Avrupa, Rusya’ya karşı Ukrayna savaşını kaybetti
Avrupa, Rusya’ya karşı Ukrayna savaşını kaybetti
- 25-07-2022 07:02
- 2852
- 25-07-2022 07:02
- 2852
MOSKOVA
Rusya’nın hala Ukrayna’da devam eden askeri operasyonları belirlenen hedeflere ulaştı mı yoksa Rusya, Donbass harekatında başarısız mı tartışmalar geçtiğimiz Şubat ayının sonu itibariyle aralıksız sürüyor.
Batılı ülkeler ve Kiev rejimi, Rusya’nın bu operasyonlar sırasında ağır kayıplar verdiğini savunuyor. Üstelik Kiev rejimi, bu rakamı 50 bin asker kaybına kadar yükseltirken, batılı ülkeler bu konuda daha insaflı. Batılı ülkelere göre Rusya’nın askeri kayıpları 10 bin düzeyine yakın. Rusya bu konuda herhangi bir bilgi vermiyor.
Bunun öncelikli nedeninin Ukrayna’nın bu rakamları propaganda aracı haline getirme isteğinden kaynaklanıyor. Daha önce de bu gibi askeri operasyon tecrübesi olan Rus ordusunun üst yönetimi, bu konuda oldukça profesyonelce davranıyor.
Kiev rejimi ise spekülasyonlarla politika yapmaya o kadar alışmış ki hızını alamayarak neredeyse Türkiye’nin, PKK’ya karşı sürdürdüğü askeri operasyonlara dair bile rakam verebilir hale geldi.
Kiev yönetimi, ‘kurnazca’ davranmaya çalışsa da Rusya’nın askeri operasyonlarının ilk günündeki gibi olumlu tepkiler alamıyor.
Zelenskiy’in sürekli ‘demogoji’ yaparak dünya kamuoyuna kendilerini haklı çıkarmaya çalışması ve batılı ülkelerden maddi ve silah yardımı dilenmesi, insanları artık Kiev’den uzaklaştırdı. Aynı zamanda Rusya aleyhinde üretilen komplo teorilerinin gerçekçi olmaması, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin üzerindeki linçlerin sürdürülmesine karşı kendisinin oldukça tavizsiz olması, dünya kamuoyunu Kiev’den uzaklaştıran başka nedenler arasında.
Gelelim Avrupa’ya!
Türkiye, Rusya’nın askeri operasyonlarında tarafsız kalmaya devam etti. Rusya ile ikili ilişkiler oldukça güçlüyken Ukrayna sebepli Rusya’nın karşımıza alınmasının sonuçları zaten kötü olurdu.
Başta İngiltere olmak üzere Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin yaptığı gibi Ukrayna konusunda Türkiye de heyecanına yenik düşüp Rusya’yı karşısına alsaydı, büyük olasılıkla Türk ve Rus toplumları bundan olumsuz etkilenirdi.
Kiev rejimini Rusya’ya karşı silah ve para ile besleyen İngiltere’de politik kriz baş gösterdi. Rusya lideri Putin’in de dediği gibi; “Rusya’ya karşı sürdürülen saldırılardan en önce Rusya değil saldırganlar etkilenir”. Bu da İngiltere başbakanının istifasıyla delillendirilmiş oldu.
İngiltere ve Almanya’ya göre daha ılımlı duruş sergileyen İtalya’da bile ani bir politik kriz baş gösterdi. Bu nedenle Rusya’ya karşı saldırılardan Avrupa, doğrudan etkilenmeye başladı.
Rus gazına karşı alternatif gaz anlaşmaları yapan ülkelerin pişmanlığını da görmeye başladık. Örneğin enerji krizi ile boğuşan Almanya, Kiev rejimine yeni bir mesaj gönderdi. Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht tarafından yapılan açıklamada, silah göndermeyecekleri resmen duyuruldu. Aslında bu Avrupa’nın, Rusya’ya karşı mağlubiyeti kabullenmenin ilk aşamasıydı.
Muhtemelen Avrupa’daki birçok ülke de yavaş yavaş Kiev rejiminden desteğini çekecek.
Çünkü;
Avrupa’nın varoluşundan beri Rusya’yı yok etmek amacıyla ellerine geçen kozu kötü değerlendirdiler.
Ne yaptığından emin olan Rusya, Avrupa’yı tüm ekonomik, politik ve çirkin saldırılara karşı bertaraf etti.
Rusya yöneticilerinin diline doladığı bir nokta daha var;
Hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hem de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov her fırsatta başta ABD olmak üzere, batılı ülkelerin Rusya’yı dünyadaki mevcut sistemin dışına çıkaramayacağını söylediler.
Rusya’nın Ukrayna’daki askeri operasyonlar ile bu da ispatlanmış oldu.
Batılılar ne kadar çabalarsa çabalasın, Rusya’yı bu sistemin dışına çıkaramayacak. Bu artık netleşti.
Köklü bir devlet geleneğine sahip olan Rusya, başta fırsatçı düşmanlarının teşviki ile tarihte sadece 30 yıllık bir devlet geleneğine sahip bir ülkeye yenilmeyecekti.
Nasıl olur da batılılar Kiev’e bu kadar çok inanmıştı?
Batılılar, bundan sonra belki sadece meydanda Rusya ile başa çıkılamayacağını değil siyasi olarak da başa çıkılamayacağını artlk anlamıştır. Çünkü ‘heyecanlarıyla’, Rusya’ya karşı tüm kozlarını oynayan batılı ülkelere karşı Rusya, doğru siyasi stratejisi ile çok iyi bir ders vermiş oldu.
Donbass Bölgesi’nde hala Rusya’nın askeri operasyonları sürüyor.
Ukrayna’nın milliyetçi silahlı grupları ve Ukrayna ordusu direnmeye çalışıyor. Ancak bir gerçek var ki artık resmen Ukrayna’nın uzatmalara oynadığı kesin.
Rusya, operasyonlar ne kadar uzarsa uzasın zayıflamayacak. Ancak Kiev rejimi ve batılılar bu süreç uzadıkça bu durumdan yoğun bir şekilde etkileniyor. Bu nedenle, kısa süre içerisinde müzakere masasında her defasında batılıların talimatlarıyla hareket eden Kiev rejiminin, doğrudan Moskova ile kimsenin etkisi altında kalmadan müzakere masasına oturması gerekiyor.
Bu konuda da Kiev’in doğrudan isteğini dile getirip, Moskova’yı tekrar masaya oturmaya ikna etmesi gerekiyor. Ya da batılıların Kiev rejimini bu yönde çabaya ikna etmesi gerekiyor.
.
Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com
MOSKOVA
Rusya’nın hala Ukrayna’da devam eden askeri operasyonları belirlenen hedeflere ulaştı mı yoksa Rusya, Donbass harekatında başarısız mı tartışmalar geçtiğimiz Şubat ayının sonu itibariyle aralıksız sürüyor.
Batılı ülkeler ve Kiev rejimi, Rusya’nın bu operasyonlar sırasında ağır kayıplar verdiğini savunuyor. Üstelik Kiev rejimi, bu rakamı 50 bin asker kaybına kadar yükseltirken, batılı ülkeler bu konuda daha insaflı. Batılı ülkelere göre Rusya’nın askeri kayıpları 10 bin düzeyine yakın. Rusya bu konuda herhangi bir bilgi vermiyor.
Bunun öncelikli nedeninin Ukrayna’nın bu rakamları propaganda aracı haline getirme isteğinden kaynaklanıyor. Daha önce de bu gibi askeri operasyon tecrübesi olan Rus ordusunun üst yönetimi, bu konuda oldukça profesyonelce davranıyor.
Kiev rejimi ise spekülasyonlarla politika yapmaya o kadar alışmış ki hızını alamayarak neredeyse Türkiye’nin, PKK’ya karşı sürdürdüğü askeri operasyonlara dair bile rakam verebilir hale geldi.
Kiev yönetimi, ‘kurnazca’ davranmaya çalışsa da Rusya’nın askeri operasyonlarının ilk günündeki gibi olumlu tepkiler alamıyor.
Zelenskiy’in sürekli ‘demogoji’ yaparak dünya kamuoyuna kendilerini haklı çıkarmaya çalışması ve batılı ülkelerden maddi ve silah yardımı dilenmesi, insanları artık Kiev’den uzaklaştırdı. Aynı zamanda Rusya aleyhinde üretilen komplo teorilerinin gerçekçi olmaması, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin üzerindeki linçlerin sürdürülmesine karşı kendisinin oldukça tavizsiz olması, dünya kamuoyunu Kiev’den uzaklaştıran başka nedenler arasında.
Gelelim Avrupa’ya!
Türkiye, Rusya’nın askeri operasyonlarında tarafsız kalmaya devam etti. Rusya ile ikili ilişkiler oldukça güçlüyken Ukrayna sebepli Rusya’nın karşımıza alınmasının sonuçları zaten kötü olurdu.
Başta İngiltere olmak üzere Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin yaptığı gibi Ukrayna konusunda Türkiye de heyecanına yenik düşüp Rusya’yı karşısına alsaydı, büyük olasılıkla Türk ve Rus toplumları bundan olumsuz etkilenirdi.
Kiev rejimini Rusya’ya karşı silah ve para ile besleyen İngiltere’de politik kriz baş gösterdi. Rusya lideri Putin’in de dediği gibi; “Rusya’ya karşı sürdürülen saldırılardan en önce Rusya değil saldırganlar etkilenir”. Bu da İngiltere başbakanının istifasıyla delillendirilmiş oldu.
İngiltere ve Almanya’ya göre daha ılımlı duruş sergileyen İtalya’da bile ani bir politik kriz baş gösterdi. Bu nedenle Rusya’ya karşı saldırılardan Avrupa, doğrudan etkilenmeye başladı.
Rus gazına karşı alternatif gaz anlaşmaları yapan ülkelerin pişmanlığını da görmeye başladık. Örneğin enerji krizi ile boğuşan Almanya, Kiev rejimine yeni bir mesaj gönderdi. Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht tarafından yapılan açıklamada, silah göndermeyecekleri resmen duyuruldu. Aslında bu Avrupa’nın, Rusya’ya karşı mağlubiyeti kabullenmenin ilk aşamasıydı.
Muhtemelen Avrupa’daki birçok ülke de yavaş yavaş Kiev rejiminden desteğini çekecek.
Çünkü;
Avrupa’nın varoluşundan beri Rusya’yı yok etmek amacıyla ellerine geçen kozu kötü değerlendirdiler.
Ne yaptığından emin olan Rusya, Avrupa’yı tüm ekonomik, politik ve çirkin saldırılara karşı bertaraf etti.
Rusya yöneticilerinin diline doladığı bir nokta daha var;
Hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hem de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov her fırsatta başta ABD olmak üzere, batılı ülkelerin Rusya’yı dünyadaki mevcut sistemin dışına çıkaramayacağını söylediler.
Rusya’nın Ukrayna’daki askeri operasyonlar ile bu da ispatlanmış oldu.
Batılılar ne kadar çabalarsa çabalasın, Rusya’yı bu sistemin dışına çıkaramayacak. Bu artık netleşti.
Köklü bir devlet geleneğine sahip olan Rusya, başta fırsatçı düşmanlarının teşviki ile tarihte sadece 30 yıllık bir devlet geleneğine sahip bir ülkeye yenilmeyecekti.
Nasıl olur da batılılar Kiev’e bu kadar çok inanmıştı?
Batılılar, bundan sonra belki sadece meydanda Rusya ile başa çıkılamayacağını değil siyasi olarak da başa çıkılamayacağını artlk anlamıştır. Çünkü ‘heyecanlarıyla’, Rusya’ya karşı tüm kozlarını oynayan batılı ülkelere karşı Rusya, doğru siyasi stratejisi ile çok iyi bir ders vermiş oldu.
Donbass Bölgesi’nde hala Rusya’nın askeri operasyonları sürüyor.
Ukrayna’nın milliyetçi silahlı grupları ve Ukrayna ordusu direnmeye çalışıyor. Ancak bir gerçek var ki artık resmen Ukrayna’nın uzatmalara oynadığı kesin.
Rusya, operasyonlar ne kadar uzarsa uzasın zayıflamayacak. Ancak Kiev rejimi ve batılılar bu süreç uzadıkça bu durumdan yoğun bir şekilde etkileniyor. Bu nedenle, kısa süre içerisinde müzakere masasında her defasında batılıların talimatlarıyla hareket eden Kiev rejiminin, doğrudan Moskova ile kimsenin etkisi altında kalmadan müzakere masasına oturması gerekiyor.
Bu konuda da Kiev’in doğrudan isteğini dile getirip, Moskova’yı tekrar masaya oturmaya ikna etmesi gerekiyor. Ya da batılıların Kiev rejimini bu yönde çabaya ikna etmesi gerekiyor.