Engelsiz hayat için daha kaliteli spor eğitmenleri

Engelsiz hayat için daha kaliteli spor eğitmenleri

Fiziksel aktivitenin, insanoğlu için hayat boyu devam eden eğitiminin önemli bir parçası olduğunu, günlük hayatta yaşayarak görmekteyiz. 

Çocuk, genç, yaşlı kısacası yaş gözetilmeksizin her canlının, sağlığına bağlı olarak kaliteli bir hayat sürdürebilmesi, fiziksel olduğu kadar ruhsal açıdan zinde ve sosyal hayatın içinde yer almaları adına büyük önem taşımaktadır. 

Engelli bireylere yönelik çalışmalar, bu önemin bir parçasını oluşturmaktadır. 

Bu alanda müfredat hazırlanması ve personel yetiştirilmesi ayrı bir önem arz etmektedir. 

Bilgi ve donanıma sahip insanların yetişmesinde, üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Bölümleri en dikkat çeken yer.

Engelli bireylerin yetişmesinde, yüksek öğrenimde yapılması gerekenlerden, müfredat programının içeriğine kadar, engelliler hususunda gerçekleştirilmesi durumunda yer alması gereken hususlar, kongre, çalıştay, spor şûrası gibi ortak çalışmalarla masaya yatırılıp, sonuçların kamuoyuyla paylaşıldığını görmekteyiz.

O çalışmalardan birisi de 2009 ve 2010 yıllarında yapılan Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi’nde Dilara Özer ve Gülşah Şahin imzasıyla bilimsel makaleye dönüştürülen “Ulusal Engelliler için Fiziksel Aktivite Çalıştayı” sonuç raporu.

Makalenin öneri kısmındaki şu ifadeler dikkat çekiyor;

“Türkiye’de EFA’nın bir bilim dalı olarak gelişimine yönelik öneriler;

1-Lisans düzeyinde seçmeli derslerin ve zorunlu derslerin Engelliler için Fiziksel Aktivite’nin (EFA) çeşitli boyutları kapsayacak şekilde düzenlenmesi.

2-Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okullarında Engelli Bireyler için Fiziksel Aktivite Anabilim dalı açılması.

3-Engelli Bireyler için Fiziksel Aktivite Araştırma ve Uygulama Merkezleri kurulması.

4-Alana özgü önce yüksek lisans daha sonra doktora programlarının açılması, yan dal programları ve seçmeli derslerin düzenlemesi. Lisans üstü programların açılmasında üniversiteler arası iş birliği yapılması.

5-Ulusal ve uluslararası bilimsel faaliyetlerin (kongre, sempozyum, panel vb.) yaygınlaştırılması. 

6-Engelliler için beden eğitimi ve spor öğretmenliği, antrenörlük, rekreasyon uzmanlığı, spor yöneticiliği alanında standartlar oluşturulması. 

7-Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulunun tüm bölümlerinde engelli öğrenciler için kontenjan ayrılması, engelli bireylerin beden eğitimi öğretmenliği yapması.

8-Üniversitelerin spor kulüplerinde engelli bireyler için spor branşları açılması.

Türkiye’de EFA’nın bir meslek olarak gelişimine yönelik öneriler;

1-Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde görev yapan beden eğitimi ve spor yüksekokulu mezunlarının mesleki tanımı yapılmalı ve beden eğitimi öğretmeninin istihdamının zorunlu kılınması. 

2-Özel eğitim sınıflarında beden eğitimi derslerinin beden eğitimi öğretmenleri tarafından yürütülmesi.

3-Her okula engelli bireylerin haklarını savunacak ve eğitim sürecine katılımları sağlayacak idareci, öğretmen ve diğer öğrencilerin engelli bireylerle uyumunu kolaylaştıracak beden eğitimi öğretmenlerinin yetiştirilip görevlendirilmesi. 

4-Kaynaştırma öğrencisinin derse aktif katılımının sağlanması ve yaşanan sorunların çözümlenmesi için okullarda özel eğitim danışmanlığının aktif hale getirilmesi. 

5-Tüm beden eğitimi öğretmenlerini kapsayan hizmet içi eğitim programlarının uygulanması. 

6-Özel eğitim okullarında ve özel eğitim sınıflarında yeterli sayıda beden eğitimi öğretmeni görevlendirilmesi…”

Gerek çalıştay gerekse 2008 yılında yapılan Şûra’dan çıkan sonuç, Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi’nde, Nurettin Konar ve İbrahim Yıldıran’a ait “Engelliler için Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği; Gereksinim ve Bir Program Modeli” isimli makaleye şu şekilde yansıdığı görülmektedir; 

“Beden Eğitimi ve Spor Bölümlerinde mevcut antrenörlük, rekreasyon bölümlerinde zorunlu veya yan dal olarak olarak programlar açılması ve engelli bireylere fiziksel aktivitelere katılması imkânı sağlanması amacıyla fiziksel aktivitelere katılımı söz konusu olacaktır.” 

Makalenin sonuç bölümü ise, yapılması gerekenleri özetler nitelikte;

“İstenilen bu yapının oluşmasının bir yolu, ya spesifik Engelliler Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü açılarak eğitim ve öğretim yapılmalıdır.” 

Günümüze gelindiğinde, engelliler ve spor, seçmeli ders olmaktan çıkıp, üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor bölümlerinde yeni bir bölüm olarak açılmasına hız verildiği görülmektedir. 

Bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmaların sadece ‘yazılı’ çalışma olmaktan öteye geçerek, uygulamalı eğitime dönüşmesi, örnek olması nedeniyle bu yolda sağlam adımların atılmasını sağlayacaktır. 

YÖK onayıyla, Engellilerde Beden Eğitimi ve Spor bölümlerini açarak, diğer Üniversitelere örnek olan Malatya İnönü Üniversitesi, Gelişim Üniversitesi ve Muş Alparslan Üniversitesi yönetici ve idari kadrolarını tebrik ediyoruz. 

Umut ediyoruz ki bu tür üniversitelerin sayılarının çoğalsın. Çünkü, engelsiz bir hayat için, daha kaliteli spor eğitmenleri yetiştirecek kurumlara ihtiyaç duyulmaktadır…

.

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

Fiziksel aktivitenin, insanoğlu için hayat boyu devam eden eğitiminin önemli bir parçası olduğunu, günlük hayatta yaşayarak görmekteyiz. 

Çocuk, genç, yaşlı kısacası yaş gözetilmeksizin her canlının, sağlığına bağlı olarak kaliteli bir hayat sürdürebilmesi, fiziksel olduğu kadar ruhsal açıdan zinde ve sosyal hayatın içinde yer almaları adına büyük önem taşımaktadır. 

Engelli bireylere yönelik çalışmalar, bu önemin bir parçasını oluşturmaktadır. 

Bu alanda müfredat hazırlanması ve personel yetiştirilmesi ayrı bir önem arz etmektedir. 

Bilgi ve donanıma sahip insanların yetişmesinde, üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Bölümleri en dikkat çeken yer.

Engelli bireylerin yetişmesinde, yüksek öğrenimde yapılması gerekenlerden, müfredat programının içeriğine kadar, engelliler hususunda gerçekleştirilmesi durumunda yer alması gereken hususlar, kongre, çalıştay, spor şûrası gibi ortak çalışmalarla masaya yatırılıp, sonuçların kamuoyuyla paylaşıldığını görmekteyiz.

O çalışmalardan birisi de 2009 ve 2010 yıllarında yapılan Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi’nde Dilara Özer ve Gülşah Şahin imzasıyla bilimsel makaleye dönüştürülen “Ulusal Engelliler için Fiziksel Aktivite Çalıştayı” sonuç raporu.

Makalenin öneri kısmındaki şu ifadeler dikkat çekiyor;

“Türkiye’de EFA’nın bir bilim dalı olarak gelişimine yönelik öneriler;

1-Lisans düzeyinde seçmeli derslerin ve zorunlu derslerin Engelliler için Fiziksel Aktivite’nin (EFA) çeşitli boyutları kapsayacak şekilde düzenlenmesi.

2-Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okullarında Engelli Bireyler için Fiziksel Aktivite Anabilim dalı açılması.

3-Engelli Bireyler için Fiziksel Aktivite Araştırma ve Uygulama Merkezleri kurulması.

4-Alana özgü önce yüksek lisans daha sonra doktora programlarının açılması, yan dal programları ve seçmeli derslerin düzenlemesi. Lisans üstü programların açılmasında üniversiteler arası iş birliği yapılması.

5-Ulusal ve uluslararası bilimsel faaliyetlerin (kongre, sempozyum, panel vb.) yaygınlaştırılması. 

6-Engelliler için beden eğitimi ve spor öğretmenliği, antrenörlük, rekreasyon uzmanlığı, spor yöneticiliği alanında standartlar oluşturulması. 

7-Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulunun tüm bölümlerinde engelli öğrenciler için kontenjan ayrılması, engelli bireylerin beden eğitimi öğretmenliği yapması.

8-Üniversitelerin spor kulüplerinde engelli bireyler için spor branşları açılması.

Türkiye’de EFA’nın bir meslek olarak gelişimine yönelik öneriler;

1-Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde görev yapan beden eğitimi ve spor yüksekokulu mezunlarının mesleki tanımı yapılmalı ve beden eğitimi öğretmeninin istihdamının zorunlu kılınması. 

2-Özel eğitim sınıflarında beden eğitimi derslerinin beden eğitimi öğretmenleri tarafından yürütülmesi.

3-Her okula engelli bireylerin haklarını savunacak ve eğitim sürecine katılımları sağlayacak idareci, öğretmen ve diğer öğrencilerin engelli bireylerle uyumunu kolaylaştıracak beden eğitimi öğretmenlerinin yetiştirilip görevlendirilmesi. 

4-Kaynaştırma öğrencisinin derse aktif katılımının sağlanması ve yaşanan sorunların çözümlenmesi için okullarda özel eğitim danışmanlığının aktif hale getirilmesi. 

5-Tüm beden eğitimi öğretmenlerini kapsayan hizmet içi eğitim programlarının uygulanması. 

6-Özel eğitim okullarında ve özel eğitim sınıflarında yeterli sayıda beden eğitimi öğretmeni görevlendirilmesi…”

Gerek çalıştay gerekse 2008 yılında yapılan Şûra’dan çıkan sonuç, Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi’nde, Nurettin Konar ve İbrahim Yıldıran’a ait “Engelliler için Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği; Gereksinim ve Bir Program Modeli” isimli makaleye şu şekilde yansıdığı görülmektedir; 

“Beden Eğitimi ve Spor Bölümlerinde mevcut antrenörlük, rekreasyon bölümlerinde zorunlu veya yan dal olarak olarak programlar açılması ve engelli bireylere fiziksel aktivitelere katılması imkânı sağlanması amacıyla fiziksel aktivitelere katılımı söz konusu olacaktır.” 

Makalenin sonuç bölümü ise, yapılması gerekenleri özetler nitelikte;

“İstenilen bu yapının oluşmasının bir yolu, ya spesifik Engelliler Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü açılarak eğitim ve öğretim yapılmalıdır.” 

Günümüze gelindiğinde, engelliler ve spor, seçmeli ders olmaktan çıkıp, üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor bölümlerinde yeni bir bölüm olarak açılmasına hız verildiği görülmektedir. 

Bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmaların sadece ‘yazılı’ çalışma olmaktan öteye geçerek, uygulamalı eğitime dönüşmesi, örnek olması nedeniyle bu yolda sağlam adımların atılmasını sağlayacaktır. 

YÖK onayıyla, Engellilerde Beden Eğitimi ve Spor bölümlerini açarak, diğer Üniversitelere örnek olan Malatya İnönü Üniversitesi, Gelişim Üniversitesi ve Muş Alparslan Üniversitesi yönetici ve idari kadrolarını tebrik ediyoruz. 

Umut ediyoruz ki bu tür üniversitelerin sayılarının çoğalsın. Çünkü, engelsiz bir hayat için, daha kaliteli spor eğitmenleri yetiştirecek kurumlara ihtiyaç duyulmaktadır…

.

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com