BOYAYI MI BEĞENMEDİN, BOYACIYI MI?..

BOYAYI MI BEĞENMEDİN, BOYACIYI MI?..

 - GECE SOHBETİ.. -

:

Bir zamanlar ben de Süleyman idim..
Ateşe rüzgâra hükümran idim..
Sanmayın Sultan Süleyman idim..
Tersanede körükçü Süleyman idim..

Bu anlamlı anonim dörtlük, unvanın, şanın, şöhretin, boş şeyler olduğunu, mütevazılığın ise en güzel hasletlerden biri olduğunu nasıl da güzel öğütlüyor..

Ancak bu dörtlüğe uymayan farklı resimler, daha değişik fotoğraflar da var..

Hazmetmeden bir yerlere gelenler.. Gelince de şaşıranlar..

Yalpalamaya başlayanlar..

Pireyi deve yapanlar..

Yola çıktıklarını yolda bulduklarıyla değişenler..

Yapılan iyiliklere, güzelliklere nankörlük edenler..

Yumurtadan çıkan civciv misali, çıktığı yumurtayı beğenmeyenler..

İki tane makam, üç kuruş para görüp insanları hakir görenler..

Ve ardından da  yağdanlık olan şakşakçılarla beraber mevkileri kaybedip sabun gibi eriyenler..

Sonunda da ortalıkta kalakalanlar.. 

Bu örnekleri çok gördük ve hala daha görüyoruz.. Ve her defasında da ibretle izliyoruz..

Bunlar bitmez ama, dünya durdukça da devam eder, giderler.. 

Bu tespitlerden sonra, biraz da gönül frekansından yayın yapan radyomuzu açalım.. Bakalım orada neler var!..

Sözünün bereketini görmek istiyorsan; ifade ettiklerini hisset, hissettiklerini de ifade et..

Gönülden çıkan sözler, gönülde ma’kes bulur.. Ağızdan çıkan sözler ise, kulak kepçesinde takılır, kalır.. 

Öyle sözler vardır ki, ordulardan daha fazla tesir gücüne sahiptir.. Öyle hâller de vardır ki, binlerce sihirli sözden daha tesirlidir..

Bir başka ifadeyle, “söz lisânı” önemlidir, ancak “hâl lisânı” daha da  önemlidir..

Çok konuşmak, belâgat değildir!..

Ne kadar konuşursan konuş, söylediklerin muhatabının anladığı kadardır.. 

Çok insan, şiir gibi konuşur fakat çok az insan, şiir gibi yaşar..

Dış görünüşe dikkat et, ama dış görünüşü put yapma.. 

7.9 şiddetindeki bir depremden sonra ayakta kalabilen bir ev, o depreme boyası yüzünden dayanabilmiş değildir..

Rivayetlere göre, Lokman Hekim’in patlak gözleri vardı.. Birisi ona dikkatlice bakınca, Lokman Hekim şöyle dedi; “Hayrola, boyayı mı beğenmedin yoksa boyacıyı mı?..”

Hasıl-ı kelâm; 

Gaflet uykusundan uyanmamakta ısrar edenleri ancak İsrafil’in Sur’u uyandırır..

Kendini iyi tanıyamamak veya kendini yanlış tanımak, kişiye çok zararlar verebilir..

Dostunu yanlış anlarsan, dostunu kaybedersin..

Kendini yanlış anlarsan, kendini kaybedersin..

Kaybettiğin dostların yerine yenisini bulmak belki kolay olabilir..

Ancak;

Kendini kaybedersen, bir daha zor bulursun..

Vesselam..

.

Sami Özey, dikGAZETE.com

 - GECE SOHBETİ.. -

:

Bir zamanlar ben de Süleyman idim..
Ateşe rüzgâra hükümran idim..
Sanmayın Sultan Süleyman idim..
Tersanede körükçü Süleyman idim..

Bu anlamlı anonim dörtlük, unvanın, şanın, şöhretin, boş şeyler olduğunu, mütevazılığın ise en güzel hasletlerden biri olduğunu nasıl da güzel öğütlüyor..

Ancak bu dörtlüğe uymayan farklı resimler, daha değişik fotoğraflar da var..

Hazmetmeden bir yerlere gelenler.. Gelince de şaşıranlar..

Yalpalamaya başlayanlar..

Pireyi deve yapanlar..

Yola çıktıklarını yolda bulduklarıyla değişenler..

Yapılan iyiliklere, güzelliklere nankörlük edenler..

Yumurtadan çıkan civciv misali, çıktığı yumurtayı beğenmeyenler..

İki tane makam, üç kuruş para görüp insanları hakir görenler..

Ve ardından da  yağdanlık olan şakşakçılarla beraber mevkileri kaybedip sabun gibi eriyenler..

Sonunda da ortalıkta kalakalanlar.. 

Bu örnekleri çok gördük ve hala daha görüyoruz.. Ve her defasında da ibretle izliyoruz..

Bunlar bitmez ama, dünya durdukça da devam eder, giderler.. 

Bu tespitlerden sonra, biraz da gönül frekansından yayın yapan radyomuzu açalım.. Bakalım orada neler var!..

Sözünün bereketini görmek istiyorsan; ifade ettiklerini hisset, hissettiklerini de ifade et..

Gönülden çıkan sözler, gönülde ma’kes bulur.. Ağızdan çıkan sözler ise, kulak kepçesinde takılır, kalır.. 

Öyle sözler vardır ki, ordulardan daha fazla tesir gücüne sahiptir.. Öyle hâller de vardır ki, binlerce sihirli sözden daha tesirlidir..

Bir başka ifadeyle, “söz lisânı” önemlidir, ancak “hâl lisânı” daha da  önemlidir..

Çok konuşmak, belâgat değildir!..

Ne kadar konuşursan konuş, söylediklerin muhatabının anladığı kadardır.. 

Çok insan, şiir gibi konuşur fakat çok az insan, şiir gibi yaşar..

Dış görünüşe dikkat et, ama dış görünüşü put yapma.. 

7.9 şiddetindeki bir depremden sonra ayakta kalabilen bir ev, o depreme boyası yüzünden dayanabilmiş değildir..

Rivayetlere göre, Lokman Hekim’in patlak gözleri vardı.. Birisi ona dikkatlice bakınca, Lokman Hekim şöyle dedi; “Hayrola, boyayı mı beğenmedin yoksa boyacıyı mı?..”

Hasıl-ı kelâm; 

Gaflet uykusundan uyanmamakta ısrar edenleri ancak İsrafil’in Sur’u uyandırır..

Kendini iyi tanıyamamak veya kendini yanlış tanımak, kişiye çok zararlar verebilir..

Dostunu yanlış anlarsan, dostunu kaybedersin..

Kendini yanlış anlarsan, kendini kaybedersin..

Kaybettiğin dostların yerine yenisini bulmak belki kolay olabilir..

Ancak;

Kendini kaybedersen, bir daha zor bulursun..

Vesselam..

.

Sami Özey, dikGAZETE.com