Ekonomi ısınırken FETÖ’nün kaçırdığı dövizin peşine düşmek için MASAK ne güne duruyor!

Ekonomi ısınırken FETÖ’nün kaçırdığı dövizin peşine düşmek için MASAK ne güne duruyor!

- MASAK FETÖ’nün yurt dışına kaçırdığı dövizin peşine düşmeli!

:

Türk Lirası değer kaybetti, borçluluk oranı arttı, ekonomi aşırı ısındı!

Dünyadaki büyük askeri ve ekonomik güçler arasındaki ilişkiler bozulduğundan, süreci kendi lehine çevirmek isteyen ABDküresel ekonomik saldırı hazırlığında.

Hedefte her ne kadar Rusya ve Çin görünse de rekabet ile yarılmış Kıta Avrupası’nın bu krizden etkilenmemesi mümkün değil. 

ABD’nin Rusya ve Çin ile büyüyen rekabeti, etnik ve kültürel milliyetçiliği aktif bir şekilde canlandırmakla, ticaret saldırıları ve etkileşimsel güvenlik tehditleri üzerinden aksak bir bloğun çözülmesini teşvik etmekle sınırlı kalır mı hep birlikte göreceğiz.

TRUMP OKUYOR, IMF UYARIYOR...

Avrupa’nın varlığını sürdürmesi, Amerika’nın güvencesine bağlı.

Trump bunu çok iyi okuyor ve AB’nin ABD’nin ekonomik çıkarlarına büyük tavizler vermesini talep eden daha kapsamlı bir strateji izliyor. 

Adeta Roma’yı yakan Neron gibi “–benden sonra tufan” havasında. 

Paranın rotasını çizen Uluslararası Para Fonu (IMF), birkaç yıl önce ‘küresel ekonominin daha da zayıfladığı ve ters şoklar karşısında fazlasıyla kırılgan durumda olduğu, küresel ekonominin raydan çıkma riskinin büyüdüğü uyarısında’ bulunmuştu.

ABD Merkez Bankası’nın (Fed), başlıca kaygısı, enflasyonda ani bir yükseliş tehlikesi. 

Türk ekonomisi de bu tehlike sarmalında. 

Finans çevreleri ticari bir savaş startının verildiği kanaatinde. 

Fed Başkanı Jerome Powell’in “Ticaret savaşı FEDin değil Kongrenin konusudur.” açıklaması, Trump yönetiminden farklı ve bağımsız düşündüğünü gösteriyor. 

Finans uzmanı Onur Subaşı’nın; geçtiğimiz haftalarda, ABD ve Çin tarafından gelen karşılıklı hamlelerin ticaret savaşı endişelerini tetikleyebileceğini belirtmiş, Çin ekonomisinde ani yavaşlamaya işaret eden veriler ve likiditenin azalmasının, Şanghay bileşik endeksinde düşüşleri beraberinde getirirken, Yuan’daki değer kaybının da küresel piyasalarda bir diğer risk unsuru olarak öne çıkardığını söylemişti. (1)

Subaşı’nın başka bir uyarısı da borçluluk oranıyla ilgili. 

Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stoku, Mayıs sonu itibarıyla 2017 sonuna göre yüzde 4.8 artışla 123.3 milyar dolar oldu.

TCMB verilerine göre, bu dönemde bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 2 artarak 68.1 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 8.5 artarak 55.1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. 

Borçlu bazında incelendiğinde, büyük çoğunluğu kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2017 yıl sonuna göre yüzde 8.1 artarak 23.9 milyar dolar olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 4 artarak 99.3 milyar dolar oldu.

Türkiye’nin aşırı ısınma sinyalleri verdiğini düşünenlerin sayısı artıyor, yatırımcılar endişeli. 

IMF ile Moody’s gibi kurumların uyarıları buna eklenince yangına körükle gidilmiş oluyor.

Ekonomi nasıl ısınıyor?

Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybetmesiyle ithal ürünlerde gerçekleşen fiyat artışıiç pazara olumlu yansır, çünkü yerli üretim rağbet göremeye başlar. 

Artan tüketici talepleri yerli üretim yerine, ucuzlayan döviz yüzünden ithal mallara yönelmeye başladığında ekonomi ısınmaya başlıyor. 

Subaşı’ya göre; sorunun çözümü, büyüme dengelenirken cari açık ve yüksek enflasyon gibi kırılganlıkların azaltılmasında.

Borçluluk oranı, özellikle ABD’de 2001 ve 2008 krizlerindeki orana ulaşmış.

Yakında büyük bir balon patlayacağını, krizin adının da ‘bitcoin bubble’ olacağını söylüyor.

Türkiye de benzer sorunla yüz yüze. 

Subaşı’nın uyarılarına dikkat etmeli. 

Sektörün içinden birisi.

Borçluluk oranı diğer ülkelerin de sorunu. 

Dünya ülkelerinde kamu borcunun bu yılsonunda 71,3 trilyon dolara ulaşması beklenirken, Türkiye kamu borcunun milli gelire oranı ile birçok ülkeyi geride bırakıyor.

Tüm bu olumsuzlara rağmen IMF verilerine göre, kamu borcunu en fazla azaltan ülkeler içerisinde Türkiye ikinci sırada. (2)

Hatta Uluslararası Para Fonu (IMF) Araştırma Departmanı Direktörü Gian Maria Milesi-Ferretti, İMF’nin Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 4,2 ve gelecek yıl yüzde 3,9 büyümesini beklediğini belirterek, "Yüzde 4 civarında büyüme, yükselen piyasa ekonomilerine yönelik algının negatife döndüğü piyasa ortamı göz önününe alındığında iyi bir performans gösterdiğini" söylüyor. (3)

Gian Maria Milesi-Ferretti’ye göre; Türkiye’ye yönelik büyüme beklentilerinin aşağı çekilmesinde, global finansal şartlarının sıkılaşması, artan petrol fiyatları ve Türk lirasındaki değer kaybı etkili oldu.

Büyümenin yüzde 4 civarında dengelenmesi, enflasyonun düşmesine imkân sağlayabilir.

Bununla birlikte Türkiye’nin yüzde 7’nin üzerine çıkan büyüme performansı elbette muazzam ancak aşırı ısınmaya dair birçok işaret de ortaya çıkmış durumda. 

Doğal olarak cari açık genişledi, enflasyon yükseldi. 

Dolayısıyla, sürdürülebilir olmayan büyüme yavaşlama trendinde.

Büyüme dengelenirken cari açık ve yüksek enflasyon gibi kırılganlıkların azaltılması önem taşıyor. (4)

İMF yetkilisi Gian Maria Milesi-Ferretti bunları söylerken diğer yandan da Washington’da Uluslararası Para Fonu (IMF) bünyesinde bir ekip oluşturularak Türkiye’nin IMF’nin kapısını çalması ihtimali nedeniyle tedbir amaçlı bir senaryo üzerinde çalıştıklarını da gizlemiyor. 

Küresel ortamdaki riskler de göz önüne alındığında Türkiye ekonomisindeki kırılganlıklar sanırım onları bu çabaya itiyor.

Ekonomi uzmanı değilim.

Türkiye’nin içine düşmekte olduğu ekonomik kriz girdabının en önemli nedenlerinden birisinin de yurt dışına kaçırılan dövizlerin olduğunu görmeyecek ve bilmeyecek kadar da kör ve aptal değilim. 

MASAK ne güne duruyor?

Madem ki Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), “Suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanıyla etkili bir şekilde mücadele ederek etkin bir ekonomi ve güvenli bir toplum oluşmasına katkıda bulunan öncü bir kurum”...

Madem ki “19.11.1996 tarihinde yürürlüğe giren 4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının önlenmesine Dair Kanun ile kurulmuş 17 şubat 1997 tarihinde faaliyetine başlamıştır.

Görev ve yetkileri 18.10.2006 tarihinde yürürlüğü giren 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının önlenmesi Hakkında Kanun ile yeniden belirlenmiştir.”

O halde yurt dışına kim para çıkarıyor ya da kaçırıyorsa gereğini yapmalıdır! (5)

Londra’da lord gibi lüks içinde yaşayan eski Koza Holding yöneticisi FETÖ’cü Hamdi Akın İpek’ten başlamaya ne dersiniz?

.

Bakınız:
1- https://kafkassam.com/turk-finans-sektoru-ve-sirketlerin-dikkatine-cin-mali-krizi-kapida.html
2- https://www.takvim.com.tr/ekonomi/2018/04/23/dunya-borc-batagindayken-turkiye-ikinci-oldu
3- https://www.cnnturk.com/ekonomi/turkiye/imf-turkiyenin-2019da-yuzde-3-9-buyumesini-bekliyor
4- https://tr.sputniknews.com/turkiye/201807181034347867-imf-turkiyede-asiri-isinma-isaretleri-var/
5- https://www.masak.gov.tr/tr/content/vizyon-misyon/38

Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39

dikGAZETE.com

- MASAK FETÖ’nün yurt dışına kaçırdığı dövizin peşine düşmeli!

:

Türk Lirası değer kaybetti, borçluluk oranı arttı, ekonomi aşırı ısındı!

Dünyadaki büyük askeri ve ekonomik güçler arasındaki ilişkiler bozulduğundan, süreci kendi lehine çevirmek isteyen ABDküresel ekonomik saldırı hazırlığında.

Hedefte her ne kadar Rusya ve Çin görünse de rekabet ile yarılmış Kıta Avrupası’nın bu krizden etkilenmemesi mümkün değil. 

ABD’nin Rusya ve Çin ile büyüyen rekabeti, etnik ve kültürel milliyetçiliği aktif bir şekilde canlandırmakla, ticaret saldırıları ve etkileşimsel güvenlik tehditleri üzerinden aksak bir bloğun çözülmesini teşvik etmekle sınırlı kalır mı hep birlikte göreceğiz.

TRUMP OKUYOR, IMF UYARIYOR...

Avrupa’nın varlığını sürdürmesi, Amerika’nın güvencesine bağlı.

Trump bunu çok iyi okuyor ve AB’nin ABD’nin ekonomik çıkarlarına büyük tavizler vermesini talep eden daha kapsamlı bir strateji izliyor. 

Adeta Roma’yı yakan Neron gibi “–benden sonra tufan” havasında. 

Paranın rotasını çizen Uluslararası Para Fonu (IMF), birkaç yıl önce ‘küresel ekonominin daha da zayıfladığı ve ters şoklar karşısında fazlasıyla kırılgan durumda olduğu, küresel ekonominin raydan çıkma riskinin büyüdüğü uyarısında’ bulunmuştu.

ABD Merkez Bankası’nın (Fed), başlıca kaygısı, enflasyonda ani bir yükseliş tehlikesi. 

Türk ekonomisi de bu tehlike sarmalında. 

Finans çevreleri ticari bir savaş startının verildiği kanaatinde. 

Fed Başkanı Jerome Powell’in “Ticaret savaşı FEDin değil Kongrenin konusudur.” açıklaması, Trump yönetiminden farklı ve bağımsız düşündüğünü gösteriyor. 

Finans uzmanı Onur Subaşı’nın; geçtiğimiz haftalarda, ABD ve Çin tarafından gelen karşılıklı hamlelerin ticaret savaşı endişelerini tetikleyebileceğini belirtmiş, Çin ekonomisinde ani yavaşlamaya işaret eden veriler ve likiditenin azalmasının, Şanghay bileşik endeksinde düşüşleri beraberinde getirirken, Yuan’daki değer kaybının da küresel piyasalarda bir diğer risk unsuru olarak öne çıkardığını söylemişti. (1)

Subaşı’nın başka bir uyarısı da borçluluk oranıyla ilgili. 

Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stoku, Mayıs sonu itibarıyla 2017 sonuna göre yüzde 4.8 artışla 123.3 milyar dolar oldu.

TCMB verilerine göre, bu dönemde bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 2 artarak 68.1 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 8.5 artarak 55.1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. 

Borçlu bazında incelendiğinde, büyük çoğunluğu kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2017 yıl sonuna göre yüzde 8.1 artarak 23.9 milyar dolar olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 4 artarak 99.3 milyar dolar oldu.

Türkiye’nin aşırı ısınma sinyalleri verdiğini düşünenlerin sayısı artıyor, yatırımcılar endişeli. 

IMF ile Moody’s gibi kurumların uyarıları buna eklenince yangına körükle gidilmiş oluyor.

Ekonomi nasıl ısınıyor?

Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybetmesiyle ithal ürünlerde gerçekleşen fiyat artışıiç pazara olumlu yansır, çünkü yerli üretim rağbet göremeye başlar. 

Artan tüketici talepleri yerli üretim yerine, ucuzlayan döviz yüzünden ithal mallara yönelmeye başladığında ekonomi ısınmaya başlıyor. 

Subaşı’ya göre; sorunun çözümü, büyüme dengelenirken cari açık ve yüksek enflasyon gibi kırılganlıkların azaltılmasında.

Borçluluk oranı, özellikle ABD’de 2001 ve 2008 krizlerindeki orana ulaşmış.

Yakında büyük bir balon patlayacağını, krizin adının da ‘bitcoin bubble’ olacağını söylüyor.

Türkiye de benzer sorunla yüz yüze. 

Subaşı’nın uyarılarına dikkat etmeli. 

Sektörün içinden birisi.

Borçluluk oranı diğer ülkelerin de sorunu. 

Dünya ülkelerinde kamu borcunun bu yılsonunda 71,3 trilyon dolara ulaşması beklenirken, Türkiye kamu borcunun milli gelire oranı ile birçok ülkeyi geride bırakıyor.

Tüm bu olumsuzlara rağmen IMF verilerine göre, kamu borcunu en fazla azaltan ülkeler içerisinde Türkiye ikinci sırada. (2)

Hatta Uluslararası Para Fonu (IMF) Araştırma Departmanı Direktörü Gian Maria Milesi-Ferretti, İMF’nin Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 4,2 ve gelecek yıl yüzde 3,9 büyümesini beklediğini belirterek, "Yüzde 4 civarında büyüme, yükselen piyasa ekonomilerine yönelik algının negatife döndüğü piyasa ortamı göz önününe alındığında iyi bir performans gösterdiğini" söylüyor. (3)

Gian Maria Milesi-Ferretti’ye göre; Türkiye’ye yönelik büyüme beklentilerinin aşağı çekilmesinde, global finansal şartlarının sıkılaşması, artan petrol fiyatları ve Türk lirasındaki değer kaybı etkili oldu.

Büyümenin yüzde 4 civarında dengelenmesi, enflasyonun düşmesine imkân sağlayabilir.

Bununla birlikte Türkiye’nin yüzde 7’nin üzerine çıkan büyüme performansı elbette muazzam ancak aşırı ısınmaya dair birçok işaret de ortaya çıkmış durumda. 

Doğal olarak cari açık genişledi, enflasyon yükseldi. 

Dolayısıyla, sürdürülebilir olmayan büyüme yavaşlama trendinde.

Büyüme dengelenirken cari açık ve yüksek enflasyon gibi kırılganlıkların azaltılması önem taşıyor. (4)

İMF yetkilisi Gian Maria Milesi-Ferretti bunları söylerken diğer yandan da Washington’da Uluslararası Para Fonu (IMF) bünyesinde bir ekip oluşturularak Türkiye’nin IMF’nin kapısını çalması ihtimali nedeniyle tedbir amaçlı bir senaryo üzerinde çalıştıklarını da gizlemiyor. 

Küresel ortamdaki riskler de göz önüne alındığında Türkiye ekonomisindeki kırılganlıklar sanırım onları bu çabaya itiyor.

Ekonomi uzmanı değilim.

Türkiye’nin içine düşmekte olduğu ekonomik kriz girdabının en önemli nedenlerinden birisinin de yurt dışına kaçırılan dövizlerin olduğunu görmeyecek ve bilmeyecek kadar da kör ve aptal değilim. 

MASAK ne güne duruyor?

Madem ki Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), “Suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanıyla etkili bir şekilde mücadele ederek etkin bir ekonomi ve güvenli bir toplum oluşmasına katkıda bulunan öncü bir kurum”...

Madem ki “19.11.1996 tarihinde yürürlüğe giren 4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının önlenmesine Dair Kanun ile kurulmuş 17 şubat 1997 tarihinde faaliyetine başlamıştır.

Görev ve yetkileri 18.10.2006 tarihinde yürürlüğü giren 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının önlenmesi Hakkında Kanun ile yeniden belirlenmiştir.”

O halde yurt dışına kim para çıkarıyor ya da kaçırıyorsa gereğini yapmalıdır! (5)

Londra’da lord gibi lüks içinde yaşayan eski Koza Holding yöneticisi FETÖ’cü Hamdi Akın İpek’ten başlamaya ne dersiniz?

.

Bakınız:
1- https://kafkassam.com/turk-finans-sektoru-ve-sirketlerin-dikkatine-cin-mali-krizi-kapida.html
2- https://www.takvim.com.tr/ekonomi/2018/04/23/dunya-borc-batagindayken-turkiye-ikinci-oldu
3- https://www.cnnturk.com/ekonomi/turkiye/imf-turkiyenin-2019da-yuzde-3-9-buyumesini-bekliyor
4- https://tr.sputniknews.com/turkiye/201807181034347867-imf-turkiyede-asiri-isinma-isaretleri-var/
5- https://www.masak.gov.tr/tr/content/vizyon-misyon/38

Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39

dikGAZETE.com