Elveda Lenin, hoş geldin popülizm!

Elveda Lenin, hoş geldin popülizm!

Elveda Lenin, hoş geldin popülizm! Elveda Lenin, hoş geldin popülizm!

MOSKOVA

Dünya sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri 2003 yılında vizyona girmişti. Filmin adı ‘Elveda Lenin’dir. Filmin hikayesine göre Doğu Almanya’da yaşayan anne, sosyalizm’e o kadar çok bağlıdır ki, Doğu Almanya yıkılmadan önce komaya girmiştir. Oğlu ise annesinin sosyalizme olan inancı nedeniyle komadan çıktığı an sanki sosyalist Doğu Almanya, hala ayaktaymış gibi davranmakta, annesinin sosyalizmin ortadan kalktığını görmemesini sağlamayı amaçlamaktadır.

Filmin tüm anlarını tek tek anlatmak oldukça zaman alacağından benim için en önemli sahneyi hatırlatmak isterim.

Sosyalizme inancı tam olan anne, yatağında uzanırken oğlu ve dostları ile sohbet ederken büyük bir binadan kırmızı bir reklam afişi indirilir. Kadın, dikkatini pencerede bu afişe vermeye başlar. Afiş daha da aşağıya indikçe “Coca Cola” yazısı görünür. 

Filmin kahramanının aslında yıkıldığı an bu andır. Odada bulunanlar ise bu anları geçiştirmeye çalışır.

Bu dramatik sahne, filmin en çarpıcı sahnesiyken aynı zamanda Batı veya kapitalistler için ‘Zafer’ anlamına gelir. 

Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra Rusya Federasyonu tüm dünyaya ilan edildi. Bazı ülkeler bağımsızlığını ilan ederken bazıları ise Rusya çatısı altında yaşamayı istedi. Bu dönemde elbette tartışmalı süreçler de yaşandı. 

Tabii ki bu tartışma süreçleri ile ilgili tekrar geriye dönüş yersiz. Bunu tekrar taştırmak oldukça da faydasız. 

Fakat, kapitalist ülkeler, Sovyetler Birliği’nin çöküşünü ‘Zafer’ olarak ilan ederken yeni dünyaya merakı olan Rusya halkları, ‘Mc Donald’s, Burger King’ gibi Amerikan kültürünün sembolü haline gelen restoranların kapılarında uzun kuyruklar oluşturdu. 

Batı, bu görüntüler ile zaferini perçinlemişti. 

Batılılara göre ‘Sosyalist toplumlar’ bile onların rejimlerini istiyordu. Onlar, tüm dünya insanlarını seviyor; Rusya halkına üretilen yeni yeni şeyler sunuyordu. 

Artık Rusya Federasyonu’ndaki herkes, yeni dünyaya entegre olmuştu. Rusya’nın kendi siyasi otoritesi liberal sistemin önünü açıp, aynı zamanda Sovyetler Birliği’nden kalan ‘Sosyal devlet’ politikasını da sürdürmeyi amaçlıyordu. 

Benim görüşüme göre bu, Rusya Federasyonu için en ideal ekonomik sistemdir ve bunun sürdürülmesi gerekir. 

Bugün baktığımız zaman Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri operasyonlardan sonra Amerika Birleşik Devletleri dahil, birçok batılı ülke Rusya’ya karşı yaptırımlar ilan etti.

Aslında bu yaptırımlar yeni değildi. 

Rusya Federasyonu kurulduğundan beri batılı ülkeler bunu yapıyordu. Çünkü kendi toplumlarına karşı ‘düşman’ göstermeleri gerekiyordu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de ima ettiği gibi; Rusya, NATO’ya katılmak isteseydi bile kabul edilmezdi. Çünkü kendi toplumlarını aldatmak için mutlaka onlar için güçlü bir düşman ihtiyaçları vardı. 

Batılı ülkelerin hedefi, temelde Rusya Federasyonu devletiyken bugün halkı da doğrudan hedef haline getirildi.

Batılı ülkeler, Rusya’ya karşı sadece silah veya petrol ambargosu uygulamıyor. Tüm gıda ürünlerine, ilaç, giyecek veya hammadde. Aklınıza gelebilecek her alanda Rus halkına karşı ambargolar uygulanıyor. 

Bir nevi Rusya, Kuzey Kore gibi izole edilmeye, Rus halkının ise dünya ile bağının koparılması isteniyor. 

Tabii bunların yanısıra Rus halkına karşı ırkçılık, dünyanın birçok ülkesinde zirveye çıktı. 

Avrupa’nın göbeğinde, İsviçre’de, Rus bir çocuk annesinin gözü önünde dövülüyor, İrlanda’da bir kamyon şoförü kamyonuyla Rus konsolosluğunun kapılarını kırıyor veya spor müsabakalarında Rus sporculara, ‘Ucube’ gibi davranılıyor, Avrupa’da, Rus müzisyenler korolardan kovuluyor, ‘Z’ harfi bir terör örgütü amblemiymiş gibi davranılıyor, Rus öğrenciler Avrupa ve birçok ülkedeki üniversitelerden kovuluyor, Rus sivil uçuşları engelleniyor…

Ve bu komedi, her geçen gün artarak devam ediyor. 

Sosyal medya üzerinden başlatılan algılar ve Rus halkının doğrudan hedefe konulması temelde ırkçılıktır. 

Ekonomik ambargolar yoluyla bir ülkeyi yok etme girişimi Vandallıktır. Ve bunların tümü temelde popülizmdir

Elveda Lenin” filminde açılan dev reklam afişi, bugün Rusya’da yine küresel güçler ve markalar tarafından kaldırıldı.  

Aslında, Sovyetler Birliği’nin çöküşünü “Coca Cola” ile ‘Zafer’ ilan eden batılı ülkeler, bu markaları Rusya’dan çekerek bu kez de yenilgiyi kabul etti. 

.

Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com

MOSKOVA

Dünya sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri 2003 yılında vizyona girmişti. Filmin adı ‘Elveda Lenin’dir. Filmin hikayesine göre Doğu Almanya’da yaşayan anne, sosyalizm’e o kadar çok bağlıdır ki, Doğu Almanya yıkılmadan önce komaya girmiştir. Oğlu ise annesinin sosyalizme olan inancı nedeniyle komadan çıktığı an sanki sosyalist Doğu Almanya, hala ayaktaymış gibi davranmakta, annesinin sosyalizmin ortadan kalktığını görmemesini sağlamayı amaçlamaktadır.

Filmin tüm anlarını tek tek anlatmak oldukça zaman alacağından benim için en önemli sahneyi hatırlatmak isterim.

Sosyalizme inancı tam olan anne, yatağında uzanırken oğlu ve dostları ile sohbet ederken büyük bir binadan kırmızı bir reklam afişi indirilir. Kadın, dikkatini pencerede bu afişe vermeye başlar. Afiş daha da aşağıya indikçe “Coca Cola” yazısı görünür. 

Filmin kahramanının aslında yıkıldığı an bu andır. Odada bulunanlar ise bu anları geçiştirmeye çalışır.

Bu dramatik sahne, filmin en çarpıcı sahnesiyken aynı zamanda Batı veya kapitalistler için ‘Zafer’ anlamına gelir. 

Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra Rusya Federasyonu tüm dünyaya ilan edildi. Bazı ülkeler bağımsızlığını ilan ederken bazıları ise Rusya çatısı altında yaşamayı istedi. Bu dönemde elbette tartışmalı süreçler de yaşandı. 

Tabii ki bu tartışma süreçleri ile ilgili tekrar geriye dönüş yersiz. Bunu tekrar taştırmak oldukça da faydasız. 

Fakat, kapitalist ülkeler, Sovyetler Birliği’nin çöküşünü ‘Zafer’ olarak ilan ederken yeni dünyaya merakı olan Rusya halkları, ‘Mc Donald’s, Burger King’ gibi Amerikan kültürünün sembolü haline gelen restoranların kapılarında uzun kuyruklar oluşturdu. 

Batı, bu görüntüler ile zaferini perçinlemişti. 

Batılılara göre ‘Sosyalist toplumlar’ bile onların rejimlerini istiyordu. Onlar, tüm dünya insanlarını seviyor; Rusya halkına üretilen yeni yeni şeyler sunuyordu. 

Artık Rusya Federasyonu’ndaki herkes, yeni dünyaya entegre olmuştu. Rusya’nın kendi siyasi otoritesi liberal sistemin önünü açıp, aynı zamanda Sovyetler Birliği’nden kalan ‘Sosyal devlet’ politikasını da sürdürmeyi amaçlıyordu. 

Benim görüşüme göre bu, Rusya Federasyonu için en ideal ekonomik sistemdir ve bunun sürdürülmesi gerekir. 

Bugün baktığımız zaman Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri operasyonlardan sonra Amerika Birleşik Devletleri dahil, birçok batılı ülke Rusya’ya karşı yaptırımlar ilan etti.

Aslında bu yaptırımlar yeni değildi. 

Rusya Federasyonu kurulduğundan beri batılı ülkeler bunu yapıyordu. Çünkü kendi toplumlarına karşı ‘düşman’ göstermeleri gerekiyordu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de ima ettiği gibi; Rusya, NATO’ya katılmak isteseydi bile kabul edilmezdi. Çünkü kendi toplumlarını aldatmak için mutlaka onlar için güçlü bir düşman ihtiyaçları vardı. 

Batılı ülkelerin hedefi, temelde Rusya Federasyonu devletiyken bugün halkı da doğrudan hedef haline getirildi.

Batılı ülkeler, Rusya’ya karşı sadece silah veya petrol ambargosu uygulamıyor. Tüm gıda ürünlerine, ilaç, giyecek veya hammadde. Aklınıza gelebilecek her alanda Rus halkına karşı ambargolar uygulanıyor. 

Bir nevi Rusya, Kuzey Kore gibi izole edilmeye, Rus halkının ise dünya ile bağının koparılması isteniyor. 

Tabii bunların yanısıra Rus halkına karşı ırkçılık, dünyanın birçok ülkesinde zirveye çıktı. 

Avrupa’nın göbeğinde, İsviçre’de, Rus bir çocuk annesinin gözü önünde dövülüyor, İrlanda’da bir kamyon şoförü kamyonuyla Rus konsolosluğunun kapılarını kırıyor veya spor müsabakalarında Rus sporculara, ‘Ucube’ gibi davranılıyor, Avrupa’da, Rus müzisyenler korolardan kovuluyor, ‘Z’ harfi bir terör örgütü amblemiymiş gibi davranılıyor, Rus öğrenciler Avrupa ve birçok ülkedeki üniversitelerden kovuluyor, Rus sivil uçuşları engelleniyor…

Ve bu komedi, her geçen gün artarak devam ediyor. 

Sosyal medya üzerinden başlatılan algılar ve Rus halkının doğrudan hedefe konulması temelde ırkçılıktır. 

Ekonomik ambargolar yoluyla bir ülkeyi yok etme girişimi Vandallıktır. Ve bunların tümü temelde popülizmdir

Elveda Lenin” filminde açılan dev reklam afişi, bugün Rusya’da yine küresel güçler ve markalar tarafından kaldırıldı.  

Aslında, Sovyetler Birliği’nin çöküşünü “Coca Cola” ile ‘Zafer’ ilan eden batılı ülkeler, bu markaları Rusya’dan çekerek bu kez de yenilgiyi kabul etti. 

.

Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com