Engelli sporcularda kılık-kıyafete dikkat!

Engelli sporcularda kılık-kıyafete dikkat!

Doğuştan veya sonradan bir uzvunu kaybetmiş veya tam olarak kullanamayan bireylerin, hayata uyumu ve kaliteli yaşaması için beden eğitimi ve spor, önemli etken olmaktadır. 

Sağlıklı kalmak ve sosyalleşme adına yapılan sportif faaliyetlerde Müslümanlığımızın gereği İslam’ın şartlarını yerine getirmek gibi sorumluluğumuzu üstlenmemiz gerekmektedir. 

Bu faaliyetlere ayrılan zaman ve giyilen kıyafet gibi ayrıntılarda, inancımızın bize yüklediği sorumlukla hareket etmek gibi zorunluluğumuz da var. 

Aksi durum ve harekette, dünya (fani) hayatına bağlı olarak, ahiret (baki) hayatında da tehlikeyle karşı karşıya kalınması söz konusu olacaktır. 

Peygamber Efendimiz;Üç kişiden; uyanıncaya kadar uyuyandan, ergenlik çağına erinceye kadar çocuktan ve şifa buluncaya kadar zihinsel engelliden sorumluluk kaldırılmıştır” buyuruyor. 

Ayet ve Hadis-i Şerifler’de, kadın veya erkeklerin edep yerlerini örtmeleri, harama bakmamalı, iffet ve namuslarını korumaları ve her türlü kötülüğe sebep olacak durumlardan uzak durmaları emri söz konusu olmaktadır…

Bugün, Beden Eğitimi ve Spor ekseninde, ayrıcalıklı (engelli) bireylerin, beden eğitimi ve sporun içerisinde yer aldığını görmekteyiz.

Bu sürecin sağlıklı işletilmesi için, yapılan her türlü düşünce, hareket ve uygulamanın içerisinde bedeni örtmek, her şeyden önce dini bir hükümlülüktür. Örtünmenin de İslam ölçüsünde olması önem taşımaktadır.

Kılık-kıyafet konusunda, halkın kültür, gelenek, inanç ve yaşayış biçimi de bize önemli bilgiler vermekte. 

İslam hukukçuları, Kur’an-ı Kerim’de tesettür ile ilgili yer alan setr-i avretin farz olduğu konusunda görüş belirtmişlerdir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Diyanet İşleri Başkanlığı Din işleri Yüksek Kurulunca düzenlenen 6. Din Şûrası programında yer alan açıklaması dikkatimizi çekiyor. 

Sayın Erdoğan, o Şurâ’da, Asr-ı Saadet’ten bugüne kadar Müslümanların, şura geleneğini ayakta tuttukları müddetçe başarıdan başarıya koştuklarını hatırlatarak “İstişare kültürünün terk edildiği dönemlerde ümmet olarak hep birlikte geriye düşüp mevzii kaybettiler” şeklindeki sözleri, önemli bir hatırlatma.

Bu bağlamda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Engellilere Yönelik Manevi Danışmalık Hizmetleri Yönergesi” dikkatimizi çekiyor.

Tüm engelli bireyler ve aileleri ile bu bağlamda toplumun tamamına yönelik çalışmaları kapsamaktadır. 

Tüm bunları siz değerli okuyucularımızla paylaşırken, daha önce “Bayan güreşine Alo-190 ne der?” diye sorduğumuz o soru akla geldi aklımıza. 

Bu soru ve benzer sorulara cevap aramamızdaki gaye, inanç ve medeniyetin zafiyete uğramamasına yönelik katkı sağlamak. 

Engeli bulunan veya bulunmayan bireylerin giydikleri kıyafetten eğitmen ve eğitimine kadar (bayana bayan, erkeğe erkek eğitmen) gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerekmektedir…

Gerçekleştirilen her bir çalışmanın Kur’an ve Sünnet ışığında olması zor olmadığı kadar, zorunlu olması gerekliliği var. 

Bu konuya biz nasıl ki yazılarımızda değiniyoruz, görev ve sorumluk yüklenenlerin de aynı hassasiyeti göstermeleri gerekmektedir. 

Özel (engelli) bireylerin, fiziksel sağlığı için yapacağı her türlü egzersiz ve sportif faaliyetlerin, İslam’ın şartlarına uygun yapılması, bedenin sıhhatli kalması kadar, manevi anlayış ve düşüncenin sağlıklı kalmasını da sağlayacaktır. 

Diğer türlü, “ben ayrıcalıklı-özel (engelli) bireyim” deyip, Kur’an-ı Kerim’in emirleri ve Peygamber Sünneti’nden uzaklaşıldığı takdirde, bu durum, toplumun en değerli yapı taşı olan insanımızı manevi çöküntüye sürükler ki, bu da geçmişte kavimlerin yok olmasının bir benzerini, içinde yer aldığımız çağda yaşanmasına zemin hazırlamış oluruz. 

Bazen, önemli saydığınız bir konuda yazdığınız yazılarda, hatırlatma ve sonuca gitme adına, tekrara düşeriz. 

29 Eylül 2019 tarihinde “Engelli sporcularda riayet edilmesi gereken iki önemli nokta!.” başlıklı yazımızda, engelli bireylerin beden eğitimi ve sportif faaliyetlerinde yer alan değerlerinin önemini, engellilerin spor faaliyetleriyle yakından ilgilenen değerli bir hocamızın düşünceleriyle yayınlamışız. 

Bugün aynı yazıyı tekrar hatırlatma gereği duymamız, konunun hassasiyetinden kaynaklanıyor. 

Dileriz, gerekli dersleri de çıkarır, bu konuyu sık sık gündeme getirme gereği de duymayız…

.

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

Engelli sporcularda riayet edilmesi gereken iki önemli nokta!.

https://www.dikgazete.com/engelli-sporcularda-riayetedilmesi-gereken-iki-onemli-nokta-makale,1762.html

Doğuştan veya sonradan bir uzvunu kaybetmiş veya tam olarak kullanamayan bireylerin, hayata uyumu ve kaliteli yaşaması için beden eğitimi ve spor, önemli etken olmaktadır. 

Sağlıklı kalmak ve sosyalleşme adına yapılan sportif faaliyetlerde Müslümanlığımızın gereği İslam’ın şartlarını yerine getirmek gibi sorumluluğumuzu üstlenmemiz gerekmektedir. 

Bu faaliyetlere ayrılan zaman ve giyilen kıyafet gibi ayrıntılarda, inancımızın bize yüklediği sorumlukla hareket etmek gibi zorunluluğumuz da var. 

Aksi durum ve harekette, dünya (fani) hayatına bağlı olarak, ahiret (baki) hayatında da tehlikeyle karşı karşıya kalınması söz konusu olacaktır. 

Peygamber Efendimiz;Üç kişiden; uyanıncaya kadar uyuyandan, ergenlik çağına erinceye kadar çocuktan ve şifa buluncaya kadar zihinsel engelliden sorumluluk kaldırılmıştır” buyuruyor. 

Ayet ve Hadis-i Şerifler’de, kadın veya erkeklerin edep yerlerini örtmeleri, harama bakmamalı, iffet ve namuslarını korumaları ve her türlü kötülüğe sebep olacak durumlardan uzak durmaları emri söz konusu olmaktadır…

Bugün, Beden Eğitimi ve Spor ekseninde, ayrıcalıklı (engelli) bireylerin, beden eğitimi ve sporun içerisinde yer aldığını görmekteyiz.

Bu sürecin sağlıklı işletilmesi için, yapılan her türlü düşünce, hareket ve uygulamanın içerisinde bedeni örtmek, her şeyden önce dini bir hükümlülüktür. Örtünmenin de İslam ölçüsünde olması önem taşımaktadır.

Kılık-kıyafet konusunda, halkın kültür, gelenek, inanç ve yaşayış biçimi de bize önemli bilgiler vermekte. 

İslam hukukçuları, Kur’an-ı Kerim’de tesettür ile ilgili yer alan setr-i avretin farz olduğu konusunda görüş belirtmişlerdir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Diyanet İşleri Başkanlığı Din işleri Yüksek Kurulunca düzenlenen 6. Din Şûrası programında yer alan açıklaması dikkatimizi çekiyor. 

Sayın Erdoğan, o Şurâ’da, Asr-ı Saadet’ten bugüne kadar Müslümanların, şura geleneğini ayakta tuttukları müddetçe başarıdan başarıya koştuklarını hatırlatarak “İstişare kültürünün terk edildiği dönemlerde ümmet olarak hep birlikte geriye düşüp mevzii kaybettiler” şeklindeki sözleri, önemli bir hatırlatma.

Bu bağlamda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Engellilere Yönelik Manevi Danışmalık Hizmetleri Yönergesi” dikkatimizi çekiyor.

Tüm engelli bireyler ve aileleri ile bu bağlamda toplumun tamamına yönelik çalışmaları kapsamaktadır. 

Tüm bunları siz değerli okuyucularımızla paylaşırken, daha önce “Bayan güreşine Alo-190 ne der?” diye sorduğumuz o soru akla geldi aklımıza. 

Bu soru ve benzer sorulara cevap aramamızdaki gaye, inanç ve medeniyetin zafiyete uğramamasına yönelik katkı sağlamak. 

Engeli bulunan veya bulunmayan bireylerin giydikleri kıyafetten eğitmen ve eğitimine kadar (bayana bayan, erkeğe erkek eğitmen) gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerekmektedir…

Gerçekleştirilen her bir çalışmanın Kur’an ve Sünnet ışığında olması zor olmadığı kadar, zorunlu olması gerekliliği var. 

Bu konuya biz nasıl ki yazılarımızda değiniyoruz, görev ve sorumluk yüklenenlerin de aynı hassasiyeti göstermeleri gerekmektedir. 

Özel (engelli) bireylerin, fiziksel sağlığı için yapacağı her türlü egzersiz ve sportif faaliyetlerin, İslam’ın şartlarına uygun yapılması, bedenin sıhhatli kalması kadar, manevi anlayış ve düşüncenin sağlıklı kalmasını da sağlayacaktır. 

Diğer türlü, “ben ayrıcalıklı-özel (engelli) bireyim” deyip, Kur’an-ı Kerim’in emirleri ve Peygamber Sünneti’nden uzaklaşıldığı takdirde, bu durum, toplumun en değerli yapı taşı olan insanımızı manevi çöküntüye sürükler ki, bu da geçmişte kavimlerin yok olmasının bir benzerini, içinde yer aldığımız çağda yaşanmasına zemin hazırlamış oluruz. 

Bazen, önemli saydığınız bir konuda yazdığınız yazılarda, hatırlatma ve sonuca gitme adına, tekrara düşeriz. 

29 Eylül 2019 tarihinde “Engelli sporcularda riayet edilmesi gereken iki önemli nokta!.” başlıklı yazımızda, engelli bireylerin beden eğitimi ve sportif faaliyetlerinde yer alan değerlerinin önemini, engellilerin spor faaliyetleriyle yakından ilgilenen değerli bir hocamızın düşünceleriyle yayınlamışız. 

Bugün aynı yazıyı tekrar hatırlatma gereği duymamız, konunun hassasiyetinden kaynaklanıyor. 

Dileriz, gerekli dersleri de çıkarır, bu konuyu sık sık gündeme getirme gereği de duymayız…

.

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

Engelli sporcularda riayet edilmesi gereken iki önemli nokta!.

https://www.dikgazete.com/engelli-sporcularda-riayetedilmesi-gereken-iki-onemli-nokta-makale,1762.html