Abdülkadir Kemali Bey’in anıları

Abdülkadir Kemali Bey’in anıları

Abdülkadir Kemali Bey’in anıları Abdülkadir Kemali Bey’in anıları

Türk edebiyatının büyük ustalarından hikâye ve romancı Orhan Kemal’in babası Abdülkadir Kemali Bey’in hatıralarını anlatan kitabı, büyük bir zevk ve merakla okumaya başladım.

Ama…

Sonuna gelince büyük bir hayal kırıklığına uğradım.

Neden?

BÜYÜK MÜCADELE ADAMI…

Orhan Kemal’in kitaplarını fırsat buldukça okurum. Orada bulduğum bir tat vardır.

Orhan Kemal

CHP tek parti zulmünü bizim gibi yalın bir şekilde haykırmaz

Ama…

Muhalifliğini toplumsal gerçekler üzerinden anlatır.

Ancak…

Orhan Kemal’in babası öyle değil.

Kemali Bey, gözünü budaktan esirgemeyen büyük bir mücadele adamı…

İdealleri için hapis, sürgün, yurt dışına kaçmak gibi birçok mahrumiyeti göze almış biri.

İttihatçı günlerinden başlamak üzere

Cumhuriyet dönemi dahil, mücadele etmiş, gazete çıkarmış hatta ilk fırsatta parti kurmuştur. Aynı zamanda romantik seviyede denecek kadar da idealist…

BÖYLE BİR ADAMIN ANILARI OKUNMAZ MI?

Böyle olunca…

Ve

Yaşadığı dönem.. Yaşadığı yerler.. Yaptığı görevler göz önüne alınınca…

Abdülkadir Kemali Bey’in hatıraları, bende müthiş bir merak uyandırdı.

NEDEN?

Çünkü;

A. Kemali Bey, önce bir İttihatçı ama fanatik bir ittihatçı ve idealist…

Savcı sonra kaymakam…

Sonra Birinci Meclis’te milletvekili ve kısa süreli bakan.

Sonra İstiklal Mahkemeleri Reisi

Sonra İstiklal Mahkemeleri’nde maznun (sanık)…

Bu arada gazeteci (Ahali adlı gazetenin sahibi)…

Ve Ahali Cumhuriyet Fırkası’nın (partisinin) kurucusu…

Meclisin en keskin muhaliflerinden…

Sürgün…

Yurt dışına kaçış (Suriye)…

Beyrut’ta lokanta işletme.. (Orhan Kemal de bulaşıkları yıkıyor)

Kudüs’te ikamet…

Vs. vs. vs. gibi çalkantılı siyasi hayatı olan biri…

İSRAİL’İN KURULUŞU…

Bu arada Suriye’ye kaçtıktan sonra (niçin kaçtığını büyük ihtimalle anlatmış ama hatıraları yayına hazırlayan torunu Işık Öğütçü, birçok bilgi gibi bunu da saklamış)…

Suriye-Kudüs-Beyrut üçgeninde…

İngilizlerin himayesinde adım adım İsrail’in kuruluşuna şahit oluyor. Siyasetin içinde yoğrulmuş biri olarak bu gördüklerini yazmaması mümkün mü?

Değil!

ANILAR BİR CHP’LİNİN ELİNE DÜŞÜNCE…

Bana göre yazmış…

Ama hatıraları…

Torunu CHP’li Işık Öğütçü’nün eline düşünce…

Zülfü yâre dokunur” diye…

Bu bahsettiğim en önemli bölümlerine makas atmıştır.  

GERİYE NE KALMIŞ?

Geriye…

Dedem şöyle dürüst.. eşkıyayı tek başına dize getiren böyle kahraman.. Savaşta iaşe dağıtımında yolsuzluk yapanları kıskıvrak yakalayan bir komutan!” gibi 300 sayfaya yayılmış hatıralar kalıyor.

1919’DAN 1938’E HIZLI GEÇİŞ!..

Merakla okumaya devam ediyorum…

Ama…

Kitabın sonlarına yaklaştım hala bir şey yok.

1919 hatıralarını okurken birden

1937 yılında TC Kudüs Konsolosluğuna yazılmış bir dilekçe görüyoruz.

Oradan 1938’e

Bu sırada, Abdülkadir Kemali Bey’i bir sokak çatışmasında canını kurtarmakla meşgul görüyoruz. Niçin neden oraya gelmiş belli olmadığı gibi…

Yerin neresi olduğu da belli değil.

Bizim gibi Kudüs’ü bilenler, Çatışma ve ardından kaçışmanın geçtiği yerlerden Kudüs olduğunu biliyor da her okuyucu bunu nereden bilsin?

Arkasından…

İngilizlerin Yahudilerle birlikte halka zulmü ve sokağa çıkma yasağından dolayı, açlık tehlikesi ile karşı karşıya kalması vs. şeyler anlatılırken, bu sıkıntı içinde Arap komşularının A. Kadir Kemali ve arkadaşı Sıtkı’ya (kimdir neyin nesidir belli değil) yapılan un ve ekmek yardımı…

Arapların bu kadar zayıf olmalarına rağmen İngiliz ve Yahudilere direnişini takdir etmesi..

Ve…

Hürriyetten başka bir şeye muhtaç olmadıklarını söylerken

pat” diye kitap bitiyor.

HATIRALAR, VELEV Kİ TORUNU DA OLSA YANLIŞ KİŞİLERİN ELİNE GEÇİNCE…

… Birçok malumattan mahrum kalıyoruz.

Büyük ihtimalle Kemali Bey, gördüğü yanlış uygulamalardan dolayı birinci mecliste M. Kemal Paşa’ya ters düşmüş ve yurt dışına kaçmak zorunda kalmıştır.

Çünkü…

Onun romantik derecede idealist olduğunu söylemiştim.

Kaçmak zorunda kalıp, yerleştiği Beyrut-Kudüs ve Filistin’de İsrail’in kuruluş vetiresini (sürecini) görmüş ve yazmış olduğunu tahmin ediyorum.

Ama o bilgilerde yok.

Çünkü hatıralar, yanlış kişinin eline geçince maalesef öyle oluyor.

Aynen

Rauf Orbay’ın hatıralarını yayınlayan Cemal Kutay’ın

Çemberlitaş’akuyu” dercesine hatıratta geçen olay ve şahısları ters yüz etmesi gibi…

.

Emin Batur, dikGAZETE.com

Türk edebiyatının büyük ustalarından hikâye ve romancı Orhan Kemal’in babası Abdülkadir Kemali Bey’in hatıralarını anlatan kitabı, büyük bir zevk ve merakla okumaya başladım.

Ama…

Sonuna gelince büyük bir hayal kırıklığına uğradım.

Neden?

BÜYÜK MÜCADELE ADAMI…

Orhan Kemal’in kitaplarını fırsat buldukça okurum. Orada bulduğum bir tat vardır.

Orhan Kemal

CHP tek parti zulmünü bizim gibi yalın bir şekilde haykırmaz

Ama…

Muhalifliğini toplumsal gerçekler üzerinden anlatır.

Ancak…

Orhan Kemal’in babası öyle değil.

Kemali Bey, gözünü budaktan esirgemeyen büyük bir mücadele adamı…

İdealleri için hapis, sürgün, yurt dışına kaçmak gibi birçok mahrumiyeti göze almış biri.

İttihatçı günlerinden başlamak üzere

Cumhuriyet dönemi dahil, mücadele etmiş, gazete çıkarmış hatta ilk fırsatta parti kurmuştur. Aynı zamanda romantik seviyede denecek kadar da idealist…

BÖYLE BİR ADAMIN ANILARI OKUNMAZ MI?

Böyle olunca…

Ve

Yaşadığı dönem.. Yaşadığı yerler.. Yaptığı görevler göz önüne alınınca…

Abdülkadir Kemali Bey’in hatıraları, bende müthiş bir merak uyandırdı.

NEDEN?

Çünkü;

A. Kemali Bey, önce bir İttihatçı ama fanatik bir ittihatçı ve idealist…

Savcı sonra kaymakam…

Sonra Birinci Meclis’te milletvekili ve kısa süreli bakan.

Sonra İstiklal Mahkemeleri Reisi

Sonra İstiklal Mahkemeleri’nde maznun (sanık)…

Bu arada gazeteci (Ahali adlı gazetenin sahibi)…

Ve Ahali Cumhuriyet Fırkası’nın (partisinin) kurucusu…

Meclisin en keskin muhaliflerinden…

Sürgün…

Yurt dışına kaçış (Suriye)…

Beyrut’ta lokanta işletme.. (Orhan Kemal de bulaşıkları yıkıyor)

Kudüs’te ikamet…

Vs. vs. vs. gibi çalkantılı siyasi hayatı olan biri…

İSRAİL’İN KURULUŞU…

Bu arada Suriye’ye kaçtıktan sonra (niçin kaçtığını büyük ihtimalle anlatmış ama hatıraları yayına hazırlayan torunu Işık Öğütçü, birçok bilgi gibi bunu da saklamış)…

Suriye-Kudüs-Beyrut üçgeninde…

İngilizlerin himayesinde adım adım İsrail’in kuruluşuna şahit oluyor. Siyasetin içinde yoğrulmuş biri olarak bu gördüklerini yazmaması mümkün mü?

Değil!

ANILAR BİR CHP’LİNİN ELİNE DÜŞÜNCE…

Bana göre yazmış…

Ama hatıraları…

Torunu CHP’li Işık Öğütçü’nün eline düşünce…

Zülfü yâre dokunur” diye…

Bu bahsettiğim en önemli bölümlerine makas atmıştır.  

GERİYE NE KALMIŞ?

Geriye…

Dedem şöyle dürüst.. eşkıyayı tek başına dize getiren böyle kahraman.. Savaşta iaşe dağıtımında yolsuzluk yapanları kıskıvrak yakalayan bir komutan!” gibi 300 sayfaya yayılmış hatıralar kalıyor.

1919’DAN 1938’E HIZLI GEÇİŞ!..

Merakla okumaya devam ediyorum…

Ama…

Kitabın sonlarına yaklaştım hala bir şey yok.

1919 hatıralarını okurken birden

1937 yılında TC Kudüs Konsolosluğuna yazılmış bir dilekçe görüyoruz.

Oradan 1938’e

Bu sırada, Abdülkadir Kemali Bey’i bir sokak çatışmasında canını kurtarmakla meşgul görüyoruz. Niçin neden oraya gelmiş belli olmadığı gibi…

Yerin neresi olduğu da belli değil.

Bizim gibi Kudüs’ü bilenler, Çatışma ve ardından kaçışmanın geçtiği yerlerden Kudüs olduğunu biliyor da her okuyucu bunu nereden bilsin?

Arkasından…

İngilizlerin Yahudilerle birlikte halka zulmü ve sokağa çıkma yasağından dolayı, açlık tehlikesi ile karşı karşıya kalması vs. şeyler anlatılırken, bu sıkıntı içinde Arap komşularının A. Kadir Kemali ve arkadaşı Sıtkı’ya (kimdir neyin nesidir belli değil) yapılan un ve ekmek yardımı…

Arapların bu kadar zayıf olmalarına rağmen İngiliz ve Yahudilere direnişini takdir etmesi..

Ve…

Hürriyetten başka bir şeye muhtaç olmadıklarını söylerken

pat” diye kitap bitiyor.

HATIRALAR, VELEV Kİ TORUNU DA OLSA YANLIŞ KİŞİLERİN ELİNE GEÇİNCE…

… Birçok malumattan mahrum kalıyoruz.

Büyük ihtimalle Kemali Bey, gördüğü yanlış uygulamalardan dolayı birinci mecliste M. Kemal Paşa’ya ters düşmüş ve yurt dışına kaçmak zorunda kalmıştır.

Çünkü…

Onun romantik derecede idealist olduğunu söylemiştim.

Kaçmak zorunda kalıp, yerleştiği Beyrut-Kudüs ve Filistin’de İsrail’in kuruluş vetiresini (sürecini) görmüş ve yazmış olduğunu tahmin ediyorum.

Ama o bilgilerde yok.

Çünkü hatıralar, yanlış kişinin eline geçince maalesef öyle oluyor.

Aynen

Rauf Orbay’ın hatıralarını yayınlayan Cemal Kutay’ın

Çemberlitaş’akuyu” dercesine hatıratta geçen olay ve şahısları ters yüz etmesi gibi…

.

Emin Batur, dikGAZETE.com