<h3><strong>BİZDEN GÜNAH GİTTİ…</strong> </h3> <div>Asil <strong>Türk</strong> <strong>Milleti’nin</strong> önünde başımı gururla öne eğiyorum.</div> <div>Evet geldiler, yerleştiler, yediler, içtiler ve semirdiler. Karınları doyunca akıllarına geldi, bol bol ürediler. Maddi katkının, sosyal desteğin, <strong>Türk’ün</strong> rüyasına dahi girmeyen pozitif ayrımcılığın alasını gördüler.</div> <div>Büyük şehirlerin en merkezi yerlerinde <strong>Tarbuşh</strong>, <strong>Serpuş</strong>, <strong>Shawrma</strong> adıyla restoranlar, kafeler açtılar. <strong>Tripadvisor’e</strong> dahi girdiler. Düşünebiliyor musunuz? <strong>İstanbul’un</strong> göbeğinde <strong>Suriyeli</strong> patron, <strong>Suriyeli</strong> garson, <strong>Suriyeli</strong> müşteri, 5 yıldızla tavsiye ediliyor artık.</div> <div>İkamet tamam, güvenlik tamam, cukka sağlam, keyifler gani. E, ille de kaşınır insan değil mi?</div> <div>Bunlar da aynısını yaptılar. Kafayı biraz daha kaldırıp, sınırları daha bir zorlamaya başladılar. Fıtrat böyle. Bitler kanlanıp palazlandıkça, şımarıklıkta, arsızlıkta zirve, <strong>Adana’da</strong>, <strong>Hatay’da</strong>, <strong>Kilis’te</strong>, <strong>Taksim’de</strong> konvoylarla gövde gösterileri yaptılar.</div> <div>Yeter mi?</div> <div>Yetmez tabii!..</div> <div>Arsıza kapı dayanmaz misali, utanmadan, arlanmadan, ‘<strong>Abidin’e</strong>, rezilliğin resmini çizdirdiler.</div> <div>Bizim evladımız depremde yalın ayakları için aldığı bir çift ayakkabının utancıyla gözyaşı dökerken, bunlar, o anki temel ihtiyaçlarını hamuduyla götürdüler.</div> <div>Vatan toprağını savunmak yerine sıvışırken akıllarına gelmeyen erkekliklerini, misafiri oldukları ülkede ev sahibine karşı hatırlayıverdiler.</div> <div>Kendi çaplarında silahlı çeteler kurup, atış talimleri yaptılar. Bu atış talimleri asparagas değil, “gözlük ve kulaklık kullan” tabelası, görüntünün nerede çekildiğini net biçimde ortaya koyuyor.</div> <div><strong>Konya’da</strong> <strong>515</strong> <strong>Haşimi</strong>, <strong>Kayseri’de</strong> <strong>505</strong> <strong>Şabani</strong>, <strong>Sakarya’da</strong> <strong>Deyir</strong> <strong>Zor’un</strong> <strong>Çocukları</strong> gibi isimlerle boy göstermeye, <strong>Sancak</strong> açmaya kalktılar.</div> <div>Ama traji-komik olan ne biliyor musunuz?</div> <div>Bunların dedelerinin, hangi devenin hangi aşirete ait olduğu bilinsin diye, hayvanları ayırmak için kullandıkları üç haneli rakam grupları, misal, “<strong>Ben-i Hamed</strong>” aşiretinin <strong>309</strong> nolu, “<strong>Ben-i Muteyr</strong>” aşiretinin <strong>603</strong> nolu kodu, bunlar için <strong>sancak</strong> anlamına geliyor.</div> <div><strong>Nisan</strong> <strong>1915’de</strong> <strong>Çanakkale’de</strong>, hem de bayramın ilk gününde, yaş ortalaması <strong>24</strong> olan <strong>3 bin 700</strong> kişilik mevcudunun üçte ikisini şehit vererek, bir milletin kaderini değiştiren <strong>57’nci</strong> <strong>Alayımızın</strong> sancağı da bize göre sancak.</div> <div>Biz sustukça, biz sineye çektikçe, bunlar, artık her kime her neye güveniyorlarsa, “<strong>Hatay da bizim, İskenderun da bizim</strong>” demeye başladılar.</div> <div>E şimdi konuşma sırası bize geldi o zaman.</div> <div>“Bakın çakma fedailer, sancakla halay çeken densizler, bu sözüm hepinize.</div> <div>Vallahi bıktık, vallahi gına geldi, vallahi yorulduk… Her şeyin bir sınırı, her şeyin bir adabı var. Ama inanın, artık adabın da edebin de cılkını çıkarttınız.</div> <div>Sizin dedeleriniz de aynı sizin gibi, nankördü, haindi, alçaktı ve dahi kalleşti. Anlaşılan o ki petrolünüz bitecek ama ihanetiniz bitmeyecek.</div> <div>Bizim kınalı kuzularımız, sizin o sıvıştığınız topraklarda, erkekçe, yiğitçe, aslanlar gibi çarpışıp can verirken, siz başınızda kefiye, altınızda entariyle, Nargile kafelerden sancak açıp, bize meydan okuyorsunuz öyle mi?”</div> <div>Hay hay. Bizden günah gitti o halde.</div> <div>Asalet ve ihanet karşı karşıya geldiğinde, kaybedenin ödeyeceği bedel, dünyanın her yerinde fikstir. Ama şehit kanıyla sulanmış bu topraklarda, daha bir itinayla, bol bahşişle ödetilir.</div> <div>Hodri meydan!..</div> <div>Bu noktadan dönenin, kanı aksın ve dahi canı çıksın.</div> <div>Yaşasın <strong>Türkiye</strong> <strong>Cumhuriyeti</strong>,</div> <div>Var olsun <strong>Türk</strong> <strong>Milleti</strong>.</div> <div>.</div> <div><strong>Yener Bozkurt, dikGAZETE.com</strong></div> <div>-Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı- </div> <div>https://www.youtube.com/watch?v=R4wKHrrSc8w</div> <div> </div> <div> </div> <div>.</div> <div></div>