Bu mudur vaad edilen "sağlıklı" ve "yeni normal" hayat?
Bu mudur vaad edilen "sağlıklı" ve "yeni normal" hayat?
- 18-10-2020 09:04
- 618
- 18-10-2020 09:04
- 618
Böyle bir hayat mı istiyoruz sahiden?
Ne düşündüğümüz okunacak, bilinçaltımız kodlanacak, belki Allah inancımız dahi hafızamızdan silinecek.
Ama bize bunu bu şekilde vaad etmeyecekler tabii ki.
- Her hastalığa son!
- Salgınlar size uğramayacak!
- Her dili konuşabileceksiniz!
- Depresyon, mutsuzluk artık bitiyor!
- Bir çip ile anında zayıflama!
Koşacağız insanoğlu olarak, hiç sorgulamadan..
Sonumuzdan habersiz.
Tansiyonumuz, ateşimiz otomatik olarak ölçülecek.
Hatta belki onlar için tehlike arz ettiğimiz an bir tuş ile son bulacak bütün yaşantımız.
"Super Mario" gibi 3 canımız da yok ki, bir dahakine akıllanıp da başlayalım oyuna..
Peki ya iman genimiz?
Ona ne olacak dersiniz?
Ya bu çip denilen meret, benim Allah inancımı silerse hafızamdan?
Ya namaz kılmama mani olursa?
Nasıl yaşarım ben bundan sonra?
Öyle ya;
Alimler "haram lokma" yiyenin dahi akibetini bildirirken ben böyle birşeyi nasıl göze alırım.
Neden hem neden?
Daha uzun yaşamak için mi herşey?
Mevzu uzun yaşamak mı, yoksa fıtratında kalıp; adam gibi, şereflice, imanla ölebilmek mi?
Zamanında bir çok psikolog, muhafazakar yazar hanım ablalar(!) linç ediyorlardı beni.
Beyin, bilgisayara bağlanır mıymış, heyhat!
Korkutuyor sizi diye az gözyaşlarımı akıtmama sebep olmamışlardı. Ne oldu şimdi?
Her mevzuyu idrak etmemiz için, kafamızda bir kabağın patlaması mı gerekiyor?
Çözüm çok basit kardeşler.
Dedelerimiz, nenelerimiz ne ile yetindiyse o.
Bu kadar basit, bu kadar basit..
- Almam bunu.
- Yemem bunu.
- İçmem bunu.
Bu kadar.
Sade olun, size helal, temiz, tayyib olan lokma şifa vesilesi olur.
Vallahi ve Billahi haramda şifa yaratılmamıştır.
Size, riayet ederek kılınan namaz terapi olur. Vallahi ve Billahi Allahın zikri olmayan yerde huzur yoktur.
Peygamberimiz ne ile yetindi ise bize bu kadarı yeter. Bundan gayrı vaad edilen ne varsa; tuzaktır, şüphelidir, uzak durun..
Böyle giderse;
Onlar izin vermedikçe ana evladına sarılamayacak, hatta belki secdeye bile kapanamayacak.
Peki, bu mudur vaad edilen "sağlıklı" ve "yeni normal" hayat?
.
Yağmur (Mirzayeva) İbiç, dikGAZETE.com
Böyle bir hayat mı istiyoruz sahiden?
Ne düşündüğümüz okunacak, bilinçaltımız kodlanacak, belki Allah inancımız dahi hafızamızdan silinecek.
Ama bize bunu bu şekilde vaad etmeyecekler tabii ki.
- Her hastalığa son!
- Salgınlar size uğramayacak!
- Her dili konuşabileceksiniz!
- Depresyon, mutsuzluk artık bitiyor!
- Bir çip ile anında zayıflama!
Koşacağız insanoğlu olarak, hiç sorgulamadan..
Sonumuzdan habersiz.
Tansiyonumuz, ateşimiz otomatik olarak ölçülecek.
Hatta belki onlar için tehlike arz ettiğimiz an bir tuş ile son bulacak bütün yaşantımız.
"Super Mario" gibi 3 canımız da yok ki, bir dahakine akıllanıp da başlayalım oyuna..
Peki ya iman genimiz?
Ona ne olacak dersiniz?
Ya bu çip denilen meret, benim Allah inancımı silerse hafızamdan?
Ya namaz kılmama mani olursa?
Nasıl yaşarım ben bundan sonra?
Öyle ya;
Alimler "haram lokma" yiyenin dahi akibetini bildirirken ben böyle birşeyi nasıl göze alırım.
Neden hem neden?
Daha uzun yaşamak için mi herşey?
Mevzu uzun yaşamak mı, yoksa fıtratında kalıp; adam gibi, şereflice, imanla ölebilmek mi?
Zamanında bir çok psikolog, muhafazakar yazar hanım ablalar(!) linç ediyorlardı beni.
Beyin, bilgisayara bağlanır mıymış, heyhat!
Korkutuyor sizi diye az gözyaşlarımı akıtmama sebep olmamışlardı. Ne oldu şimdi?
Her mevzuyu idrak etmemiz için, kafamızda bir kabağın patlaması mı gerekiyor?
Çözüm çok basit kardeşler.
Dedelerimiz, nenelerimiz ne ile yetindiyse o.
Bu kadar basit, bu kadar basit..
- Almam bunu.
- Yemem bunu.
- İçmem bunu.
Bu kadar.
Sade olun, size helal, temiz, tayyib olan lokma şifa vesilesi olur.
Vallahi ve Billahi haramda şifa yaratılmamıştır.
Size, riayet ederek kılınan namaz terapi olur. Vallahi ve Billahi Allahın zikri olmayan yerde huzur yoktur.
Peygamberimiz ne ile yetindi ise bize bu kadarı yeter. Bundan gayrı vaad edilen ne varsa; tuzaktır, şüphelidir, uzak durun..
Böyle giderse;
Onlar izin vermedikçe ana evladına sarılamayacak, hatta belki secdeye bile kapanamayacak.
Peki, bu mudur vaad edilen "sağlıklı" ve "yeni normal" hayat?
.
Yağmur (Mirzayeva) İbiç, dikGAZETE.com