"Engelli vatandaşlara nasıl yardım edelim?”
"Engelli vatandaşlara nasıl yardım edelim?”
- 27-01-2019 14:43
- 654
- 27-01-2019 14:43
- 654
Engelli vatandaşlarımızın sosyal hayata katılma sürecinde, önlerindeki ‘engel’i kaldırmak gerekiyor.
Bunu söylerken, ne yapmamızın gerekliliği üzerine de çeşitli düşüncelere kapılırız!
Normal yaşantımıza yön verecek, gerek dünya gerekse ebedi hayatta kurtuluşa ermemize rehber olan yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim ile insanlığa müjdeleyici olarak gönderilen Hazreti Peygamberin hayatını örnek almamız gerekiyor.
Yüce kitabımızı okumak, Peygamberimizin yaşadığı gibi yaşamaya çalışmak, dünya ve ebedi hayatta, huzur ve saadete kavuşmak manasına gelir.
Bu hususa, Sayın Mithat Eser’in Nesil Yayınlarından çıkan ‘Engelli Sahabiler’ kitabı önemli kaynak oluşturuyor.
Kitabın önsözünde şu ifadeler, insanoğlunun saadete kavuşmasına adeta reçete sunmak manası taşıyor; “On dört asır önce, Arap yarımadasında beşeriyet cahiliye dönemi adı verilen bir çağı yaşamıştır…
Okuma-yazma oranının az olması sebebiyle değil, insan onuruna yakışmayan ve Allah’ı unutan bir toplumun varlığı nedeniyle, cahiliye dönemi olarak adlandırılmıştır.
İnsanlar cahiliyenin karanlıkları içinde bocalarken, Yaratıcı, insanların dünya ve ahiret saadetini temin edecek bir yol gösterici seçmiştir.
Seçtiği peygamber Hz. Muhammed’e (a.s.m.) yaşayarak örneklik yapacağı ve kendisinden sonra da insanlara rehberlik yapacak bir Kitap göndermiştir…
Hak ile batılın, doğru ile yanlışın, güzel ile çirkinin belirlendiği bu hitaba kulak veren cahiliye insanın hayatı, yüzde yüz değişmiş ve bu değişim önce Arap yarımadası çevresinde, ardından da bütün dünyayı aydınlatmıştır.
Bu değişimi yaşayan ve yaşatan insanlar, değerli dostları olarak anılmışlar, cahiliye dönemi, yerini Asr-ı Saadet’e bırakmıştır.
Saadet Asrı’nda zengini fakiri, siyah beyazı, engellisi ve diğerleriyle sahabe-i kiram tarihte eşi görülmemiş bir değişimin ardından dünya ve ahiret saadeti kazanacakları bir hayat yaşamışlardır...”
Dünyaya bakış açısı, anlama ve yorumlama derecesine bakıldığında insanoğlunun nelerle imtihan olduğunu görmek mümkün.
Yazarın kitabında belirttiği gibi, bu dünyada her şey bir imtihan aracıdır.
Sadece olumsuz gibi görünen, yoksulluk, engellilik, âfet, musibet gibi durumlar değil imtihan aracı…
Bunların tam tersi 'olumlu' gibi görünen mesela zenginlik, sağlık ve afiyet içerisinde olma v.b. durumlar da imtihan aracıdır.
Her şeyi yaratan Allah, nihaî anlamda hayrı da şerri de yaratmaktadır. Ancak bunları isteyen, irade eden, yapan ve yaptıklarının karşılığını mutlaka görecek olan insandır…
Doğuştan veya sonradan var olan engellilik zor olduğu kadar, mükâfatı da oldukça yüksek olan bir imtihan. Bu hususta Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) şöyle buyuruyor; “Bir Müslümana isabet etmiş herhangi bir hastalık, dert, hüzün ve hatta gam yoktur ki, Allah (c.c.) bunu onun hataları için kefaret kılmış olmasın.”
Hazreti Peygamber, yine bir başka Hadis-i Şerif’te, “Allah, batan bir diken de dâhil olmak üzere, başına gelen her bir musibet sebebiyle Müslümanın hatalarını ve günahlarını örtmekle kalmaz, onu bir derece de yükseltir” buyuruyor…
Yine ‘Engelli Sahabiler’ kitabının içerisinde yer alan ve bugün görme, zihinsel, işitme ve bedensel engellilerle ilgili Ayet ve Hadislerden, İslamiyet’in engellilik konusuna ne kadar ehemmiyet verildiğini görmekteyiz.
Her defasında düşünürüz ya; ‘Engelli vatandaşlara nasıl yardım edelim?’ diye.
Yine ashabtan birisinin Hazreti Peygambere; "Her hangi bir varlığımız yoksa, sadakayı nasıl verelim?" sorusuna, Allah’ın Resulü şöyle cevap veriyor;
“Sadakanın kapılarını, a’mâlara yardım etmek, sağır ve dilsizleri anlayana kadar dinlemek, bir insana duyduğu nesnenin yerini göstermek, yardım isteyen birine gücümüz yettiği kadar yardım etmek ve güçsüzlere kol kanat açmakla aşabiliriz.”
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com
Engelli vatandaşlarımızın sosyal hayata katılma sürecinde, önlerindeki ‘engel’i kaldırmak gerekiyor.
Bunu söylerken, ne yapmamızın gerekliliği üzerine de çeşitli düşüncelere kapılırız!
Normal yaşantımıza yön verecek, gerek dünya gerekse ebedi hayatta kurtuluşa ermemize rehber olan yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim ile insanlığa müjdeleyici olarak gönderilen Hazreti Peygamberin hayatını örnek almamız gerekiyor.
Yüce kitabımızı okumak, Peygamberimizin yaşadığı gibi yaşamaya çalışmak, dünya ve ebedi hayatta, huzur ve saadete kavuşmak manasına gelir.
Bu hususa, Sayın Mithat Eser’in Nesil Yayınlarından çıkan ‘Engelli Sahabiler’ kitabı önemli kaynak oluşturuyor.
Kitabın önsözünde şu ifadeler, insanoğlunun saadete kavuşmasına adeta reçete sunmak manası taşıyor; “On dört asır önce, Arap yarımadasında beşeriyet cahiliye dönemi adı verilen bir çağı yaşamıştır…
Okuma-yazma oranının az olması sebebiyle değil, insan onuruna yakışmayan ve Allah’ı unutan bir toplumun varlığı nedeniyle, cahiliye dönemi olarak adlandırılmıştır.
İnsanlar cahiliyenin karanlıkları içinde bocalarken, Yaratıcı, insanların dünya ve ahiret saadetini temin edecek bir yol gösterici seçmiştir.
Seçtiği peygamber Hz. Muhammed’e (a.s.m.) yaşayarak örneklik yapacağı ve kendisinden sonra da insanlara rehberlik yapacak bir Kitap göndermiştir…
Hak ile batılın, doğru ile yanlışın, güzel ile çirkinin belirlendiği bu hitaba kulak veren cahiliye insanın hayatı, yüzde yüz değişmiş ve bu değişim önce Arap yarımadası çevresinde, ardından da bütün dünyayı aydınlatmıştır.
Bu değişimi yaşayan ve yaşatan insanlar, değerli dostları olarak anılmışlar, cahiliye dönemi, yerini Asr-ı Saadet’e bırakmıştır.
Saadet Asrı’nda zengini fakiri, siyah beyazı, engellisi ve diğerleriyle sahabe-i kiram tarihte eşi görülmemiş bir değişimin ardından dünya ve ahiret saadeti kazanacakları bir hayat yaşamışlardır...”
Dünyaya bakış açısı, anlama ve yorumlama derecesine bakıldığında insanoğlunun nelerle imtihan olduğunu görmek mümkün.
Yazarın kitabında belirttiği gibi, bu dünyada her şey bir imtihan aracıdır.
Sadece olumsuz gibi görünen, yoksulluk, engellilik, âfet, musibet gibi durumlar değil imtihan aracı…
Bunların tam tersi 'olumlu' gibi görünen mesela zenginlik, sağlık ve afiyet içerisinde olma v.b. durumlar da imtihan aracıdır.
Her şeyi yaratan Allah, nihaî anlamda hayrı da şerri de yaratmaktadır. Ancak bunları isteyen, irade eden, yapan ve yaptıklarının karşılığını mutlaka görecek olan insandır…
Doğuştan veya sonradan var olan engellilik zor olduğu kadar, mükâfatı da oldukça yüksek olan bir imtihan. Bu hususta Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) şöyle buyuruyor; “Bir Müslümana isabet etmiş herhangi bir hastalık, dert, hüzün ve hatta gam yoktur ki, Allah (c.c.) bunu onun hataları için kefaret kılmış olmasın.”
Hazreti Peygamber, yine bir başka Hadis-i Şerif’te, “Allah, batan bir diken de dâhil olmak üzere, başına gelen her bir musibet sebebiyle Müslümanın hatalarını ve günahlarını örtmekle kalmaz, onu bir derece de yükseltir” buyuruyor…
Yine ‘Engelli Sahabiler’ kitabının içerisinde yer alan ve bugün görme, zihinsel, işitme ve bedensel engellilerle ilgili Ayet ve Hadislerden, İslamiyet’in engellilik konusuna ne kadar ehemmiyet verildiğini görmekteyiz.
Her defasında düşünürüz ya; ‘Engelli vatandaşlara nasıl yardım edelim?’ diye.
Yine ashabtan birisinin Hazreti Peygambere; "Her hangi bir varlığımız yoksa, sadakayı nasıl verelim?" sorusuna, Allah’ın Resulü şöyle cevap veriyor;
“Sadakanın kapılarını, a’mâlara yardım etmek, sağır ve dilsizleri anlayana kadar dinlemek, bir insana duyduğu nesnenin yerini göstermek, yardım isteyen birine gücümüz yettiği kadar yardım etmek ve güçsüzlere kol kanat açmakla aşabiliriz.”
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com