Yazar Emine Şenlikoğlu, tuzağa düşürülen gençlerin hikayesini anlattı

ÇOK OKUNAN HABERLER
Yazar Emine Şenlikoğlu, tuzağa düşürülen gençlerin hikayesini anlattı

Araştırmacı yazar Emine Şenlikoğlu, zorla eşcinsel yapılmak istenen gençlerin hikayesini ve onları bu tuzaktan kurtarmak için yapılması gerekenleri anlattı

İSTANBUL

Kaleme aldığı çok okunan romanları, mücadeleci yönü ve 1990'lı yıllardan bugüne sürdürdüğü konferanslarıyla tanınan Şenlikoğlu, medyanın gençler üzerindeki etkisinin çok büyük olduğunu belirtti.

Şenlikoğlu, "Türkiye'nin medyası dış güdümlerin kontrolü altında ve onların istediği filmler, onların istediği senaryolar oynuyor." dedi.

Yönetmenlerin ve sanatçıların içinde İslam'ı yok etmek için mesajlar verenlerin bulunduğunu ifade eden Şenlikoğlu, şöyle konuştu:

"Eğer Müslümanım diyenler, toplum önüne çıkan herkes bu problemin üzerine düşseydi, yazarların gücü medyayı yenebilirdi. Fakat birçok yazar farkında değil olayların. Başka şeyler, macera yazıyor, aşk hikayeleri yazıyor. Onlar da yazılsın ama bilgi vererek, öğretici olarak yazılsın. Bir sapıttıran aşk vardır, bir de güzel çizgiyle götürülen aşk vardır.

Yazar, romandaki aşkı da yönlendirmeli ki okuyanlar aşık olunca ona yol gösterebilsin. Yarı deli olur aşık olan, aklı gider, yorum yapacak kapasitesi kalmaz. Dolayısıyla evet medya gücü çok etkili. Şimdi bir de sosyal medya eklendi tabii o başka bir şey. Fakat Allah'a şükürler olsun İslami kesimde de sosyal medyada çok güzel cevaplar veren, tespitleri olan harika insanlar da görüyoruz. Geçmişe oranla şimdi daha çok var. O açıdan güzel buluyorum bu gidişi."

"Ailenin çocuğunu atma hakkı yoktur"

Gençlerin eşcinsel olmaya zorlanması tehlikesini, uzun yıllardır pek çok yerde dile getirdiğini aktaran Şenlikoğlu, "Bir eşcinsel duygusu taşıyan gencin durumu var, bir de eşcinsellikle ilgisi olmayan bir gence zorla 'Eşcinsel olsan.' telkini veren var. Benim savaşım o telkini verenlerle. Masum çocukları aldatanlar var" dedi.

Aldatılarak cinsiyet değiştirme ameliyatı olmaya zorlanan çocuklardan haberdar olarak bazılarıyla görüştüğünü dile getiren Şenlikoğlu, şunları kaydetti:

"Hatta birine parasız zamanında yüklü para vermişler, yani 'Ameliyat ol, sana yüklü para ve iş garantisi veriyoruz.' demişler ama ameliyat olduktan sonra iş vermemişler, merdiven altlarında kalmış, ailesi kabul etmemiş. Şart ne olursa olsun ailenin çocuğunu atma hakkı yoktur. Demek ki düzgün bilgi vermedin ki o çocuk öyle oldu. Kendini de suçla biraz, 'Ben ne yaptım, neden ilgilenmedim?' diye düşün.

Anne baba kendisi bilmiyor ki nasıl ilgilensin? 'İnsan nedir, insan nasıl gelişir, nasıl kişilikli olur?' Anne baba kendisi bilmiyor ki çocuğuna versin. Okuldaki öğretmeni, kişilikli, hakkaniyetli ise çocuk kurtuluyor ama İslam düşmanı bir öğretmense, çocukların beynini yıl bulmaz İslam'dan koparıyor. 'Sakın bunları ailenize söylemeyin. Söylerseniz sizi sınıfta bırakırım ya da çok ceza veririm.' diyebiliyor."

Emine Şenlikoğlu, gençlere her yönden çok farklı tuzaklar kurulduğunu belirterek, "Çünkü ne kadar erkeği eşcinsel yaparlarsa, ne kadar kadını, kızı erkek yapmaya çalışırlarsa o kadar kişiden çocuk meydana gelmeyecek. Dolayısıyla nüfus bitecek. Onların derdi Türkiye'de nüfusu bitirmek. Türkiye'de çok düşmanın gözü var. Bu düşmanlar her yönden çalışıyor. Filmde, romanda, gençlik üzerinde, gençliğin beyninde, internette, her yerde. O yüzden bizim çok uyanık olmamız lazım." görüşünü paylaştı.

"Bu romanı kelle koltukta yazdım"

TK Yayınlarından çıkan "İçimde Beni Aldatan Biri Var" adlı son kitabını yazdığı için tehditler aldığını açıklayan Şenlikoğlu, "Evet, ben bu romanı kelle koltukta yazdım. Hiçbir tehdit beni yolumdan çeviremez. Boşu boşuna yorulmayın. Ben tehdide pabuç bırakacak insan değilim." ifadesini kullandı.

Şenlikoğlu, gençlere iyi davranılması ve tuzaklardan kurtulmaları için yardımcı olunması gerektiğinin altını çizerek, bu konuda birçok hikaye dinlediğini, kitabında da yaşanmış bir hikayeden yola çıkarak Barış isminde bir karakterin başından geçenleri kaleme aldığını söyledi.

Eşcinsellik tuzağına düştükten sonra kendisinin "Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar" ve "Maria" adlı kitaplarından etkilenen okurlarıyla halen görüştüğünü anlatan Şenlikoğlu, şöyle devam etti:

"Beni aradıkları zaman zevk odaklı olmamaları telkinini verdim. 'Cinsellikten dönemiyorsanız yani tedavi olduğunuz halde mümkün değilse yine duygu olarak eşcinselseniz, başka şeylerden zevk almaya bakın. Çiçek dikin, spor yapın, resim yapın, hikayeler, öyküler yazın, yüzmeye gidin, hastaları ziyaret edin, kimsesiz çocuklarla ilgilenin, hayvan dernekleri var, birçok hizmet eden dernekler var.

Oralara giderek insanlığa ve tabiata hizmet ederek zevk almaya bakın.' dedim. Bunu uygulayanlar var, çok da mutlular. 'Çok mutluyuz, hem pisliğe bulaşmadık hem hayattan da zevk alıyoruz.' diyorlar. Yani hayattan zevk almak illa cinsellikle olacak diye bir şey yok."

"İmanlı olanlar, kurtulmak isteyenler kurtuluyor"

Yazar Şenlikoğlu, bu konuyu 30 yıldır takip ettiğini ve ilgilendiği gençler olduğunu belirterek, "Eskiden o imkanım vardı. Dergimiz varken, 15-20 kişiyle ilgilendim. En az yarısı kurtuldu. İmanlı olanlar, kurtulmak isteyenler kurtuluyor." değerlendirmesini yaptı.

Türkiye ve dünyada insanların zevklerini engellememeleri, her istediklerini yapmaları yönünde telkinler bulunduğuna işaret eden Şenlikoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"İnsan her istediğini yapmaya mecbur değildir, yapamaz da zaten. 'Efendim ne yapayım ama benim cinsel duygularım erkek de olmak istiyor.' diyor. Nice kadınlar var, nice erkekler var, eşiyle mutlu değil, eşiyle hiçbir mahrem ilişki yaşayamayan kadınlar ve erkekler var. Onlar ne yapıyor? 'Ben bir Müslümanım, bunu yaşayamam.' desin. Ölmezsin ki sen onu yaşamadın diye.

Cinselliği tarif ederken yemek gibi, ekmek gibi, su gibi ihtiyaç diyorlar. Hayır, öyle olsa cinsellik yaşamayanlar ölür. Hadi 5 gün, 10 gün yemek yeme, su içme bakalım yaşayabilecek misin? Nasıl onunla bu kıyaslanabilir? Gençliği her yönden zehirliyorlar. Romandaki Barış, eşcinsel ortamına sokulmuş ama ahlakını içsel olarak tamamen kaybetmemiş gençleri temsil ediyor."

Devam kitabında da insanı işlemeyi sürdüreceğini aktaran Şenlikoğlu, "Çok önemli konular var. Barış'ın çok önemli konuları var. İnşallah okuyan asla pişman olmayacak. En büyük eğitim merkezi ailedir. Aile bozuksa çocuklar da bozuk olur. Aileden sonraki eğitim merkezi okuldur, sonra halktır, çevredir. O yüzden eğitim çok önemli. Türkiye ve dünya halkı olarak eğitim seferberliğini başlatmamız lazım." dedi.

Kaynak: AA

.

dikGAZETE.com

ÇOK OKUNAN HABERLER