Cihanşümul Kadim Türk Devleti'nin Afrikalı askerleri Tuaregler!

Cihanşümul Kadim Türk Devleti'nin Afrikalı askerleri Tuaregler!

Bu konu da nereden çıktı?

Biliyorsunuz, Libya'yı 2021, 24 Aralık'ta planlanan meclis seçimlerine kadar yönetecek geçici birlik hükümeti belli oldu. 

İsviçre'nin Cenevre kentinde 1 Şubat'tan bu yana seçim sürecini yürüten Libya Siyasal Diyalog Forumu (LSDF), Başbakan ve Başkanlık Konseyi'nin üç üyesini seçti.

Başkanlık Konseyi Başkanlığına Muhammed Menfi, Başbakanlığa Abdulhamid Dibeybe seçildi. Konsey'in diğer üyeleri ise Musa Koni ile Abdullah el Lafi oldu.

İlgilisine not:

Tuareglerin fetret döneminde ilk kez Libya hükümetlerinde  bakan düzeyinde temsili, önümüzdeki süreçte savaşın, Tuareg aşiretlerinin yaşadıkları her noktaya sıçrayacağını gösteriyor.

Konyalı Musa El Koni

Seviyeli entelektüel dostların olduğu bir grupta Musa Koni'nin Tuareg olduğu gündeme gelince, “Afrika'nın Türkleri”ni yazmak istedim.

Musa Koni, Tuareglerin yoğun yaşadığı Güney Libya bölgesinden. Soyadı Koni, Konyevi, Konevi'den geliyor. Köni eski Türkçe’de adalet, doğruluk, dürüstlük anlamlarını içeriyor. 

2005'ten 2011 iç savaşına kadar Mali'de Libya'nın Başkonsolosu olarak görev yaptığı yıllarda Kaddafi için savaşmak üzere Tuareg paralı askerleri toplamıştı.  

Libya Tuaregleri…

Libya halkının etnik unsurları, Araplaşmış Berberiler, Türkler, Saf Arap ve çöl kabilelerinden müteşekkil Bedeviler ile Tuaregler oluşturmaktadır. Tuaregler, Berberilerle akraba değiller.

Libya'daki Tuaregler, ülkenin güneyindeki Ghat kentinde yaşıyorlar. Libya'daki sosyal hakları kısıtlı olan Tuaregler, zor şartlarda yaşıyorlar.

Afrika’nın Arnavutları, Kürtleri ve Türkleri…

Balkanların fay hatlarını oluşturan etnik toplulukların başında Arnavutlar gelir. Hemen her Balkan ülkesinde yaşayan Arnavutlar, Büyük Arnavut Devleti’nin yılmaz savunucusudur. 

Ortadoğu'nun yetimi olmakla övünen Kürtler ise Balkan coğrafyasındaki fay hatlarını oluşturan Arnavut etnisitesi gibi Azerbaycan, İran, Irak, Lübnan, Suriye ve Türkiye’de yaşıyor.

Bu açıdan bakıldığında Tuareglere; “Afrika'nın Arnavutları” veya Kürtleri denilebilir. Tuaregler uzun yıllar önce Libya, Nijer, Çad, Cezayir, Mali ve Burkina Faso gibi ülkelere yayıldılar. 

Tevâriklerin yoğun olarak yaşadıkları çöl bölgesinde kurulan Mali ve Nijer devletlerinin yüzölçümleri bir milyon iki yüz bin kilometrekaredir. Her ikisinin de üçte iki toprakları Tevâriklerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerden oluşmaktadır. 

Cezayir’in güney ve Libya’nın da güneybatı bölgelerinde yaşayanlar da genelde Tevârik toplumlarına mensuptur. 

Bunların dışında yine Fransız sömürgesi olan Moritanya, Tunus ve Burkina Faso’da sayıları yüz bini aşan Tevârik azınlıklar vardır. Ayrıca İngilizlerin ciddi manada etkili olduğu Nijerya’da da çok az da olsa Tevârik nüfus yaşamaktadır.

1960’lı yıllarda Afrika ülkelerine bağımsızlıkları verilirken Tevâriklerin, ne tek bir devlet, ne de kuvvet oluşturmalarına müsaade edilmemiş, en azından yüzyıl boyunca geçerli olacak  şekilde birbirleri ile ilişkileri sınırlandırıldı. 

Sonuçta bölgede yaşayan bütün göçer toplumların hepsinin düzenleri bozuldu. Tubu ve Mor diye adlandırılan kabileler bir veya iki ülke sınırlarında yaşarken; Tevârikler günümüzde dokuz ayrı ülkede dağınık olarak yaşamak zorunda bırakıldılar. 

Afrika’nın göçerleri olan bu topluluğun büyük çoğunluğu bugün Cezayir, Libya, Nijer ve Mali sınırları içinde; azınlık olarak da Nijerya, Burkina Faso, Çad, Moritanya ve Tunus’ta olmak üzere dokuz ülkede yaşamaktadır. 

Günümüzde bunlardan Mağrip ülkelerine yakın bölgelerde yaşayanlara Kuzey Tevârikleri, Sahraaltı ülkelerine yakın olanlara ise Güney Tevârikleri denmektedir. 

Bugün Cezayir, Mali, Nijer ve Libya olmak üzere dört ülke toprakları içinde kalacak şekilde tarihlerinde olmayan bir bölünmüşlük içerisinde bulunmaktadırlar. Bu coğrafyayı jeolojik olarak değerli kılan ise, bu dört Tevârik bölgesinde zengin uranyum, petrol ve diğer değerli madenlerin bir kısmının mevcut olmasıdır.

Tevârik Tuareg Türk etimolojisinin tarihi kültürel ve sosyal içeriği…

Tuareg/Tevârik sözcüğünün Arapça’daterk” kökünden türediği ve “terkedilmiş” mânasına geldiği ileri sürülmektedir. Arapça’da asli vatanını terk eden manası da mevcuttur. 

Hikmet Naci’nin 1955'te yayınladığı “Tarih Boyunca Kuzey Afrika ve Berberiler” isimli kitapta, Tuaregler Türk müdür? sorusuna açıklama getirmiştir.

Hikmet Naci, Mustafa Kemal Paşa’nın  yakın arkadaşı şehit Ömer Naci'nin oğlu. Ömer Naci İstanbul’da büyüdü, Libya, Balkan ve Birinci Dünya Savaşı’nda birkaç cephede savaştı. Enver Paşa’nın amcası Halil Paşa ile İran’da savaştı, kardeşi Nuri Paşa ile Azerbaycan’ın bağımsızlığı için vuruştu.  Kerkük’te öldü.

Çok iyi bir asker olduğu kadar iyi bir hatip ve şair olan Ömer Naci’yi en iyi, en sevdiği arkadaşı Mustafa Kemal’in şu hüzünlü cümleleri anlatır.

“...Tanrı bütün yetenekleri bir arada vermiyor. Kimine yaz demiş, kimine konuş!.. Yazmayla konuşmayı birleştiren insan olarak bir Ömer Naci’yi hatırlarım. O, konuşurken de ateşti, yazarken de…”

Ömer Naci’nin ölümü üzerine Ziya Gökalp, yazdığı manzumede Ömer Naci'yi şöyle betimler:

O coşkun bir kalbdi, şen bir fikirdi;

Sevdiği vatandı, sevdiği birdi,

Şairden ziyade o bir şiirdi,

Yaşayan bir gaza destanıydı o!

1911’de Libya’daki Ethem Paşa kuvvetlerinin kurmay başkanlığına tayin edildi. 1912’de Kırklareli milletvekili seçildi. Ömer Naci, çok güvenilir bir kişilik olduğu için Libya’daki mücahitlere para götürülmesi işi de ona verilmişti. Emaneti eksiksiz yerine teslim eden Ömer Naci, dönüş yolunda yaralandı, soranlara da çok basit bir olaymış gibi anlatırdı:

“Budala İtalyanlar hazineyi yerine ulaştırıncaya kadar sezemediler. Dönüşte boş yere attıkları bir şarapnelin serpintisi dizime isabet etti. Bir şey değil; yürümeye mani olmuyor, geçer...”

Ömer Naci oğlu Hüseyin Naci'ye göre Tuareg sözcüğü, Türk kelimesinin Arapça çoğulu Etrak'tan gelir. Bazı Tuareg aydınları evvelden kendilerine (Türkler) anlamına (Etrak) denecek yerde; (Tuvarak) denildiği görüşündedirler. 

Günümüzde Tuaregler ile ilgili araştırma yapan sözde ümmetçi, siyasal İslamcı zihniyete mensup bazı akademisyenler, Tuareglerin kendilerinin Türk oldukları beyanlarına rağmen ısrarla başka etnik köken uydurma çabası içindedir. 70 yıl önce bu konuda telif eser hazırlayan Hüseyin Naci'nin ayağının tozu olamazlar. Veyl olsun onlara yazıklar olsun. 

Nijerya’da Agadez bölgesinde yaşayan Tuaregler kendilerinin Türk soylu olduğunu iddia ediyor. Osmanlı arşivlerinde ‘Tevarık‘ olarak bahsedilen Tuaregler, Hagarlar/Hoggar ve Ezgarlar olarak iki topluluktan oluşuyor.

Osmanlı Devleti'nin en uzak toprağı olan Fizan'ın güneyinde yer alan Nijer’de, Osmanlı kültürünün izlerine hâlâ yaşatan Tuareqgler'in başkenti, Sahra Çölü'nün ortasındaki Agadez ya da diğer adıyla İstanbulewa

İstanbul'a 5000 km uzaklıktaki Tuaregler kendilerini Osmanlı Sultanı Yıldırım Beyazıt'ın torunu olarak görüyorlar. Bölgede hâkim olan genel kanıya göre, Agadez'i yöneten Sultan İbrahim Umaru, Yıldırım Bayezid Han'ın soyundan geliyor. 

Beyazıt'ın, oğlu Yunus'u bölgeye vali atamasından sonra kendilerine “İstanbul’dan gelenler” anlamında 'İstanbuleva' diyen Nijerliler, Türkleri bağrına basıyor. İstanbulewa kentinde Osmanlı/Türk sancağı dalgalanıyor.

Tuaregler, Burkina Faso, Cezayir, Libya, Mali ve Nijer arasında geniş bir alanda yaşayan ve Berberi dillerinden birini konuşan halk. 

Hoggarlardan yedinci “Amenukal” prens /reis olan Şeyh Yunus Al Muhammed adlı Ahitagel’in (bölgede yönetici lakabı) II. Abdulhamid’e mektup göndererek,  “Nasara - Avrupalı Hristiyanlar- kendi memleketlerine kanaat etmeyip memleketimizi sömürmeyi ister. Bize askeri destek verin” talebi ile bu ilişkileri yeniden canlandırır. 

1875’te Trablus eyaletine bağlı, Fizan sancağındaki Osmanlı valisine başvuran Tuareglerin yaşadıkları bölgeler, II. Abdülhamit’in emriyle Osmanlı topraklarına katıldı. 

Fizan sancağına bağlı olarak, bugünkü Çad topraklarında Reşade, Nijer’in kuzeyinde ise Kavar ve Asben kazaları kuruldu. Buraların güvenliği için asker, imarı için yöneticiler gönderildi. Asben bölgesinde yer alan Agadez’in valisi ise, Osmanlı valisi oldu. 

Osmanlı çekilince Fransız sömürgesi oldular…

1875’ten sonra, bölgenin yer altı zenginliklerini ele geçirmeye çalışan Fransızlar ile Osmanlı arasında tam bir güç gösterisi yaşandı. Ancak Trablusgarp savaşıyla birlikte bölgede dengeler değişti. Osmanlı, yavaş yavaş bu bölgeden çekilirken, boşluğu Fransa doldurdu.

Osmanlı’yı kendi iradeleriyle davet eden Tuaregler, işgalci Fransızlar’a karşı büyük bir direnç ortaya koydu. Ancak 1918 yılından itibaren Türkler’in Afrika’dan çekilmesi ile Fransa  işgalinden kurtulamadılar. 

İbrahim Oumarou (Ömeri) Nijer ve Orta Afrika ülkelerinde yaşayan Tuareg halkının lideri. 

Tuareg Emiri İbrahim Oumarou'nun soyu Osmanlı'ya dayanıyor. 1405 yılında, Yıldırım Beyazıt döneminde Tuareglerle Osmanlı arasında da bir akrabalık bağı kurulduğunu söylüyorlar. 

Şöyle ki; o tarihte şimdinin Nijer topraklarında yaşayan Tuaregler arasındaki birlik bozulur. Bu durum karşısında 300 kişilik bir heyet İstanbul’a gelerek adaletiyle meşhur Sultan Beyazıt’tan kendilerine aynı zamanda hakem de olacak bir yönetici tayin etmelerini ister. 

Rivayete göre, Padişah, Afrikalı bir cariyeden olma Yunus adlı oğlunu bu heyetle birlikte Nijer’e gönderir. Böylelikle Osmanlı ile Tuaregler arasında akrabalık bağı kurulur.

Osmanlı’nın Afrika’daki en uzak noktası olan Agadez’in şimdiki yöneticisine bu nedenle ‘Sultan’ unvanı ile hitap edilir. Çünkü Agadez Sultanı İbrahim Ömeri, o zaman bölgede yönetici olarak atanan Yunus Sultan’ın soyundan geliyor. 

Agadez bölgesi Tuaregleri kendilerini “İstanbuleva” yani “İstanbullu” olarak tanımlıyorlar.

Tuareglerin toplam nüfusu yaklaşık 1,2 milyona ulaşıyor.  Tuaregler ağırlıklı olarak Müslüman. Maliki mezhebindeler. Ancak yerel berberi inanışlardan da etkilenmişler. Zahiriye mezhebina bağlı olanları da var. Çoğunluğu okuma yazma bilmiyor. Şavaşçı bir topluluk olan Tuareglerin bu özelliklerinden en çok yararlanan Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi olmuş.

Tuareglerin yaşama tarzları, Fransızların bölgeye gelişiyle değişti. Sömürgeci Fransızlar ilkel silahlarıyla kendilerine direnen Tuaregleri ancak 40 yıl sonra kontrol altına alabildi. 

Petrol, uranyum ve altın madenleri açısından zengin olan bölgede özellikle silahlandırılan Tuaregler, Çin gibi ‘karşıt güçlerin’ bölgeye girmesini engelliyor. 

Tuareglerin yaşadığı bölgede zengin uranyum, petrol, altın madenleri mevcut. Bölgedeki en büyük uranyum madeni Fransızların elinde. Agadez’den çıkan uranyum, Fransa’daki nükleer santralleri çalıştırıyor.

Fransa ordusu Mali’de siyahi olanları daha açık tenli olanlara karşı örgütlüyor ve tahrik ederek ölümcül kitlesel katliamlara göz yumuyor. Mali’nin kuzeyindeki büyük şehirlerde beyaz tenli olanlarla, Arap ve Tuareg ırkından olanlar bölgeyi terk etmiş durumda. Mali'deki savaş, Arap ve Tuareg halklarının etnik tasfiyesi. Şubat 2013’te Fransız ordusunun baskısı ile bölgedeki Tuareg ve Arap halkları göçe zorlandı.

Ulusal Azavad Kurtuluş Hareketi, sömürgeci Fransız Ordusuna karşı savaşıyor…

Mali'nin kuzeyinde çölde yaşayan Tuareg isyancılarının önemli bölümünü oluşturan Ulusal Azavad Kurtuluş Hareketi, Nisan 2012’de bağımsızlık deklarasyonu yayımlayarak ülkenin kuzeyinde Azavad adlı bir devlet kurduklarını ilan etti.

Bu ilan sırasında dikkat çeken nokta; Ulusal Azavad Kurtuluş Hareketi (MNLA) sözcüsü Musa Attahir’in aralarında binlerce fersah mesafeye rağmen kendilerini Kürt ulusuna, savaşçılarına yakın hissettiklerini açıklamasıydı.

Ulusal Azavad Kurtuluş Hareketi (MNLA) sözcüsü Musa Attahir; “Kürt halkı ile dayanışma içerisinde olmak istiyoruz. Coğrafi uzaklığa rağmen onurlu ve özgür yaşam gibi ortak hedeflerimiz ve duygularımız var” sözleriyle acaba kime ne mesajı vermek istemişti?

Araştırmacı yazar Müfit Yüksel’e göre; Mali'de örgütlenmiş, Tuvaraklardan oluşan Azavad Ulusal Özgürlük Hareketi (MNLA), (Ensâruddîn ve El-Kâide'ye yakın olduğu söylenen bazı katı selefî örgütleri gerekçe göstererek) bölgede İslam karşıtı, laik sistemi esas alan bir Tuvarak devletini talep etmekte.

Mali'deki olaylar, muhalif grupların kuzeydeki Kidal, Timbuktu ve Gao şehirlerinin kontrolünü ele geçirmesi ve ardından Bamako'daki geçici hükümetin Fransa'dan yardım talep etmesiyle başlamıştı. 

LNA, Ensaruddin, Mağrib el-Kaidesi (AQMI), Batı Afrika Tevhid ve Cihad Hareketi (MOJWA) ve diğer silahlı grupları hedef alan Fransız ordusunun, Mali'ye askeri müdahalesi sonucu, kuzeydeki kentlerin kontrolü Fransız güçlerin eline geçmişti. 

MNLA ile birlikte Ensaruddin, AQMI, MOJWA ve diğer silahlı grupların Fransız ve Mali ordusuna yönelik saldırılar düzenlediği haberde yer almıştı.

Cihanşümul Kadim Türk Devleti'nin Afrikalı Askerleri Tuareglerle ilişkisi...

Boşuna Kadim Türk Devletine Cihanşümul denilmiyor. Kan hafızası nerede Türk var, ne yapar çok iyi takip ediyor. Son dönemde bu konuda Tuareglerle ilgili saha çalışmasında görevlendirilen, faaliyet gösteren iki isim  var. 

Biri Ömer Naci ve oğlu Hikmet Naci Hatipoğlu'dur. Ömer Naci’nin Tuareglerle irtibatını kısmen  hatıralarından yola çıkan oğlu Hikmet Naci (Hatipoğlu) yazmıştır.  

Babasının yakın dostu Mustafa Kemal Paşa tarafından, Fransa mandası Suriye’nin Halep Başkonsolusluğu’na misyon şefi olarak gönderilmiş ve 30.8.1936 - 06.3.1937 arasında istihbarat faaliyetlerini yürütmüştür.

Diğeri de 1949'da vefat eden Osmanlı Türk askeri ve idarecisi Abdülkadir Cami Baykut'dur. İdari tecrübeleri yanında müşahadelerini de içeren seyahatname niteliğindeki “Trablusgarp’tan Sahra-i Kebire Doğru” adlı eseri konumuz açısından önem arz etmektedir. 

Cam Baykut, Tuaregler arasında geçirdiği günleri de seyahat notları arasına almıştır. Trablusgarp ve Fizan gibi bölgelere yerleşmiş olan Tuareglere yer verirken Tuaregler kabilesi hakkındaki bilgileri ayrı bir başlık altında toplamıştır.

Soyadı Kanunu’ndan sonra “Baykut” soyadını aldı, ancak kaynaklarda “Baykurt” olarak yazımı yaygındır. Soğukçeşme Askeri Rüşdiyesi, Kuleli Askeri İdadisi ve Harp Okulu’nda öğrenim gördü. 

1896 yılında Harp Okulu'nu bitirerek orduya katıldı. Mezuniyetinin ardından, o zamanın muhalifleri için en uzak sürgün yeri olan Trablusgarp'a tayin edildi.

Burada yaveri olduğu Vali Müşir Recep Paşa'nın koruması altında, sürgündeki genç mekteplileri İttihat ve Terakki cemiyetinde örgütledi. 

1905-1906'da Fransızların güneydeki Canet vahasını işgali üzerine verilen görevle vahayı geri aldı. Hem komutan hem kaymakam olarak görev yaptığı, Tuareg nüfusun yaşadığı Gat’ta iki yıl kaldı; kasabayı ve çevresinde yaşayan Tevarıklar’ı yakından tanıdı.

Ölümünden çok sonra yayınlanacak anılarına kaynak sağlayacak olan yoğun notlar tuttu. Notlarında mekânları, sosyal hayatı, farklı etnik grupların özelliklerini ve hayvanları betimledi.

Bu dönemde 1903 yılında Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün kurucuları arasında yer almıştır. Çok partili düzene geçiş sonrasında, 1948'de, aralarında Mareşal Fevzi Çakmak’ın da bulunduğu bir grup tarafından kuruluş girişiminde bulunan İnsan Hakları Derneği'nin Zekeriya Sertel ve Tevfik Rüştü Aras ile birlikte önderliğini yaptı. 

İtalyan ve Fransız işgal ordularına karşı direnişlerini örgütlediği Tuaregler, I. Dünya Savaşı’nda Fransa’nın yıpranmasından yararlanarak Senûsî şeyhi Muhammed el-Abîd’in önderliğinde 1916-1917’de Büyük Sahrâ’nın her tarafında isyan başlattılar. 

Emperyalistlerle savaşan Afrika Türkleri, Tuareg Coğrafyasında, Türkiye'nin ilgili kuruluşları ne yapıyor? Kuyu mu açıyor hayvan mı çiftleştiriyor?

Ha aklıma gelmişken, bu Tuaregler var ya bu Tuaregler, bakın görürsünüz ya da duyarsınız, Fransa’nın toplama lejyonlarını Paris’in kanalizasyonlarına kadar kovalayacaklar.  

Cihanşümul Kadim Türk Devleti'nin nizamülâlem ülküsü uğruna, tarihe tanıklıklarını şehadetle perçinleyen  yiğitlere selam olsun, rahmet olsun.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Seçilmiş Kaynakça 

Hikmet Naci, Tarih Boyunca Kuzey Afrika ve Berberiler. Sulhi Garan Matbaası, İstanbul, 1955

Abdulkadir Cami Bey, Trablusgarp’tan Sahra-ı Kebire Doğru, Dar-ı saadet, 1326 (1910) 

Maman Hachirou MAMANE Balla, Tuaregler ve Osmanlı Devleti İle İlişkileri, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü İslam Tarihi  ve Sanatları (İslam Tarihi )Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Tez Danışmanı Prof. Dr: Sayfettin Erşahin, Ankara 2014

https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/32129/tez.pdf

https://www.aljazeera.com.tr/haber-analiz/asiretler-ulkesi-libya

https://www.jeuneafrique.com/depeches/74386/politique/des-elus-maliens-affirment-que-mousa-al-koni-est-un-imposteur/

https://www.dw.com/tr/libyada-ge%25C3%25A7ici-birlik-h%25C3%25BCk%25C3%25BCmeti-se%25C3%25A7ildi/a-56473875

https://yenidenergenekon.com/156-unutulan-turkler-3-sahra-colunun-turkleri/

https://www.trthaber.com/haber/dunya/afrikada-unutulan-turkler-70173.html/amp

https://www.libyaherald.com/2017/01/02/musa-koni-resigns-from-presidency-council/

https://afam.org.tr/tevariklerin-tuareglerin-stratejik-konumlari/

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/service/amp/turke-ruh-verenler-10-55446h.htm

https://diad.mfa.gov.tr/diad/tarihce/1983.pdf

https://www.timeturk.com/tr/makale/omur-celikdonmez/pkk-tuareglerle-birlikte-fransizlara-kok-sokturuyor.

https://www.turkbilimi.com/tuareg-turk-mu-guney-akdeniz-kuzey-afrika-kulturu-south-mediterranean-culture/

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/sahra-colunun-gizemli-ve-kadim-sahipleri-tuaregler/1109054

https://www.internethaber.com/amp/afrikanin-peceli-turkleri-tuaregler-neyin-nesi-kiyafet-onlarin-cikti-foto-galerisi-1841459.htm?page=2 

Bu konu da nereden çıktı?

Biliyorsunuz, Libya'yı 2021, 24 Aralık'ta planlanan meclis seçimlerine kadar yönetecek geçici birlik hükümeti belli oldu. 

İsviçre'nin Cenevre kentinde 1 Şubat'tan bu yana seçim sürecini yürüten Libya Siyasal Diyalog Forumu (LSDF), Başbakan ve Başkanlık Konseyi'nin üç üyesini seçti.

Başkanlık Konseyi Başkanlığına Muhammed Menfi, Başbakanlığa Abdulhamid Dibeybe seçildi. Konsey'in diğer üyeleri ise Musa Koni ile Abdullah el Lafi oldu.

İlgilisine not:

Tuareglerin fetret döneminde ilk kez Libya hükümetlerinde  bakan düzeyinde temsili, önümüzdeki süreçte savaşın, Tuareg aşiretlerinin yaşadıkları her noktaya sıçrayacağını gösteriyor.

Konyalı Musa El Koni

Seviyeli entelektüel dostların olduğu bir grupta Musa Koni'nin Tuareg olduğu gündeme gelince, “Afrika'nın Türkleri”ni yazmak istedim.

Musa Koni, Tuareglerin yoğun yaşadığı Güney Libya bölgesinden. Soyadı Koni, Konyevi, Konevi'den geliyor. Köni eski Türkçe’de adalet, doğruluk, dürüstlük anlamlarını içeriyor. 

2005'ten 2011 iç savaşına kadar Mali'de Libya'nın Başkonsolosu olarak görev yaptığı yıllarda Kaddafi için savaşmak üzere Tuareg paralı askerleri toplamıştı.  

Libya Tuaregleri…

Libya halkının etnik unsurları, Araplaşmış Berberiler, Türkler, Saf Arap ve çöl kabilelerinden müteşekkil Bedeviler ile Tuaregler oluşturmaktadır. Tuaregler, Berberilerle akraba değiller.

Libya'daki Tuaregler, ülkenin güneyindeki Ghat kentinde yaşıyorlar. Libya'daki sosyal hakları kısıtlı olan Tuaregler, zor şartlarda yaşıyorlar.

Afrika’nın Arnavutları, Kürtleri ve Türkleri…

Balkanların fay hatlarını oluşturan etnik toplulukların başında Arnavutlar gelir. Hemen her Balkan ülkesinde yaşayan Arnavutlar, Büyük Arnavut Devleti’nin yılmaz savunucusudur. 

Ortadoğu'nun yetimi olmakla övünen Kürtler ise Balkan coğrafyasındaki fay hatlarını oluşturan Arnavut etnisitesi gibi Azerbaycan, İran, Irak, Lübnan, Suriye ve Türkiye’de yaşıyor.

Bu açıdan bakıldığında Tuareglere; “Afrika'nın Arnavutları” veya Kürtleri denilebilir. Tuaregler uzun yıllar önce Libya, Nijer, Çad, Cezayir, Mali ve Burkina Faso gibi ülkelere yayıldılar. 

Tevâriklerin yoğun olarak yaşadıkları çöl bölgesinde kurulan Mali ve Nijer devletlerinin yüzölçümleri bir milyon iki yüz bin kilometrekaredir. Her ikisinin de üçte iki toprakları Tevâriklerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerden oluşmaktadır. 

Cezayir’in güney ve Libya’nın da güneybatı bölgelerinde yaşayanlar da genelde Tevârik toplumlarına mensuptur. 

Bunların dışında yine Fransız sömürgesi olan Moritanya, Tunus ve Burkina Faso’da sayıları yüz bini aşan Tevârik azınlıklar vardır. Ayrıca İngilizlerin ciddi manada etkili olduğu Nijerya’da da çok az da olsa Tevârik nüfus yaşamaktadır.

1960’lı yıllarda Afrika ülkelerine bağımsızlıkları verilirken Tevâriklerin, ne tek bir devlet, ne de kuvvet oluşturmalarına müsaade edilmemiş, en azından yüzyıl boyunca geçerli olacak  şekilde birbirleri ile ilişkileri sınırlandırıldı. 

Sonuçta bölgede yaşayan bütün göçer toplumların hepsinin düzenleri bozuldu. Tubu ve Mor diye adlandırılan kabileler bir veya iki ülke sınırlarında yaşarken; Tevârikler günümüzde dokuz ayrı ülkede dağınık olarak yaşamak zorunda bırakıldılar. 

Afrika’nın göçerleri olan bu topluluğun büyük çoğunluğu bugün Cezayir, Libya, Nijer ve Mali sınırları içinde; azınlık olarak da Nijerya, Burkina Faso, Çad, Moritanya ve Tunus’ta olmak üzere dokuz ülkede yaşamaktadır. 

Günümüzde bunlardan Mağrip ülkelerine yakın bölgelerde yaşayanlara Kuzey Tevârikleri, Sahraaltı ülkelerine yakın olanlara ise Güney Tevârikleri denmektedir. 

Bugün Cezayir, Mali, Nijer ve Libya olmak üzere dört ülke toprakları içinde kalacak şekilde tarihlerinde olmayan bir bölünmüşlük içerisinde bulunmaktadırlar. Bu coğrafyayı jeolojik olarak değerli kılan ise, bu dört Tevârik bölgesinde zengin uranyum, petrol ve diğer değerli madenlerin bir kısmının mevcut olmasıdır.

Tevârik Tuareg Türk etimolojisinin tarihi kültürel ve sosyal içeriği…

Tuareg/Tevârik sözcüğünün Arapça’daterk” kökünden türediği ve “terkedilmiş” mânasına geldiği ileri sürülmektedir. Arapça’da asli vatanını terk eden manası da mevcuttur. 

Hikmet Naci’nin 1955'te yayınladığı “Tarih Boyunca Kuzey Afrika ve Berberiler” isimli kitapta, Tuaregler Türk müdür? sorusuna açıklama getirmiştir.

Hikmet Naci, Mustafa Kemal Paşa’nın  yakın arkadaşı şehit Ömer Naci'nin oğlu. Ömer Naci İstanbul’da büyüdü, Libya, Balkan ve Birinci Dünya Savaşı’nda birkaç cephede savaştı. Enver Paşa’nın amcası Halil Paşa ile İran’da savaştı, kardeşi Nuri Paşa ile Azerbaycan’ın bağımsızlığı için vuruştu.  Kerkük’te öldü.

Çok iyi bir asker olduğu kadar iyi bir hatip ve şair olan Ömer Naci’yi en iyi, en sevdiği arkadaşı Mustafa Kemal’in şu hüzünlü cümleleri anlatır.

“...Tanrı bütün yetenekleri bir arada vermiyor. Kimine yaz demiş, kimine konuş!.. Yazmayla konuşmayı birleştiren insan olarak bir Ömer Naci’yi hatırlarım. O, konuşurken de ateşti, yazarken de…”

Ömer Naci’nin ölümü üzerine Ziya Gökalp, yazdığı manzumede Ömer Naci'yi şöyle betimler:

O coşkun bir kalbdi, şen bir fikirdi;

Sevdiği vatandı, sevdiği birdi,

Şairden ziyade o bir şiirdi,

Yaşayan bir gaza destanıydı o!

1911’de Libya’daki Ethem Paşa kuvvetlerinin kurmay başkanlığına tayin edildi. 1912’de Kırklareli milletvekili seçildi. Ömer Naci, çok güvenilir bir kişilik olduğu için Libya’daki mücahitlere para götürülmesi işi de ona verilmişti. Emaneti eksiksiz yerine teslim eden Ömer Naci, dönüş yolunda yaralandı, soranlara da çok basit bir olaymış gibi anlatırdı:

“Budala İtalyanlar hazineyi yerine ulaştırıncaya kadar sezemediler. Dönüşte boş yere attıkları bir şarapnelin serpintisi dizime isabet etti. Bir şey değil; yürümeye mani olmuyor, geçer...”

Ömer Naci oğlu Hüseyin Naci'ye göre Tuareg sözcüğü, Türk kelimesinin Arapça çoğulu Etrak'tan gelir. Bazı Tuareg aydınları evvelden kendilerine (Türkler) anlamına (Etrak) denecek yerde; (Tuvarak) denildiği görüşündedirler. 

Günümüzde Tuaregler ile ilgili araştırma yapan sözde ümmetçi, siyasal İslamcı zihniyete mensup bazı akademisyenler, Tuareglerin kendilerinin Türk oldukları beyanlarına rağmen ısrarla başka etnik köken uydurma çabası içindedir. 70 yıl önce bu konuda telif eser hazırlayan Hüseyin Naci'nin ayağının tozu olamazlar. Veyl olsun onlara yazıklar olsun. 

Nijerya’da Agadez bölgesinde yaşayan Tuaregler kendilerinin Türk soylu olduğunu iddia ediyor. Osmanlı arşivlerinde ‘Tevarık‘ olarak bahsedilen Tuaregler, Hagarlar/Hoggar ve Ezgarlar olarak iki topluluktan oluşuyor.

Osmanlı Devleti'nin en uzak toprağı olan Fizan'ın güneyinde yer alan Nijer’de, Osmanlı kültürünün izlerine hâlâ yaşatan Tuareqgler'in başkenti, Sahra Çölü'nün ortasındaki Agadez ya da diğer adıyla İstanbulewa

İstanbul'a 5000 km uzaklıktaki Tuaregler kendilerini Osmanlı Sultanı Yıldırım Beyazıt'ın torunu olarak görüyorlar. Bölgede hâkim olan genel kanıya göre, Agadez'i yöneten Sultan İbrahim Umaru, Yıldırım Bayezid Han'ın soyundan geliyor. 

Beyazıt'ın, oğlu Yunus'u bölgeye vali atamasından sonra kendilerine “İstanbul’dan gelenler” anlamında 'İstanbuleva' diyen Nijerliler, Türkleri bağrına basıyor. İstanbulewa kentinde Osmanlı/Türk sancağı dalgalanıyor.

Tuaregler, Burkina Faso, Cezayir, Libya, Mali ve Nijer arasında geniş bir alanda yaşayan ve Berberi dillerinden birini konuşan halk. 

Hoggarlardan yedinci “Amenukal” prens /reis olan Şeyh Yunus Al Muhammed adlı Ahitagel’in (bölgede yönetici lakabı) II. Abdulhamid’e mektup göndererek,  “Nasara - Avrupalı Hristiyanlar- kendi memleketlerine kanaat etmeyip memleketimizi sömürmeyi ister. Bize askeri destek verin” talebi ile bu ilişkileri yeniden canlandırır. 

1875’te Trablus eyaletine bağlı, Fizan sancağındaki Osmanlı valisine başvuran Tuareglerin yaşadıkları bölgeler, II. Abdülhamit’in emriyle Osmanlı topraklarına katıldı. 

Fizan sancağına bağlı olarak, bugünkü Çad topraklarında Reşade, Nijer’in kuzeyinde ise Kavar ve Asben kazaları kuruldu. Buraların güvenliği için asker, imarı için yöneticiler gönderildi. Asben bölgesinde yer alan Agadez’in valisi ise, Osmanlı valisi oldu. 

Osmanlı çekilince Fransız sömürgesi oldular…

1875’ten sonra, bölgenin yer altı zenginliklerini ele geçirmeye çalışan Fransızlar ile Osmanlı arasında tam bir güç gösterisi yaşandı. Ancak Trablusgarp savaşıyla birlikte bölgede dengeler değişti. Osmanlı, yavaş yavaş bu bölgeden çekilirken, boşluğu Fransa doldurdu.

Osmanlı’yı kendi iradeleriyle davet eden Tuaregler, işgalci Fransızlar’a karşı büyük bir direnç ortaya koydu. Ancak 1918 yılından itibaren Türkler’in Afrika’dan çekilmesi ile Fransa  işgalinden kurtulamadılar. 

İbrahim Oumarou (Ömeri) Nijer ve Orta Afrika ülkelerinde yaşayan Tuareg halkının lideri. 

Tuareg Emiri İbrahim Oumarou'nun soyu Osmanlı'ya dayanıyor. 1405 yılında, Yıldırım Beyazıt döneminde Tuareglerle Osmanlı arasında da bir akrabalık bağı kurulduğunu söylüyorlar. 

Şöyle ki; o tarihte şimdinin Nijer topraklarında yaşayan Tuaregler arasındaki birlik bozulur. Bu durum karşısında 300 kişilik bir heyet İstanbul’a gelerek adaletiyle meşhur Sultan Beyazıt’tan kendilerine aynı zamanda hakem de olacak bir yönetici tayin etmelerini ister. 

Rivayete göre, Padişah, Afrikalı bir cariyeden olma Yunus adlı oğlunu bu heyetle birlikte Nijer’e gönderir. Böylelikle Osmanlı ile Tuaregler arasında akrabalık bağı kurulur.

Osmanlı’nın Afrika’daki en uzak noktası olan Agadez’in şimdiki yöneticisine bu nedenle ‘Sultan’ unvanı ile hitap edilir. Çünkü Agadez Sultanı İbrahim Ömeri, o zaman bölgede yönetici olarak atanan Yunus Sultan’ın soyundan geliyor. 

Agadez bölgesi Tuaregleri kendilerini “İstanbuleva” yani “İstanbullu” olarak tanımlıyorlar.

Tuareglerin toplam nüfusu yaklaşık 1,2 milyona ulaşıyor.  Tuaregler ağırlıklı olarak Müslüman. Maliki mezhebindeler. Ancak yerel berberi inanışlardan da etkilenmişler. Zahiriye mezhebina bağlı olanları da var. Çoğunluğu okuma yazma bilmiyor. Şavaşçı bir topluluk olan Tuareglerin bu özelliklerinden en çok yararlanan Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi olmuş.

Tuareglerin yaşama tarzları, Fransızların bölgeye gelişiyle değişti. Sömürgeci Fransızlar ilkel silahlarıyla kendilerine direnen Tuaregleri ancak 40 yıl sonra kontrol altına alabildi. 

Petrol, uranyum ve altın madenleri açısından zengin olan bölgede özellikle silahlandırılan Tuaregler, Çin gibi ‘karşıt güçlerin’ bölgeye girmesini engelliyor. 

Tuareglerin yaşadığı bölgede zengin uranyum, petrol, altın madenleri mevcut. Bölgedeki en büyük uranyum madeni Fransızların elinde. Agadez’den çıkan uranyum, Fransa’daki nükleer santralleri çalıştırıyor.

Fransa ordusu Mali’de siyahi olanları daha açık tenli olanlara karşı örgütlüyor ve tahrik ederek ölümcül kitlesel katliamlara göz yumuyor. Mali’nin kuzeyindeki büyük şehirlerde beyaz tenli olanlarla, Arap ve Tuareg ırkından olanlar bölgeyi terk etmiş durumda. Mali'deki savaş, Arap ve Tuareg halklarının etnik tasfiyesi. Şubat 2013’te Fransız ordusunun baskısı ile bölgedeki Tuareg ve Arap halkları göçe zorlandı.

Ulusal Azavad Kurtuluş Hareketi, sömürgeci Fransız Ordusuna karşı savaşıyor…

Mali'nin kuzeyinde çölde yaşayan Tuareg isyancılarının önemli bölümünü oluşturan Ulusal Azavad Kurtuluş Hareketi, Nisan 2012’de bağımsızlık deklarasyonu yayımlayarak ülkenin kuzeyinde Azavad adlı bir devlet kurduklarını ilan etti.

Bu ilan sırasında dikkat çeken nokta; Ulusal Azavad Kurtuluş Hareketi (MNLA) sözcüsü Musa Attahir’in aralarında binlerce fersah mesafeye rağmen kendilerini Kürt ulusuna, savaşçılarına yakın hissettiklerini açıklamasıydı.

Ulusal Azavad Kurtuluş Hareketi (MNLA) sözcüsü Musa Attahir; “Kürt halkı ile dayanışma içerisinde olmak istiyoruz. Coğrafi uzaklığa rağmen onurlu ve özgür yaşam gibi ortak hedeflerimiz ve duygularımız var” sözleriyle acaba kime ne mesajı vermek istemişti?

Araştırmacı yazar Müfit Yüksel’e göre; Mali'de örgütlenmiş, Tuvaraklardan oluşan Azavad Ulusal Özgürlük Hareketi (MNLA), (Ensâruddîn ve El-Kâide'ye yakın olduğu söylenen bazı katı selefî örgütleri gerekçe göstererek) bölgede İslam karşıtı, laik sistemi esas alan bir Tuvarak devletini talep etmekte.

Mali'deki olaylar, muhalif grupların kuzeydeki Kidal, Timbuktu ve Gao şehirlerinin kontrolünü ele geçirmesi ve ardından Bamako'daki geçici hükümetin Fransa'dan yardım talep etmesiyle başlamıştı. 

LNA, Ensaruddin, Mağrib el-Kaidesi (AQMI), Batı Afrika Tevhid ve Cihad Hareketi (MOJWA) ve diğer silahlı grupları hedef alan Fransız ordusunun, Mali'ye askeri müdahalesi sonucu, kuzeydeki kentlerin kontrolü Fransız güçlerin eline geçmişti. 

MNLA ile birlikte Ensaruddin, AQMI, MOJWA ve diğer silahlı grupların Fransız ve Mali ordusuna yönelik saldırılar düzenlediği haberde yer almıştı.

Cihanşümul Kadim Türk Devleti'nin Afrikalı Askerleri Tuareglerle ilişkisi...

Boşuna Kadim Türk Devletine Cihanşümul denilmiyor. Kan hafızası nerede Türk var, ne yapar çok iyi takip ediyor. Son dönemde bu konuda Tuareglerle ilgili saha çalışmasında görevlendirilen, faaliyet gösteren iki isim  var. 

Biri Ömer Naci ve oğlu Hikmet Naci Hatipoğlu'dur. Ömer Naci’nin Tuareglerle irtibatını kısmen  hatıralarından yola çıkan oğlu Hikmet Naci (Hatipoğlu) yazmıştır.  

Babasının yakın dostu Mustafa Kemal Paşa tarafından, Fransa mandası Suriye’nin Halep Başkonsolusluğu’na misyon şefi olarak gönderilmiş ve 30.8.1936 - 06.3.1937 arasında istihbarat faaliyetlerini yürütmüştür.

Diğeri de 1949'da vefat eden Osmanlı Türk askeri ve idarecisi Abdülkadir Cami Baykut'dur. İdari tecrübeleri yanında müşahadelerini de içeren seyahatname niteliğindeki “Trablusgarp’tan Sahra-i Kebire Doğru” adlı eseri konumuz açısından önem arz etmektedir. 

Cam Baykut, Tuaregler arasında geçirdiği günleri de seyahat notları arasına almıştır. Trablusgarp ve Fizan gibi bölgelere yerleşmiş olan Tuareglere yer verirken Tuaregler kabilesi hakkındaki bilgileri ayrı bir başlık altında toplamıştır.

Soyadı Kanunu’ndan sonra “Baykut” soyadını aldı, ancak kaynaklarda “Baykurt” olarak yazımı yaygındır. Soğukçeşme Askeri Rüşdiyesi, Kuleli Askeri İdadisi ve Harp Okulu’nda öğrenim gördü. 

1896 yılında Harp Okulu'nu bitirerek orduya katıldı. Mezuniyetinin ardından, o zamanın muhalifleri için en uzak sürgün yeri olan Trablusgarp'a tayin edildi.

Burada yaveri olduğu Vali Müşir Recep Paşa'nın koruması altında, sürgündeki genç mekteplileri İttihat ve Terakki cemiyetinde örgütledi. 

1905-1906'da Fransızların güneydeki Canet vahasını işgali üzerine verilen görevle vahayı geri aldı. Hem komutan hem kaymakam olarak görev yaptığı, Tuareg nüfusun yaşadığı Gat’ta iki yıl kaldı; kasabayı ve çevresinde yaşayan Tevarıklar’ı yakından tanıdı.

Ölümünden çok sonra yayınlanacak anılarına kaynak sağlayacak olan yoğun notlar tuttu. Notlarında mekânları, sosyal hayatı, farklı etnik grupların özelliklerini ve hayvanları betimledi.

Bu dönemde 1903 yılında Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün kurucuları arasında yer almıştır. Çok partili düzene geçiş sonrasında, 1948'de, aralarında Mareşal Fevzi Çakmak’ın da bulunduğu bir grup tarafından kuruluş girişiminde bulunan İnsan Hakları Derneği'nin Zekeriya Sertel ve Tevfik Rüştü Aras ile birlikte önderliğini yaptı. 

İtalyan ve Fransız işgal ordularına karşı direnişlerini örgütlediği Tuaregler, I. Dünya Savaşı’nda Fransa’nın yıpranmasından yararlanarak Senûsî şeyhi Muhammed el-Abîd’in önderliğinde 1916-1917’de Büyük Sahrâ’nın her tarafında isyan başlattılar. 

Emperyalistlerle savaşan Afrika Türkleri, Tuareg Coğrafyasında, Türkiye'nin ilgili kuruluşları ne yapıyor? Kuyu mu açıyor hayvan mı çiftleştiriyor?

Ha aklıma gelmişken, bu Tuaregler var ya bu Tuaregler, bakın görürsünüz ya da duyarsınız, Fransa’nın toplama lejyonlarını Paris’in kanalizasyonlarına kadar kovalayacaklar.  

Cihanşümul Kadim Türk Devleti'nin nizamülâlem ülküsü uğruna, tarihe tanıklıklarını şehadetle perçinleyen  yiğitlere selam olsun, rahmet olsun.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Seçilmiş Kaynakça 

Hikmet Naci, Tarih Boyunca Kuzey Afrika ve Berberiler. Sulhi Garan Matbaası, İstanbul, 1955

Abdulkadir Cami Bey, Trablusgarp’tan Sahra-ı Kebire Doğru, Dar-ı saadet, 1326 (1910) 

Maman Hachirou MAMANE Balla, Tuaregler ve Osmanlı Devleti İle İlişkileri, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü İslam Tarihi  ve Sanatları (İslam Tarihi )Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Tez Danışmanı Prof. Dr: Sayfettin Erşahin, Ankara 2014

https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/32129/tez.pdf

https://www.aljazeera.com.tr/haber-analiz/asiretler-ulkesi-libya

https://www.jeuneafrique.com/depeches/74386/politique/des-elus-maliens-affirment-que-mousa-al-koni-est-un-imposteur/

https://www.dw.com/tr/libyada-ge%25C3%25A7ici-birlik-h%25C3%25BCk%25C3%25BCmeti-se%25C3%25A7ildi/a-56473875

https://yenidenergenekon.com/156-unutulan-turkler-3-sahra-colunun-turkleri/

https://www.trthaber.com/haber/dunya/afrikada-unutulan-turkler-70173.html/amp

https://www.libyaherald.com/2017/01/02/musa-koni-resigns-from-presidency-council/

https://afam.org.tr/tevariklerin-tuareglerin-stratejik-konumlari/

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/service/amp/turke-ruh-verenler-10-55446h.htm

https://diad.mfa.gov.tr/diad/tarihce/1983.pdf

https://www.timeturk.com/tr/makale/omur-celikdonmez/pkk-tuareglerle-birlikte-fransizlara-kok-sokturuyor.

https://www.turkbilimi.com/tuareg-turk-mu-guney-akdeniz-kuzey-afrika-kulturu-south-mediterranean-culture/

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/sahra-colunun-gizemli-ve-kadim-sahipleri-tuaregler/1109054

https://www.internethaber.com/amp/afrikanin-peceli-turkleri-tuaregler-neyin-nesi-kiyafet-onlarin-cikti-foto-galerisi-1841459.htm?page=2