Denizin iki yakasındaki kardeş ülkeler; Türkiye ve Mısır

Denizin iki yakasındaki kardeş ülkeler; Türkiye ve Mısır

Denizin iki yakasındaki kardeş ülkeler; Türkiye ve Mısır Denizin iki yakasındaki kardeş ülkeler; Türkiye ve Mısır

Mısır ile Türkiye’nin hikayesi yakın geçmiş zamanda başlamadı. Doğu Akdeniz’in iki köşe başında yer alan; Türkiye ve Mısır, tarihin derinliklerinde buluşmuştu.

Yüz yıllardır Türkler, Mısır’da Arap toplumu ile iç içe yaşadı. Halen Mısır’da Türk Kökenli aileler yaşıyor. Az da olsa dillerinde Türkçe kelimeler yer alıyor.

Ortak kültür ve tarih ile yoğrulan bu iki ülkenin jeostratejik önemi dikkat çekiyor.

Mısır; Asya ile Afrika arasında bir köprü vazifesi görüyor. Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasındaki güzergâh üzerinde bulunması gibi. Her iki toplum da Osmanlı Devleti’nin yıkılması ile Batıya dönük modernleşme süreçlerinden geçti. Avrupa ile olan ilişkileri ve bulundukları coğrafyada söz sahibi olma iddiası her iki devleti birbirine yakınlaştırmaktadır.

Türkiye-Mısır ilişkileri için; doksanlı yıllarda Mısır televizyonları, Devletyn-i Şakıkateyn; ‘İki Kardeş Devlet’ tabirini kullanmışlar. Kardeş devletlerin birbirine yakınlaşması ve ortak mücadele kabiliyeti uluslararası sularda güven ile ilerlemelerini sağlayacaktır.

Geleceğin senaryosu Akdeniz’de yazılacak” dersek abartmış olmayız. Zira ‘Lider Ülke’ pozisyonunda olan Mısır ve Türkiye’nin yakın hedefleri kesişmekte; bölge ülkelerini de ortak hedefe sevk kabiliyeti içermektedir.

Türkiye-Mısır ilişkileri normal düzeyde seyrederken; Arap Sokağında hareketlenme başlamıştı. Arap devletlerinde; işsizlik, gıda enflasyonu, refahın halka yansıtılmayışı, otoriter sistemlerin baskısı, hak ve adalet talebi ile halk, sokak gösterilerine başlar.

Protestolar, ilk olarak 18 Aralık 2010 tarihinde Tunus'ta başlamış, ardından bir domino etkisiyle Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın tamamına yayılmıştır. Protesto hareketlerine “Prag Baharı”ndan esinlenerek “Arap Baharı” adı verilir.

Demokrasinin beşiği” Avrupa ve dünyaya adalet/ demokrasi dağıttığını iddia eden Amerika; Arap Baharını uzaktan seyretti.

Halk devrimi, Tunus’ta olumlu seyredince Arap Baharının ikinci durağı Mısır'da 25 Ocak 2011'de başlayan halk hareketleri, üç hafta gibi kısa sürede 30 yıllık Mübarek iktidarının sonunu getirdi.

İhvanı Müslim/ Müslüman Kardeşler Teşkilatı, batılı manada demokratik kurallar çerçevesinde seçimi kazanır. Muhammed Mursi cumhurbaşkanlığına seçilir. Mursi’nin cumhurbaşkanlığına seçilmesi, küresel şer odaklarını rahatsız eder. Ancak büyük umutlarla başlayan bu süreç, bir yıllık sivil yönetimin ardından 3 Temmuz 2013’te ülkenin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye yapılan askeri darbeyle sonuçlandı.

Darbe sürecinde çok sayıda insanın tutuklanır. Sokaktaki insanların katledilmesi; Mısır Tarihi için onarılması güç yara açar. Demokrasiyi kurallarına göre oynama iddiasındaki Türkiye’de AK Parti Hükümetinin Hak ve Adalet söylemi havada kalmayacak; Mısır ile ilişkiler askıya alınacaktı.

Mısır ile Türkiye arasındaki siyasi ilişkiler, 2013'te sonlandırılmasına rağmen ticari faaliyetler karşılıklı devam etti.

Uluslararası Dengenin sarsılması, devletlerin yeni müttefik arayışları, terör örgütlerinin devlet görünümlü yapılanmaları, küresel enerji krizi, Ukrayna - Rusya Çatışması, Amerika’nın Pasifik telaşı; devletlerin aralarındaki husumet ve kutuplaşmanın fayda getirmediği tecrübe edildi.

Türkiye’nin Arap Körfezi’ne yönelmesi; Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile olan yakın diyaloğu elbette Mısır’ın da dikkatini çekti.

Doğu Akdeniz’deki olağanüstü jeopolitik eylemler ve jeoenerji alanlarındaki rekabet; Mısır ile Türkiye’yi birbirine yakınlaştırdı.

Devletler de insanlar gibi organik sistem olsa da; küslükler sürdürülebilir olmuyor. İki kardeş devletin birbirinden uzaklaşması da reelpolitiğe (mevcut gerçekler) uymuyor.

İki ülkenin üst düzey yöneticilerinin bir araya geldiği basına yansır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar’ın başkenti Doha’da; Dünya Kupası’nın açılışında Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Es-Sisi ile selamlaşıp tokalaşır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar dönüşü uçakta konuyla ilgili açıklamada bulunur; “İnşallah üst düzey görüşmeleri ileri seviyeye taşırız. Türkiye-Mısır arası, bir liderler buluşması değildir, Türk milleti ile Mısır halkının geçmişteki birlikteliği bizim için çok önemlidir.

Yeniden niye olmasın, yeniden niye başlamasın? Bizim tabii kendilerinden tek isteğimiz; bu görüşmelerle birlikte, bize karşı Akdeniz’de tavır içinde olanlara yönelik burada biz barışı ikame edelim, onunla beraber yolumuza inşallah devam edelim.

Bu açıklama; Mısır-Türkiye yakınlaşmasının Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde takip edileceğini göstermesi açısından dikkat çekicidir.

Doha’da bir araya gelen iki ülkenin dışişleri bakanı; görüşme ve istişarelerin hızlandırılması, rafa kaldırılan sorunların çözümü için tekrar bir araya gelme kararı aldı.

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin Maraş Merkezli Deprem Bölgesini, Şubat ayında ziyareti, kamuoyunda takdir edildi. Ardından Mevlüt Çavuşoğlu’nun Mart ayında Kahire ziyareti süreci hızlandırdı.

Samih Şukri’nın geçtiğimiz gün Ankara’ya gelmiş olması, sanki bu topraklara yabancı olmadığı hissi uyandırdı. Samih Şükrü; iki ülkenin müspet yönde iradesini ortaya koyduğunu ifade etti.

Türkiye ve Mısır; Filistin ve Libya meselesinde ortak noktada birleşiyor. Her iki ülkenin iş birliğine gitmesi, Ortadoğu’da ve Doğu Akdeniz’de kalıcı barış sürecini inşa edecektir.

Samih Şükri’nin dediğine göre, Mısır; Türkiye’yi Suriye ve Suriye’deki Terör Unsurları (PKK/YPG) ile mücadelesinde haklı görüyor.

Mısır, Türkiye ile yakınlaşmasından dolayı Suriye’de daha etkin rol alacaktır.

Küresel Sistem yeniden kurgulanıyor.

Tek Kutuplu Sistemciler ile Çok Kutupluluğu savunanlar arasında soğuk savaş rüzgarları esiyor.

Türkiye ve Mısır’ın yer aldığı bölgesel güçler, kendi coğrafyalarında etkili ve sürükleyici aktör olarak yer alacak. Yeter ki her iki ülke arasında diyalog kopmasın.

Yazımızı, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun sözü ile sonlandıralım: “Mısır ile açtığımız yeni sayfayı ortak projeler ve başarı hikayeleriyle doldurmak istiyoruz.”

Not: Türkiye’nin Kahire Maslahatgüzarı Salih Mutlu Şen, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Vatandaşlarımız Mısır’a önceden vize almadan girebilecekler. Hayırlı olsun." ifadelerini kullandı. İki kardeş ülke halkının karşılıklı ziyareti de toplumlar arası etkileşimi arttıracaktır.

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com

https://www.dikgazete.com/amp/haber/arap-bahari-nin-ilk-devriminin-uzerinden-10-yil-gecti-589868.html

https://www.dikgazete.com/haber/misir-disisleri-bakani-sukri-ortak-vizyonumuz-ve-ayni-zamanda-guclu-bir-siyasi-irade-var-arkamizda-829701.html

https://www.dikgazete.com/haber/misir-turk-vatandaslarina-kapida-vize-alma-uygulamasi-baslatti-830023.html

https://www.dostor.org/4366533

https://english.ahram.org.eg/News/495722.aspx

https://english.ahram.org.eg/NewsContent/1/1234/495785/Egypt/Foreign-Affairs/UPDATE-Egypt,-Turkey-agree-on-timeframe-for-upgrad.aspx

https://www.egypttoday.com/Article/1/123738/Egypt%E2%80%99s-FM-Shoukry-affirms-%E2%80%98strong-political-will%E2%80%99-to-elevate-Egyptian
https://www.habername.com/yazi-turkiye-misir-devletyn-i-sakikateyn-13512.htm

Mısır ile Türkiye’nin hikayesi yakın geçmiş zamanda başlamadı. Doğu Akdeniz’in iki köşe başında yer alan; Türkiye ve Mısır, tarihin derinliklerinde buluşmuştu.

Yüz yıllardır Türkler, Mısır’da Arap toplumu ile iç içe yaşadı. Halen Mısır’da Türk Kökenli aileler yaşıyor. Az da olsa dillerinde Türkçe kelimeler yer alıyor.

Ortak kültür ve tarih ile yoğrulan bu iki ülkenin jeostratejik önemi dikkat çekiyor.

Mısır; Asya ile Afrika arasında bir köprü vazifesi görüyor. Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasındaki güzergâh üzerinde bulunması gibi. Her iki toplum da Osmanlı Devleti’nin yıkılması ile Batıya dönük modernleşme süreçlerinden geçti. Avrupa ile olan ilişkileri ve bulundukları coğrafyada söz sahibi olma iddiası her iki devleti birbirine yakınlaştırmaktadır.

Türkiye-Mısır ilişkileri için; doksanlı yıllarda Mısır televizyonları, Devletyn-i Şakıkateyn; ‘İki Kardeş Devlet’ tabirini kullanmışlar. Kardeş devletlerin birbirine yakınlaşması ve ortak mücadele kabiliyeti uluslararası sularda güven ile ilerlemelerini sağlayacaktır.

Geleceğin senaryosu Akdeniz’de yazılacak” dersek abartmış olmayız. Zira ‘Lider Ülke’ pozisyonunda olan Mısır ve Türkiye’nin yakın hedefleri kesişmekte; bölge ülkelerini de ortak hedefe sevk kabiliyeti içermektedir.

Türkiye-Mısır ilişkileri normal düzeyde seyrederken; Arap Sokağında hareketlenme başlamıştı. Arap devletlerinde; işsizlik, gıda enflasyonu, refahın halka yansıtılmayışı, otoriter sistemlerin baskısı, hak ve adalet talebi ile halk, sokak gösterilerine başlar.

Protestolar, ilk olarak 18 Aralık 2010 tarihinde Tunus'ta başlamış, ardından bir domino etkisiyle Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın tamamına yayılmıştır. Protesto hareketlerine “Prag Baharı”ndan esinlenerek “Arap Baharı” adı verilir.

Demokrasinin beşiği” Avrupa ve dünyaya adalet/ demokrasi dağıttığını iddia eden Amerika; Arap Baharını uzaktan seyretti.

Halk devrimi, Tunus’ta olumlu seyredince Arap Baharının ikinci durağı Mısır'da 25 Ocak 2011'de başlayan halk hareketleri, üç hafta gibi kısa sürede 30 yıllık Mübarek iktidarının sonunu getirdi.

İhvanı Müslim/ Müslüman Kardeşler Teşkilatı, batılı manada demokratik kurallar çerçevesinde seçimi kazanır. Muhammed Mursi cumhurbaşkanlığına seçilir. Mursi’nin cumhurbaşkanlığına seçilmesi, küresel şer odaklarını rahatsız eder. Ancak büyük umutlarla başlayan bu süreç, bir yıllık sivil yönetimin ardından 3 Temmuz 2013’te ülkenin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye yapılan askeri darbeyle sonuçlandı.

Darbe sürecinde çok sayıda insanın tutuklanır. Sokaktaki insanların katledilmesi; Mısır Tarihi için onarılması güç yara açar. Demokrasiyi kurallarına göre oynama iddiasındaki Türkiye’de AK Parti Hükümetinin Hak ve Adalet söylemi havada kalmayacak; Mısır ile ilişkiler askıya alınacaktı.

Mısır ile Türkiye arasındaki siyasi ilişkiler, 2013'te sonlandırılmasına rağmen ticari faaliyetler karşılıklı devam etti.

Uluslararası Dengenin sarsılması, devletlerin yeni müttefik arayışları, terör örgütlerinin devlet görünümlü yapılanmaları, küresel enerji krizi, Ukrayna - Rusya Çatışması, Amerika’nın Pasifik telaşı; devletlerin aralarındaki husumet ve kutuplaşmanın fayda getirmediği tecrübe edildi.

Türkiye’nin Arap Körfezi’ne yönelmesi; Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile olan yakın diyaloğu elbette Mısır’ın da dikkatini çekti.

Doğu Akdeniz’deki olağanüstü jeopolitik eylemler ve jeoenerji alanlarındaki rekabet; Mısır ile Türkiye’yi birbirine yakınlaştırdı.

Devletler de insanlar gibi organik sistem olsa da; küslükler sürdürülebilir olmuyor. İki kardeş devletin birbirinden uzaklaşması da reelpolitiğe (mevcut gerçekler) uymuyor.

İki ülkenin üst düzey yöneticilerinin bir araya geldiği basına yansır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar’ın başkenti Doha’da; Dünya Kupası’nın açılışında Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Es-Sisi ile selamlaşıp tokalaşır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar dönüşü uçakta konuyla ilgili açıklamada bulunur; “İnşallah üst düzey görüşmeleri ileri seviyeye taşırız. Türkiye-Mısır arası, bir liderler buluşması değildir, Türk milleti ile Mısır halkının geçmişteki birlikteliği bizim için çok önemlidir.

Yeniden niye olmasın, yeniden niye başlamasın? Bizim tabii kendilerinden tek isteğimiz; bu görüşmelerle birlikte, bize karşı Akdeniz’de tavır içinde olanlara yönelik burada biz barışı ikame edelim, onunla beraber yolumuza inşallah devam edelim.

Bu açıklama; Mısır-Türkiye yakınlaşmasının Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde takip edileceğini göstermesi açısından dikkat çekicidir.

Doha’da bir araya gelen iki ülkenin dışişleri bakanı; görüşme ve istişarelerin hızlandırılması, rafa kaldırılan sorunların çözümü için tekrar bir araya gelme kararı aldı.

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin Maraş Merkezli Deprem Bölgesini, Şubat ayında ziyareti, kamuoyunda takdir edildi. Ardından Mevlüt Çavuşoğlu’nun Mart ayında Kahire ziyareti süreci hızlandırdı.

Samih Şukri’nın geçtiğimiz gün Ankara’ya gelmiş olması, sanki bu topraklara yabancı olmadığı hissi uyandırdı. Samih Şükrü; iki ülkenin müspet yönde iradesini ortaya koyduğunu ifade etti.

Türkiye ve Mısır; Filistin ve Libya meselesinde ortak noktada birleşiyor. Her iki ülkenin iş birliğine gitmesi, Ortadoğu’da ve Doğu Akdeniz’de kalıcı barış sürecini inşa edecektir.

Samih Şükri’nin dediğine göre, Mısır; Türkiye’yi Suriye ve Suriye’deki Terör Unsurları (PKK/YPG) ile mücadelesinde haklı görüyor.

Mısır, Türkiye ile yakınlaşmasından dolayı Suriye’de daha etkin rol alacaktır.

Küresel Sistem yeniden kurgulanıyor.

Tek Kutuplu Sistemciler ile Çok Kutupluluğu savunanlar arasında soğuk savaş rüzgarları esiyor.

Türkiye ve Mısır’ın yer aldığı bölgesel güçler, kendi coğrafyalarında etkili ve sürükleyici aktör olarak yer alacak. Yeter ki her iki ülke arasında diyalog kopmasın.

Yazımızı, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun sözü ile sonlandıralım: “Mısır ile açtığımız yeni sayfayı ortak projeler ve başarı hikayeleriyle doldurmak istiyoruz.”

Not: Türkiye’nin Kahire Maslahatgüzarı Salih Mutlu Şen, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Vatandaşlarımız Mısır’a önceden vize almadan girebilecekler. Hayırlı olsun." ifadelerini kullandı. İki kardeş ülke halkının karşılıklı ziyareti de toplumlar arası etkileşimi arttıracaktır.

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com

https://www.dikgazete.com/amp/haber/arap-bahari-nin-ilk-devriminin-uzerinden-10-yil-gecti-589868.html

https://www.dikgazete.com/haber/misir-disisleri-bakani-sukri-ortak-vizyonumuz-ve-ayni-zamanda-guclu-bir-siyasi-irade-var-arkamizda-829701.html

https://www.dikgazete.com/haber/misir-turk-vatandaslarina-kapida-vize-alma-uygulamasi-baslatti-830023.html

https://www.dostor.org/4366533

https://english.ahram.org.eg/News/495722.aspx

https://english.ahram.org.eg/NewsContent/1/1234/495785/Egypt/Foreign-Affairs/UPDATE-Egypt,-Turkey-agree-on-timeframe-for-upgrad.aspx

https://www.egypttoday.com/Article/1/123738/Egypt%E2%80%99s-FM-Shoukry-affirms-%E2%80%98strong-political-will%E2%80%99-to-elevate-Egyptian
https://www.habername.com/yazi-turkiye-misir-devletyn-i-sakikateyn-13512.htm