İstanbul
Amerikalı milyarder Elon Musk'ın, ABD'deki başkanlık seçimleri başta olmak üzere Venezuela, İngiltere ve Almanya'daki politik gelişmelerle ilgili yaptığı paylaşımlarla sahibi olduğu X'i, siyasi görüşlerini dünya çapında yaymak için kullanmaya başladığı belirtiliyor.
Dünyanın en etkili sosyal medya platformlarından birini yöneten Musk, bunu kendi dünya görüşünü yaymak için kullanmaktan çekinmiyor.
Musk'ın, ABD başkanlık seçimleri öncesi eski Başkan Donald Trump'ı açıktan desteklemesi, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile atışması, İngiltere'de aşırı sağcıların şiddet eylemleri sonrası Londra yönetimiyle ters düşmesi ve son olarak Brezilya hükümetiyle tartışması bu durumu destekler nitelikte.
Musk, yaptığı siyasi çıkışlarla popülist sağ siyasetin yanında konumlandığına yönelik eleştirilere maruz kalıyor.
Öte yandan Elon Musk, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın seçimleri kazanması halinde hükümetinde görev almaya hazır olduğunu açıkladı.
Trump, 5 Kasım'daki seçimleri kazanması durumunda Elon Musk başkanlığında bir "hükümet verimliliği komisyonu" kuracağını söyledi. Musk da Trump'ın bu açıklaması üzerine X hesabından yaptığı paylaşımda, "Fırsat çıkarsa Amerika'ya hizmet etmeyi dört gözle bekliyorum." ifadesini kullandı.
X, siyasi olarak tarafsız mı?
Musk, Nisan 2022'de, o dönemki adıyla Twitter'ı satın almaya çalışırken bunu, Twitter'ın "ifade özgürlüğü platformu" olarak potansiyelini gerçekleştiremediği için yaptığını belirtti.
Twitter'ı satın aldıktan kısa bir süre sonra platformun, "halkın güvenini hak etmek için siyasi olarak tarafsız" olması gerektiğini vurgulayan Musk'ın, bu yaklaşıma sadık kalıp kalmadığı sorgulanıyor.
Uzmanlar, X'in 196,6 milyon ile en çok takipçiye sahip kullanıcısı olan Elon Musk'ın, sosyal medya platformunu, giderek artan şekilde siyasi görüşlerini yaymak için bir mikrofon olarak kullandığı görüşünde.
- ABD başkanlık seçimlerinde Trump'a açıktan destek verdi
ABD'de başkanlık seçimlerinin yaklaştığı bir dönemde yaptığı açıklamalar ve attığı adımlarla gündemde yer alan Musk, daha önce Demokratları desteklese de bu seçimlerde yönünü tamamen Cumhuriyetçilere çevirdiği işaretini verdi.
Musk, 14 Temmuz'da X hesabından yaptığı paylaşımda, suikast girişiminde bulunulan eski Başkan Donald Trump'ı ilk kez açıkça destekledi.
Ancak bu, Musk'ın seçimlerle ilgili yaptığı ilk açıklama olmadı.
ABD'deki son 3 seçimde Demokratları destekleyen Elon Musk, bir dönem Donald Trump ile de ters düşmüştü.
- "Daha önce çok politik değildim"
Elon Musk, X'ten, Mayıs 2023'te Cumhuriyetçi Partiden Florida Valisi Ron DeSantis'in resmi başkanlık adaylığı duyurusuna ev sahipliği yaptı.
Bu etkinlik teknik aksaklıklar nedeniyle olumsuz sonuçlandı ancak Musk'ın, X'i "dijital bir şehir meydanına" dönüştürme arzusu için önemli bir gelişme oldu.
Musk'ın, Donald Trump ile geçen ay yaptığı röportaj da teknik aksaklıklara sahne oldu ve yaklaşık 42 dakika geç başladı.
Söz konusu röportaj sırasında Musk'ın, "daha önce çok politik olmadığına" yönelik açıklaması dikkati çekti.
- "Trump'ın uşağı" tepkisi
Musk ayrıca ABD Başkan Yardımcısı ve Demokrat Partinin Başkan Adayı Kamala Harris'i de röportaja davet etti.
Harris, söz konusu davete herhangi bir yanıt vermese de kampanya ekibi, Musk'ın Trump ile yaptığı röportaja tepki gösterdi.
Harris'in kampanya ekibinden yapılan açıklamada, "Trump'ın uşağı" olarak nitelendirilen Musk'ın, ABD demokrasisini ele geçirmeye çalıştığı savunuldu.
- X'in ardından Musk'ın siyasi değişimi
X'ten önce siyasilerle halihazırda olduğu şekilde polemiğe girmeyen veya bundan kaçınan Musk, X'i satın almasının ardından diğer sosyal medya platformlarının sahiplerinin aksine hükümetler ve devlet liderleriyle daha sık tartışmaya girmeye başladı.
Musk'ın X'teki siyasi değişimi, başta Meta'nın Facebook ve Instagram'ı olmak üzere diğer sosyal medya platformlarının siyasetten görece uzak durduğu bir döneme denk geldi.
Meta Üst Yöneticisi Mark Zuckerberg, hiçbir zaman bir başkan adayını resmi olarak desteklemedi.
Zuckerberg'in aksine ise Musk, kendisiyle aynı fikirde olmayanlarla tartışıyor.
- Hükümetler ve devlet başkanlarıyla tartışmalar
Musk, nisanda, Sydney'deki kilise saldırısına ilişkin görüntülere erişiminin durdurulmasıyla ilgili Avustralya Başbakanı Anthony Albanese hükümeti ile tartıştı.
Musk, Canberra yönetiminin sansür kararına tepki gösterirken, Albanese de kendisini hukukun üstünde gören Musk’ı "kibirli milyarder" olarak nitelendirdi.
Eylül 2023'te Akdeniz'de "İtalya'ya boşaltılmak üzere" düzensiz göçmenleri toplayan 8 Alman STK gemisiyle ilgili bir haberi alıntılayarak, göçmen karşıtı bir paylaşım yapan Elon Musk'a, Almanya Dışişleri Bakanlığından cevap verildi.
Musk, haziranda da Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından AfD'ye (Almanya için Alternatif Partisi) yönelik eleştirileri sorguladı ve "AfD'nin politikaları pek aşırılıkçı gibi görünmüyor." paylaşımını yaptı.
Musk, Venezuela'da 28 Temmuz'daki devlet başkanı seçimini kazandığı açıklanan Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile sosyal medya üzerinden tartışmaya girdi.
Musk ile Maduro arasında sosyal medyada başlayan atışma, Maduro'nun Musk'ı düelloya davet etmesiyle ilginç bir hal aldı.
Maduro, 9 Ağustos'ta, X'in, Venezuela'da nefret ve şiddeti yaydığını savunarak platforma 10 günlüğüne erişim yasağı getirilmesi talimatını verdi.
Venezuela'daki seçim sonuçlarıyla ilgili paylaşımlar yapmayı sürdüren Musk, bir taraftan da İngiltere'deki aşırı sağcıların yol açtığı şiddet eylemleriyle ilgili de yorumlar yaptı.
Musk, İngiltere genelinde mülteci ve göçmenlerin kaldığı otellere ve camilere saldırıların ardından "iç savaşın kaçınılmaz" olduğu şeklinde paylaşım yaptı ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve hükümet yetkilileriyle tartışmaya girişti.
Brezilya Yüksek Mahkemesi, geçen hafta "X'in ülke temsilcisi atanana ve kesilen para cezaları ödenene kadar" platforma erişim yasağı getirildiğini açıkladı.
Elon Musk da X'ten yaptığı paylaşımda, "İfade özgürlüğü, demokrasinin temel taşıdır ve Brezilya'daki seçilmeyen sözde yargıç, bunu siyasi nedenlerden dolayı yok ediyor." diyerek karara tepki gösterdi.
Böylece Musk'ın sorun yaşadığı ülkeler arasına Brezilya'da girmiş oldu.
- AB'den soruşturma
Öte yandan, temmuzda, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, platformda dezenformasyon ve yasa dışı nefret söylemine izin verdiği için AB'nin Dijital Hizmetler Yasası'nı (DSA) ihlal ettiği gerekçesiyle X'e yönelik soruşturma başlattı.
Musk ise AB Komisyonu'nun, konuşmaları sessizce sansürlemesi karşılığında ceza verilmemesine ilişkin yasa dışı bir "gizli anlaşma" teklifinde bulunduğunu ve X'in, bunu kabul etmediğini ileri sürdü.
- "Musk, sosyal medyanın gücünü anlıyor"
Analist Jasmine Enberg, "Elon Musk bir medya ustası ve dünyanın en büyük mikrofonlarından birini kontrol ediyor. Musk, sosyal medyanın siyasi bir anlatıyı şekillendirmedeki gücünü anlıyor." dedi.
Enberg, bunun bir endişe sebebi olduğuna işaret ederek "Kendi siyasi gündemini dayattıkça, X, Musk'ın fikirlerine karşı çıkan bakış açılarını ya kasıtlı olarak ya da platformun daha partizan hale gelmesinin doğası gereği bastırabilir." ifadesini kullandı.
Bu durumun platformda ötekileştirildiğini düşünen kullanıcıları uzaklaştırabileceğini kaydeden Enberg, bunun ayrıca daha önce ifade özgürlüğü vurgusuna inanmış olan bazı kullanıcıları hayal kırıklığına uğratabileceğini söyledi.
- "Musk, popülist sağcı liderlerle dostane ilişkiler kuruyor" vurgusu
The Guardian gazetesinin Küresel Teknoloji Editörü Dan Milmo, Musk'ın son dönemdeki eylemleriyle ilgili yaptığı açıklamada, "Musk'ın, Donald Trump'ın yeniden dirilişini gerçekleştirmediği açık ama kesinlikle başka hiçbir büyük teknoloji liderinin yapamayacağı bir şekilde bunu güçlendirdi." değerlendirmesinde bulundu.
Milmo, Musk'ın, X'in "seçim dürüstlüğü" ekibinin yarısını kovduğunu, "güven ve güvenlik konseyini" dağıttığını ifade etti.
"Mavi tik" sisteminin çalışma şeklinin de değiştirildiğini hatırlatan Milmo, ücret karşılığı alınan bu sistemin daha çok sağ görüşlüler tarafından kullanıldığını savundu.
Milmo, İngiltere'de İşçi Partisi hükümetiyle atışan Musk'ın daha önce Avustralya'da olduğu gibi sol yönetimlerle karşı karşıya gelme arzusu olduğunu öne sürdü.
Öte yandan Milmo, Musk'ın İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei ve eski Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro gibi popülist sağcı liderlerle dostane ilişkiler kurduğuna işaret ederek "Ortak payda, kendi dünya görüşüne sempati duyan siyasetçileri dinlemeye daha yatkın görünmesi." dedi.