<div><strong>ADİL OLMAYAN ADALET</strong></div> <div>Asil milletimin önünde saygıyla eğiliyorum.</div> <div>Konu başlığımız “<strong>çifte</strong> <strong>standart</strong>” ama vicdanları yaralayan türden bir çifte standart.</div> <div>Malumunuz <strong>Anayasa’nın</strong> 104. Maddesinin 16’ncı fıkrası, <strong>Cumhurbaşkanına</strong>, sağlık sorunları bulunan, kocama/bunama halleri gösteren <strong>mahkumlara</strong> “<strong>af yetkisi</strong>” tanıyor.</div> <div>Bu noktada mahkûmun, her geçen gün kötüye giden yaşam kalitesini bir nebze olsun düzeltmeyi amaçlayan <strong>insani</strong> <strong>ve</strong> <strong>etik</strong> bir yaklaşım söz konusu.</div> <div>Burada işlenen suçun içeriğine bakılmıyor yani cinayetten, uyuşturucudan, silahlı terör örgütü üyeliğinden hüküm giymiş kişiler de bu haktan yararlanabiliyor.</div> <div>Doğrudur... Yaşamın adeta işkence ve eziyete dönüştüğü durumlarda, bir hükümlünün işlediği suç ne olursa olsun, kalan ömrünü insanca yaşaması gerektiği fikrine biz de katılıyor ve destekliyoruz.</div> <div><strong>Cumhurbaşkanı</strong> <strong>ERDOĞAN</strong> da bu tür durumlar için bugüne dek <strong>20’ye</strong> yakın hükümlünün cezasını kaldırdı.</div> <div>Tabii bu yetkinin kullanılmasının bazı şartları var. Öncelikle <strong>Adli</strong> <strong>Tıp</strong> <strong>Kurumu’nun</strong> “<strong>cezaevinde</strong> <strong>kalamaz</strong>” raporu vermesi gerekiyor. Bir de hükümlünün aftan yararlanmak için şahsi başvurusu.</div> <div><strong>Rapor</strong> olsa da <strong>başvuru</strong> yoksa <strong>af</strong> da yok yani.</div> <div>Misal, <strong>28</strong> <strong>Şubat</strong> davası hükümlüsü <strong>85</strong> yaşındaki <strong>Emekli</strong> <strong>Korgeneral</strong> <strong>Vural</strong> <strong>AVAR</strong>, başvurusu yok diye içeride tutulmaya devam edildi, kendisi ikna edilip, başvurusu yaptırıldığında ise geriye <strong>5 günlük</strong> ömrü kalmıştı.</div> <div>Kamuoyunda infial yaratan bu olayın ardından, <strong>Adalet</strong> <strong>Bakanlığı</strong>, <strong>2 Ocak 2023</strong> tarihli genelgeyle, sürekli hastalık ve kocama hali bulunan mahpusların <strong>cezalarının</strong> <strong>hafifletilmesi</strong> ve <strong>kaldırılması</strong> için genelge yayımladı.</div> <div>Yani anlamak mümkün değil.</div> <div>Adamın durumu ortada, sağlık durumu nedeniyle hayatını kaybedeceği aşikâr ama ille de <strong>prosedür</strong> hazretleri.</div> <div>Yahu Arkadaş!</div> <div>Adam gelmiş <strong>80</strong> <strong>küsur</strong> yaşına, adam <strong>hasta</strong>, adam <strong>psikolojik</strong> <strong>çöküntü</strong> içinde, adama <strong>vasi</strong> tayin edilmiş, adam <strong>ölecek</strong>, sen daha neyin peşindesin hala?</div> <div>Şiddet gören <strong>çocuğu</strong>, mevzuat gözetmeden şaakk diye <strong>ailesinden</strong> <strong>almayı</strong> beceriyorsun ama.</div> <div><strong>Adil</strong> olmakla <strong>adaletli</strong> olmak arasındaki <strong>farkı</strong> görüyorsunuz değil mi?</div> <div>Başında da söylediğimiz gibi, <strong>suçun</strong> <strong>türevine</strong> bakmıyoruz, <strong>hükümlü</strong> <strong>ayrımı</strong> yapmıyoruz. Ama <strong>50</strong> <strong>yaşın</strong> <strong>altındaki</strong> uyuşturucu kaçakçısı, silah kaçakçısı, katil sırf “<strong>başvurusu</strong> <strong>var</strong>” diye affedilirken <strong>80</strong> <strong>yaşını</strong> <strong>geçmiş</strong> <strong>TSK</strong> <strong>Generalinin</strong> “<strong>başvurusu</strong> <strong>yok</strong>” diye içeride tutulmaya devam edilirken hayatını kaybetmesi de yüreğimizi yakıyor, canımızı acıtıyor.</div> <div>İşin bir de <strong>savsaklanma</strong> <strong>boyutu</strong> var ki evlere şenlik.</div> <div>Yine <strong>28</strong> <strong>Şubat</strong> <strong>Davası</strong> hükümlülerinden hapiste <strong>5 emekli general </strong>daha bulunuyor; <strong>Çetin DOĞAN 83, Fevzi TÜRKERİ 82, Yıldırım TÜRKER 82, Cevat Temel ÖZKAYNAK 78, Erol ÖZKASNAK 77</strong> yaşında.</div> <div>Bu <strong>Generallerin</strong> <strong>5’i</strong> <strong>de</strong> “<strong>Cumhurbaşkanının</strong> <strong>af</strong> <strong>yetkisi”</strong> tanımına uyuyor. <strong>Adli</strong> <strong>Tıp</strong> <strong>Kurumu’nun</strong> her biri için kapı gibi raporu da var. Ama <strong>rapor</strong> yetmiyor olacak ki bu <strong>5 Generalin,</strong> <strong>Cumhurbaşkanı</strong> <strong>ERDOĞAN’ın</strong> önüne kadar giden dosyaları hala imzayı bekliyor.</div> <div>Hapishanede mide kanaması geçiren <strong>Em. Org. Ç. DOĞAN,</strong> bir yandan tedavi görürken <strong>Sn. Cumhurbaşkanımız</strong>, işlerinin yoğunluğundan olsa gerek hepi-topu <strong>tek bir imzayı</strong> atmak için <strong>gereken</strong> <strong>vakti</strong> bulamıyor bir türlü.</div> <div>Hukuki açıdan baktığımızda ise <strong>Cumhurbaşkanı</strong> <strong>ERDOĞAN’ın,</strong> bu imza sürecinde zaten <strong>kaçarı</strong> yok. Yani <strong>Cumhurbaşkanının</strong> bu konuda <strong>takdir</strong> <strong>yetkisi</strong> bulunmuyor, imzayı atmak zorunda.</div> <div>Eee?</div> <div>Bu durumdan biz <strong>ne</strong> <strong>sonuç</strong> çıkartalım şimdi?</div> <div>Örneğin, “<strong>ömrünü Türk Silahlı Kuvvetleri’ne adamış, yüksek mertebelere ulaşmış ama tüm bu şanlı kariyerine alçakça, kalleşçe kara çalınması üzerine hayata küsmüş, yine de gururunu çiğnetmeyen, yine de aman dilemeyen Generallere inadına zulmedildiği</strong>” sonucuna varabilir miyiz?</div> <div>Takdir sizin.</div> <div>Bizim sözümüz belli.</div> <div>Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti,</div> <div>Var olsun Türk Milleti.</div> <div>.</div> <div><strong>Yener Bozkurt, dikGAZETE.com</strong></div> <div>https://www.youtube.com/watch?v=nJ-7Frvjlgo</div> <div> </div>