“Arda’ya itibarsızlaştırma operasyonu..."

“Arda’ya itibarsızlaştırma operasyonu..."

Bir gazeteciye fiziksel ve sözlü saldırıda buluna Arda Turan, Milli takımı bıraktığını söyledi. Kendisine saldırıda bulunan Bilal Meşe, Arda hakkında suç duyurusunda bulundu.

Türkiye Futbol Federasyonu Yıldırım Demirören ‘Milli duygularla, ay-yıldızımızı düşünerek pazar gününü beklememiz gerekiyor (Nokta).

Şimdi kim, neyi niçin tartışır anlamakta zorluk çekiyoruz! Bu saatten sonra yapılması gereken, sürecin adli makamlarla yoluyla çözülmesi.

Fakaaat, buna rağmen Arda Turan olayı halen, tek taraflı konuşulmaya-yazılmaya (yargısız infaz) devam ediyor ise, işte o vakit yaşanan tatsız olayların öncesi ve sonrasını iyi analiz etmek kaçınılmaz!.. 

ARDA’YA GÖRE HAKLILIK PAYI

Arda sosyal medya hesabından, ‘Savunma amaçlı değil, bilgilendirme amaçlı’ sözleriyle başladığı açıklamasında, ‘Dün yaptığım doğru muydu?

Bilemem!

Evine misafir olup, adam satıp, iftira, arkadan iş çeviren olacağıma...

Yüzüne bağırarak, hakaret ederek, saldırarak cevap beklerim. Belki doğru değil ama dürüstçe, onurlu, şerefli bir davranış” devam ediyor açıklaması “Her kim; şerefime, aileme, onuruma laf etmeye kalkarsa, Allah’ın bana verdikleriyle, gücüm yettiğince karşılığını alır..”

15 TEMMUZ VE ‘EVET’İN ETKİSİ NE? 

Eski Milli futbolcu, spor yorumcusu Rıdvan Dilmen’in açıklamaları oldukça dikkat çekici ve önemli;

“Arda’ya itibarsızlaştırma operasyonu başladı. Milli takıma alınmadı. Emre Belözoğlu vasıtasıyla milli takıma tekrar alındı.

15 Temmuz’dan sonra Arda Turan’ı gördünüz bayrakla insanların arasında geziyordu.

Arda’nın vatan aşkını tartışamayız.

Siyaseten ‘Evet’ olaylarından sonra Arda’yı hedefe koydular.

Murat Boz’u da aynı şekilde hedefe koymuşlardı.

Arda bu konuşmayı yapmadan önce de böyle yaşıyordu böyle oynuyordu.

Ne değişti?

Arda’nın vurması yanlıştır ama; 11 aydır sabah, akşam iftira atılan bir adamdan bahsediyoruz...”

TERİM SEYİRCİ Mİ KALDI? 

Milli takım kafilesini/gazetecileri taşıyan uçakta yer alan Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’in milli takım kariyerini sonlandıran milli futbolcu Arda ile ilgili açıklamaları dikkat çekici olduğu kadar, oldukça düşündürücü boyutta.

“Çok üzüldüm. Olmamasını dilerdim. Olayı ilk anda duymadım. Sonrasında da bana süzgeçten geçirilerek anlatıldı. Sabah detayları öğrenince bir toplantı yaptık ve böyle bir karar aldık” ifadelerini kullandı.

Bu açıklamalar ışığında, aynı uçakta yaşanan olaylara ‘duymadım, görmedim, bilmiyorum...’ gibisinden geçiştirmesi, o açık sözlü ve dik duruşuyla bilinen Terim’in, bu kimliğinin mazi olduğuna son örnek...

TSYD ÜYESİNİ SAVUNURKEN, FUTBOLCUYU KİM SAVUNACAK!

Arda Turan olayının yaşanmasının hemen ardından, Oğuz Tongsir’in komutasındaki Türkiye Spor Yazarları Derneğinden (TSYD) jet hızıyla ‘kınama’ açıklama geldi.

Açıklama "...Bu saldırının milli takımımızın kaptanı tarafından gerçekleştirilmiş olması olayın vahametini katlayarak artırmaktadır" diye başlıyor ve "...Ülkemizde spor gazeteciliğinin uzun yıllardır onurlu temsilcilerinden biri olarak çalışan Bilal Meşe’ye..." şeklinde devam ediyor.

Bu açıklama Nasreddin Hocamızın "Hırsızın hiç mi suçu yok" demesini hatırlattı.

Bunu söylerken de Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneğinin sessiz kalması da oldukça düşündürücü kadar, eleştiriyi gerektiren bir durum!..

‘ARDA BIRAKTI, HERKES RAHAT ETSİN’

Olayların bugünü kadar, geçmişini de ayrıntıları da iyi analiz etmek gerek.

Yaşananlar ‘milli’ takım düzeyinde olduğu için, sıradan olmaktan çıkmakta.

‘Görmedim, duymadım, bilmiyorum...’ anlayışı, Futbol Federasyonu Başkanının olaylarla ilgili açıklamayı Kosova maçı sonrasına ertelemesi ‘insana’ verilen değer hükmünün yerlerde süründüğünün önemli bir göstergesidir.

Futbolcularla en yakın isim Dilmen’in ‘Milli takım kaptanına sabah, akşam küfreden gazeteciyi oraya oturtursanız...’ şeklindeki açıklamalarla, futbolcu Arda Turan ve gazeteci Bilal Meşe’yi yan yana getirdiğinde halen tek suçsuz gazeteci, tek suçlu futbolcu mu diyeceğiz?

Diliniz dese de, vicdanınız (varsa) buna izin vermeyecektir, emin olunuz...

:

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

Bir gazeteciye fiziksel ve sözlü saldırıda buluna Arda Turan, Milli takımı bıraktığını söyledi. Kendisine saldırıda bulunan Bilal Meşe, Arda hakkında suç duyurusunda bulundu.

Türkiye Futbol Federasyonu Yıldırım Demirören ‘Milli duygularla, ay-yıldızımızı düşünerek pazar gününü beklememiz gerekiyor (Nokta).

Şimdi kim, neyi niçin tartışır anlamakta zorluk çekiyoruz! Bu saatten sonra yapılması gereken, sürecin adli makamlarla yoluyla çözülmesi.

Fakaaat, buna rağmen Arda Turan olayı halen, tek taraflı konuşulmaya-yazılmaya (yargısız infaz) devam ediyor ise, işte o vakit yaşanan tatsız olayların öncesi ve sonrasını iyi analiz etmek kaçınılmaz!.. 

ARDA’YA GÖRE HAKLILIK PAYI

Arda sosyal medya hesabından, ‘Savunma amaçlı değil, bilgilendirme amaçlı’ sözleriyle başladığı açıklamasında, ‘Dün yaptığım doğru muydu?

Bilemem!

Evine misafir olup, adam satıp, iftira, arkadan iş çeviren olacağıma...

Yüzüne bağırarak, hakaret ederek, saldırarak cevap beklerim. Belki doğru değil ama dürüstçe, onurlu, şerefli bir davranış” devam ediyor açıklaması “Her kim; şerefime, aileme, onuruma laf etmeye kalkarsa, Allah’ın bana verdikleriyle, gücüm yettiğince karşılığını alır..”

15 TEMMUZ VE ‘EVET’İN ETKİSİ NE? 

Eski Milli futbolcu, spor yorumcusu Rıdvan Dilmen’in açıklamaları oldukça dikkat çekici ve önemli;

“Arda’ya itibarsızlaştırma operasyonu başladı. Milli takıma alınmadı. Emre Belözoğlu vasıtasıyla milli takıma tekrar alındı.

15 Temmuz’dan sonra Arda Turan’ı gördünüz bayrakla insanların arasında geziyordu.

Arda’nın vatan aşkını tartışamayız.

Siyaseten ‘Evet’ olaylarından sonra Arda’yı hedefe koydular.

Murat Boz’u da aynı şekilde hedefe koymuşlardı.

Arda bu konuşmayı yapmadan önce de böyle yaşıyordu böyle oynuyordu.

Ne değişti?

Arda’nın vurması yanlıştır ama; 11 aydır sabah, akşam iftira atılan bir adamdan bahsediyoruz...”

TERİM SEYİRCİ Mİ KALDI? 

Milli takım kafilesini/gazetecileri taşıyan uçakta yer alan Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’in milli takım kariyerini sonlandıran milli futbolcu Arda ile ilgili açıklamaları dikkat çekici olduğu kadar, oldukça düşündürücü boyutta.

“Çok üzüldüm. Olmamasını dilerdim. Olayı ilk anda duymadım. Sonrasında da bana süzgeçten geçirilerek anlatıldı. Sabah detayları öğrenince bir toplantı yaptık ve böyle bir karar aldık” ifadelerini kullandı.

Bu açıklamalar ışığında, aynı uçakta yaşanan olaylara ‘duymadım, görmedim, bilmiyorum...’ gibisinden geçiştirmesi, o açık sözlü ve dik duruşuyla bilinen Terim’in, bu kimliğinin mazi olduğuna son örnek...

TSYD ÜYESİNİ SAVUNURKEN, FUTBOLCUYU KİM SAVUNACAK!

Arda Turan olayının yaşanmasının hemen ardından, Oğuz Tongsir’in komutasındaki Türkiye Spor Yazarları Derneğinden (TSYD) jet hızıyla ‘kınama’ açıklama geldi.

Açıklama "...Bu saldırının milli takımımızın kaptanı tarafından gerçekleştirilmiş olması olayın vahametini katlayarak artırmaktadır" diye başlıyor ve "...Ülkemizde spor gazeteciliğinin uzun yıllardır onurlu temsilcilerinden biri olarak çalışan Bilal Meşe’ye..." şeklinde devam ediyor.

Bu açıklama Nasreddin Hocamızın "Hırsızın hiç mi suçu yok" demesini hatırlattı.

Bunu söylerken de Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneğinin sessiz kalması da oldukça düşündürücü kadar, eleştiriyi gerektiren bir durum!..

‘ARDA BIRAKTI, HERKES RAHAT ETSİN’

Olayların bugünü kadar, geçmişini de ayrıntıları da iyi analiz etmek gerek.

Yaşananlar ‘milli’ takım düzeyinde olduğu için, sıradan olmaktan çıkmakta.

‘Görmedim, duymadım, bilmiyorum...’ anlayışı, Futbol Federasyonu Başkanının olaylarla ilgili açıklamayı Kosova maçı sonrasına ertelemesi ‘insana’ verilen değer hükmünün yerlerde süründüğünün önemli bir göstergesidir.

Futbolcularla en yakın isim Dilmen’in ‘Milli takım kaptanına sabah, akşam küfreden gazeteciyi oraya oturtursanız...’ şeklindeki açıklamalarla, futbolcu Arda Turan ve gazeteci Bilal Meşe’yi yan yana getirdiğinde halen tek suçsuz gazeteci, tek suçlu futbolcu mu diyeceğiz?

Diliniz dese de, vicdanınız (varsa) buna izin vermeyecektir, emin olunuz...

:

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com