Port Sudan
HDK mensuplarınca yapıldığı tespit edilen insan hakkı ihlallerine rağmen Faşir şehri, ekonomik önemi ve stratejik konumunun yanı sıra tarihi geçmişiyle de hem İslam dünyası hem de bölgesel açıdan önemli merkez olma özelliğini sürdürüyor.
????Sudan'ın batısındaki Faşir’in HDK tarafından kontrolü, sadece Sudan'da değil bölgesel ekonomik değişkenlik açısından da kilit rol oynuyor.
HDK, Faşir'i ele geçirerek batı-kuzey lojistik kuşağının kontrolünü de sağlarken bu hat, Libya üzerinden petrol ve mühimmat temini, Sudan'ın Kuzey eyaletine ve Mısır’a erişim ve aynı zamanda Sahel’den Kuzey Afrika’ya uzanan düzensiz göç rotalarını kapsıyor.
Faşir üzerindeki hakimiyet yalnızca Sudan içi dengeleri değil Mısır’ın batı sınırı güvenliği, Çad ile Libya arasındaki kabile ve ticaret hatları ile Sahel’deki milis hareketliliğini de etkiliyor.
Şehir, Darfur’un tarım ve hayvancılık üretim merkezlerini de birleştiren ticaret havzası olması nedeniyle bölgedeki tahıl, canlı hayvan, yer fıstığı ve Arap sakızı ticaretinin geçiş kapısı olmayı sürdürüyor.
Kabe'nin örtüleri Darfur'dan gitti
Darfur, İslam tarihi açısından Afrika’nın en önemli bölgelerinden biri olurken 13. yüzyıldan itibaren Kuzey Afrika’dan gelen Müslüman tüccarlar ve sufi tarikatlar aracılığıyla İslam bu bölgede yayıldı.
Faşir merkezli kurulan Darfur Sultanlığı, 17. yüzyıldan itibaren Batı Sudan’da İslam kültürünün yerleşmesine öncülük etti.
Darfur, İslam tarihi açısından Kabe örtüsüyle önem kazandı. Sultan Ali Dinar döneminde Faşir’den Mekke’ye giden hacı kervanlarıyla Kabe için her yıl örtü gönderildi.
Darfur, coğrafi konumu itibarıyla Mısır ve Kuzey Afrika’dan gelen İslami etkilerin Orta Afrika’ya taşındığı stratejik köprü oldu.
Bölge, özellikle Nijerya’daki Bornu ve Çad ile güçlü dini ve ticari bağlar kurarak İslam’ın Sahraaltı Afrika’da kökleşmesine katkı sağladı.
Öte yandan Darfur halkı, 19. yüzyılda İngiliz sömürgeciliğine karşı mücadeleye aktif destek vererek İslami kimlik ve direniş ruhunun sembolü haline geldi.
Hem Darfur Sultanlığı'nın hem de modern Sudan'ın başkenti
Sudan Hartum Üniversitesi Öğretim Üyesi, Bilecik Üniversitesi Misafir Öğretim Üyesi Tarihçi Dr. Tarık Muhammed Nur,
Faşir'in hem eski Darfur Sultanlığı'nın hem de modern Sudan'daki Darfur bölgesinin başkenti olduğunu hatırlattı.
Darfur'un beş eyaletten oluştuğunu belirten Nur, Faşir'in, tarih boyunca hem sembolik hem tarihi hem de stratejik bakımdan en önemli şehirlerden olduğunu vurguladı.
Sudan’dan batıya, Çad’a kadar giden tüm yolların Faşir üzerinden ilerlediğine dikkati çeken Nur, "Darfur’dan Kurdufan’a, Ubeyd'e, Ubeyd'den Hartum’a gidebilirsiniz. Ayrıca Faşir'den direkt Kuzey Sudan’a gitmek için ed-Debbe ve Merevi şehirlerine hızlı şekilde ulaşabilirsiniz." ifadelerini kullandı.
Nur, Faşir'in kritik noktada yer aldığının altını çizerek, "Bu önem yeni değil eskiden beri vardır hatta eskiden Faşir'den Mısır’a kadar giden 40 günlük bir yol vardı. Şu anda da aynı yolları insanlar kullanıyorlar." dedi.
"Darfur'un her noktası, Faşir'e bağlı"
Kara yolu üzerinden Faşir'den Çad’a kadar gidildiğini anlatan Nur, Darfur’un her noktasının Faşir'e bağlı olduğunu söyledi.
Nur, Faşir'de büyük bir havalimanının olduğu bilgisini paylaşarak, "Eskiden Hacca gidenler, Faşir'den Cidde’ye direkt gidebiliyorlardı." şeklinde konuştu.
Etrafında ve içinde farklı etnik gruplardan insanların olduğuna işaret eden Dr. Tarık Muhammed Nur, Faşir'de eski şehir kültürünün bulunduğunu dile getirdi.
Nur, şunları kaydetti:
"Oradaki ticaret çok önemlidir çünkü Darfur’da bulunan zirai ve hayvancılık ürünlerinin hepsi Faşir'deki büyük pazarlara gelmektedir. O pazarlardan ürünler hem Sudan’ın başka bölgelerine hem de Sudan dışına gidebilir. Ayrıca Darfur’a gelen ticaretin çoğunluğu Faşir üzerinden yürüyordu."
Faşir'in yakın yerlerinde çok önemli su kaynaklarının bulunması sayesinde şehrin susuzluk sorunu yaşamadığını söyleyen Nur, ayrıca meyveli ve verimli arazilerin Faşir'in etrafında bulunduğunu belirtti.
Nur, "Faşir'e çok uzak olmayan bir yerde Hufret en-Nihas (Bakır çukuru) var. Burası, madencilik bakımından çok zengindir. Ayrıca orada uranyum da bulunmaktadır." diye konuştu.
Altın ticaretinin de merkezi
Özellikle Darfur'da üretilen altın ticareti, bölgenin kalbi olarak bilinen Faşir'den geçerken çatışmalar öncesinde Darfur’un kuzey hattı üzerinden Körfez ülkelerine canlı hayvan ihracatı, Sudan ekonomisinin önemli kalemlerinden biri olarak değerlendiriliyordu.
Kuzey Darfur'daki Cebel Amir bölgesi, ülkenin en zengin altın yataklarından biri olarak biliniyor.
Bir zamanlar Afrika'nın en büyük altın madenlerinden biri olarak kabul edilen bu alan, yıllık tahmini 15 ton üretim kapasitesiyle Çad, Libya ve Nijer'den binlerce göçmen işçiyi kendine çekiyor.
HDK'nin kontrolünde olan bu alan sayesinde lideri Muhammed Hamdan Dagalu, Sudan'ın en zengin kişilerinden biri haline geldi.
HDK, altın üretimini ve kaçak ihracatını denetleyerek silah tedarikini finanse ediyor ve savaş kapasitesini artırıyor.
HDK'nin Faşir'i ele geçirmesi
Sudan’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında 15 Nisan 2023’te başlayan çatışmalar, Darfur’u uzun süreli kuşatma ve cepheye dönüştürdü.
HDK, Faşir şehrini kontrol etmek amacıyla Mayıs 2024'te kuşatmaya başladı.
Şehre yönelik 267 saldırı düzenleyen HDK, kuşatma nedeniyle yüz binlerce sivili içeride aç, susuz ve ilaçsız bıraktı.
HDK'nin, 26 Ekim'de Faşir’i ele geçirmesi sonrası ise öldürme, işkence, yerinden edilme ve tecavüz başta farklı insan hakkı ihlalleri gündeme geldi.
HDK'nin Faşir'i alması, Darfur’un batı sınır hattı, Mısır bağlantıları ve Batı Çölü üzerinden yürütülecek lojistik ve güvenlik hatları açısından yeni bir dönemi başlattı.
Darfur'un etnik dokusu
Darfur’un etnik dokusu, bölge tarihinin ve güncel çatışmaların anlaşılmasında kritik rol oynuyor.
“Dar-Fur”, Arapçada “Fur’un yurdu” anlamına gelirken bölgenin kurucu topluluğunu oluşturan Fur halkı, tarih boyunca tarım ve yerleşik yönetim yapısıyla bölgede hakimiyet kurdu.
Ancak Darfur, tek etnik kimlikten ibaret değil. Bölge, Afrika’nın en karmaşık kültürel bileşimlerinden birini barındırırken Furlar, en geniş yerleşik nüfus grubunu oluşturuyor.
Zaghawa halkı, çöl-sahel kuşağındaki otlak alanlarına hakim olup ticaret ve hayvancılıkla öne çıkıyor. Zaghawa ailelerinin bir kısmının ise Çad’da önemli siyasi konumlara sahip olduğu biliniyor.
Batı Darfur’un yerleşik tarım topluluğu Masalit halkı da bölgedeki çatışmalarda en fazla hedef alınan gruplardan biri.
Darfur'un unsurlarından Baggara ve Rizeigat Arapları, göçebe-yarı göçebe sığır yetiştiricisi kabileler, bölgedeki ticaret, hayvancılık ve çobanlık ağlarının temel aktörleri.
Bu topluluklar arasında yüzyıllardır ticaret, evlilik ve kültürel etkileşim bulunsa da toprak ve su kaynaklarının daralması, çevresel baskılar ve merkezi otorite boşluğu etnik rekabeti zaman zaman kabile çatışmasına dönüştürüyor.
Uzmanlar, Darfur’daki kimlik ayrımının katı bir “Arap-Afrikalı” çizgisi üzerinden okunmasının eksik olduğunu, bölgenin tarihsel kimliğinin çok katmanlı, ekonomik ve çevresel dinamiklerle şekillendiğini vurguluyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com