Ankara
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Milli Eğitim Bakanlığı ile eğitim alanında imzaladıkları iş birliği protokolüne ilişkin, "Bu çerçevede oluşturulacak iş birliği sonrası okullarda yetiştirilecek kardeşlerimiz ara eleman ihtiyacımızı ziyadesiyle karşılayacaktır." dedi.
Tarım ve Orman ile Milli Eğitim bakanlıkları arasında tarım alanında meydana gelen gelişmelerin takip edilmesi, tarım ve gıda sektörlerinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi amacıyla "Mesleki ve Teknik Eğitim İş Birliği Protokolü" imzalandı.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in de katılımıyla Tarım ve Orman Bakanlığı'nda gerçekleştirilen imza töreninde konuşan Bakan Kirişci, katsayı problemiyle üniversitelerin önünde yığılmalar olduğunu ifade ederek, "Bu da 'tek yol üniversitede okumak' gibi bir sonucu beraberinde getiriyor. Bunun sürdürülebilir olmadığını süreç içerisinde hep beraber gördük. Ara elamana ihtiyaç duyan sektörler bunun eksikliğini, acısını ziyadesiyle hissetti." diye konuştu.
Tarım ve orman sektörlerinin yıllar boyunca "ihmal edilebilir" olarak görüldüğünü dile getiren Kirişci, bazı çevrelerin bu sektörlerin ürettiklerinin ithalat yoluyla ikame edilebileceği gibi kötü bir düşünceye sahip olduğunu söyledi.
Kirişci, Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın, teknolojinin karın doyurmadığını gösterdiğini dile getirerek, "Diğer taraftan cebimizde paramız var ama herhangi bir satın alma gücü olamıyor. Dolayısıyla bu durum, mutlak suretle yerli ve mümkünse milli üretimin gerçekleştirilmesini ki, bu da tarımın ta kendisi, meşru ve zorunlu kılıyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Tarım sektörünün ara eleman ihtiyacı karşılanacak"
Tarım ve Orman Bakanlığının, son yapacakları alımla, 150 bin kişiden oluşan Türkiye'nin en büyük 5. bakanlığı olduğunu belirten Kirişci, iki bakanlığın imzalanan protokolle önemli bir iş birliği iradesini ortaya koyduklarına dikkati çekti.
Eğitimi her zaman desteklediklerinin altını çizen Kirişci, "Bu çerçevede oluşturulacak iş birliği sonrası bu okullarda yetiştirilecek kardeşlerimiz ara eleman ihtiyacımızı ziyadesiyle karşılayacaktır." dedi.
"Hayat aslında kırsalda"
Kirişci, köylerin yeniden cazibe ve yaşam merkezleri haline getirilmesi hususunda çalışmaları tamamlayarak, bunu hayata geçirmeyi sabırsızlıkla beklediklerini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hayat aslında kırsalda. Biraz modernite adına kırsalı terk etmeyi marifet zannettik. Bunu zanneden ülkeler arasına bizler de dahil olduk. Kırsalı terk ederek kentlerin etrafında varoşlar oluşturduk. Sahip olduğumuz değerlerimizi büyükşehirlerin koşuşturması içerisinde kaybettik. Kırsala dönüş ve kırsalda yeniden yaşam bizim çok üzerinde durduğumuz bir husus. Buna ilişkin çok sayıda projemiz var. Bu çalışmalarla kırsal kalkınmayı desteklediğimizi iletmek isterim."
Konuşmaların ardından protokolü imzalayan bakanlar, öğrencilerle toplu fotoğraf da çektirdiler.
"Artık mesleki eğitim, üretim kapasitesi ile konuşuluyor"
Törende konuşan Milli Eğitim Bakanı Özer de mesleki eğitimi güçlendirmek için iş gücü piyasasının temsilcilerini eğitim süreçlerinin tamamına dahil ettiklerini söyledi.
Mesleki eğitimin, 1999'daki katsayı uygulamasından sonra çok ciddi travma yaşadığını belirten Özer, iş gücü piyasasının büyük maliyetler ödediğini ve "aradığım elemanı bulamıyorum" retoriğinin çok sıklıkla iş gücü piyasası temsilcileri tarafından dile getirildiğini kaydetti.
Özer, "Bir yanlış eğitim politikasının bir ülkeye ne kadar büyük maliyet üretebileceğini biz katsayı uygulamasından gördük. Yani sadece iş gücü piyasası bu maliyeti ödemedi aynı zamanda okullar arası başarı farkında ciddi bir maliyet ödendi, aynı zamanda sosyolojik olarak da farklı maliyetler ödemesine neden oldu." diye konuştu.
Katsayı uygulaması kaldırıldıktan sonra mesleki eğitimi güçlendirmek için çok büyük çaba sarf ettiklerini, büyük projeler üretildiğini anlatan Bakan Özer, mesleki eğitimde yaptıkları en önemli atılımın, iş gücü piyasasının temsilcilerini ve paydaşlarını eğitim süreçlerinin tamamına dahil etmek olduğunu vurguladı.
Özer, öğrencilerin işletmede beceri eğitimlerini birlikte planladıklarını, başarılı öğrencilere burs verilmesini sağladıklarını aktardı.
Bu adımların, son yıllarda "mesleki eğitimin şaha kalkmasına" yol açtığını dile getiren Mahmut Özer, "Artık mesleki eğitim, sorunları ile konuşulan bir eğitim olmaktan çıkıp, ülkenin geleceğine ışık tutan, insanlarımıza, toplumumuza umut veren bir eğitim türüne dönüştü. Artık mesleki eğitim, üretim kapasitesi ile konuşuluyor." dedi.
Bakan Özer, Kovid-19 salgında ülkelerin maske, dezenfektan, solunum cihazı bulamadığı bir ortamda mesleki eğitimin hızlı bir şekilde ürettim yaptığını, yurt dışına ihracat yapan bir okul türüne dönüştüğü ifade etti.
Mesleki eğitimin fikri mülkiyet kapsamında patent üreten, model, marka ve tasarım tescili alan bir okul türü haline geldiğini anlatan Bakan Özer, şu anda meslek eğitimi okullarındaki 54 Ar-Ge merkezinde, bir taraftan eğitim devam ederken, diğer taraftan inovatif yaklaşımların geliştirildiğini söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Mesleki Eğitim Kanunu'nda yapılan değişiklikle hem işvereni hem de gençleri avantajlı kılacak bir eğitimi tesis ettiklerini, bu kanun değişikliğinden önce mesleki eğitim merkezlerinde 159 bin çırak varken, bugün 505 bin çırak-kalfaya ulaşıldığını bildirdi.
"Bakanlığımız tüm kapasitesini kullanarak katsayı uygulamasının oluşturmuş olduğu hasarı tamir ettiği gibi, katsayı uygulamasından önceki mesleki eğitimi bugün çok daha iyi bir yere taşımıştır." diyen Bakan Özer, mesleki eğitimde yeni şeyler söylediklerini, ülkenin refahı ve kalkınması için buna ihtiyaç olduğunu kaydetti.
"El ele vererek, birlikte süreçlerin tamamını yöneteceğiz"
İki Bakanlığın tarım alanında eğitim verilen meslek liselerinin tamamında yeni bir eğitim modelini devreye aldığını bildiren Bakan Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarım alanında eğitim verilen meslek liselerimizin tamamında, Tarım ve Orman Bakanlığımızla, okul yöneticilerini birlikte belirleyeceğiz. Müfredatı, gelişen, güncellenen teknolojiye göre revize edeceğiz. Öğrencilerimizin işletmedeki beceri eğitimlerini birlikte planlayacağız.
Öğretmenlerimizin işbaşı ve mesleki gelişim eğitimlerini, Tarım ve Orman Bakanlığımızın imkanlarından yararlanarak, yani el ele vererek, birlikte süreçlerin tamamını yöneteceğiz.
İşte bu yeni yaklaşımla, ben inanıyorum ki tarım alanında özellikle son yıllarda iklim değişikliğinin, kuraklığın, gıda tedarik zincirlerindeki problemlerin giderek ön plana çıkarttığı tarım alanında yeni bir başlangıç yapacağız.
Modern teknolojilerle, laboratuvar teknikleriyle, tohumlarla ilgili, tohum ıslahlarıyla ilgili çok boyutlu bir şekilde her alanda yeteneği olan genç insanları yetiştirmek için el ele vereceğiz."
Tarım Bakanlığı ile köy okullarını geliştirme, köy yaşam merkezlerini tesis etme ile ilgili proje üzerine çalıştıklarını belirten Özer, proje olgunlaştığında kamuoyu ile paylaşacaklarını söyledi.
Konuşmaların ardından, Bakan Özer ve Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci arasında protokol imzalandı.
Protokolün kapsamı
Protokol kapsamında, okul yöneticisi ve öğretmenleri teknik ve mesleki yönden her iki bakanlığın mevzuatı çerçevesinde belirlenecek.
Alan derslerinde Tarım ve Orman Bakanlığı eğiticileri görev alabilecek. Alan öğretmenlerine, ortaklaşa belirlenecek takvim ve programa göre, Bakanlığın belirlediği atölye/laboratuvarlar, eğitim merkezleri, araştırma enstitüleri ve arazilerde iş başında eğitim düzenlenecek.
Alandan mezun öğrencilerin tarım sektöründe istihdamı için ortak proje ve çalışmalar yapılacak. Alan öğrencilerinin işletmelerde mesleki eğitimi ve staj uygulamalarını bütçe olanakları doğrultusunda Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı kurum veya kuruluşlarda yapmaları sağlanacak.
Tarım ve Orman Bakanlığı, liselere alana uygun tohum, gübre, fide, canlı hayvan gibi temrinlik malzeme desteği sağlayacak, uygun donatım yapacak.
Tohum yetiştirmeye yönelik ortak pilot çalışma ve uygulamalar yapılacak. Hastalık, zararlı bitkiler, gübre, bitki besleme gibi konularda iki bakanlık ortak çalışmalar yürütecek.