Çaka Bey ve Murat Akbaş makalesi
Çaka Bey ve Murat Akbaş makalesi
- 23-10-2023 07:06
- 1828
- 23-10-2023 07:06
- 1828
Har.1: Küçük Firikya, Thrakesia Teması ve Tarihi Yollar.
ÇAKA BEY VE MURAT AKBAŞ MAKALESİ
Özet
Bu makale, Çanakkale Onsekiz Mart Ü. Sos. Bil. Ens. Disiplinlerarası Ana Bilim Dalı’nda Uzman olan Murat Akbaş’ın, ETA Journal Dergisindeki “Çaka Bey: İlk Büyük Türk Denizcisi”-2023 adlı makalesi ile Çaka Bey hakkındadır.
Anna Komnena’nın Tzachas dediği zat, Kutalmışoğlu Süleymanşah’ın beylerinden olup, ne ayrı bir devlet, ne de ayrı bir beylik kurdu.
O, Süleymanşah’a tâbi olarak Eski Hoyran ve Eğirdir gölleriyle iki göl arasındaki bölgede, 14-15 bm boyundaki ırmak ve kıyılarında faaliyet gösterdi.
Çaka, O’nun adı değil, yönettiği bölgeden aldığı bir lâkaptır ve bu lâkap, muhtemelen Çaka değildir. Belki de Saha’dır.
Çaka, 1078’de esir düşmüş; kanaatimce Süleymanşah’ın nüfuzuyla Erbasan ile birlik İmparator Botaniyates’in yanında bir görev almış; 1081’de de imparator Aleksios tarafından Erbasan ile birlikte işten çıkarılmıştır.
Çaka, Bizans’tan sonra şimdiki İzmir değil, ailesinin bulunduğu Yalvaç bölgesine ve iki göl arındaki ırmak kıyısında bulunan İzmir’e (Myria: Apameia) gelerek, Selçuklu emrinde Bizans ile mücadele etmiştir.
Süleymanşah, 1084’te Antakya’ya giderken ülkesini Çaka ve diğer beylerine emanet etti ve Tutuş’a yenilmesi üzerine de 04.06.1086’da Mezar-ı Türk’te intihar etti.
Çaka, ölüm haberini aldıktan sonra, Süleymanşah’ın çocukları, Yalvaç ve Kemer Boğazı bölgesine gelene kadar, zikri geçen bölgede Bizans ile mücadeleye devam etti.
Başta bir Sultan olmadığı için de, işin tabiatı icabı, diğer beyler gibi müstakil kararlar almış olmalıdır.
O, Süleymanşah’ın çocukları, 1093 başlarında Kemer Boğazı’na geldiğinde onları karşılamış; diğer beylerle birlikte Bursa-İznik’e kadar gidip, Kılıçaslan’ı tahta çıkarmış; kızı ile 14-15 yaşlarındaki Sultanı evlendirmiştir.
Çaka Bey, 1095’te imparator Aleksios’un hilesiyle, damadı Kılıçaslan tarafından Kemer Boğazı şarkındaki Abidos’ta şehit edilmiş ve kanaatimce Gelendost-Yenice’deki Koru Tepede Müslümanlar Mezarlığı’nda gömülmüştür.
Koru Tepedeki büyük mezarlardan biri O’na ait olmalıdır.
Açar Kelimeler: Çaka Bey, Türk Denizciliği, Murat Akbaş, Bizans, Eski Eğirdir Gölü, Deniz, Kemer Boğazı, Koru Tepe, Müslümanlar Mezarlığı
Giriş
Malazgirt zaferinin önünden Erbasan Bey, Bizans’a sığınmış ve İmparator Romen Diyojen’ın yanında mühim bir yere sahip olmuştur. Zaferden bir yıl sonra Romen Diyojen ölmüş; Bizans’ta taht kavgaları başlamış; Bizans’ta başa geçen herkes Türkler’den yardım talep eder olmuştur.
1073’de Artuk Bey’in para karşılığı Kemer Boğazı’ndan geçerek İzmit yakınlarına kadar gittiğini ve gittiği yoldan dönerek Yukarı Firikya’ya geldiğini biliyoruz (Bryennios, 2008: 97).
Tutuş da para için Bizans’a yardım etmiştir. Bu arada birçok Türk’ün, paralı askerlik için Bizans ordusuna girdikleri anlaşılmaktadır.
Türkler, önce Abbasi, sonra da Bizans ordularında hizmet etmişlerdir.
Artuk ve Tutuş, Sultan Melikşah tarafından geri çağrılınca bu defa bu boşluğu Süleymanşah doldurdu ve Bizans’a verdiği yardıma karşılık, 1074-1075 yılında başta Sozopolis (Uluborlu) olmak üzere Apameia, Laodikya ve sair geniş topraklar fethetti (Anna, 1996: 16 açık.4; Remsi, 1960: 81, 221 açık.1, 448).
1097-1098’de kaybettiğimiz yerlere bakarak, 1075’de Senirkent-İznik (Lampe: İlegüp/Uluğbey köyü), Barla (Sart), Eğirdir (Laodikya), Efes (Gelendost-Kiremitli Br.), Ayasuluk (Efes yanı), Apameia (İzmir), Yalvaç (Pisidia yakınındaki Antakya: Firikya Antakyası) ve Bolvadin’i fethettiğimiz anlaşılıyor (Anna, 1996: 338-339).
Süleymanşah, Erbasan’ın tesiriyle Lampe’li (Senirkent-İlegüp) Botanyates’i destekledi ve Botanyates imparator oldu.
Süleymanşah, Bizans askerî yolunu takiple Eskişehir ve 1080’de Bursa-İznik’i fethetti ve taht merkezi yaptı.
1074-1075’de fethedilen İznik, İlegüp-İznik, 1080’de fethedilen İznik ise Bursa-İznik idi (Yinanç, 2013: 87; Turan, 1998: 54).
1081’de Aleksi Komnen imparator olunca Borilos ve Germanos, Bizans sarayında görülmezler.
Kanaatimce Borilos- Erbasan, Germanos ise Yalvaç-Gelegermi (Karme) bölgesinin beyi iken 1078’de esir düşen Çaka olmalıdır (bk. Attaleiates, Anna, Bryennios, Zonaras).
Çünkü bunlar saraydan atıldığında Anna henüz doğmamıştı ve bunlar hakkındaki bilgiyi başkalarından almış olmalıydı.
Germanos ile Germi (Karme) arasında bir bağ olmalıdır.
Çaka, bu bölgede (Asya) esir alındı (bk. Anna). Osmanlı arşivindeki Erbasan adlı mezra, Asya eyaletindeki Kötürnek köyünde Selbasan mevkii olarak adını hâlâ sürdürüyor.
Selbasan adı, sel basmakla ilgisi yok, çünkü burası selin basabileceği bir yer değil. Bu mevkinin yakınında 1530 yılına ait Nabellez (Naib İlyas) mezrası var ki, İlyas kimin vekili?
Hamid livası, Afşar (Gelendost) nahiyesi vakıf belgelerinde Çavlı, Tanrıverviş ve Barak gibi Çaka ile ilişkili olan isimler var (Cebeci-Topraklı, 2018: 23, 25, 77, 214).
Germanos, saraydan atılınca Çaka (Tzachas) adıyla anılmış olabilir.
Çaka adıyla iki göl arasındaki nehrin geçtiği ovanın adı Tzouka (Suha, Saha) arasında bir benzerlik var.
Tzouka Nisterin, Efes’in bulunduğu ovanın adıdır (Remsi, 1960: 117 Teofan. 439).
Teofanes, Kemer Boğazı yanında yaşayan bir aziz. Çaka lakabının aslı, Arzava devri ve belki de daha sonraki devirlerde, iki göl arasındaki Seha Nehri adından dolayı Seha/Saha olabilir.
Çaka için Çaha denilmesi, iddiamızı güçlendirmiştir (Kurat, 2016: 194).
Ebû’l-Kasım, Muhammed İlhan, Çaka, Tanrıvermiş, Barak, Galabatzes (Yalavaç), Monolykos (Alp Kara) ve Kundan (Kontagmen), hepsi de Süleymanşah’ın beyleri olup, bunların hiçbirinin bugünkü İzmir ve Efes ile bir ilgileri yoktur (bk. Anna, 1996: 270 vd.).
Bunun için aşağıdaki soru ve açıklamaları veriyorum.
1. Phokas ordusunun bir bölümüne Abidos kuşatmasına devam etmeleri emrini verirken kendisi de geri kalanlarla birlikte imparatoru karşılamak için yerini aldı. Phokas, atını bir o yana bir bu yana sürerek birliklerini savaşa hazırlayan imparatoru gördü. Phokas, atını tüm hızıyla sürerek tüm düşman saflarını geçip imparatora saldırıya geçti. İmparatora doğru hızla ilerlerken, bir tepeye rastladı ve tırmanmaya başladı. Aniden atından düşerek yere kapaklandı ve oracıkta hayatını kaybetti (13 Nisan 989) (Skylitzes, 2016: 84).
1.1- Bu Abidos, Çanakkale Abidos değil, Kemer Boğazı’nın şarkındaki Abidos’tur.
2. “İmparator ayrıca bütün doğu birliklerini çağırdı; Abidos ve Chrysopolis’i geçerek başkente geldiler ve rector [bölge papazı] Nikephoros önderliğinde Peçenekler’e karşı sefere çıktılar. Katakalon Kekaumenos (doğunun stratelates’i) ve o zamanlarda kendi yurttaşlarının lideri olan Herve Frankopoulos ona eşlik ediyordu. Görevleri rector’u takip ederek kendilerine verilen görevleri eksiksiz olarak yerine getirmekti. Rector komutasındaki birlikleri alarak Haemos’u ve Demir Kapılar’ı geçerek Peçenekler’e doğru ilerlemeye devam etti. Yüz Dağlar’ın yakınındaki Diakene adında bir köye varınca kampını kurdu ve etrafını sağlam çitlerle çevirdi” (Skylitzes, 2016. 190).
2.1- Bütün doğu birlikleri Abidos (Çanakkale) ve Chrysopolis’i (Üsküdar) geçip başkente nasıl gelirler? Onların, Balkanlar’daki Haemos, Demir Kapılar, Şumnu civarındaki Yüz Dağlar ve Peçenekler ile ne ilgisi olabilir?
Doğu birlikleri, Asya eyaleti birlikleri demektir. Asya eyaleti, Uluborlu dâhil, Kemer Boğazı ile Çarşamba çayı arasındaki bölgedir. İki Abidos biliyorum. Bu metindeki Abidos, Kemer Boğazı’nın şarkıdır. Ama metinde bir hata olmalıdır. Doğu birliklerinin başkentte bir işi olamaz. Bu olsa olsa Doğu birliklerinin komutanları olabilir. Gelendost civarından hareket eden Asya birliklerinin komutanları, Abidos, Kemer Boğazı ve Bizans askerî yolunu takiple Üsküdar, oradan da başkente gelmiş olmalılar. Ama ben başkent denilen yerin İstanbul olmadığı kanaatindeyim. Büyük ihtimal Uluborlu ve yanında bir kenttir. Peçenek olaylarında kentlerin kıraliçesi denilen yer (Anna, 1996: 247), İstanbul değil, Uluborlu (Amorion) olup, Anna yanılmaktadır. Buna göre Chrysopolis, Kemer Boğazı ile Uluborlu arasındadır. İstanbul, kentlerin kıraliçesi değil, Sultanı’dır (Attaleiates, 2008: 144, 148; Bryennios, 2008: 78).
2.2- Bu bölge, Çaka’nın bölgesinin yanıdır. Demir Kapılar, Cedrea, Kedrea, Sidera gibi adları olan Şuhut-Arızlı köyü; Haemos ise Sultan Dağları’nın devamındaki Bozdurmuş Dağları’dır. Yüz Dağlar ifadesi yanlış; doğrusu Yüztepe olup (Kurat, 2016: 166, 167, 169, 176, 197), bu yer Uluborlu (Amorion) ovasıdır. Yüz, bizim kırk dediğimiz gibi çokluğu anlatır. Bu ovada birçok hüyük ve tepe var. Asya birliklerinin stratelates’i olan Katakalon Kekaumenos, Yalvaç bölgesinde komutanıdır. Yanık manasına gelen Kekaumene, Yalvaç’a (Yalav-aç: Yalav’dan hâsıl olan Yanık) işaret eder. Çatışmada Kekaumenos’un öldüğü veya ağır yaralanıp Koulinos’un (Kulun) tedavi ettiği söylenir ki, Skylitzes’in kaydı doğrudur, çünkü Katakalon Kekaumenos Ağustos 1057’de yapılacak olan Haides/Hades (Çay-Karamıkkaracaören) savaşının mühim bir kahramanıdır. Adrianople, Edirne değil, Asya eyaletindeki Hadrianopolis (Kötürnek köyü) idi (Kurat, 2016: 170; Skylitzes, 2016: 191-192, 210-211; Attaleiates, 2008: 66; Remsi, 1960: 97, 127, 168 Hadrianoutherai, Akhyraous, 172 Katoiraikia; Anna, 1996: 480 Kotoiraikia; Topraklı, 2018b).
2.3- Görüldüğü gibi bugüne kadar yanlış bir Peçenek ve Çaka tarihi vardır. Edirne-Enez’de (Ainos) yapıldığı iddia edilen Lebounion (Küçük Aslan) savaşı da Eski Eğirdir Gölü (Uz Gölü) kuzey sahilinde ve Barla önünde yapılmıştır. Bu konuda bir makale yazdım (bk. Topraklı, 2018a). “Ancak Ozolimne’ye güçlükle kaçanlar kurtulabildi” (Anna, 1996: 224) denilen Peçenekler’i, Çaka gemileriyle göldeki adalara taşımış olmalıydı. Değilse göle kaçan bir insan nasıl kurtulur? Hıristiyan olmakla beraber, Bizanslıları kendilerine düşman gören, sınır komşuları olan Konya Türkleri ile canlı ilişkiler sürdüren, Türkleşen, imparatora küfürler savuran, Pusguse Gölü’ndeki müstahkem adaların ahalisi, işte bu 50 yıl önce Uz Gölü’ne (Eğirdir Gölü) kaçan Peçenekler idi (yıl 1142, Khoniates, 1995: 24).
3. Babam Aleksios, Doğu ve Batının tüm ordularının komutası kendisine verilmiş olan kardeşinin komutası altında iken, aslında, onun, yerini-tutan'ı idi (Anna, 1996: 17). Batı ve Doğu ordularının Domestikos'u [Başkomutan] olan Aleksios Komnenos, Bryennios’u tutsak etmiş ve Borilos'a gözleri sağlam teslim etmişti (Anna, 1996: 216).
3.1- Burada zikri geçen Doğu- Asya eyaleti, Batı ise Balkanlar olmayıp, Asya eyaletinin batısıdır.
4. İçerideki Türkler (Khios adasındaki), Rum dilinde yakarmaya başladılar (Anna, 1996: 230, yıl 1088-1089).
4.1- Khios, Eski Eğirdir Gölü’ndeki bir adadır. Bilge Umar, açık.5’te Türkler’in Rumca dua etmesi düşünülemez diye yanılır. Hâlbuki bunlar Hıristiyan olmuş Türkler’dir. Muhtemelen de Hıristiyan olmuş Peçenekler’dir.
5. Çaka, İzmir’de 8 000 Türk asker devşirdi (Anna, 1996: 231).
5.1- Bu İzmir, Çaka ile anılan ve diğer adı Apameia olan Barla-Boyalı önünde ikinci bir İzmir (Myria) (bk.Har.1). Çaka, Türk hududundan (Uluborlu) 350-400 bm uzakta bulunan bugünkü İzmir’de 8 000 Türk asker devşiremez.
6. Çaka, yiğitçe dövüşürken Asya’da esir düşmüştür (Anna, 1996: 232).
6.1- İşte bu Asya, Asya eyaleti olup, Kemer Boğazı ile Çarşamba çayı arasındaki bölgedir. Uluborlu idari olarak Asya’ya dâhil (Topraklı, 2018b). Çaka (Germanos?), kanaatimce Yalvaç-Gelegermi (Karme) civarında esir düştü.
7. İzmir, 25 Mart 1081 tarihinde fethedilmiştir (İzmir Valiliği, internet sitesi, erişim 06 Eylül 2023).
7.1- Aleksios 04 Nisan 1081’de imparator oldu (Anna, 1996: 233) ve Çaka’yı kovdu. 04 Nisan’da İstanbul’da bulunan bir Çaka, bir ay önce 25 Mart’ta İzmir’i nasıl fetheder? Çaka’nın bugünkü İzmir ile hiçbir ilişkisi yoktur.
8. Çaka ile ilgili anlatılmasına başlanan olaylar 1088-1089’lerde; birazdan sözü edilecek olan Dalassenos'un ona karşı giriştiği sefer ise 1090’da geçmiştir sanılıyor (Anna, 1996: 230, açık.4). Birkaç İskit Çaka'yı görmeye geldi ve ona, Dalassenos'un niyetini açıkladılar (Anna, 1996: 232). Anna burada lskit derken, Rum ordusundaki ücretli asker Slav'ları değil, Peçenek Türkleri’ni kasdetmiş olmalı” (Anna, 1996: 232, açık.2).
8.1- Çaka, Dalassenos’un oğluna kızını vermek ister. “Evlilik mukavelesi yazılıp hazırlansın” dediğine göre kız, 1990’da henüz 10-12 yaşında olmalıdır (Anna, 1996: 233). Bu kız, üç yıl sonra Kılıçaslan ile evlendirilecek.
9. Çaka, Homeros’u okuyup anlayacak kadar klasik Grekçe öğrenmişti (Kurat, 2016: 235; Anna, 1996: 234).
9.1- Çaka’nın esir düştüğü Asya’da Türkler, Rumlar ve Peçenekler, zaten ilişki içindeydiler. 1078’de esir düşen Çaka, 1081’de işten çıkarıldı. Çaka bir asker. O, üç yılda ne çevre edinebilir, ne de klasik Grekçe öğrenebilir!
10. Çaka, Doğu'dan İmparatora yardıma gelmiş ücretli asker birliklerinin geçmesine de izin vermiyordu, çünkü onları çekici vaatlerle avutup, İmparatorun hizmetine gitmekten vazgeçer de kendisinin hizmetine girerlerse, tahıl üretiminden vergi payını [aşar benzeri vergiyi] alır almaz onlara ücret ödeyeceğini söylüyordu (Anna, 1996: 248).
10.1- İzmir ve Ege denizindeki Çaka, doğudan gelerek, İmparatora giden ücretli askerleri nasıl engeller? Kıral Yolu, Kemer Boğazı’ndan geçer. Kıral Yolu’nu İstanbul’a bağlayan İbn Hordazbih’in kaydettiği Bozdurmuşbeli ve Yoğurtçubeli gibi iki yol da, Çaka ve kardeşi Yalavaç’ın idare ettikleri bölgededir. Çaka’nın bu yoldan geçmekte olan ücretli asker Türkler ile konuşması çok makuldür, ama bugünkü İzmir’de bulunan birisi için bu asla mümkün değildir.
10.2- Çaka’nın tahıl üretimiyle ne ilgisi var? Çaka, denizci değil mi? İşte görüldüğü gibi Çaka, tam bir denizci olmayıp, Eğirdir ve Hoyran gölleri ile ikisi arasındaki ırmak ve sahillerinde, yâni karada da faaliyet etmektedir.
11. İmparatorun Kılıçaslan’a yazdığı mektuba göre Çaka, Kılıçaslan’a tâbi bir beydir (Anna, 1996: 270, açık.3).
12. 1093’de İznik’e gelen bir Kılıçaslan’ın, İzmir’deki bir Çaka’nın kızını görüp evlenmesi makul değildir.
13. Kılıçaslan, 1095’te Çaka Beyi Çanakkale Abidos’ta katlettikten sonra imparatorla Rumlar Anadolu’ya, Türkler de Adalara tecavüz etmemek şartıyla bir antlaşma imzaladı (Yinanç, 2013: 195, H.488).
13.1- Türkler, bütün Anadolu’yu aldı mı ki Rumlar, Anadolu’ya tecavüz etmeyecek? Burada zikredilen Anadolu Asya eyaleti; Abidos, Kemer Boğazı şarkındaki Abidos; Adalar ise Eski Eğirdir Gölü’ndeki Adalardır.
14. İşte Batı'da, anakarada imparatorun belini büken korkunç felâketler böyleydi; denizde dahi, olup bitenler, olumlu doğrultuda gitmek şöyle dursun, tam tersine son derecede tehlikeli bir duruma yol açmaktaydı, çünkü Çaka kendine yeni bir donanma edinmişti ve tüm kıyı bölgesini karıştırmaktan hiç geri durmuyordu (Anna, 1996: 248).
14.1- Burada zikredilen Batı- Eski Eğirdir Gölü ve Kemer Boğazı’nın batısı, Doğu- Asya eyaleti, deniz- Eski Eğirdir Gölü, kıyı bölgesi ise Eğirdir Gölü ve iki göl arasındaki ırmak sahilleridir (bk.Har.2: Pîrî Reis).
15. Emir Şahinşah, doğu'dan gelip Alaşehiri ve kıyı bölgelerini tehdid ediyordu (Anna, 1996: 448, yıl 1110-11).
15.1- Bu Alaşehir Yalvaç (Philadelphia), kıyı bölgeleri ise Eski Eğirdir ve Hoyran gölleri ile ırmak sahilleridir.
16. İmparator, Gelibolu Yarımadasına gelmişti; sonra her yandan kara ve deniz birliklerini toplayınca, güçlü bir ordu ayırıp, Skamandros çayı yoluyla, Edremit'te, Thrakesion teminde konuşlanmaya gönderdi (Anna, 1996: 449).
16.1- İmparator, Türkler’in olmadığı Gelibolu değil, Kemer Boğazı’nın batı kıyısındaki Karababa’ya gelmiştir.
16.2- Skamandros iki göl arasındaki ırmak, Edremit Aş. Tırtar, Thrakesia Kemer Boğazı çevresidir (bk.Har.1).
17. Monolykos, Barenos denilen ve Skamandros, Angelokomites ve Empelos'un da çıktığı, İbidos dağından akıp gelen çayı aştı, kıyıya saptı, Parion ve Çanakkale Boğazı kıyısındaki Abydos üzerinden gitti, Edremit'ten ve Khliara'dan geçti. İmparator ise, o sırada İznik valisi olan Kamitzes'e Barbarları izlemesini buyurdu. O da, İznik’ten çıktı ve Kontogmen'e, Emir Muhammed'e ve bunların yoldaşlarına, Aorata yakınında ulaştı (Anna, 1996: 459).
17.1- Şimdi adı Yalvaç çayı olan Barenos adını ayağındaki Baris şehrinden almış olmalı. Skamandros, iki göl arasındaki Menderes’in diğer adıdır. Çanakkale Boğazı değil, Kemer Boğazı, Abydos ise Kemer Boğazı şark kıyısı. Monolykos lâkabını Eğirdir Gölü’nün ayağı Lykos’tan alan Alp Kara, Kemer Boğazı’ndan sonra Hoyran Gölü’nün şark kıyısını takiple A. Tırtar (Edremit) ve Bergama şarkından ve Khliara’dan (Y. Tırtar yanı) geçmiştir (bk.Har.1).
17.2- Kamitzes, İznik (Lampe/İlegüp) valisi; Kontagmen ve Aorata ise Yalvaç-Kundanlı ile Şarkîkaraağaç-Ôras (Uğras: Aura) köylerinde bugün hâlâ adlarını muhafaza etmekte olup, her şey coğrafyaya uygundur (bk.Har.1).
Sonuç
Süleymanşah 1086’da Halep’te yenilip intihar etmiş; oğlu Kılıçaslan 1093’de 14-15 yaşlarında tahta çıkmış; 1095’te Çaka’yı öldürmüş; 1097’de Haçlılar gelmiş ve Türkler’i ezmiş geçmiş; Türkler, Akşehir ve Yalvaç’ın şarkına atılmış; hatta bir ara Konya bile elden çıkmış.
1105’te Türkmenler, İznik (Senirkent-İlegüp) ovasına gelmiş; 1107’de Kılıçaslan, Musul civarında Çavlı’ya yenilmiş ve Habur’da boğulmuştur. Bunu fırsat bilen imparator, antlaşmayı iptal etmiş ve 1108’de İlegüp ovasında (Lampe) Türkmenler’i vahşiyane katletmiş.
İntikam için Şarkîkaraağaç üzerinden gelen Hasan Gâzî de 1109’da Gelendost ve Senirkent ovalarında çok feci yenilmiş.
1110 yılında şarktan gelen Kılıçaslan oğlu Şahinşah ise Büyük Selçuklu’nun desteği ile Şarkîkaraağaç ile Uluborlu arasında, Haçlı seferinde kaybettiğimiz toprakları geri alabilmek için Bizans ile mücadeleye girişmiştir.
Vaziyet bundan ibaret olup, ne Bursa-İznik, ne Çanakkale Boğazı, ne şimdiki İzmir, ne şimdiki Alaşehir, ne de Adalar (Ege) Denizi ile bir işimiz vardır.
Tarihçi, bu durumu hiç hesaba katmadan kolay yolu seçmiş; deniz deyince Adalar Denizi, kıyı deyince Adalar Denizi kıyıları, Hellespont deyince Çanakkale Boğazı, İznik deyince Bursa-İznik, Edremit deyince Balıkesir-Edremit, Alaşehir deyince Manisa-Alaşehir, Laodikya deyince de Denizli’yi anlamıştır.
Hâlbuki tarihî metinlerdeki deniz- Eski Eğirdir Gölü, kıyı- gölün ve göle dökülen ırmağın kıyıları, Hellespont veya Firikya Hellespont- Kemer Boğazı, İznik- Senirkent-İlegüp (Uluğbey), Edremit- Yalvaç Aşağı Tırtar köyü, Bergama- Gaziri Adasındaki şehir, Alaşehir- Yalvaç, Laodikya (Denizli) ise Eğirdir’dir. Buna göre bütün tarih ve coğrafya bilgilerini tashih etmek gerektir.
.
Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com
Kaynaklar
Akbaş, Murat (2023): “Çaka Bey: İlk Büyük Türk Denizcisi”, ETA Journal Dergisi, Cilt 5, Sayı 9, s.16-30.
Anna Komnena (1996): Alexiad, Malazgirt’in Sonrası, Çeviri: Bilge Umar, İnkılâp Kitabevi-İstanbul.
Attaleiates, Mikhael (2008): Tarih, Çeviri: Bilge Umar, Arkeoloji ve Sanat Yayınları-İstanbul.
Bryennios, Nikeforos (2008): Tarihin Özü, Çeviri: Bilge Umar, Arkeoloji ve Sanat Yayınları-İstanbul.
Cebeci Ahmet-Topraklı Ramazan (2018): 16. Asırda Hamid Sancağı-Boğaz Köprüsü, Sistem ofset-Ankara.
Khoniates, Niketas (1995): Historia, Çeviri: Fikret Işıltan, Türk Tarih Kurumu-Ankara.
Kurat, A. Nimet (2016): Peçenekler, Yay. Haz. Ahsen Batur, Türk Tarih Kurumu-Ankara.
Remsi (Ramsay, W. M.) (1960): Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, Çeviri: Mihri Pektaş, MEB-İstanbul.
Skylitzes, Ioannes (2016): Bizans Tarihi, Çeviri. Hatice Bolat, Y. Lisans Tezi), Marmara Ü., XII-XXIII Bl. (959-1057) yılları, s.1-233.
Topraklı, Ramazan (2018a): “Uz (Oğuz) Gölü ve Levunis Meydan Savaşı (29N1091)”, Hamideli Tarih 05, Sistem Ofset-Ankara, s.72-86.
Topraklı, Ramazan (2018b): “Asya Eyaleti Neresidir?” ve Asya Eyaleti Haritası, Hamideli Tarih 05, Sistem Ofset-Ankara, s.114-136.
Topraklı, Ramazan (2020a): “Peçenekler: Yeni Bir Yorum”, dikGazete, 03.06.2020 (erişim 07 Eylül 2023).
Topraklı, Ramazan (2020b): “Anadolu ve Peçenekler: Yeni Bir Yorum”, dikGazete,09.06.2023 (erişim 07 Eylül 2023).
https://www.dikgazete.com/yazi/anadolu-ve-pecenekler-yeni-bir-yorum-2-makale,2550.html-2550.html
Topraklı, Ramazan (2020c): “Peçenek Tatış, Bitzina, Becene Bazarı ve Pentapolis”, dikGazete, 17.09.2023 (erişim 07 Eylül 2023).
Topraklı, Ramazan-Bilgin, K. Ufuk (2021): “Eğirdir Gölü Coğrafî Değişimi Öncesi Kemerli Kamusal Önder Aziz Trifon”, UTAD, s.301-318.
Topraklı, Ramazan (2022a): “Kargadan başka kuş, İzmir’den (Smyrna) başka İzmir (Myria) var”, dikGazete, 29.03.2022 (erişim 01.09.2023).
https://www.dikgazete.com/yazi/karga-dan-baska-kus-izmir-den-smyrna-baska-izmir-myria-var-4379.html
Topraklı, Ramazan (2022b): “Şen Olasın Halep Şehri”, dikGazete, 14.11.2022 (erişim 31.08.2023).
https://www.dikgazete.com/yazi/sen-olasin-halep-sehri-5025.html
Turan, Osman (1998): Selçuklular Zamanında Türkiye, 6. Baskı, Boğaziçi Yayınları-İstanbul.
Har.1: Küçük Firikya, Thrakesia Teması ve Tarihi Yollar.
Har.2: Eğirdir Gölü ve Irmak. Pîrî Reis, 2002 TTK, s.380.
.
Har.1: Küçük Firikya, Thrakesia Teması ve Tarihi Yollar.
ÇAKA BEY VE MURAT AKBAŞ MAKALESİ
Özet
Bu makale, Çanakkale Onsekiz Mart Ü. Sos. Bil. Ens. Disiplinlerarası Ana Bilim Dalı’nda Uzman olan Murat Akbaş’ın, ETA Journal Dergisindeki “Çaka Bey: İlk Büyük Türk Denizcisi”-2023 adlı makalesi ile Çaka Bey hakkındadır.
Anna Komnena’nın Tzachas dediği zat, Kutalmışoğlu Süleymanşah’ın beylerinden olup, ne ayrı bir devlet, ne de ayrı bir beylik kurdu.
O, Süleymanşah’a tâbi olarak Eski Hoyran ve Eğirdir gölleriyle iki göl arasındaki bölgede, 14-15 bm boyundaki ırmak ve kıyılarında faaliyet gösterdi.
Çaka, O’nun adı değil, yönettiği bölgeden aldığı bir lâkaptır ve bu lâkap, muhtemelen Çaka değildir. Belki de Saha’dır.
Çaka, 1078’de esir düşmüş; kanaatimce Süleymanşah’ın nüfuzuyla Erbasan ile birlik İmparator Botaniyates’in yanında bir görev almış; 1081’de de imparator Aleksios tarafından Erbasan ile birlikte işten çıkarılmıştır.
Çaka, Bizans’tan sonra şimdiki İzmir değil, ailesinin bulunduğu Yalvaç bölgesine ve iki göl arındaki ırmak kıyısında bulunan İzmir’e (Myria: Apameia) gelerek, Selçuklu emrinde Bizans ile mücadele etmiştir.
Süleymanşah, 1084’te Antakya’ya giderken ülkesini Çaka ve diğer beylerine emanet etti ve Tutuş’a yenilmesi üzerine de 04.06.1086’da Mezar-ı Türk’te intihar etti.
Çaka, ölüm haberini aldıktan sonra, Süleymanşah’ın çocukları, Yalvaç ve Kemer Boğazı bölgesine gelene kadar, zikri geçen bölgede Bizans ile mücadeleye devam etti.
Başta bir Sultan olmadığı için de, işin tabiatı icabı, diğer beyler gibi müstakil kararlar almış olmalıdır.
O, Süleymanşah’ın çocukları, 1093 başlarında Kemer Boğazı’na geldiğinde onları karşılamış; diğer beylerle birlikte Bursa-İznik’e kadar gidip, Kılıçaslan’ı tahta çıkarmış; kızı ile 14-15 yaşlarındaki Sultanı evlendirmiştir.
Çaka Bey, 1095’te imparator Aleksios’un hilesiyle, damadı Kılıçaslan tarafından Kemer Boğazı şarkındaki Abidos’ta şehit edilmiş ve kanaatimce Gelendost-Yenice’deki Koru Tepede Müslümanlar Mezarlığı’nda gömülmüştür.
Koru Tepedeki büyük mezarlardan biri O’na ait olmalıdır.
Açar Kelimeler: Çaka Bey, Türk Denizciliği, Murat Akbaş, Bizans, Eski Eğirdir Gölü, Deniz, Kemer Boğazı, Koru Tepe, Müslümanlar Mezarlığı
Giriş
Malazgirt zaferinin önünden Erbasan Bey, Bizans’a sığınmış ve İmparator Romen Diyojen’ın yanında mühim bir yere sahip olmuştur. Zaferden bir yıl sonra Romen Diyojen ölmüş; Bizans’ta taht kavgaları başlamış; Bizans’ta başa geçen herkes Türkler’den yardım talep eder olmuştur.
1073’de Artuk Bey’in para karşılığı Kemer Boğazı’ndan geçerek İzmit yakınlarına kadar gittiğini ve gittiği yoldan dönerek Yukarı Firikya’ya geldiğini biliyoruz (Bryennios, 2008: 97).
Tutuş da para için Bizans’a yardım etmiştir. Bu arada birçok Türk’ün, paralı askerlik için Bizans ordusuna girdikleri anlaşılmaktadır.
Türkler, önce Abbasi, sonra da Bizans ordularında hizmet etmişlerdir.
Artuk ve Tutuş, Sultan Melikşah tarafından geri çağrılınca bu defa bu boşluğu Süleymanşah doldurdu ve Bizans’a verdiği yardıma karşılık, 1074-1075 yılında başta Sozopolis (Uluborlu) olmak üzere Apameia, Laodikya ve sair geniş topraklar fethetti (Anna, 1996: 16 açık.4; Remsi, 1960: 81, 221 açık.1, 448).
1097-1098’de kaybettiğimiz yerlere bakarak, 1075’de Senirkent-İznik (Lampe: İlegüp/Uluğbey köyü), Barla (Sart), Eğirdir (Laodikya), Efes (Gelendost-Kiremitli Br.), Ayasuluk (Efes yanı), Apameia (İzmir), Yalvaç (Pisidia yakınındaki Antakya: Firikya Antakyası) ve Bolvadin’i fethettiğimiz anlaşılıyor (Anna, 1996: 338-339).
Süleymanşah, Erbasan’ın tesiriyle Lampe’li (Senirkent-İlegüp) Botanyates’i destekledi ve Botanyates imparator oldu.
Süleymanşah, Bizans askerî yolunu takiple Eskişehir ve 1080’de Bursa-İznik’i fethetti ve taht merkezi yaptı.
1074-1075’de fethedilen İznik, İlegüp-İznik, 1080’de fethedilen İznik ise Bursa-İznik idi (Yinanç, 2013: 87; Turan, 1998: 54).
1081’de Aleksi Komnen imparator olunca Borilos ve Germanos, Bizans sarayında görülmezler.
Kanaatimce Borilos- Erbasan, Germanos ise Yalvaç-Gelegermi (Karme) bölgesinin beyi iken 1078’de esir düşen Çaka olmalıdır (bk. Attaleiates, Anna, Bryennios, Zonaras).
Çünkü bunlar saraydan atıldığında Anna henüz doğmamıştı ve bunlar hakkındaki bilgiyi başkalarından almış olmalıydı.
Germanos ile Germi (Karme) arasında bir bağ olmalıdır.
Çaka, bu bölgede (Asya) esir alındı (bk. Anna). Osmanlı arşivindeki Erbasan adlı mezra, Asya eyaletindeki Kötürnek köyünde Selbasan mevkii olarak adını hâlâ sürdürüyor.
Selbasan adı, sel basmakla ilgisi yok, çünkü burası selin basabileceği bir yer değil. Bu mevkinin yakınında 1530 yılına ait Nabellez (Naib İlyas) mezrası var ki, İlyas kimin vekili?
Hamid livası, Afşar (Gelendost) nahiyesi vakıf belgelerinde Çavlı, Tanrıverviş ve Barak gibi Çaka ile ilişkili olan isimler var (Cebeci-Topraklı, 2018: 23, 25, 77, 214).
Germanos, saraydan atılınca Çaka (Tzachas) adıyla anılmış olabilir.
Çaka adıyla iki göl arasındaki nehrin geçtiği ovanın adı Tzouka (Suha, Saha) arasında bir benzerlik var.
Tzouka Nisterin, Efes’in bulunduğu ovanın adıdır (Remsi, 1960: 117 Teofan. 439).
Teofanes, Kemer Boğazı yanında yaşayan bir aziz. Çaka lakabının aslı, Arzava devri ve belki de daha sonraki devirlerde, iki göl arasındaki Seha Nehri adından dolayı Seha/Saha olabilir.
Çaka için Çaha denilmesi, iddiamızı güçlendirmiştir (Kurat, 2016: 194).
Ebû’l-Kasım, Muhammed İlhan, Çaka, Tanrıvermiş, Barak, Galabatzes (Yalavaç), Monolykos (Alp Kara) ve Kundan (Kontagmen), hepsi de Süleymanşah’ın beyleri olup, bunların hiçbirinin bugünkü İzmir ve Efes ile bir ilgileri yoktur (bk. Anna, 1996: 270 vd.).
Bunun için aşağıdaki soru ve açıklamaları veriyorum.
1. Phokas ordusunun bir bölümüne Abidos kuşatmasına devam etmeleri emrini verirken kendisi de geri kalanlarla birlikte imparatoru karşılamak için yerini aldı. Phokas, atını bir o yana bir bu yana sürerek birliklerini savaşa hazırlayan imparatoru gördü. Phokas, atını tüm hızıyla sürerek tüm düşman saflarını geçip imparatora saldırıya geçti. İmparatora doğru hızla ilerlerken, bir tepeye rastladı ve tırmanmaya başladı. Aniden atından düşerek yere kapaklandı ve oracıkta hayatını kaybetti (13 Nisan 989) (Skylitzes, 2016: 84).
1.1- Bu Abidos, Çanakkale Abidos değil, Kemer Boğazı’nın şarkındaki Abidos’tur.
2. “İmparator ayrıca bütün doğu birliklerini çağırdı; Abidos ve Chrysopolis’i geçerek başkente geldiler ve rector [bölge papazı] Nikephoros önderliğinde Peçenekler’e karşı sefere çıktılar. Katakalon Kekaumenos (doğunun stratelates’i) ve o zamanlarda kendi yurttaşlarının lideri olan Herve Frankopoulos ona eşlik ediyordu. Görevleri rector’u takip ederek kendilerine verilen görevleri eksiksiz olarak yerine getirmekti. Rector komutasındaki birlikleri alarak Haemos’u ve Demir Kapılar’ı geçerek Peçenekler’e doğru ilerlemeye devam etti. Yüz Dağlar’ın yakınındaki Diakene adında bir köye varınca kampını kurdu ve etrafını sağlam çitlerle çevirdi” (Skylitzes, 2016. 190).
2.1- Bütün doğu birlikleri Abidos (Çanakkale) ve Chrysopolis’i (Üsküdar) geçip başkente nasıl gelirler? Onların, Balkanlar’daki Haemos, Demir Kapılar, Şumnu civarındaki Yüz Dağlar ve Peçenekler ile ne ilgisi olabilir?
Doğu birlikleri, Asya eyaleti birlikleri demektir. Asya eyaleti, Uluborlu dâhil, Kemer Boğazı ile Çarşamba çayı arasındaki bölgedir. İki Abidos biliyorum. Bu metindeki Abidos, Kemer Boğazı’nın şarkıdır. Ama metinde bir hata olmalıdır. Doğu birliklerinin başkentte bir işi olamaz. Bu olsa olsa Doğu birliklerinin komutanları olabilir. Gelendost civarından hareket eden Asya birliklerinin komutanları, Abidos, Kemer Boğazı ve Bizans askerî yolunu takiple Üsküdar, oradan da başkente gelmiş olmalılar. Ama ben başkent denilen yerin İstanbul olmadığı kanaatindeyim. Büyük ihtimal Uluborlu ve yanında bir kenttir. Peçenek olaylarında kentlerin kıraliçesi denilen yer (Anna, 1996: 247), İstanbul değil, Uluborlu (Amorion) olup, Anna yanılmaktadır. Buna göre Chrysopolis, Kemer Boğazı ile Uluborlu arasındadır. İstanbul, kentlerin kıraliçesi değil, Sultanı’dır (Attaleiates, 2008: 144, 148; Bryennios, 2008: 78).
2.2- Bu bölge, Çaka’nın bölgesinin yanıdır. Demir Kapılar, Cedrea, Kedrea, Sidera gibi adları olan Şuhut-Arızlı köyü; Haemos ise Sultan Dağları’nın devamındaki Bozdurmuş Dağları’dır. Yüz Dağlar ifadesi yanlış; doğrusu Yüztepe olup (Kurat, 2016: 166, 167, 169, 176, 197), bu yer Uluborlu (Amorion) ovasıdır. Yüz, bizim kırk dediğimiz gibi çokluğu anlatır. Bu ovada birçok hüyük ve tepe var. Asya birliklerinin stratelates’i olan Katakalon Kekaumenos, Yalvaç bölgesinde komutanıdır. Yanık manasına gelen Kekaumene, Yalvaç’a (Yalav-aç: Yalav’dan hâsıl olan Yanık) işaret eder. Çatışmada Kekaumenos’un öldüğü veya ağır yaralanıp Koulinos’un (Kulun) tedavi ettiği söylenir ki, Skylitzes’in kaydı doğrudur, çünkü Katakalon Kekaumenos Ağustos 1057’de yapılacak olan Haides/Hades (Çay-Karamıkkaracaören) savaşının mühim bir kahramanıdır. Adrianople, Edirne değil, Asya eyaletindeki Hadrianopolis (Kötürnek köyü) idi (Kurat, 2016: 170; Skylitzes, 2016: 191-192, 210-211; Attaleiates, 2008: 66; Remsi, 1960: 97, 127, 168 Hadrianoutherai, Akhyraous, 172 Katoiraikia; Anna, 1996: 480 Kotoiraikia; Topraklı, 2018b).
2.3- Görüldüğü gibi bugüne kadar yanlış bir Peçenek ve Çaka tarihi vardır. Edirne-Enez’de (Ainos) yapıldığı iddia edilen Lebounion (Küçük Aslan) savaşı da Eski Eğirdir Gölü (Uz Gölü) kuzey sahilinde ve Barla önünde yapılmıştır. Bu konuda bir makale yazdım (bk. Topraklı, 2018a). “Ancak Ozolimne’ye güçlükle kaçanlar kurtulabildi” (Anna, 1996: 224) denilen Peçenekler’i, Çaka gemileriyle göldeki adalara taşımış olmalıydı. Değilse göle kaçan bir insan nasıl kurtulur? Hıristiyan olmakla beraber, Bizanslıları kendilerine düşman gören, sınır komşuları olan Konya Türkleri ile canlı ilişkiler sürdüren, Türkleşen, imparatora küfürler savuran, Pusguse Gölü’ndeki müstahkem adaların ahalisi, işte bu 50 yıl önce Uz Gölü’ne (Eğirdir Gölü) kaçan Peçenekler idi (yıl 1142, Khoniates, 1995: 24).
3. Babam Aleksios, Doğu ve Batının tüm ordularının komutası kendisine verilmiş olan kardeşinin komutası altında iken, aslında, onun, yerini-tutan'ı idi (Anna, 1996: 17). Batı ve Doğu ordularının Domestikos'u [Başkomutan] olan Aleksios Komnenos, Bryennios’u tutsak etmiş ve Borilos'a gözleri sağlam teslim etmişti (Anna, 1996: 216).
3.1- Burada zikri geçen Doğu- Asya eyaleti, Batı ise Balkanlar olmayıp, Asya eyaletinin batısıdır.
4. İçerideki Türkler (Khios adasındaki), Rum dilinde yakarmaya başladılar (Anna, 1996: 230, yıl 1088-1089).
4.1- Khios, Eski Eğirdir Gölü’ndeki bir adadır. Bilge Umar, açık.5’te Türkler’in Rumca dua etmesi düşünülemez diye yanılır. Hâlbuki bunlar Hıristiyan olmuş Türkler’dir. Muhtemelen de Hıristiyan olmuş Peçenekler’dir.
5. Çaka, İzmir’de 8 000 Türk asker devşirdi (Anna, 1996: 231).
5.1- Bu İzmir, Çaka ile anılan ve diğer adı Apameia olan Barla-Boyalı önünde ikinci bir İzmir (Myria) (bk.Har.1). Çaka, Türk hududundan (Uluborlu) 350-400 bm uzakta bulunan bugünkü İzmir’de 8 000 Türk asker devşiremez.
6. Çaka, yiğitçe dövüşürken Asya’da esir düşmüştür (Anna, 1996: 232).
6.1- İşte bu Asya, Asya eyaleti olup, Kemer Boğazı ile Çarşamba çayı arasındaki bölgedir. Uluborlu idari olarak Asya’ya dâhil (Topraklı, 2018b). Çaka (Germanos?), kanaatimce Yalvaç-Gelegermi (Karme) civarında esir düştü.
7. İzmir, 25 Mart 1081 tarihinde fethedilmiştir (İzmir Valiliği, internet sitesi, erişim 06 Eylül 2023).
7.1- Aleksios 04 Nisan 1081’de imparator oldu (Anna, 1996: 233) ve Çaka’yı kovdu. 04 Nisan’da İstanbul’da bulunan bir Çaka, bir ay önce 25 Mart’ta İzmir’i nasıl fetheder? Çaka’nın bugünkü İzmir ile hiçbir ilişkisi yoktur.
8. Çaka ile ilgili anlatılmasına başlanan olaylar 1088-1089’lerde; birazdan sözü edilecek olan Dalassenos'un ona karşı giriştiği sefer ise 1090’da geçmiştir sanılıyor (Anna, 1996: 230, açık.4). Birkaç İskit Çaka'yı görmeye geldi ve ona, Dalassenos'un niyetini açıkladılar (Anna, 1996: 232). Anna burada lskit derken, Rum ordusundaki ücretli asker Slav'ları değil, Peçenek Türkleri’ni kasdetmiş olmalı” (Anna, 1996: 232, açık.2).
8.1- Çaka, Dalassenos’un oğluna kızını vermek ister. “Evlilik mukavelesi yazılıp hazırlansın” dediğine göre kız, 1990’da henüz 10-12 yaşında olmalıdır (Anna, 1996: 233). Bu kız, üç yıl sonra Kılıçaslan ile evlendirilecek.
9. Çaka, Homeros’u okuyup anlayacak kadar klasik Grekçe öğrenmişti (Kurat, 2016: 235; Anna, 1996: 234).
9.1- Çaka’nın esir düştüğü Asya’da Türkler, Rumlar ve Peçenekler, zaten ilişki içindeydiler. 1078’de esir düşen Çaka, 1081’de işten çıkarıldı. Çaka bir asker. O, üç yılda ne çevre edinebilir, ne de klasik Grekçe öğrenebilir!
10. Çaka, Doğu'dan İmparatora yardıma gelmiş ücretli asker birliklerinin geçmesine de izin vermiyordu, çünkü onları çekici vaatlerle avutup, İmparatorun hizmetine gitmekten vazgeçer de kendisinin hizmetine girerlerse, tahıl üretiminden vergi payını [aşar benzeri vergiyi] alır almaz onlara ücret ödeyeceğini söylüyordu (Anna, 1996: 248).
10.1- İzmir ve Ege denizindeki Çaka, doğudan gelerek, İmparatora giden ücretli askerleri nasıl engeller? Kıral Yolu, Kemer Boğazı’ndan geçer. Kıral Yolu’nu İstanbul’a bağlayan İbn Hordazbih’in kaydettiği Bozdurmuşbeli ve Yoğurtçubeli gibi iki yol da, Çaka ve kardeşi Yalavaç’ın idare ettikleri bölgededir. Çaka’nın bu yoldan geçmekte olan ücretli asker Türkler ile konuşması çok makuldür, ama bugünkü İzmir’de bulunan birisi için bu asla mümkün değildir.
10.2- Çaka’nın tahıl üretimiyle ne ilgisi var? Çaka, denizci değil mi? İşte görüldüğü gibi Çaka, tam bir denizci olmayıp, Eğirdir ve Hoyran gölleri ile ikisi arasındaki ırmak ve sahillerinde, yâni karada da faaliyet etmektedir.
11. İmparatorun Kılıçaslan’a yazdığı mektuba göre Çaka, Kılıçaslan’a tâbi bir beydir (Anna, 1996: 270, açık.3).
12. 1093’de İznik’e gelen bir Kılıçaslan’ın, İzmir’deki bir Çaka’nın kızını görüp evlenmesi makul değildir.
13. Kılıçaslan, 1095’te Çaka Beyi Çanakkale Abidos’ta katlettikten sonra imparatorla Rumlar Anadolu’ya, Türkler de Adalara tecavüz etmemek şartıyla bir antlaşma imzaladı (Yinanç, 2013: 195, H.488).
13.1- Türkler, bütün Anadolu’yu aldı mı ki Rumlar, Anadolu’ya tecavüz etmeyecek? Burada zikredilen Anadolu Asya eyaleti; Abidos, Kemer Boğazı şarkındaki Abidos; Adalar ise Eski Eğirdir Gölü’ndeki Adalardır.
14. İşte Batı'da, anakarada imparatorun belini büken korkunç felâketler böyleydi; denizde dahi, olup bitenler, olumlu doğrultuda gitmek şöyle dursun, tam tersine son derecede tehlikeli bir duruma yol açmaktaydı, çünkü Çaka kendine yeni bir donanma edinmişti ve tüm kıyı bölgesini karıştırmaktan hiç geri durmuyordu (Anna, 1996: 248).
14.1- Burada zikredilen Batı- Eski Eğirdir Gölü ve Kemer Boğazı’nın batısı, Doğu- Asya eyaleti, deniz- Eski Eğirdir Gölü, kıyı bölgesi ise Eğirdir Gölü ve iki göl arasındaki ırmak sahilleridir (bk.Har.2: Pîrî Reis).
15. Emir Şahinşah, doğu'dan gelip Alaşehiri ve kıyı bölgelerini tehdid ediyordu (Anna, 1996: 448, yıl 1110-11).
15.1- Bu Alaşehir Yalvaç (Philadelphia), kıyı bölgeleri ise Eski Eğirdir ve Hoyran gölleri ile ırmak sahilleridir.
16. İmparator, Gelibolu Yarımadasına gelmişti; sonra her yandan kara ve deniz birliklerini toplayınca, güçlü bir ordu ayırıp, Skamandros çayı yoluyla, Edremit'te, Thrakesion teminde konuşlanmaya gönderdi (Anna, 1996: 449).
16.1- İmparator, Türkler’in olmadığı Gelibolu değil, Kemer Boğazı’nın batı kıyısındaki Karababa’ya gelmiştir.
16.2- Skamandros iki göl arasındaki ırmak, Edremit Aş. Tırtar, Thrakesia Kemer Boğazı çevresidir (bk.Har.1).
17. Monolykos, Barenos denilen ve Skamandros, Angelokomites ve Empelos'un da çıktığı, İbidos dağından akıp gelen çayı aştı, kıyıya saptı, Parion ve Çanakkale Boğazı kıyısındaki Abydos üzerinden gitti, Edremit'ten ve Khliara'dan geçti. İmparator ise, o sırada İznik valisi olan Kamitzes'e Barbarları izlemesini buyurdu. O da, İznik’ten çıktı ve Kontogmen'e, Emir Muhammed'e ve bunların yoldaşlarına, Aorata yakınında ulaştı (Anna, 1996: 459).
17.1- Şimdi adı Yalvaç çayı olan Barenos adını ayağındaki Baris şehrinden almış olmalı. Skamandros, iki göl arasındaki Menderes’in diğer adıdır. Çanakkale Boğazı değil, Kemer Boğazı, Abydos ise Kemer Boğazı şark kıyısı. Monolykos lâkabını Eğirdir Gölü’nün ayağı Lykos’tan alan Alp Kara, Kemer Boğazı’ndan sonra Hoyran Gölü’nün şark kıyısını takiple A. Tırtar (Edremit) ve Bergama şarkından ve Khliara’dan (Y. Tırtar yanı) geçmiştir (bk.Har.1).
17.2- Kamitzes, İznik (Lampe/İlegüp) valisi; Kontagmen ve Aorata ise Yalvaç-Kundanlı ile Şarkîkaraağaç-Ôras (Uğras: Aura) köylerinde bugün hâlâ adlarını muhafaza etmekte olup, her şey coğrafyaya uygundur (bk.Har.1).
Sonuç
Süleymanşah 1086’da Halep’te yenilip intihar etmiş; oğlu Kılıçaslan 1093’de 14-15 yaşlarında tahta çıkmış; 1095’te Çaka’yı öldürmüş; 1097’de Haçlılar gelmiş ve Türkler’i ezmiş geçmiş; Türkler, Akşehir ve Yalvaç’ın şarkına atılmış; hatta bir ara Konya bile elden çıkmış.
1105’te Türkmenler, İznik (Senirkent-İlegüp) ovasına gelmiş; 1107’de Kılıçaslan, Musul civarında Çavlı’ya yenilmiş ve Habur’da boğulmuştur. Bunu fırsat bilen imparator, antlaşmayı iptal etmiş ve 1108’de İlegüp ovasında (Lampe) Türkmenler’i vahşiyane katletmiş.
İntikam için Şarkîkaraağaç üzerinden gelen Hasan Gâzî de 1109’da Gelendost ve Senirkent ovalarında çok feci yenilmiş.
1110 yılında şarktan gelen Kılıçaslan oğlu Şahinşah ise Büyük Selçuklu’nun desteği ile Şarkîkaraağaç ile Uluborlu arasında, Haçlı seferinde kaybettiğimiz toprakları geri alabilmek için Bizans ile mücadeleye girişmiştir.
Vaziyet bundan ibaret olup, ne Bursa-İznik, ne Çanakkale Boğazı, ne şimdiki İzmir, ne şimdiki Alaşehir, ne de Adalar (Ege) Denizi ile bir işimiz vardır.
Tarihçi, bu durumu hiç hesaba katmadan kolay yolu seçmiş; deniz deyince Adalar Denizi, kıyı deyince Adalar Denizi kıyıları, Hellespont deyince Çanakkale Boğazı, İznik deyince Bursa-İznik, Edremit deyince Balıkesir-Edremit, Alaşehir deyince Manisa-Alaşehir, Laodikya deyince de Denizli’yi anlamıştır.
Hâlbuki tarihî metinlerdeki deniz- Eski Eğirdir Gölü, kıyı- gölün ve göle dökülen ırmağın kıyıları, Hellespont veya Firikya Hellespont- Kemer Boğazı, İznik- Senirkent-İlegüp (Uluğbey), Edremit- Yalvaç Aşağı Tırtar köyü, Bergama- Gaziri Adasındaki şehir, Alaşehir- Yalvaç, Laodikya (Denizli) ise Eğirdir’dir. Buna göre bütün tarih ve coğrafya bilgilerini tashih etmek gerektir.
.
Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com
Kaynaklar
Akbaş, Murat (2023): “Çaka Bey: İlk Büyük Türk Denizcisi”, ETA Journal Dergisi, Cilt 5, Sayı 9, s.16-30.
Anna Komnena (1996): Alexiad, Malazgirt’in Sonrası, Çeviri: Bilge Umar, İnkılâp Kitabevi-İstanbul.
Attaleiates, Mikhael (2008): Tarih, Çeviri: Bilge Umar, Arkeoloji ve Sanat Yayınları-İstanbul.
Bryennios, Nikeforos (2008): Tarihin Özü, Çeviri: Bilge Umar, Arkeoloji ve Sanat Yayınları-İstanbul.
Cebeci Ahmet-Topraklı Ramazan (2018): 16. Asırda Hamid Sancağı-Boğaz Köprüsü, Sistem ofset-Ankara.
Khoniates, Niketas (1995): Historia, Çeviri: Fikret Işıltan, Türk Tarih Kurumu-Ankara.
Kurat, A. Nimet (2016): Peçenekler, Yay. Haz. Ahsen Batur, Türk Tarih Kurumu-Ankara.
Remsi (Ramsay, W. M.) (1960): Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, Çeviri: Mihri Pektaş, MEB-İstanbul.
Skylitzes, Ioannes (2016): Bizans Tarihi, Çeviri. Hatice Bolat, Y. Lisans Tezi), Marmara Ü., XII-XXIII Bl. (959-1057) yılları, s.1-233.
Topraklı, Ramazan (2018a): “Uz (Oğuz) Gölü ve Levunis Meydan Savaşı (29N1091)”, Hamideli Tarih 05, Sistem Ofset-Ankara, s.72-86.
Topraklı, Ramazan (2018b): “Asya Eyaleti Neresidir?” ve Asya Eyaleti Haritası, Hamideli Tarih 05, Sistem Ofset-Ankara, s.114-136.
Topraklı, Ramazan (2020a): “Peçenekler: Yeni Bir Yorum”, dikGazete, 03.06.2020 (erişim 07 Eylül 2023).
Topraklı, Ramazan (2020b): “Anadolu ve Peçenekler: Yeni Bir Yorum”, dikGazete,09.06.2023 (erişim 07 Eylül 2023).
https://www.dikgazete.com/yazi/anadolu-ve-pecenekler-yeni-bir-yorum-2-makale,2550.html-2550.html
Topraklı, Ramazan (2020c): “Peçenek Tatış, Bitzina, Becene Bazarı ve Pentapolis”, dikGazete, 17.09.2023 (erişim 07 Eylül 2023).
Topraklı, Ramazan-Bilgin, K. Ufuk (2021): “Eğirdir Gölü Coğrafî Değişimi Öncesi Kemerli Kamusal Önder Aziz Trifon”, UTAD, s.301-318.
Topraklı, Ramazan (2022a): “Kargadan başka kuş, İzmir’den (Smyrna) başka İzmir (Myria) var”, dikGazete, 29.03.2022 (erişim 01.09.2023).
https://www.dikgazete.com/yazi/karga-dan-baska-kus-izmir-den-smyrna-baska-izmir-myria-var-4379.html
Topraklı, Ramazan (2022b): “Şen Olasın Halep Şehri”, dikGazete, 14.11.2022 (erişim 31.08.2023).
https://www.dikgazete.com/yazi/sen-olasin-halep-sehri-5025.html
Turan, Osman (1998): Selçuklular Zamanında Türkiye, 6. Baskı, Boğaziçi Yayınları-İstanbul.
Har.1: Küçük Firikya, Thrakesia Teması ve Tarihi Yollar.
Har.2: Eğirdir Gölü ve Irmak. Pîrî Reis, 2002 TTK, s.380.