Amedspor… Güreşçi kadınlar… 'Filistinli' Tanrıkulu…

Amedspor… Güreşçi kadınlar… 'Filistinli' Tanrıkulu…

Spor, fiziksel aktivitenin takım ya da kişisel olarak sonuca yansıması olmaktan çıkıp, sosyal bir etkileşim olarak netice vermeye başladı.
Spor, sportif aktivite-yarış...
Sonucunda kaybeden ve kazanının kucaklaştığı bir aktivite olmaktan öteye geçti… Şimdi spor, ‘Sosyal’ bir güç dengesi, propaganda aracı olarak sonuca yansıyor... 

AMED "BOŞ" DURMUYOR!

Sporun içinde görev üstlenenler o kadar ‘dikkat’ uyandıran gelişmelere imza atmaktadırlar ki, bu gelişmelere duyarsız kalmamak imkânsız. İşte size, futbol ligimizde  ‘tescili’ yapılan Diyarbakır’ın takımı Amedspor…  

Futbol ligimizde yer alan bu kulüpteki gelişmeler düşündürücülüğü kadar,  kaygı verici.
Futbolcusunun ‘terör’ örgütüne destek verme amacı ile yaptığı ‘ideolojik’ hareketler yüzünden uzun süreli ceza alması daha hafızalardan silinmedi ki, Futbol Federasyonu önceki gün açıkladığı ‘ceza’ alan takımlar arasında yine bu takımın ismi vardı. Ceza katlanarak bugüne geldiği için de, Amedspor’un 3 puanı silindi…

PFDK, verdiği cezanın gerekçeli kararını, takım taraftarının ‘ideolojik’ propaganda içerikli olması olarak açıkladı. Her mevsimde bir bahar olur. Eğer yaşananlar ‘Bu kaçıncı bahar?’ diye bir sorgulanma zorunluluğu doğuruyor ise, işte o zaman Diyarbakır’da gerçekleşen bu olaylar, sportif olmaktan çıkmıştır...  

Şimdi soru şu: "Diyarbakır tribünlerinde, taraftar değil de ‘ideolojik’ kimlikle yer alarak, yapılan tezahüratlar sahadaki takımın ceza almasına 'sıradan' diyemeyeceğimize göre… Futbol izlemek için tribünde yerini alan ‘futbol’ seyircisinin suçu-günahı ne?"  

"BAYAN" GÜREŞÇİLER OLİMPİYATLARDA 

Batının, haçlı zihniyetin bir projesi olan ve ülkemizde 2000 yılında tohumları atılan bayan güreşi, yavaş yavaş ‘meyvelerini’ vermeye başladı. Şimdilerde, uluslararası arenada gösterime girdi bile. Geçtiğimiz hafta sonu, Avrupa ve Dünya minderlerinde ‘güreş’ adı altında yarıştırılan bayanlarımız-kadınlarımız, 'Olimpiyat Kotası'nı da geçti...

Buradaki soru da şu: 'Türk gibi kuvvetli' olmak ve bu gücünüzü göstermeniz için, sizin illaki soyunup, mayo giymeniz mi gerekiyor?
'Güreş' adı altında ‘mindere’ çıkarılıp, sözde güreştirilen ‘kardeşlerimizin’ en büyük talihsizlikleri, içinde yer aldıkları sosyo-ekonomik durum ile güreş adı altında ‘ahlaksızlığın’ içine çekilmesi….

Kadınlarımız, dünyanın yakından izleyeceği Brezilya’daki oyunlarda mindere çıkacak, Ay-Yıldızlı ‘mayo’ ile yarıştırılacak ve bunun adı ata sporu güreş, bizim de övünç kaynağımız olacak öyle mi!  Kadınlarımıza ‘spor-güreş’ maskesi altında, ahlak kıyımına zemin hazırlayanları bir kez daha, esefle kınıyorum. 

TANRIKULU, FİLİSTİN DÂVÂSININ TEMSİLCİSİ

Değerli büyüğümüz Mehmet Atalay Bey’in dediği gibi "Sporcular artık sadece kendi milletini değil, tüm insanlığın ortak malıdır."
Atalay’ın bu yaklaşımı bir zamanlar Fenerbahçe forması giyen İsrailli oyuncu Revivo’nun "Ben Şaron’un sahadaki elçisiyim" sözünü hatırlattı…

Bugün ise bir başka görevi üstlenen isim,  Avrupa ve Dünya Şampiyonu, Olimpiyat İkincisi Milli Tekvandocumuz Bahri Tanrıkulu. Tanrıkulu, Filistin davasına sahip çıkma, Siyonist İsrail vahşete dikkat çekmek için, Filistin devleti adına Olimpiyatlara katılmak için mücadele ediyor...
Uzun yıllar İstanbul Büyükşehir Belediyesi forması giyen, başarısı kişiliği-efendiliği örtüşen milli sporcumuzun takdiri hak eden bu ‘duyarlı’ davranışı, İsrail’in Filistin’e yaptığı ‘faşist’ uygulamasını protesto eden Milli Yüzücü Kerem Arda kardeşimizin Mavi Marmara gemisine destek amaçlı yüzmesini hatırlattı…

Amedspor...
Güreştirilen bayanlar...
Ve Filistin davasına sahip çıkmak için tekvandoda mindere çıkan milli sporcumuz Bahri.
Evet, adı "Spor" ama verilen mesajlar ortada.
Ameliniz, niyetinizi yansıtır. Bu durumda, ‘oyundan’ ibaret olan dünya hayatındaki rolünüzü belirler.
Karşılığı mı!
Onu, hesap günü yüce yaratan Allah (cc) bilir…

Spor, fiziksel aktivitenin takım ya da kişisel olarak sonuca yansıması olmaktan çıkıp, sosyal bir etkileşim olarak netice vermeye başladı.
Spor, sportif aktivite-yarış...
Sonucunda kaybeden ve kazanının kucaklaştığı bir aktivite olmaktan öteye geçti… Şimdi spor, ‘Sosyal’ bir güç dengesi, propaganda aracı olarak sonuca yansıyor... 

AMED "BOŞ" DURMUYOR!

Sporun içinde görev üstlenenler o kadar ‘dikkat’ uyandıran gelişmelere imza atmaktadırlar ki, bu gelişmelere duyarsız kalmamak imkânsız. İşte size, futbol ligimizde  ‘tescili’ yapılan Diyarbakır’ın takımı Amedspor…  

Futbol ligimizde yer alan bu kulüpteki gelişmeler düşündürücülüğü kadar,  kaygı verici.
Futbolcusunun ‘terör’ örgütüne destek verme amacı ile yaptığı ‘ideolojik’ hareketler yüzünden uzun süreli ceza alması daha hafızalardan silinmedi ki, Futbol Federasyonu önceki gün açıkladığı ‘ceza’ alan takımlar arasında yine bu takımın ismi vardı. Ceza katlanarak bugüne geldiği için de, Amedspor’un 3 puanı silindi…

PFDK, verdiği cezanın gerekçeli kararını, takım taraftarının ‘ideolojik’ propaganda içerikli olması olarak açıkladı. Her mevsimde bir bahar olur. Eğer yaşananlar ‘Bu kaçıncı bahar?’ diye bir sorgulanma zorunluluğu doğuruyor ise, işte o zaman Diyarbakır’da gerçekleşen bu olaylar, sportif olmaktan çıkmıştır...  

Şimdi soru şu: "Diyarbakır tribünlerinde, taraftar değil de ‘ideolojik’ kimlikle yer alarak, yapılan tezahüratlar sahadaki takımın ceza almasına 'sıradan' diyemeyeceğimize göre… Futbol izlemek için tribünde yerini alan ‘futbol’ seyircisinin suçu-günahı ne?"  

"BAYAN" GÜREŞÇİLER OLİMPİYATLARDA 

Batının, haçlı zihniyetin bir projesi olan ve ülkemizde 2000 yılında tohumları atılan bayan güreşi, yavaş yavaş ‘meyvelerini’ vermeye başladı. Şimdilerde, uluslararası arenada gösterime girdi bile. Geçtiğimiz hafta sonu, Avrupa ve Dünya minderlerinde ‘güreş’ adı altında yarıştırılan bayanlarımız-kadınlarımız, 'Olimpiyat Kotası'nı da geçti...

Buradaki soru da şu: 'Türk gibi kuvvetli' olmak ve bu gücünüzü göstermeniz için, sizin illaki soyunup, mayo giymeniz mi gerekiyor?
'Güreş' adı altında ‘mindere’ çıkarılıp, sözde güreştirilen ‘kardeşlerimizin’ en büyük talihsizlikleri, içinde yer aldıkları sosyo-ekonomik durum ile güreş adı altında ‘ahlaksızlığın’ içine çekilmesi….

Kadınlarımız, dünyanın yakından izleyeceği Brezilya’daki oyunlarda mindere çıkacak, Ay-Yıldızlı ‘mayo’ ile yarıştırılacak ve bunun adı ata sporu güreş, bizim de övünç kaynağımız olacak öyle mi!  Kadınlarımıza ‘spor-güreş’ maskesi altında, ahlak kıyımına zemin hazırlayanları bir kez daha, esefle kınıyorum. 

TANRIKULU, FİLİSTİN DÂVÂSININ TEMSİLCİSİ

Değerli büyüğümüz Mehmet Atalay Bey’in dediği gibi "Sporcular artık sadece kendi milletini değil, tüm insanlığın ortak malıdır."
Atalay’ın bu yaklaşımı bir zamanlar Fenerbahçe forması giyen İsrailli oyuncu Revivo’nun "Ben Şaron’un sahadaki elçisiyim" sözünü hatırlattı…

Bugün ise bir başka görevi üstlenen isim,  Avrupa ve Dünya Şampiyonu, Olimpiyat İkincisi Milli Tekvandocumuz Bahri Tanrıkulu. Tanrıkulu, Filistin davasına sahip çıkma, Siyonist İsrail vahşete dikkat çekmek için, Filistin devleti adına Olimpiyatlara katılmak için mücadele ediyor...
Uzun yıllar İstanbul Büyükşehir Belediyesi forması giyen, başarısı kişiliği-efendiliği örtüşen milli sporcumuzun takdiri hak eden bu ‘duyarlı’ davranışı, İsrail’in Filistin’e yaptığı ‘faşist’ uygulamasını protesto eden Milli Yüzücü Kerem Arda kardeşimizin Mavi Marmara gemisine destek amaçlı yüzmesini hatırlattı…

Amedspor...
Güreştirilen bayanlar...
Ve Filistin davasına sahip çıkmak için tekvandoda mindere çıkan milli sporcumuz Bahri.
Evet, adı "Spor" ama verilen mesajlar ortada.
Ameliniz, niyetinizi yansıtır. Bu durumda, ‘oyundan’ ibaret olan dünya hayatındaki rolünüzü belirler.
Karşılığı mı!
Onu, hesap günü yüce yaratan Allah (cc) bilir…