DİNDAR NESİL..

DİNDAR NESİL..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 27 Şubat Cumartesi günü Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Ensar Vakfı 37. Olağan Genel Kurulu’nda önemli bir konuşma yaptı.. Konuşmasında, meseleyi Başbakanlığı esnasında da vurguladığı  “dindar nesil” ifadesine getirdi..

Şöyle dedi Erdoğan;
“Başbakanlığım zamanında dindar nesil yetiştireceğiz, dedim.. Birileri çılgına döndü.. Yani; nasıl olur da bir Başbakan böyle konuşur, dediler.. Doğrusu niye konuşamayacağımı ben de anlayamadım.. Ben bir Başbakan olarak hedefimi böyle belirlemişim, ama bu demek değil ki bu ülkede dinsiz olanlara hizmet vermeyeceğiz.. Biz bu ülkede dindarına da hizmetimizi verdik, dinsizine de hizmetimizi verdik, hatta bize hakaret edenlere de hizmetimizi verdik.. Ortada bir ayrım yok, ama hedefimiz dindar nesildir!.. Çünkü biz şunu biliyorduk, bitaraf olan bertaraf olur!..”

Evet kıymetli dostlarım;

Cumhurbaşkanı’na katılıyoruz.. Elbette hedef dindar bir nesil olmalı.. Dinsiz bir nesilden kime ne fayda olur ki?..

Peki, dindar nesil nedir ve bunun yolu ne olmalıdır?..

Dindar nesil, Allah’ını, Peygamber'ini tanıyan, dinimizin vecibelerini yerine getirmenin yanı sıra, ahlâki vasıfları da ön plâna çıkartan, özellikle kul hakkına riayette çok hassas davranan, komşularıyla münasebette oldukça seviyeli olan, küçüklerine şefkatli, büyüklerine saygılı ve bu güzellikler manzumesini hayat biçimi olarak kabul edenlere verilen isimdir.. Bu yolun yolcularının varacağı yer de inşallah menzil-i maksuttur..

Ama maalesef meseleyi farklı yöne çekenler, başka bir ifadeyle tekeden ısrarla süt çıkarmak için uğraş verenler de yok değil.. Biz Kılıçdaroğlu’nun CHP’si ya da AK Parti’nin diğer icraatlarına devamlı “tu kaka” diyenler gibi algılamıyoruz ve de algılayamayız meseleyi..

Sırası gelmişken biraz daha devam edeyim..

Takip edenler bilir; gönül dostlarımızla birlikte 6-7 hafta aralığında gerçekleştirdiğimiz bir programımız var.. İsmi "Dostlar Divanı.." Bu grubun  bir de anayasası sayılabilecek kuralları var.. Onu hemen hemen her toplantıda vurgulamaya çalışırım.. Dindar nesil tartışması başlayınca da o sözler aklıma geldi..
Okudum, yine okudum..
Kesmedi, bir kere daha okudum..
Sayın Cumhurbaşkanı'nın ifadeleriyle son derece örtüşen cümleler olduğunu bir kere daha müşahede ettim.. O ifadelerimizde ne için mücadele verdiğimizi nasıl bir Türkiye istediğimizi ve bu aziz ülkede, neyin peşinden koştuğumuzu bir ölçüde anlatmaya çalışıyoruz..

Bakın neler söylüyoruz;

Ülkemiz insanları  nasıl olmalı!..

İnsanlarımız, fikri derinliğe sahip, inançlı ve her işi meşveretle yapmayı hedefleyen kişilerden müteşekkil olmalı.. Müşterek tarih şuuru, müşterek kültür ve gaye etrafında toplanmayı hedeflemeli.. Yine aziz Türkiye’mizin insanları; ilimsiz, delilsiz, tahrik ve tahkir edici düşüncelerden uzak durmalı.. Yabancı kültür istilasından mümkün mertebe korunmalı.. Milli ve ahlâki şuuru öne çıkarmanın yollarını aramalı.. Hakka riayetkâr, gönlü zengin ve ekseni sevgi olmalı.. 

Bunları yerine getirebilirsek ne mutlu bizlere..

Peki soruyorum; bu sözleri savunmamak ya da istememek mümkün mü!..

Veyahut bunlara  karşı çıkmak insanlara ne kazandırır!..

Sormaya devam ediyorum kıymetli dostlarım;

Bakışlarıyla herkese sevgi parıltıları saçan, mütebessim, nazik, kibar, giyimi kuşamı temiz, insanlara saygılı, birbirine selâm veren, yerlere tükürmeyen, konuşurken 'efendim’siz söze başlamayan, dinini bilen ve aynı zamanda da dinini yaşayan, dünyayla entegre olmuş, yabancı dillere vakıf, kendisiyle barışık, bir nesil mi görmek istersiniz, yoksa; sağda solda tineri, esrarı çeken, uyuşturucu müptelâsı, küfürbaz, hırsız, uğursuz, milletin malı olan metrobüslerin, camlarını kıran, tramvayları, metroları tekmeleyen, milletin gözü önünde birbirleriyle sarmaş dolaş bir vaziyette bulunan ve bu ne hâl, milletin önünde bu şekilde uygunsuz vaziyet, ayıp değil mi, diye konuşanlara ise; ne var bunda, biz birbirimize sevgi ihraç ediyoruz, biz çağdaşız ve çağdaş Türkiye’nin gençleriyiz, diyenlerle mi bir arada yaşamak istersiniz?..

Aman Allah korusun, diyenleri duyar gibiyim..

Doğru, gerçekten de Allah esirgesin!..

O hâlde Tayyip Bey söyleminde bence son derece haklı..

Evet, bu milletin evlâtları dindar yetişmeli.. Bunun yanı sıra da, hayatının her safhasında helâl yaşamalı, evrensel düşünmeli ve milli olmalı..

Özet itibariyle, koordinatlar bu şekilde..

'Çağdaş'cı takılanlar da bunları böyle bilmeli, hatta kendileri de eğer isterlerse böyle bir hayat sürmeyi denemeli..

Bu aziz memleket hepimize yeter..

Vesselam!..

Sami Özey, dikGAZETE.com

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 27 Şubat Cumartesi günü Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Ensar Vakfı 37. Olağan Genel Kurulu’nda önemli bir konuşma yaptı.. Konuşmasında, meseleyi Başbakanlığı esnasında da vurguladığı  “dindar nesil” ifadesine getirdi..

Şöyle dedi Erdoğan;
“Başbakanlığım zamanında dindar nesil yetiştireceğiz, dedim.. Birileri çılgına döndü.. Yani; nasıl olur da bir Başbakan böyle konuşur, dediler.. Doğrusu niye konuşamayacağımı ben de anlayamadım.. Ben bir Başbakan olarak hedefimi böyle belirlemişim, ama bu demek değil ki bu ülkede dinsiz olanlara hizmet vermeyeceğiz.. Biz bu ülkede dindarına da hizmetimizi verdik, dinsizine de hizmetimizi verdik, hatta bize hakaret edenlere de hizmetimizi verdik.. Ortada bir ayrım yok, ama hedefimiz dindar nesildir!.. Çünkü biz şunu biliyorduk, bitaraf olan bertaraf olur!..”

Evet kıymetli dostlarım;

Cumhurbaşkanı’na katılıyoruz.. Elbette hedef dindar bir nesil olmalı.. Dinsiz bir nesilden kime ne fayda olur ki?..

Peki, dindar nesil nedir ve bunun yolu ne olmalıdır?..

Dindar nesil, Allah’ını, Peygamber'ini tanıyan, dinimizin vecibelerini yerine getirmenin yanı sıra, ahlâki vasıfları da ön plâna çıkartan, özellikle kul hakkına riayette çok hassas davranan, komşularıyla münasebette oldukça seviyeli olan, küçüklerine şefkatli, büyüklerine saygılı ve bu güzellikler manzumesini hayat biçimi olarak kabul edenlere verilen isimdir.. Bu yolun yolcularının varacağı yer de inşallah menzil-i maksuttur..

Ama maalesef meseleyi farklı yöne çekenler, başka bir ifadeyle tekeden ısrarla süt çıkarmak için uğraş verenler de yok değil.. Biz Kılıçdaroğlu’nun CHP’si ya da AK Parti’nin diğer icraatlarına devamlı “tu kaka” diyenler gibi algılamıyoruz ve de algılayamayız meseleyi..

Sırası gelmişken biraz daha devam edeyim..

Takip edenler bilir; gönül dostlarımızla birlikte 6-7 hafta aralığında gerçekleştirdiğimiz bir programımız var.. İsmi "Dostlar Divanı.." Bu grubun  bir de anayasası sayılabilecek kuralları var.. Onu hemen hemen her toplantıda vurgulamaya çalışırım.. Dindar nesil tartışması başlayınca da o sözler aklıma geldi..
Okudum, yine okudum..
Kesmedi, bir kere daha okudum..
Sayın Cumhurbaşkanı'nın ifadeleriyle son derece örtüşen cümleler olduğunu bir kere daha müşahede ettim.. O ifadelerimizde ne için mücadele verdiğimizi nasıl bir Türkiye istediğimizi ve bu aziz ülkede, neyin peşinden koştuğumuzu bir ölçüde anlatmaya çalışıyoruz..

Bakın neler söylüyoruz;

Ülkemiz insanları  nasıl olmalı!..

İnsanlarımız, fikri derinliğe sahip, inançlı ve her işi meşveretle yapmayı hedefleyen kişilerden müteşekkil olmalı.. Müşterek tarih şuuru, müşterek kültür ve gaye etrafında toplanmayı hedeflemeli.. Yine aziz Türkiye’mizin insanları; ilimsiz, delilsiz, tahrik ve tahkir edici düşüncelerden uzak durmalı.. Yabancı kültür istilasından mümkün mertebe korunmalı.. Milli ve ahlâki şuuru öne çıkarmanın yollarını aramalı.. Hakka riayetkâr, gönlü zengin ve ekseni sevgi olmalı.. 

Bunları yerine getirebilirsek ne mutlu bizlere..

Peki soruyorum; bu sözleri savunmamak ya da istememek mümkün mü!..

Veyahut bunlara  karşı çıkmak insanlara ne kazandırır!..

Sormaya devam ediyorum kıymetli dostlarım;

Bakışlarıyla herkese sevgi parıltıları saçan, mütebessim, nazik, kibar, giyimi kuşamı temiz, insanlara saygılı, birbirine selâm veren, yerlere tükürmeyen, konuşurken 'efendim’siz söze başlamayan, dinini bilen ve aynı zamanda da dinini yaşayan, dünyayla entegre olmuş, yabancı dillere vakıf, kendisiyle barışık, bir nesil mi görmek istersiniz, yoksa; sağda solda tineri, esrarı çeken, uyuşturucu müptelâsı, küfürbaz, hırsız, uğursuz, milletin malı olan metrobüslerin, camlarını kıran, tramvayları, metroları tekmeleyen, milletin gözü önünde birbirleriyle sarmaş dolaş bir vaziyette bulunan ve bu ne hâl, milletin önünde bu şekilde uygunsuz vaziyet, ayıp değil mi, diye konuşanlara ise; ne var bunda, biz birbirimize sevgi ihraç ediyoruz, biz çağdaşız ve çağdaş Türkiye’nin gençleriyiz, diyenlerle mi bir arada yaşamak istersiniz?..

Aman Allah korusun, diyenleri duyar gibiyim..

Doğru, gerçekten de Allah esirgesin!..

O hâlde Tayyip Bey söyleminde bence son derece haklı..

Evet, bu milletin evlâtları dindar yetişmeli.. Bunun yanı sıra da, hayatının her safhasında helâl yaşamalı, evrensel düşünmeli ve milli olmalı..

Özet itibariyle, koordinatlar bu şekilde..

'Çağdaş'cı takılanlar da bunları böyle bilmeli, hatta kendileri de eğer isterlerse böyle bir hayat sürmeyi denemeli..

Bu aziz memleket hepimize yeter..

Vesselam!..

Sami Özey, dikGAZETE.com