Ankara-Moskova işbirliğinde Libya süreci hangi aşamada? 

Ankara-Moskova işbirliğinde Libya süreci hangi aşamada? 

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın “Teyide muhtaç bilgiye göre darbeci Hafter Libya dışına çıktı” ifadesine bakılırsa, darbeci Hafter ülkeyi terk etti. 

Birleşik Arap Emirlikleri veya Mısır'ın başkenti Kahire'ye kaçtığı  söyleniyor. Hafter, geçen hafta içerisinde kendisine destek verdiği bilinen ülkelerden Mısır'a giderek temaslarda bulunmuştu. 

Mısır anlaşılabilir ama bu Halife Hafter'in Venezuela'da işi ne? Venezuela'da muhalif lider Juan Guaido, Hafter'in “özel jetiyle geçtiğimiz Pazar günü Venezuela'ya gittiği”nin iddiasını paylaştı. 

Ancak ABD'nin maşası Juan Guaido'un işkembeden attığı, Almanya'nın Libya Büyükelçisi Oliver Owcza'ın Bingazi’de Halife Hafter ile bir araya gelmesi ve görüşmeden bir fotoğraf paylaşması ile ortaya çıktı.

Alman Büyükelçi’nin BM destekli meşru Libya hükümeti yerine çapulcu Hafter ile görüşmeyi tercih etmesi, Almanlar’ın Libya'da farklı bir ajandası olduğunu göstermez mi? 

Demek ki Almanlar, Hafter'in kontrol ettiği bölgedeki doğalgaz ve petrol kaynakları ile ilgileniyorlar. 

Alman Büyükelçi tehlikeli sularda yüzüyor. Doğduğu Berlin ile Bingazi'yi karıştırıyor olmasın? Koruma ordusuna rağmen Bingazi, onun gibiler için hiç de güvenli değil. 

Oliver Owcza, Haziran 2012-Eylül 2012 tarihleri ​​arasında Libya'nın Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi olan John Christopher "Chris" Stevens'ın feci akıbetini nasıl unutabilir? 

Ecel, ABD Libya Büyükelçisi John Christopher "Chris" Stevens'ı, Bingazi’de buldu. Öleceğini bilseydi hiç Bingazi'ye gider miydi? Kıssadan hisse. 

Venezuelalı Don Juan'ın da zerre miskal kafasının çalışmadığına iddiaya girebilirim. Bu CIA devşirmesi General Hafter'in, Türk soylular ve Türkiye ile arası yok. Geçmişte Türk soylulara karşı nefret dili kullandığı gibi etnik kırım yapmıştı. 

Ayrıca Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro Moros ile Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan arasından su sızmıyor. 

Eyyy Don Juan söyle bakalım, Madura, Türkiye düşmanı Hafter'i kapısından içeri sokar mı? 

Türk’e kefen biçene Türk kefen biçer!..

Bingazi, Dernek, Tobruk, Traslupgarp ve Misratalılar'ın Türk kardeşlerini beklediği süreçte, TBMM'de Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi kabul edilince, “ölsem de gam yemem” diye yazmıştım. 

Türk Ordusu’na Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Paşa'nın izinden, seferberlik emri çıkmıştı. Bununla birlikte, Türk Beyaz Hayaletler, yıllar öncesinde Libya'da vaziyet almıştı. 

Büyükelçi Christopher Stevens, Libya’ya ilk geldiğinde yaptığı ‘merhaba’ konuşmasında özellikle Türkiye’den  hiç de hoş olmayan bir üslupla söz etmiş; Amerika sizin için burada. Bir çok ülke saklandığı yerden çıkıyor ve para teklif ediyor. En son Türkiye” demişti.

Bu sözleri, onun ölüm fermanı oldu. 

Libya’nın Bingazi kentindeki ABD Büyükelçiliği’ne düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden ABD'nin Trablus Büyükelçisi Chris Stevens’ın son yemeğini bir Türk diplomat, Türkiye’nin Bingazi Konsolosu Ali Sait Akın ile yediği  gündeme gelmişti. 

Ancak Stevens ile Akın arasındaki görüşmenin Türk tarafı açısından beklenilen olumlulukta geçmemesi üzerine Amerikan Büyükelçisi Stevens ile görüşmeden çıkan Akın’ın Amerikan konsolosluğu çevresinde İslamcı militanların yığılmaya başladığını görmesine rağmen Amerikalıları haberdar etmemekle itham edilmişti.

Ankara ve Moskova arasında Libya krizi yok!

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, uzun süredir, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile her iki ülkenin çıkarlarını kesiştiren politika uyguluyor.

Enerji Jeopolitiği, hava savunma sistemi ve Suriye'de sahada  gerçekleşen işbirliğinin, ekonomik, siyasi ve askeri sonuçlarına şimdi de Libya’da, Ankara-Moskova arasındaki mutabakat eklendi.  

Washington, Berlin, Roma, Paris ve tabii ki Londra gibi küresel güç merkezlerini ürküten bir gelişme bu. İsrail bu denklemin dışında. 

Atina ve Güney Kıbrıs Rum yönetimini saymaya gerek bile yok. Ateş olsalar cürümleri kadar yer yakarlar. Kimin neyin borazanı olduklarını Türk Kamuoyu yakinen biliyor. 

Wagner grubu Libya'dan ayrıldı… 

Hafter saflarında savaşan Wagner güvenlik şirketi, Rus Federal Haber Ajansı'nın da bağlı olduğu Internet Research Agency’ye (İnternet Araştırma Ajansı) bağlı ve sahibi, Rus iş insanı (oligark) Yevgeny Viktorovich Prigozhin'e ait.

Kremlin Sarayı'nın yemek işini yönettiği için "Şef" lakabıyla anılan ve Putin'e yakınlığı ile bilinen Yevgeny Viktorovich Prigozhin'e ait güvenlik şirketi Wagner grubu, Suriye, Ukrayna, Libya ve Afrika ülkelerinde paralı askerleri ve siyasi faaliyetleriyle tanınıyor.

Erdoğan’la telefon görüşmesinden sonra Putin'in talimatı üzerine Rus güvenlik şirketi Wagner'e mensup paralı askerler, Mayıs ortasında üç uçakla ülkeden ayrıldı. 

Putin istemese, Rus paralı askerlerin Libya'dan ayrılması mümkün mü? Nasıl olsa Rusya’nın Libya'da resmi olarak orduya bağlı askerleri bulunmuyor. 

Ruslar, Libya’da ABD ile Avrupalı ortaklarını ters köşeye yatırdı. Rusya ve Mısır, iş birliği alanlarını genişletme arayışını sürdürürken Abdülfettah Sisi’nin yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi, Kahire’ye Moskova’ya karşı mevcut siyasetini sürdürme imkânı verdi. 

Mısır’da Rus askeri üsleri…

Rusya, Mısır’da Türkiye’ye benzer iki mega proje yürütüyor. Birincisi Port Said’in doğusunda yapımı süren sanayi bölgesi, diğeri de uzun vadeli iş birliği içeren El Daba’daki nükleer santral projesi.

Rusya-Mısır ilişkilerinde öncelik askeri-teknik, hatta askeri-siyasi iş birliğinde. 

Mısır, iki yıl önce mütekabiliyet ilkesi temelinde ve beş gün önceden haber verilmesi koşuluyla Rus askeri uçaklarına Mısır hava sahasını ve Mısır’daki tesisleri kullanma izni veren beş yıllık bir düzenlemeyi kabul etti. 

Anlaşma, Rus Hava Kuvvetleri ile Mısır Paraşütçü Birlikleri’nin, ortak tatbikat prosedürlerini de kolaylaştırmıştı. 

Ayrıca bu anlaşma ile Rus uçaklarının Akdeniz bölgesinde keşif ve gözetleme yapması sağladığı gibi bunun da ötesinde Libya’daki durum kötüye giderse Rusya’nın buradaki konumunu güçlendiriyordu.

Mısır, Libya’yla olan batı sınırını ve petrol sahalarını korumak amacıyla “Ortadoğu’nun en büyük askeri üssü” dediği bir üssü faaliyete geçirdi. Mısır-Libya sınırı yakınlarında bulunan Sidi Barrani’deki tesisler de onarıma alındı.

Rusya, Sidi Barrani’deki eski Sovyet hava üssüne özel kuvvetler ve insansız hava araçları konuşlandırdı. 

Rusya’yla Mısır arasındaki askeri-teknik iş birliği giderek stratejik nitelik kazanıyor. Bu bağlamda Mısır yönetimin Rusya ile askeri ve ekonomik ilişkilerinin ABD yönetiminden bir adım önde gittiği söylenebilir. 

2015 sonbaharında Mısır, Rusya’ya 46 adet Ka-52 Alligator tipi saldırı helikopteri siparişi vermiş, ayrıca 50 civarında MiG-29M/MiG-29M2 tipi savaş uçağı almıştı. 

Haziran 2017’de İskenderiye Limanı’na S-300VM Antey-2500 tipi uçaksavar sistemleri indirilmişti. 

Kamuoyundan gizlenen başka anlaşmalar da var. 

Rusya, son teknoloji ile tasarlanmış, çok amaçlı, üç boyutlu Protivnik-GE radarını Mısır ordusuna tedarik etti. 

2017 yazında ise Rusya’da önemli bir makine üreticisi olan UralVagonZavod şirketi, 2016 faaliyet raporunda, T-90S/SK tipi Rus muharebe tanklarının Mısır’da lisanslı üretimi planlandığı bilgisini paylaşmıştı. 

Rusya ve Mısır, 400 civarında T-90S/SK tankının Mısır’da lisanslı montajını öngören bir anlaşmayı sonuçlandıralı hayli zaman oldu. 

Nereden bakarsanız bakın, ABD’nin sıkı rekabeti karşısında Rusya’nın Mısır’la yaptığı silah anlaşmaları, Rusya’nın Libya'da Mısır’ı kendi safına çekmesinde büyük ölçüde başarıyla gerçekleştirdi. 

Uzun lafın kısası Ruslar, Mısır aracılığı ile CIA devşirmesi Halife Hafter'e yaklaştılar. Kontrollü destek sundular. Hafter'in yakınındaki isimlere nüfuz, işbirliğine ikna ettiler.

‘Malkara-Keşan, hoppala paşam'

Beyaz Saray, Washington ve Kahire yönetimlerinin ateşkes görüşmelerinin sürdürülmesi ve yabancı güçlerin (Türkiye-Rusya) Libya'yı terk etmesini istiyor.

Trakya’da bir söz var böylesi durumlar için, “Malkara Keşan hoppala paşamdiye.

Sığır çobanları, hem Ruslar hem de Türkler tarafından nasıl bir tufaya düşürüldüklerini anladıklarında, atı alan Bingazi'yi geçti. 

Türkiye ve BM destekli meşru Libya devletinin üst üste aldığı askeri başarılar ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'ı çileden çıkarmış olmalı ki, "Leş Kargaları üşüşmeye başladı. Artık Libyalılar için konuşma, Rusların müdahalesinin ise sona erme vakti. Ulusal Petrol Şirketi (NOC) derhal ve hiçbir gecikme olmaksızın Libya halkının imkanlarını korumak için tüm petrol sahalarını kontrol edebiliyor olmalı…  gibi izaha muhtaç demeçler veriyor. 

Akılları sıra Türkiye’ye ayar vermeye kalkıyorlar. F-35 savaş uçakları, Ankara'nın Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alması sonucu ortaya çıkan anlaşmazlık sebebiyle Türkiye'ye teslim edilmemişti. 

ABD Senatosu, Türkiye’nin satın aldığı ve parasını peşin ödediği 6 adet F-35 savaş uçağının modifiye edilmesine ve ABD Hava Kuvvetleri’nde kullanılmasına karar verdi. Çok korktuk! 

Üç yıl önce Erdoğan, Sisi'ye bağırırken Rusya, askerlerini Mısır'ın Libya sınırı yakınlarındaki bir askeri üste konuşlandırdı…

Ruslar’ın Tobruk ve Bingazi'de  mevcut askeri üsleri şimdilik boşaltıldı. Bununla birlikte Rus özel kuvvetlerinin ve insansız hava araçlarının yerleştirildiği üs, Mısır-Libya sınırına yaklaşık 100 kilometre uzaklıktaki Sidi Barrani kasabasında bulunuyor.

Rus komutanlar, Hafter'e bağlı Libya güçlerini burada eğittiler. Rusya'nın Mısır'ın kuzeybatısında ve Libya yakınlarında bulunan Mersâ Matruh üssünü de kullandığı İngiliz istihbarat raporlarında yer almıştı. 

Ankara-Kahire arasında Moskova mekik dokuyor…

Mısır’ı yakından takip eden Mısır El Ezher mezunu değerli muharrir Ahmet Gürbüz, Mısır ile Türkiye arasında meraklı gözlerden uzak yeni bir ilişkinin başlamış olabileceğini Fatih Altaylı'nın yazısı ve Aydınlık Gazetesi’nin ilgili haberini  referans göstererek gündeme taşımıştı. 

Gürbüz’e göre, Aydınlık Gazetesi “backgroundu olan” bir konuyu belli hazırlıklardan sonra El Ehram Gazetesi’nin eski Genel Yayın Yönetmeni Muhammed Sabreen’in kaleminden dökülen taleplerle bir ‘detente’ durum oluşturmak için bu haberi servis etmişti.  

Mısır Devleti'ne bağlı Al Ahram Gazetesi’nin Genel Müdürü (Mısır İstihbaratının mutemet personeli) Mohamed Sabreen, “Türkiye-Mısır ilişkilerinde normalleşme önerileri” başlıklı makalesinde, ilişkilerin normalleşmesi halinde Türkiye ve Mısır'ın teröre karşı ortak mücadele verebileceğini, Doğu Akdeniz gazının çıkarılması konusunda, iki ülkenin birbirine yardımcı olabileceğini  düşünüyordu. 

ABD'nin Türkiye’nin Akdeniz’de ittifaklar kurmasının önüne geçen pozisyonuna dikkat çeken Mısırlı gazeteci, iki ülke arasında en önemli konu olan Müslüman Kardeşler sorununun öncelikle çözülmesinin önemine değiniyor. 

Libya, Suriye ve Irak konularında ortak bir işbirliği mekanizması kurulabilir” diyor.  

Son olarak “tüm anlaşmazlıklar çözüldüğünde, Mısır, Türkiye, Körfez ülkeleri, Suriye, Irak, Ürdün, Cezayir ve Fas arasında ekonomik, siyasi ve güvenlik alanlarında işbirliği adımları atılabilir” görüşünde. 

Mısırlılar ve Türkler kendilerine güvenmeliler. Geleceğimize başkaları değil bizler karar verebiliriz. Batı, ilişki kurmamızı istemiyor oysa kaderimiz ortak” diyor. 

Görünürde bu diyalog, Doğu Perinçek ve Vatan Partisi’nin yarı resmi yayın organı Aydınlık Gazetesi ile Mısır basınının Amiral gemisi El Ahram arasında yaşanmış olsa da el altından Rusya’nın, bu yakınlaşma çabasının mimarı olduğu söyleniyor. 

Hülasa, Suriye’de önce çatışan Rusya ve Türkiye nasıl “aklın yolu birdir” diyerek bir anlaşma zemini inşa ettiler ise, benzer bir girişimi Libya'da taçlandırıyorlar. 

Rus gemilerinin, bombardıman ve nakliye uçaklarının Mısır’da konuşlanması Türkiye’yi ve Türkler’i değil, ABD ile Avrupalı ortaklarını endişelendiriyor.  

Şimdiki Kraliçe Elizabeth'in kocası hangi Yunan kralı ile kuzen? 

Avrasya kadim geleneği, dünya barışının merkezinde en büyük çekim gücü. 

Türk ve Slav halklarının her alandaki işbirliği hiç şüphesiz, yaşanabilir bir dünyanın teminatı olacaktır.

Ayasofya ibadete açılsın” çığırtkanlığının arka planında  biraz da bu Amerikancı parazitler görünüyor gibi. Ne diyeyim, Allah ıslah etsin, akıl fikir versin.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın “Teyide muhtaç bilgiye göre darbeci Hafter Libya dışına çıktı” ifadesine bakılırsa, darbeci Hafter ülkeyi terk etti. 

Birleşik Arap Emirlikleri veya Mısır'ın başkenti Kahire'ye kaçtığı  söyleniyor. Hafter, geçen hafta içerisinde kendisine destek verdiği bilinen ülkelerden Mısır'a giderek temaslarda bulunmuştu. 

Mısır anlaşılabilir ama bu Halife Hafter'in Venezuela'da işi ne? Venezuela'da muhalif lider Juan Guaido, Hafter'in “özel jetiyle geçtiğimiz Pazar günü Venezuela'ya gittiği”nin iddiasını paylaştı. 

Ancak ABD'nin maşası Juan Guaido'un işkembeden attığı, Almanya'nın Libya Büyükelçisi Oliver Owcza'ın Bingazi’de Halife Hafter ile bir araya gelmesi ve görüşmeden bir fotoğraf paylaşması ile ortaya çıktı.

Alman Büyükelçi’nin BM destekli meşru Libya hükümeti yerine çapulcu Hafter ile görüşmeyi tercih etmesi, Almanlar’ın Libya'da farklı bir ajandası olduğunu göstermez mi? 

Demek ki Almanlar, Hafter'in kontrol ettiği bölgedeki doğalgaz ve petrol kaynakları ile ilgileniyorlar. 

Alman Büyükelçi tehlikeli sularda yüzüyor. Doğduğu Berlin ile Bingazi'yi karıştırıyor olmasın? Koruma ordusuna rağmen Bingazi, onun gibiler için hiç de güvenli değil. 

Oliver Owcza, Haziran 2012-Eylül 2012 tarihleri ​​arasında Libya'nın Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi olan John Christopher "Chris" Stevens'ın feci akıbetini nasıl unutabilir? 

Ecel, ABD Libya Büyükelçisi John Christopher "Chris" Stevens'ı, Bingazi’de buldu. Öleceğini bilseydi hiç Bingazi'ye gider miydi? Kıssadan hisse. 

Venezuelalı Don Juan'ın da zerre miskal kafasının çalışmadığına iddiaya girebilirim. Bu CIA devşirmesi General Hafter'in, Türk soylular ve Türkiye ile arası yok. Geçmişte Türk soylulara karşı nefret dili kullandığı gibi etnik kırım yapmıştı. 

Ayrıca Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro Moros ile Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan arasından su sızmıyor. 

Eyyy Don Juan söyle bakalım, Madura, Türkiye düşmanı Hafter'i kapısından içeri sokar mı? 

Türk’e kefen biçene Türk kefen biçer!..

Bingazi, Dernek, Tobruk, Traslupgarp ve Misratalılar'ın Türk kardeşlerini beklediği süreçte, TBMM'de Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi kabul edilince, “ölsem de gam yemem” diye yazmıştım. 

Türk Ordusu’na Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Paşa'nın izinden, seferberlik emri çıkmıştı. Bununla birlikte, Türk Beyaz Hayaletler, yıllar öncesinde Libya'da vaziyet almıştı. 

Büyükelçi Christopher Stevens, Libya’ya ilk geldiğinde yaptığı ‘merhaba’ konuşmasında özellikle Türkiye’den  hiç de hoş olmayan bir üslupla söz etmiş; Amerika sizin için burada. Bir çok ülke saklandığı yerden çıkıyor ve para teklif ediyor. En son Türkiye” demişti.

Bu sözleri, onun ölüm fermanı oldu. 

Libya’nın Bingazi kentindeki ABD Büyükelçiliği’ne düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden ABD'nin Trablus Büyükelçisi Chris Stevens’ın son yemeğini bir Türk diplomat, Türkiye’nin Bingazi Konsolosu Ali Sait Akın ile yediği  gündeme gelmişti. 

Ancak Stevens ile Akın arasındaki görüşmenin Türk tarafı açısından beklenilen olumlulukta geçmemesi üzerine Amerikan Büyükelçisi Stevens ile görüşmeden çıkan Akın’ın Amerikan konsolosluğu çevresinde İslamcı militanların yığılmaya başladığını görmesine rağmen Amerikalıları haberdar etmemekle itham edilmişti.

Ankara ve Moskova arasında Libya krizi yok!

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, uzun süredir, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile her iki ülkenin çıkarlarını kesiştiren politika uyguluyor.

Enerji Jeopolitiği, hava savunma sistemi ve Suriye'de sahada  gerçekleşen işbirliğinin, ekonomik, siyasi ve askeri sonuçlarına şimdi de Libya’da, Ankara-Moskova arasındaki mutabakat eklendi.  

Washington, Berlin, Roma, Paris ve tabii ki Londra gibi küresel güç merkezlerini ürküten bir gelişme bu. İsrail bu denklemin dışında. 

Atina ve Güney Kıbrıs Rum yönetimini saymaya gerek bile yok. Ateş olsalar cürümleri kadar yer yakarlar. Kimin neyin borazanı olduklarını Türk Kamuoyu yakinen biliyor. 

Wagner grubu Libya'dan ayrıldı… 

Hafter saflarında savaşan Wagner güvenlik şirketi, Rus Federal Haber Ajansı'nın da bağlı olduğu Internet Research Agency’ye (İnternet Araştırma Ajansı) bağlı ve sahibi, Rus iş insanı (oligark) Yevgeny Viktorovich Prigozhin'e ait.

Kremlin Sarayı'nın yemek işini yönettiği için "Şef" lakabıyla anılan ve Putin'e yakınlığı ile bilinen Yevgeny Viktorovich Prigozhin'e ait güvenlik şirketi Wagner grubu, Suriye, Ukrayna, Libya ve Afrika ülkelerinde paralı askerleri ve siyasi faaliyetleriyle tanınıyor.

Erdoğan’la telefon görüşmesinden sonra Putin'in talimatı üzerine Rus güvenlik şirketi Wagner'e mensup paralı askerler, Mayıs ortasında üç uçakla ülkeden ayrıldı. 

Putin istemese, Rus paralı askerlerin Libya'dan ayrılması mümkün mü? Nasıl olsa Rusya’nın Libya'da resmi olarak orduya bağlı askerleri bulunmuyor. 

Ruslar, Libya’da ABD ile Avrupalı ortaklarını ters köşeye yatırdı. Rusya ve Mısır, iş birliği alanlarını genişletme arayışını sürdürürken Abdülfettah Sisi’nin yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi, Kahire’ye Moskova’ya karşı mevcut siyasetini sürdürme imkânı verdi. 

Mısır’da Rus askeri üsleri…

Rusya, Mısır’da Türkiye’ye benzer iki mega proje yürütüyor. Birincisi Port Said’in doğusunda yapımı süren sanayi bölgesi, diğeri de uzun vadeli iş birliği içeren El Daba’daki nükleer santral projesi.

Rusya-Mısır ilişkilerinde öncelik askeri-teknik, hatta askeri-siyasi iş birliğinde. 

Mısır, iki yıl önce mütekabiliyet ilkesi temelinde ve beş gün önceden haber verilmesi koşuluyla Rus askeri uçaklarına Mısır hava sahasını ve Mısır’daki tesisleri kullanma izni veren beş yıllık bir düzenlemeyi kabul etti. 

Anlaşma, Rus Hava Kuvvetleri ile Mısır Paraşütçü Birlikleri’nin, ortak tatbikat prosedürlerini de kolaylaştırmıştı. 

Ayrıca bu anlaşma ile Rus uçaklarının Akdeniz bölgesinde keşif ve gözetleme yapması sağladığı gibi bunun da ötesinde Libya’daki durum kötüye giderse Rusya’nın buradaki konumunu güçlendiriyordu.

Mısır, Libya’yla olan batı sınırını ve petrol sahalarını korumak amacıyla “Ortadoğu’nun en büyük askeri üssü” dediği bir üssü faaliyete geçirdi. Mısır-Libya sınırı yakınlarında bulunan Sidi Barrani’deki tesisler de onarıma alındı.

Rusya, Sidi Barrani’deki eski Sovyet hava üssüne özel kuvvetler ve insansız hava araçları konuşlandırdı. 

Rusya’yla Mısır arasındaki askeri-teknik iş birliği giderek stratejik nitelik kazanıyor. Bu bağlamda Mısır yönetimin Rusya ile askeri ve ekonomik ilişkilerinin ABD yönetiminden bir adım önde gittiği söylenebilir. 

2015 sonbaharında Mısır, Rusya’ya 46 adet Ka-52 Alligator tipi saldırı helikopteri siparişi vermiş, ayrıca 50 civarında MiG-29M/MiG-29M2 tipi savaş uçağı almıştı. 

Haziran 2017’de İskenderiye Limanı’na S-300VM Antey-2500 tipi uçaksavar sistemleri indirilmişti. 

Kamuoyundan gizlenen başka anlaşmalar da var. 

Rusya, son teknoloji ile tasarlanmış, çok amaçlı, üç boyutlu Protivnik-GE radarını Mısır ordusuna tedarik etti. 

2017 yazında ise Rusya’da önemli bir makine üreticisi olan UralVagonZavod şirketi, 2016 faaliyet raporunda, T-90S/SK tipi Rus muharebe tanklarının Mısır’da lisanslı üretimi planlandığı bilgisini paylaşmıştı. 

Rusya ve Mısır, 400 civarında T-90S/SK tankının Mısır’da lisanslı montajını öngören bir anlaşmayı sonuçlandıralı hayli zaman oldu. 

Nereden bakarsanız bakın, ABD’nin sıkı rekabeti karşısında Rusya’nın Mısır’la yaptığı silah anlaşmaları, Rusya’nın Libya'da Mısır’ı kendi safına çekmesinde büyük ölçüde başarıyla gerçekleştirdi. 

Uzun lafın kısası Ruslar, Mısır aracılığı ile CIA devşirmesi Halife Hafter'e yaklaştılar. Kontrollü destek sundular. Hafter'in yakınındaki isimlere nüfuz, işbirliğine ikna ettiler.

‘Malkara-Keşan, hoppala paşam'

Beyaz Saray, Washington ve Kahire yönetimlerinin ateşkes görüşmelerinin sürdürülmesi ve yabancı güçlerin (Türkiye-Rusya) Libya'yı terk etmesini istiyor.

Trakya’da bir söz var böylesi durumlar için, “Malkara Keşan hoppala paşamdiye.

Sığır çobanları, hem Ruslar hem de Türkler tarafından nasıl bir tufaya düşürüldüklerini anladıklarında, atı alan Bingazi'yi geçti. 

Türkiye ve BM destekli meşru Libya devletinin üst üste aldığı askeri başarılar ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'ı çileden çıkarmış olmalı ki, "Leş Kargaları üşüşmeye başladı. Artık Libyalılar için konuşma, Rusların müdahalesinin ise sona erme vakti. Ulusal Petrol Şirketi (NOC) derhal ve hiçbir gecikme olmaksızın Libya halkının imkanlarını korumak için tüm petrol sahalarını kontrol edebiliyor olmalı…  gibi izaha muhtaç demeçler veriyor. 

Akılları sıra Türkiye’ye ayar vermeye kalkıyorlar. F-35 savaş uçakları, Ankara'nın Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alması sonucu ortaya çıkan anlaşmazlık sebebiyle Türkiye'ye teslim edilmemişti. 

ABD Senatosu, Türkiye’nin satın aldığı ve parasını peşin ödediği 6 adet F-35 savaş uçağının modifiye edilmesine ve ABD Hava Kuvvetleri’nde kullanılmasına karar verdi. Çok korktuk! 

Üç yıl önce Erdoğan, Sisi'ye bağırırken Rusya, askerlerini Mısır'ın Libya sınırı yakınlarındaki bir askeri üste konuşlandırdı…

Ruslar’ın Tobruk ve Bingazi'de  mevcut askeri üsleri şimdilik boşaltıldı. Bununla birlikte Rus özel kuvvetlerinin ve insansız hava araçlarının yerleştirildiği üs, Mısır-Libya sınırına yaklaşık 100 kilometre uzaklıktaki Sidi Barrani kasabasında bulunuyor.

Rus komutanlar, Hafter'e bağlı Libya güçlerini burada eğittiler. Rusya'nın Mısır'ın kuzeybatısında ve Libya yakınlarında bulunan Mersâ Matruh üssünü de kullandığı İngiliz istihbarat raporlarında yer almıştı. 

Ankara-Kahire arasında Moskova mekik dokuyor…

Mısır’ı yakından takip eden Mısır El Ezher mezunu değerli muharrir Ahmet Gürbüz, Mısır ile Türkiye arasında meraklı gözlerden uzak yeni bir ilişkinin başlamış olabileceğini Fatih Altaylı'nın yazısı ve Aydınlık Gazetesi’nin ilgili haberini  referans göstererek gündeme taşımıştı. 

Gürbüz’e göre, Aydınlık Gazetesi “backgroundu olan” bir konuyu belli hazırlıklardan sonra El Ehram Gazetesi’nin eski Genel Yayın Yönetmeni Muhammed Sabreen’in kaleminden dökülen taleplerle bir ‘detente’ durum oluşturmak için bu haberi servis etmişti.  

Mısır Devleti'ne bağlı Al Ahram Gazetesi’nin Genel Müdürü (Mısır İstihbaratının mutemet personeli) Mohamed Sabreen, “Türkiye-Mısır ilişkilerinde normalleşme önerileri” başlıklı makalesinde, ilişkilerin normalleşmesi halinde Türkiye ve Mısır'ın teröre karşı ortak mücadele verebileceğini, Doğu Akdeniz gazının çıkarılması konusunda, iki ülkenin birbirine yardımcı olabileceğini  düşünüyordu. 

ABD'nin Türkiye’nin Akdeniz’de ittifaklar kurmasının önüne geçen pozisyonuna dikkat çeken Mısırlı gazeteci, iki ülke arasında en önemli konu olan Müslüman Kardeşler sorununun öncelikle çözülmesinin önemine değiniyor. 

Libya, Suriye ve Irak konularında ortak bir işbirliği mekanizması kurulabilir” diyor.  

Son olarak “tüm anlaşmazlıklar çözüldüğünde, Mısır, Türkiye, Körfez ülkeleri, Suriye, Irak, Ürdün, Cezayir ve Fas arasında ekonomik, siyasi ve güvenlik alanlarında işbirliği adımları atılabilir” görüşünde. 

Mısırlılar ve Türkler kendilerine güvenmeliler. Geleceğimize başkaları değil bizler karar verebiliriz. Batı, ilişki kurmamızı istemiyor oysa kaderimiz ortak” diyor. 

Görünürde bu diyalog, Doğu Perinçek ve Vatan Partisi’nin yarı resmi yayın organı Aydınlık Gazetesi ile Mısır basınının Amiral gemisi El Ahram arasında yaşanmış olsa da el altından Rusya’nın, bu yakınlaşma çabasının mimarı olduğu söyleniyor. 

Hülasa, Suriye’de önce çatışan Rusya ve Türkiye nasıl “aklın yolu birdir” diyerek bir anlaşma zemini inşa ettiler ise, benzer bir girişimi Libya'da taçlandırıyorlar. 

Rus gemilerinin, bombardıman ve nakliye uçaklarının Mısır’da konuşlanması Türkiye’yi ve Türkler’i değil, ABD ile Avrupalı ortaklarını endişelendiriyor.  

Şimdiki Kraliçe Elizabeth'in kocası hangi Yunan kralı ile kuzen? 

Avrasya kadim geleneği, dünya barışının merkezinde en büyük çekim gücü. 

Türk ve Slav halklarının her alandaki işbirliği hiç şüphesiz, yaşanabilir bir dünyanın teminatı olacaktır.

Ayasofya ibadete açılsın” çığırtkanlığının arka planında  biraz da bu Amerikancı parazitler görünüyor gibi. Ne diyeyim, Allah ıslah etsin, akıl fikir versin.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete