Batılılar, Vladimir Putin ile masaya oturmalı!

Batılılar, Vladimir Putin ile masaya oturmalı!

Batılılar, Vladimir Putin ile masaya oturmalı! Batılılar, Vladimir Putin ile masaya oturmalı!

Batılılar, Vladimir Putin ile masaya oturmalı!

MOSKOVA

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 72. Yaş gününü kutladı. Vladimir Putin, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra darbeler ve ekonomik sorunlar ile mücadele eden Rusya Federasyonu’nun başına 2000 yılında geldi. Rusya’nın, Kuzey Kafkasya başta olmak üzere birçok sorunu varken Putin hemen kolları sıvadı. Önce Rusya Federasyonu içindeki birliği sağlaması gerekiyordu. Çeçenistan’a askeri operasyon da yaptı, Çeçen tarafıyla masaya oturup, sorunu diplomatik yollarla çözme yoluna da gitti.

Sonuç olarak Rusya, kendisi için kanayan yara haline gelen Kuzey Kafkasya sorununu kökten çözdü.

Türkiye ile aynı dönemde ekonomik krizlerle boğuşan Rusya Federasyonu yine milenyum çağının ilk yıllarında ekonomisini düzeltmek için büyük efor sarf etti ve başarıya da ulaştı. Kısmi özelleştirmeler, oligarkların tehditlerinden arınma, mafyanın ortadan kaldırılması, tekelciliğin sonlanması, çoklu üretim sistemine geçilmesi ve enerji üretiminin modernizasyonuyla birlikte arttırılması.

Vladimir Putin, ülkenin başına geçtiği ilk günden itibaren de batılılar ile iyi ilişkiler kurma yolunu seçti. Kendilerinin batılılar için bir tehdit olmadığını göstermek için NATO’ya dahil olmak istediklerini bile dile getirmişti. Ancak batılılara güçlü bir ‘düşman’ lazımdı ve Rusya da eski gücüne kavuşuyordu.

Rusya Federasyonu, teknolojiye büyük yatırımlar yaptı. İnternet, uzay, askeri ve devletin teknolojik dönüşümü kısa sürede gerçekleşti ve bu yatırımlar hiç eksilmedi. Rusya artık bir dünya ülkesi olmuştu. Amerikalı liderlerin yanı sıra Avrupalı liderler ile sık sık görüşmeler yapıp, dünyada refahın arttırılması, bölgesel çatışmaların sonlanması ve dünya barışı için öneriler yapıyordu.

Vladimir Putin artık dünya sahnesindeydi.

Ancak 2007 yılından itibaren artan Putin itibarına karşı batılı liderlerde bir huzursuzluk baş gösterdi. Gürcistan başta olmak üzere Rusya’ya yakın bölgelerde batılı kışkırtmalar ile Rus karşıtlığı başladı. NATO, Doğu Avrupa’da genişlemesini tamamladı ve devreye bu ülkelere sözde ‘demokrasi’ getirecek olan Avrupa Birliği harekete geçti. Doğu Avrupa ülkeleri, Avrupa Birliği ve NATO üyesi olurken Rusya, bu duruma itiraz etmeye başladı.

Vladimir Putin, Rus ordusunun modernizasyonu için talimatlar verdi. Rusya’nın uzay teknolojisi, füze teknolojisi ve zırhlı araç teknolojisi arttı. Sovyetler Birliği’nden kalan tüm silahlar ikinci ve üçüncü ülkelere hibe edildi. Hangarlar yeni Rus teknolojisiyle üretilen silahlarla dolduruldu.

Vladimir Putin’in, tüm uzlaşmacı adımlarına karşı batılıların bir haltlar karıştırdığını anladığı da buradan anlaşılıyor.

2013 ve 2014 yıllarında da Putin’in bu öngörüleri tuttu. Batılılar, Ukrayna’da halkı kışkırtarak renkli devrimlerin peşine düştü ve ülkede iç savaş başladı. Devamında Kazakistan, Belarus ve Ermenistan gibi ülkelerde Rus müttefikliğine karşı politik karmaşalar başladı.

Batılılar, Vladimir Putin’in uzlaşmacı tavrıyla dünya sahnesinde olmasından rahatsız oluyordu ki, Vladimir Putin ülkesi pahasına tutumunu değiştirdi.

Batılılara rest çeken Putin, ülke sınırlarının korunması için Rus ordusuna her türden askeri tatbikat talimatları verdi. Günün sonunda kaosa doymayan batılılar, Ukrayna’da amaçladıkları şeyi yaparak kardeş olan Rusya ve Ukrayna’yı karşı karşıya getirdi.

Vladimir Putin, bundan sonra bir adım geriye çekilip Rus ordusuna Ukrayna’nın doğusunda özel askeri operasyon talimatı verdi.

Vladimir Putin’in bu emri, batılılar tarafından da olumsuz anlamda kullanılmaya çalışıldı. Putin’in imajını yerle bir etmeye çalışan batılılar, Putin’i sanki bir diktatör gibi dünyaya sunmaya çalıştı. Vladimir Putin, ülkesinin yanı sıra dünyada popülaritesini daha da arttırırken batılıların planları pek tutmamıştı.

Arkasına Rus halkını alan Vladimir Putin, Kazakistan, Belarus ve Ermenistan’da, Pasifik’te, Avrupa’da ve Afrika’da bir denge figürü haline geldi. Batılılar istediği gibi ‘at koşturamıyor’ ve Vladimir Putin hala koltuğunda oturmaya devam ediyor.

Vladimir Putin’in, zinde oldukça Rusya’nın başında olacağını hemen hemen herkes biliyor. Bu, zaten olması gereken bir durum. Vladimir Putin’siz bir Rusya ile dünyada ani krizler baş gösterebilir.

Vladimir Putin’in tüm bunları gözlemlediği ve buna karşı adımlar atacağı da aşikar.

Vladimir Putin, Türkiye açısından da önemli bir konumda. Türkiye, batılılar tarafından yalnızlaştırıldığında da Vladimir Putin’in çabasını gördük.

Özellikle Vladimir Putin’in kendisinden sonraki Rusya için güçlü bir yönetim hazırladığına eminim. Aynı zamanda Vladimir Putin, Ukrayna’daki krizin çözümü için bireysel olarak da adımlar atacaktır. Ancak zaman şu an uygun değil. Batılıların da çözüm için çaba göstermesi gerekiyor.

Batı kaynaklı tüm sorunların çözümü için Vladimir Putin ile masaya oturması gereken taraf da yine batılılar. Daha önce uzlaşmacı rolde olan Vladimir Putin’in, kendilerine atılacak her pozitif adıma karşılık vereceğini düşünüyorum.

.

Erhan Kuadzba, dikGAZETE.com

Batılılar, Vladimir Putin ile masaya oturmalı!

MOSKOVA

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 72. Yaş gününü kutladı. Vladimir Putin, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra darbeler ve ekonomik sorunlar ile mücadele eden Rusya Federasyonu’nun başına 2000 yılında geldi. Rusya’nın, Kuzey Kafkasya başta olmak üzere birçok sorunu varken Putin hemen kolları sıvadı. Önce Rusya Federasyonu içindeki birliği sağlaması gerekiyordu. Çeçenistan’a askeri operasyon da yaptı, Çeçen tarafıyla masaya oturup, sorunu diplomatik yollarla çözme yoluna da gitti.

Sonuç olarak Rusya, kendisi için kanayan yara haline gelen Kuzey Kafkasya sorununu kökten çözdü.

Türkiye ile aynı dönemde ekonomik krizlerle boğuşan Rusya Federasyonu yine milenyum çağının ilk yıllarında ekonomisini düzeltmek için büyük efor sarf etti ve başarıya da ulaştı. Kısmi özelleştirmeler, oligarkların tehditlerinden arınma, mafyanın ortadan kaldırılması, tekelciliğin sonlanması, çoklu üretim sistemine geçilmesi ve enerji üretiminin modernizasyonuyla birlikte arttırılması.

Vladimir Putin, ülkenin başına geçtiği ilk günden itibaren de batılılar ile iyi ilişkiler kurma yolunu seçti. Kendilerinin batılılar için bir tehdit olmadığını göstermek için NATO’ya dahil olmak istediklerini bile dile getirmişti. Ancak batılılara güçlü bir ‘düşman’ lazımdı ve Rusya da eski gücüne kavuşuyordu.

Rusya Federasyonu, teknolojiye büyük yatırımlar yaptı. İnternet, uzay, askeri ve devletin teknolojik dönüşümü kısa sürede gerçekleşti ve bu yatırımlar hiç eksilmedi. Rusya artık bir dünya ülkesi olmuştu. Amerikalı liderlerin yanı sıra Avrupalı liderler ile sık sık görüşmeler yapıp, dünyada refahın arttırılması, bölgesel çatışmaların sonlanması ve dünya barışı için öneriler yapıyordu.

Vladimir Putin artık dünya sahnesindeydi.

Ancak 2007 yılından itibaren artan Putin itibarına karşı batılı liderlerde bir huzursuzluk baş gösterdi. Gürcistan başta olmak üzere Rusya’ya yakın bölgelerde batılı kışkırtmalar ile Rus karşıtlığı başladı. NATO, Doğu Avrupa’da genişlemesini tamamladı ve devreye bu ülkelere sözde ‘demokrasi’ getirecek olan Avrupa Birliği harekete geçti. Doğu Avrupa ülkeleri, Avrupa Birliği ve NATO üyesi olurken Rusya, bu duruma itiraz etmeye başladı.

Vladimir Putin, Rus ordusunun modernizasyonu için talimatlar verdi. Rusya’nın uzay teknolojisi, füze teknolojisi ve zırhlı araç teknolojisi arttı. Sovyetler Birliği’nden kalan tüm silahlar ikinci ve üçüncü ülkelere hibe edildi. Hangarlar yeni Rus teknolojisiyle üretilen silahlarla dolduruldu.

Vladimir Putin’in, tüm uzlaşmacı adımlarına karşı batılıların bir haltlar karıştırdığını anladığı da buradan anlaşılıyor.

2013 ve 2014 yıllarında da Putin’in bu öngörüleri tuttu. Batılılar, Ukrayna’da halkı kışkırtarak renkli devrimlerin peşine düştü ve ülkede iç savaş başladı. Devamında Kazakistan, Belarus ve Ermenistan gibi ülkelerde Rus müttefikliğine karşı politik karmaşalar başladı.

Batılılar, Vladimir Putin’in uzlaşmacı tavrıyla dünya sahnesinde olmasından rahatsız oluyordu ki, Vladimir Putin ülkesi pahasına tutumunu değiştirdi.

Batılılara rest çeken Putin, ülke sınırlarının korunması için Rus ordusuna her türden askeri tatbikat talimatları verdi. Günün sonunda kaosa doymayan batılılar, Ukrayna’da amaçladıkları şeyi yaparak kardeş olan Rusya ve Ukrayna’yı karşı karşıya getirdi.

Vladimir Putin, bundan sonra bir adım geriye çekilip Rus ordusuna Ukrayna’nın doğusunda özel askeri operasyon talimatı verdi.

Vladimir Putin’in bu emri, batılılar tarafından da olumsuz anlamda kullanılmaya çalışıldı. Putin’in imajını yerle bir etmeye çalışan batılılar, Putin’i sanki bir diktatör gibi dünyaya sunmaya çalıştı. Vladimir Putin, ülkesinin yanı sıra dünyada popülaritesini daha da arttırırken batılıların planları pek tutmamıştı.

Arkasına Rus halkını alan Vladimir Putin, Kazakistan, Belarus ve Ermenistan’da, Pasifik’te, Avrupa’da ve Afrika’da bir denge figürü haline geldi. Batılılar istediği gibi ‘at koşturamıyor’ ve Vladimir Putin hala koltuğunda oturmaya devam ediyor.

Vladimir Putin’in, zinde oldukça Rusya’nın başında olacağını hemen hemen herkes biliyor. Bu, zaten olması gereken bir durum. Vladimir Putin’siz bir Rusya ile dünyada ani krizler baş gösterebilir.

Vladimir Putin’in tüm bunları gözlemlediği ve buna karşı adımlar atacağı da aşikar.

Vladimir Putin, Türkiye açısından da önemli bir konumda. Türkiye, batılılar tarafından yalnızlaştırıldığında da Vladimir Putin’in çabasını gördük.

Özellikle Vladimir Putin’in kendisinden sonraki Rusya için güçlü bir yönetim hazırladığına eminim. Aynı zamanda Vladimir Putin, Ukrayna’daki krizin çözümü için bireysel olarak da adımlar atacaktır. Ancak zaman şu an uygun değil. Batılıların da çözüm için çaba göstermesi gerekiyor.

Batı kaynaklı tüm sorunların çözümü için Vladimir Putin ile masaya oturması gereken taraf da yine batılılar. Daha önce uzlaşmacı rolde olan Vladimir Putin’in, kendilerine atılacak her pozitif adıma karşılık vereceğini düşünüyorum.

.

Erhan Kuadzba, dikGAZETE.com