DAEŞ/IŞİD’in derdi Amerika ile İngiltere ilişkilerini Suriye’de gerdi!
DAEŞ/IŞİD’in derdi Amerika ile İngiltere ilişkilerini Suriye’de gerdi!
- 18-01-2019 00:07
- 605
- 18-01-2019 00:07
- 605
İtiraf ediyorum.
Ezik insanları anlamakta zorlandığım doğrudur. Güce tapıcılık bunların karakteri.
Bir de bu tipler uluslararası ilişkiler uzmanı geçinirse vay halimize. İngiliz aklı ile Amerikan gücüne goygoyculuk yaparlar.
Hani bir söz vardır “Ata Kurtoğlu demişler bir ay saman arpa ot yememiş!..” bunlar da kendilerini öyle sanır. Pohpohlamayı ve pohpohlanmayı severler.
Mankurt oldukları söylenebilir.
Sahi “Mankurt” ne demekti?
Mankurt; Türk, Altay ve Kırgız efsanelerinde bahsedilen bilinçsiz köleye denilir. Mankurt haline getirilmek istenen kişinin başı kazınır, başına ıslak deve derisi sarılır ve böylece elleri kolları bağlı olarak güneş altında bırakılır.
Deve derisi kurudukça gerilir. Devenin derisi kafatasına yapışan insanın saçları uzayamaz hale gelir ve bir süre sonra saçlar kafatasının içine doğru uzayarak kişiye büyük acılar vermeye başlar.
Bu acılar neticesinde insan, anne ve babasını dahi tanıyamaz hale gelir ve kendisine söylenen her şeyi sorgusuzca yapan bir köle haline getirilir.
İnanın bizde bunlardan çok var.
Mankurtlar Amerikan İngiliz işbirliğini abartır!
''İzm'ler idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir'' belirlemesiyle Cemil Meriç, bu durumu en net şekilde ifade eder.
Çağdaş Mankurtların kafatasına yapıştırılan deve derisi, kurgulanmış ve pazarlanmış fikirlerden tabaklanmıştır.
Sabit fikirlidirler.
Onlara göre “Dünyada, her şeyi İngilizler planlar, Amerikalılar oynatır”
Oysa milliyetçi Amerikalılar kırmızı ceketli uzun bacaklı İngilizleri sevmez!
Amerika’daki kolonilerinin İngiltere’ye karşı başlattıkları bağımsızlık mücadelesi çizgisi, konfederasyon geleneğidir ve kim ne derse desin ABD’nin kendi ulusal çizgisidir.
Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a uçaklarla yapılan intihar saldırılarının, Amerika'da konuşlanan küresel finans-kapitalin Amerikan "ulusal devleti"ne karşı başlattığı savaşın bir parçası olarak “içeriden” düzenlendiği ve bunun bir Amerikan “hükümet darbesi” olduğunu bilmiyor muyuz?
ABD vatandaşlarının öldürüldüğü terör eylemlerinin asıl amacı Trump’la birlikte küresel sermayenin jandarmalığından çekilme kararlılığı gösteren Amerika Birleşik Devletlerini, yeniden dünya sahnesine çekme operasyonudur.
Çünkü küresel sermayenin konuşlandığı Britanya Krallığı’nın, ABD olmadan bu jandarmalığı tek başına yapması mümkün görünmüyor.
65 ülkeyi birbirine bağlayacak Çin’in “Yeni İpek Yolu Projesi”nin hayata geçirilmesi ABD’nin “Küresel lider” sıfatına büyük darbe vuracağından, İngiltere - Çin konsorsiyumunun karşısına ABD/Rusya/Almanya ittifakı dikildi.
Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump’ın, birçok konuda Henry Ford gibi düşündüğü, hatta ondan etkilendiği söylenebilir.
ABD Başkanı Trump; hem bu gelenekten hem de Henry Ford’un temsil ettiği yerli sanayi ruhundan besleniyor. İngilizlerle hesaplaşması ajandasında mevcut.
Sanırım Türkiye’yi de yanında görmek istiyor.
Amerikalı milliyetçiler İngiltere’nin yörüngesine girmek istemiyor…
İngiltere’nin durumunu şu atasözü çok güzel ifade ediyor, “Zemheride kurtlar çarık eskisine aş ererlermiş.” İngilizler de o hesap; Kraliçe Victoria döneminin nostaljisiyle avunuyor.
Oysa İngiltere, Hindistan ve diğer sömürgeleri kaybetmesiyle birlikte bir gecede, birinci sınıf bir güçten, orta çaplı bir ulus devlete döndü. İngilizlerin hammaddesi adanın dışından getiriliyordu.
İngiltere’nin aksine ABD, dünyanın nüfus bakımından üçüncü büyük ülkesi.
Uzak bölgelerde askeri üsleri var ama demografik, sanayi ve emtia kaynakları kendi sınırları dâhilinde.
50 eyâlet ayrı yollarda gitmediği takdirde ABD, İngiltere ve diğer sömürge imparatorlukları gibi çözülüp gitmeyecektir.
İngilizler kendilerine bir teselli bulmuş gibi.
Bunların üst akılı diyor ki; “İngiltere, kilit sanayileri ABD ve Almanya gibi ülkelere terk etse bile City of London dünya ekonomisinin finans merkezi olmayı sürdürecek!..”
Bu stratejinin tutarsızlığı ortada.
Uluslararası ilişkiler ve ekonomi uzmanları bilir; Birinci Dünya Savaşı’nın başlarında, ABD’nin en büyük borç veren olarak İngiltere’yi geçtiği sırada belli olmuştu.
İngiltere, Ortadoğu’da ABD egemenliğine son vermek istediğinden eline geçen ilk fırsatta Amerikalıların ipliğini pazara çıkarmakla kalmıyor, kirli çamaşırlarını da ortalığa saçıveriyor.
Lakin tencere dibi kara onunkisi ondan kara.
Bu iki ülke arasında rekabet olmasaydı İngiliz istihbaratı, Suriye’de ABD-DEAŞ-YPG işbirliğini deşifre eder miydi?
Hatırlarsanız ABD’nin, İngiltere ile olan ilişkilerindeki kırılmalar nedeniyle, ABD’nin denetimindeki YPG’nin DEAŞ ile anlaşarak Rakka’dan çıkışını yine İngiliz yayın kuruluşu olan BBC dünyaya servis etmişti.
Sadece bu değil!
ABD’nin “Kudüs çıkışı”nı İngiltere onaylamadı. Ve daha neler neler?
Paylaşılamayan terör örgütü DAEŞ/IŞİD...
Usame Bin Ladin başkanlığındaki El Kaide için herhangi bir eylem olduğunda “Kimin El Kaidesi?” suali sorulur, hatta Usame’nin ismi “U.S.A.me” şeklinde yazıldığında bazı İslamcı etfal (çocuklar) bozulurdu.
Şimdi benzer iddialar IŞİD (DAİŞ) için gündemde.
IŞİD’in, Obama tarafından kurulduğunu iddia eden, ABD’de Cumhuriyetçilerin başkan adayı iken Donald Trump; “IŞİD Obama’yı onurlandırıyor” demişti.
Hatta İsrail ve İngiltere’nin, bazı Avrupa ülkelerinin de işin içinde olduğu çokça yazıldı çizildi.
Tüm bunlara rağmen Türkiye’nin IŞİD’le petrol ticareti yaptığı, sınırlardan geçişlere göz yumduğu batı basınında hep yer aldı.
İngiltere ve İsrail’in adı geçen terör örgütüne desteği, örgütün Avrupa ülkelerinden insan kaynaklarını temin etmesi vs vs.
DAEŞ/IŞİD kimin ekmeğini yiyorsa onun kılıcını sallıyor. Bu uluslararası terör kumpanyası İngilizci, Rusçu, Almancı, Amerikancı ekiplerden bir araya getirilmiş.
Sebep? Ortadoğu’daki enerji rekabeti.
Ortadoğu’da hatta Afrika’da vesayet savaşları, “dinci terör örgütleri” üzerinden yürütülüyor. Boko Haram öyle, El Şebab öyle DAEŞ öyle, El Nusra öyle.
ABD Bakanı Trump DAEŞ/IŞİD terör örgütünü yendi mi yenmedi mi?
ABD Başkanı Donald Trump, ABD askerinin Suriye'den çekilmesi konusuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Orada olmamızın tek nedeni DEAŞ'tı ve DEAŞ'ı yendik" dediğinde kızılca kıyamet koptu.
Hemen ardından İngiltere Savunma Bakanı Ellwood, ABD Başkanı Trump'ın "IŞİD Suriye'de yenildi" açıklamasını eleştirdi.
Ellwood, "Tehdit eskisi kadar canlı" dedi.
Kraliçenin adamları, Trump’ın kendilerini Suriye çöllerinde “sap gibi bırakıp gitmesine” çok bozulduklarını belli ettiler.
Çünkü Trump, onlara göre “oyunbozan mızmız çocuk” gibiydi.
Haksız da sayılmazlar.
Neden mi?
Trump, küresel stratejiyi değiştirince küresel dengeler alt üst oldu.
İngilizler, ABD’nin; okyanus ötesi stratejilerini güncellemesinden ve öncelemesinden rahatsızlık duydular.
Şaka-maka, yıllardır Çin’le üzerinde çalıştıkları İpek Yolu projesi her an tarihin çöplüğünde yerini alabilir.
Onun için Amerika’nın Suriye’den çekilmesine karşı çıktılar ve durdurmak için her yola başvurdular.
Önce İngilizleri Deyr ez Zor’da vurdular...
Amerikalılar kendi kontrolleri altındaki IŞİD unsurlarını çoktan Suriye’den tahliye etti.
Suriye’de kalanlar Fransız, İngiliz ve Alman istihbaratının kontrolü altındaki IŞİD unsurları.
Bu nedenle Suriye’deki kendi kullandıkları IŞİD’in ortadan kaldırılmasına İngilizler pek sıcak bakmıyor.
Amerikalıların, İngilizleri ikna etmek için ilginç yöntemleri var.
Geçtiğimiz hafta ABD, Türkiye heyetleri Ankara’da bölgenin röntgenini çekerken, Suriye’nin Deyr ez Zor bölgesinde, IŞİD’in füze saldırısında 5 İngiliz askeri öldü.
Eş-Şaafa köyünde, IŞİD füzesinin isabet etmesi sonucu 5 İngiliz asker öldü, birkaç asker de yaralandı.
Uluslararası koalisyon güçlerinde görevli İngiliz askerlerinden yaralananlar Haseke bölgesindeki Eş-Şadadi hastanesine kaldırıldı.
Sonra Amerikalıları Menbiç’te havaya uçurdular...
Deyr ez Zor’da İngilizlere yönelik saldırının cevabı Menbiç’te verildi.
Pentagon'un ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM); “yerel diyalog" kapsamında bölgede bulunan ABD askerinin Menbiç’te 16 Ocak 2019'da yerel bir toplantı yaparken 2 ABD askeri, bir Savunma Bakanlığı sivil personeli ve bir sözleşmeli personelin öldüğü, 3 askerin yaralandığı bilgisini paylaştı.
Ancak toplam ölü sayısı 20 idi.
Patlama tam da Menbiç konsey yöneticileri ile heyet üyelerinin bulunduğu restoranın civarında meydana geldi.
Eğer doğruysa saldırıyı DAEŞ/IŞİD üstlendi.
İntihar saldırısı, bir örgüt üyesi tarafından patlayıcı yelekle yapılmıştı.
IŞİD'e bağlı bir haber sitesinde yayınlanan bildiride, Menbiç'te devriye görevi yapan ABD önderliğindeki koalisyon birliğinin hedef alındığını ifade edildi.
Patlamanın yaşandığı bölgede Menbiç Askeri Konseyi yöneticileri ile bir konuk heyet bulunuyordu.
”Amerikalıların Menbiç’te öldürülmesi” nasıl okunmalı?
İlk aklıma gelen birçoğunuzun da aklına geldiği gibi; Amerika’nın aldığı kararı etkilemeye yönelik olduğu kesin.
Menbiç'teki saldırının zamanlaması da ilginç.
Bu saldırı; Suriye'nin kuzeyi için (Türklere göre Fırat’ın doğusu) Türkiye ile ABD arasında "güvenli bölge" görüşmeleri devam ederken gerçekleştiğinden, ilk bakışta Rus/ İran/ Suriye istihbarat birimlerinin müşterek operasyonu gibi görülebilir.
Ancak böylesi bir çıkarma, klasik Aristo mantığının sonucudur.
Bu saldırı, “DAEŞ/IŞİD bitmedi” tezini dillendiren İngilizlerin operasyonudur.
Amerikalıların, İran kuşatmasını Suriye’den kırmaya, Amerikan ordusunu Suriye’de tutmaya çalışıyorlar.
Kıssadan hisse; “Eşeğe rakı içirmişler çulunu bahşiş vermiş.”
.
Ömür Çelikdönmez; dikGAZETE.com
Twitter: @oc32oc39
İtiraf ediyorum.
Ezik insanları anlamakta zorlandığım doğrudur. Güce tapıcılık bunların karakteri.
Bir de bu tipler uluslararası ilişkiler uzmanı geçinirse vay halimize. İngiliz aklı ile Amerikan gücüne goygoyculuk yaparlar.
Hani bir söz vardır “Ata Kurtoğlu demişler bir ay saman arpa ot yememiş!..” bunlar da kendilerini öyle sanır. Pohpohlamayı ve pohpohlanmayı severler.
Mankurt oldukları söylenebilir.
Sahi “Mankurt” ne demekti?
Mankurt; Türk, Altay ve Kırgız efsanelerinde bahsedilen bilinçsiz köleye denilir. Mankurt haline getirilmek istenen kişinin başı kazınır, başına ıslak deve derisi sarılır ve böylece elleri kolları bağlı olarak güneş altında bırakılır.
Deve derisi kurudukça gerilir. Devenin derisi kafatasına yapışan insanın saçları uzayamaz hale gelir ve bir süre sonra saçlar kafatasının içine doğru uzayarak kişiye büyük acılar vermeye başlar.
Bu acılar neticesinde insan, anne ve babasını dahi tanıyamaz hale gelir ve kendisine söylenen her şeyi sorgusuzca yapan bir köle haline getirilir.
İnanın bizde bunlardan çok var.
Mankurtlar Amerikan İngiliz işbirliğini abartır!
''İzm'ler idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir'' belirlemesiyle Cemil Meriç, bu durumu en net şekilde ifade eder.
Çağdaş Mankurtların kafatasına yapıştırılan deve derisi, kurgulanmış ve pazarlanmış fikirlerden tabaklanmıştır.
Sabit fikirlidirler.
Onlara göre “Dünyada, her şeyi İngilizler planlar, Amerikalılar oynatır”
Oysa milliyetçi Amerikalılar kırmızı ceketli uzun bacaklı İngilizleri sevmez!
Amerika’daki kolonilerinin İngiltere’ye karşı başlattıkları bağımsızlık mücadelesi çizgisi, konfederasyon geleneğidir ve kim ne derse desin ABD’nin kendi ulusal çizgisidir.
Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a uçaklarla yapılan intihar saldırılarının, Amerika'da konuşlanan küresel finans-kapitalin Amerikan "ulusal devleti"ne karşı başlattığı savaşın bir parçası olarak “içeriden” düzenlendiği ve bunun bir Amerikan “hükümet darbesi” olduğunu bilmiyor muyuz?
ABD vatandaşlarının öldürüldüğü terör eylemlerinin asıl amacı Trump’la birlikte küresel sermayenin jandarmalığından çekilme kararlılığı gösteren Amerika Birleşik Devletlerini, yeniden dünya sahnesine çekme operasyonudur.
Çünkü küresel sermayenin konuşlandığı Britanya Krallığı’nın, ABD olmadan bu jandarmalığı tek başına yapması mümkün görünmüyor.
65 ülkeyi birbirine bağlayacak Çin’in “Yeni İpek Yolu Projesi”nin hayata geçirilmesi ABD’nin “Küresel lider” sıfatına büyük darbe vuracağından, İngiltere - Çin konsorsiyumunun karşısına ABD/Rusya/Almanya ittifakı dikildi.
Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump’ın, birçok konuda Henry Ford gibi düşündüğü, hatta ondan etkilendiği söylenebilir.
ABD Başkanı Trump; hem bu gelenekten hem de Henry Ford’un temsil ettiği yerli sanayi ruhundan besleniyor. İngilizlerle hesaplaşması ajandasında mevcut.
Sanırım Türkiye’yi de yanında görmek istiyor.
Amerikalı milliyetçiler İngiltere’nin yörüngesine girmek istemiyor…
İngiltere’nin durumunu şu atasözü çok güzel ifade ediyor, “Zemheride kurtlar çarık eskisine aş ererlermiş.” İngilizler de o hesap; Kraliçe Victoria döneminin nostaljisiyle avunuyor.
Oysa İngiltere, Hindistan ve diğer sömürgeleri kaybetmesiyle birlikte bir gecede, birinci sınıf bir güçten, orta çaplı bir ulus devlete döndü. İngilizlerin hammaddesi adanın dışından getiriliyordu.
İngiltere’nin aksine ABD, dünyanın nüfus bakımından üçüncü büyük ülkesi.
Uzak bölgelerde askeri üsleri var ama demografik, sanayi ve emtia kaynakları kendi sınırları dâhilinde.
50 eyâlet ayrı yollarda gitmediği takdirde ABD, İngiltere ve diğer sömürge imparatorlukları gibi çözülüp gitmeyecektir.
İngilizler kendilerine bir teselli bulmuş gibi.
Bunların üst akılı diyor ki; “İngiltere, kilit sanayileri ABD ve Almanya gibi ülkelere terk etse bile City of London dünya ekonomisinin finans merkezi olmayı sürdürecek!..”
Bu stratejinin tutarsızlığı ortada.
Uluslararası ilişkiler ve ekonomi uzmanları bilir; Birinci Dünya Savaşı’nın başlarında, ABD’nin en büyük borç veren olarak İngiltere’yi geçtiği sırada belli olmuştu.
İngiltere, Ortadoğu’da ABD egemenliğine son vermek istediğinden eline geçen ilk fırsatta Amerikalıların ipliğini pazara çıkarmakla kalmıyor, kirli çamaşırlarını da ortalığa saçıveriyor.
Lakin tencere dibi kara onunkisi ondan kara.
Bu iki ülke arasında rekabet olmasaydı İngiliz istihbaratı, Suriye’de ABD-DEAŞ-YPG işbirliğini deşifre eder miydi?
Hatırlarsanız ABD’nin, İngiltere ile olan ilişkilerindeki kırılmalar nedeniyle, ABD’nin denetimindeki YPG’nin DEAŞ ile anlaşarak Rakka’dan çıkışını yine İngiliz yayın kuruluşu olan BBC dünyaya servis etmişti.
Sadece bu değil!
ABD’nin “Kudüs çıkışı”nı İngiltere onaylamadı. Ve daha neler neler?
Paylaşılamayan terör örgütü DAEŞ/IŞİD...
Usame Bin Ladin başkanlığındaki El Kaide için herhangi bir eylem olduğunda “Kimin El Kaidesi?” suali sorulur, hatta Usame’nin ismi “U.S.A.me” şeklinde yazıldığında bazı İslamcı etfal (çocuklar) bozulurdu.
Şimdi benzer iddialar IŞİD (DAİŞ) için gündemde.
IŞİD’in, Obama tarafından kurulduğunu iddia eden, ABD’de Cumhuriyetçilerin başkan adayı iken Donald Trump; “IŞİD Obama’yı onurlandırıyor” demişti.
Hatta İsrail ve İngiltere’nin, bazı Avrupa ülkelerinin de işin içinde olduğu çokça yazıldı çizildi.
Tüm bunlara rağmen Türkiye’nin IŞİD’le petrol ticareti yaptığı, sınırlardan geçişlere göz yumduğu batı basınında hep yer aldı.
İngiltere ve İsrail’in adı geçen terör örgütüne desteği, örgütün Avrupa ülkelerinden insan kaynaklarını temin etmesi vs vs.
DAEŞ/IŞİD kimin ekmeğini yiyorsa onun kılıcını sallıyor. Bu uluslararası terör kumpanyası İngilizci, Rusçu, Almancı, Amerikancı ekiplerden bir araya getirilmiş.
Sebep? Ortadoğu’daki enerji rekabeti.
Ortadoğu’da hatta Afrika’da vesayet savaşları, “dinci terör örgütleri” üzerinden yürütülüyor. Boko Haram öyle, El Şebab öyle DAEŞ öyle, El Nusra öyle.
ABD Bakanı Trump DAEŞ/IŞİD terör örgütünü yendi mi yenmedi mi?
ABD Başkanı Donald Trump, ABD askerinin Suriye'den çekilmesi konusuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Orada olmamızın tek nedeni DEAŞ'tı ve DEAŞ'ı yendik" dediğinde kızılca kıyamet koptu.
Hemen ardından İngiltere Savunma Bakanı Ellwood, ABD Başkanı Trump'ın "IŞİD Suriye'de yenildi" açıklamasını eleştirdi.
Ellwood, "Tehdit eskisi kadar canlı" dedi.
Kraliçenin adamları, Trump’ın kendilerini Suriye çöllerinde “sap gibi bırakıp gitmesine” çok bozulduklarını belli ettiler.
Çünkü Trump, onlara göre “oyunbozan mızmız çocuk” gibiydi.
Haksız da sayılmazlar.
Neden mi?
Trump, küresel stratejiyi değiştirince küresel dengeler alt üst oldu.
İngilizler, ABD’nin; okyanus ötesi stratejilerini güncellemesinden ve öncelemesinden rahatsızlık duydular.
Şaka-maka, yıllardır Çin’le üzerinde çalıştıkları İpek Yolu projesi her an tarihin çöplüğünde yerini alabilir.
Onun için Amerika’nın Suriye’den çekilmesine karşı çıktılar ve durdurmak için her yola başvurdular.
Önce İngilizleri Deyr ez Zor’da vurdular...
Amerikalılar kendi kontrolleri altındaki IŞİD unsurlarını çoktan Suriye’den tahliye etti.
Suriye’de kalanlar Fransız, İngiliz ve Alman istihbaratının kontrolü altındaki IŞİD unsurları.
Bu nedenle Suriye’deki kendi kullandıkları IŞİD’in ortadan kaldırılmasına İngilizler pek sıcak bakmıyor.
Amerikalıların, İngilizleri ikna etmek için ilginç yöntemleri var.
Geçtiğimiz hafta ABD, Türkiye heyetleri Ankara’da bölgenin röntgenini çekerken, Suriye’nin Deyr ez Zor bölgesinde, IŞİD’in füze saldırısında 5 İngiliz askeri öldü.
Eş-Şaafa köyünde, IŞİD füzesinin isabet etmesi sonucu 5 İngiliz asker öldü, birkaç asker de yaralandı.
Uluslararası koalisyon güçlerinde görevli İngiliz askerlerinden yaralananlar Haseke bölgesindeki Eş-Şadadi hastanesine kaldırıldı.
Sonra Amerikalıları Menbiç’te havaya uçurdular...
Deyr ez Zor’da İngilizlere yönelik saldırının cevabı Menbiç’te verildi.
Pentagon'un ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM); “yerel diyalog" kapsamında bölgede bulunan ABD askerinin Menbiç’te 16 Ocak 2019'da yerel bir toplantı yaparken 2 ABD askeri, bir Savunma Bakanlığı sivil personeli ve bir sözleşmeli personelin öldüğü, 3 askerin yaralandığı bilgisini paylaştı.
Ancak toplam ölü sayısı 20 idi.
Patlama tam da Menbiç konsey yöneticileri ile heyet üyelerinin bulunduğu restoranın civarında meydana geldi.
Eğer doğruysa saldırıyı DAEŞ/IŞİD üstlendi.
İntihar saldırısı, bir örgüt üyesi tarafından patlayıcı yelekle yapılmıştı.
IŞİD'e bağlı bir haber sitesinde yayınlanan bildiride, Menbiç'te devriye görevi yapan ABD önderliğindeki koalisyon birliğinin hedef alındığını ifade edildi.
Patlamanın yaşandığı bölgede Menbiç Askeri Konseyi yöneticileri ile bir konuk heyet bulunuyordu.
”Amerikalıların Menbiç’te öldürülmesi” nasıl okunmalı?
İlk aklıma gelen birçoğunuzun da aklına geldiği gibi; Amerika’nın aldığı kararı etkilemeye yönelik olduğu kesin.
Menbiç'teki saldırının zamanlaması da ilginç.
Bu saldırı; Suriye'nin kuzeyi için (Türklere göre Fırat’ın doğusu) Türkiye ile ABD arasında "güvenli bölge" görüşmeleri devam ederken gerçekleştiğinden, ilk bakışta Rus/ İran/ Suriye istihbarat birimlerinin müşterek operasyonu gibi görülebilir.
Ancak böylesi bir çıkarma, klasik Aristo mantığının sonucudur.
Bu saldırı, “DAEŞ/IŞİD bitmedi” tezini dillendiren İngilizlerin operasyonudur.
Amerikalıların, İran kuşatmasını Suriye’den kırmaya, Amerikan ordusunu Suriye’de tutmaya çalışıyorlar.
Kıssadan hisse; “Eşeğe rakı içirmişler çulunu bahşiş vermiş.”
.
Ömür Çelikdönmez; dikGAZETE.com
Twitter: @oc32oc39