Böylesine olmayacak!..

Böylesine olmayacak!..

Böylesine olmayacak!.. Böylesine olmayacak!..

BÖYLESİNE OLMAYACAK…

Yaşamımızda olacakmışçasına zamanını, maddiyatını boşa harcayarak geçirip, bir an durup, düşünüp, kendini aldattığını anlayınca pişmanlığın fayda vermediğini bilir.

Elbet bu ağır deneyimlerle edilir lakin bilmeliyiz ki zararın neresinden dönersek kardır.

Bu yetmezmiş gibi yaşadığı bunalımları yayarak negatif enerji gönderenler olmazsa olmaz çevremiz de…

Hayal kırıklıklarının üstesinden gelebilmek, sahanızın spekülatif halleri büyük rol oynar.

Bir takım saf insanların peşine takılaraktan maddi manevi zararlara uğrayıp sonrasında da böylesine olmayacak fikri sağlam basar.

Gerçekçi olan üzülmez mi; elbet, lakin daha az üzülür.

Kolay, ucuz, risksiz hayat umarak yaşamını sürdürmek isteyenleri hayalleriyle baş başa bırakalım; desteksiz hiçbir şekilde yol alamayacağımızı az da olsa birilerine güvenerek erişilebileceğini öğrenmeliyizdir.

Vermeden almak olmaz; yaşamda kuraldır.

Almadan vermeyi vaat edenlere de şüpheyle yaklaşmak gerekir ki; sonrasında doğabilecek sıkıntılara öncü olmayalım.

Akıllı, gerçekçi insan, her duyduğuna inanmaz; kendince istişarelerde bulunur, değerlendirir bir zaman sonrasında kararını verir.

Atalarımız “Ucuz etin yahnisi yenmez” derler.

Tedbirsizlikte alınacak kararlar büyük ihtimalle ızdıraplı ve acıklı sonuçlara sebep verir.

Derinlik derecesini bilmediğimiz hiçbir mevzuuya atılmamalıyız.

Herkesin kendince aşabileceği dertlerinin kapasitesi vardır.

Üstesinden maddi manevi aşılabileceğine kanaat ettiklerimize girer, aşılamayacağımıza kanaat ettiklerimize destekle gireriz.

Böylesine olmayacak kararı aldıklarımızla en kolay baş etme yöntemi derdini küçültme olup, nasıl üstesinden gelebilirim yöntemlerini uzmanlardan destekle öğrenilebilinir.

Zamane faydasız gibi görülüp, ileride geri dönüşümünde yararlı gördüklerinde verilecek kararlar orta veya uzun vadelidir.

Örneğin, o an için maddi imkanların yeterli olup, memleketine emeklilik sonrası düşündüğün yapıyı yapmak gibi, yıllar sonrası herhangi bir sıkıntıya girmeksizin köşede bulunsun dediklerin bir zaman sonrası büyük imkana dönüşür.

Olumsuz yaşanmışlıklar da hiçbir zaman önemsiz veya boş değildir.

Acılar da insana birçok şeyler öğretir.

Kendi yaşadıklarının bir başkalarının yaşamaması için verdiğin mücadeleler o insanı itibarlaştırır, saygı gördürür. Çünkü çevresindeki insanlar, kendileri hakkında güzel, başarılı, pozitif düşüncelerle dolu olduğunun bilincindedirler.

Tek taraflı alınan birçok karar, maalesef geri negatif dönecektir.

Yaşam, acısıyla tatlısıyla daima gerçeklerle önümüzde bizleri beklemektedir.

Hayat bir mücadeleden ibarettir; her yaşanılanın bir imtihan bir deneyimsel görerek hareket edebilme erdemliliğini kazandırılması gerekmektedir.

Kişi, büyüdüklerinde inisiyatifsiz, karaktersiz, pasif, kendince karar veremeyen, güvensiz, samimiyetsiz oluyorsa bunun sebebini hepimizde aramalıyızdır.

Çoğu kez karşılaşırız bu tip insanlarla ki geçmişinde gözle görülmeyen tedavisi artık mümkünatı olmayan travmalar yaşamışlardır.

Korku, düşman üretir…

.

Volkan Yaşar Berber, dikGAZETE.com

BÖYLESİNE OLMAYACAK…

Yaşamımızda olacakmışçasına zamanını, maddiyatını boşa harcayarak geçirip, bir an durup, düşünüp, kendini aldattığını anlayınca pişmanlığın fayda vermediğini bilir.

Elbet bu ağır deneyimlerle edilir lakin bilmeliyiz ki zararın neresinden dönersek kardır.

Bu yetmezmiş gibi yaşadığı bunalımları yayarak negatif enerji gönderenler olmazsa olmaz çevremiz de…

Hayal kırıklıklarının üstesinden gelebilmek, sahanızın spekülatif halleri büyük rol oynar.

Bir takım saf insanların peşine takılaraktan maddi manevi zararlara uğrayıp sonrasında da böylesine olmayacak fikri sağlam basar.

Gerçekçi olan üzülmez mi; elbet, lakin daha az üzülür.

Kolay, ucuz, risksiz hayat umarak yaşamını sürdürmek isteyenleri hayalleriyle baş başa bırakalım; desteksiz hiçbir şekilde yol alamayacağımızı az da olsa birilerine güvenerek erişilebileceğini öğrenmeliyizdir.

Vermeden almak olmaz; yaşamda kuraldır.

Almadan vermeyi vaat edenlere de şüpheyle yaklaşmak gerekir ki; sonrasında doğabilecek sıkıntılara öncü olmayalım.

Akıllı, gerçekçi insan, her duyduğuna inanmaz; kendince istişarelerde bulunur, değerlendirir bir zaman sonrasında kararını verir.

Atalarımız “Ucuz etin yahnisi yenmez” derler.

Tedbirsizlikte alınacak kararlar büyük ihtimalle ızdıraplı ve acıklı sonuçlara sebep verir.

Derinlik derecesini bilmediğimiz hiçbir mevzuuya atılmamalıyız.

Herkesin kendince aşabileceği dertlerinin kapasitesi vardır.

Üstesinden maddi manevi aşılabileceğine kanaat ettiklerimize girer, aşılamayacağımıza kanaat ettiklerimize destekle gireriz.

Böylesine olmayacak kararı aldıklarımızla en kolay baş etme yöntemi derdini küçültme olup, nasıl üstesinden gelebilirim yöntemlerini uzmanlardan destekle öğrenilebilinir.

Zamane faydasız gibi görülüp, ileride geri dönüşümünde yararlı gördüklerinde verilecek kararlar orta veya uzun vadelidir.

Örneğin, o an için maddi imkanların yeterli olup, memleketine emeklilik sonrası düşündüğün yapıyı yapmak gibi, yıllar sonrası herhangi bir sıkıntıya girmeksizin köşede bulunsun dediklerin bir zaman sonrası büyük imkana dönüşür.

Olumsuz yaşanmışlıklar da hiçbir zaman önemsiz veya boş değildir.

Acılar da insana birçok şeyler öğretir.

Kendi yaşadıklarının bir başkalarının yaşamaması için verdiğin mücadeleler o insanı itibarlaştırır, saygı gördürür. Çünkü çevresindeki insanlar, kendileri hakkında güzel, başarılı, pozitif düşüncelerle dolu olduğunun bilincindedirler.

Tek taraflı alınan birçok karar, maalesef geri negatif dönecektir.

Yaşam, acısıyla tatlısıyla daima gerçeklerle önümüzde bizleri beklemektedir.

Hayat bir mücadeleden ibarettir; her yaşanılanın bir imtihan bir deneyimsel görerek hareket edebilme erdemliliğini kazandırılması gerekmektedir.

Kişi, büyüdüklerinde inisiyatifsiz, karaktersiz, pasif, kendince karar veremeyen, güvensiz, samimiyetsiz oluyorsa bunun sebebini hepimizde aramalıyızdır.

Çoğu kez karşılaşırız bu tip insanlarla ki geçmişinde gözle görülmeyen tedavisi artık mümkünatı olmayan travmalar yaşamışlardır.

Korku, düşman üretir…

.

Volkan Yaşar Berber, dikGAZETE.com