öneren Kaş, şunları kaydetti:

"Çocukları, hangi sitelere giriyorlar, hangi videoları izliyorlar, hangi platformda ne kadar saat zaman geçiriyorlar, bunları öncelikle kontrol etmeleri gerek. Bunu yaparken baskı yaparak değil, onları anlayarak, onların dilinden, onlara iyi bir şekilde yaklaşarak bunları yapmaları, kişiden alacakları ters tepkiye de engel olacaktır. O yüzden ebeveynlerin bir gölge gibi çocuklarının üstlerinde olmalarını tavsiye ederim."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
ÇOK OKUNAN HABERLER