Engelsiz profesyonellere örnek engelli sporcular...

Engelsiz profesyonellere örnek engelli sporcular...

"Spor ile engellileri nasıl aştılar" diyerek ilk yazımızı 10 Temmuz 2016 tarihinde “Tekerlekli sandalye Milliler ve sporla aşılan engeller” başlığı altında yine burada yazmışız. 

Zaman o kadar çabuk geçiyor ki, aradan geçen dört aylık dilimde kim bilir hangi ‘engelli’ kardeşimiz-çocuğumuz Allah’ın izniyle, spor aracılığıyla hayat kalitesini artırabilmek için çaba sarf etti. Bu gayret-çabanın erişilebilir mutluluğumun, tarife sığmayacak kadar büyük olduğunu tahmin edersiniz sanırım!..

“SPOR” DENİNCE AKILLARA FUTBOL GELİYOR...

Spor denildiğinde ilk akla gelen ‘futbol’ olmakta. Hal böyle olunca da mutluluk ve başarıdan dem vuruyoruz. İlk akla futbol geldiğine göre, düşünülebilir ki ‘Başakşehirspor’un Galatasaray karşısında galip gelmesini veya Beşiktaş-Trabzonspor maçına neden değinmiyoruz da engelliler konusunu yazıyoruz!

Soranın kendine göre haklı, toplumun değerleri için ‘cevabı’ aranması gereken bir soru olsa gerek...

Bu sorunun karşılığı o kadar açık ve net ki! 

Takımlar arasında bugüne kadar o kadar çok maç oynandı ki. Öyle ya, bu galibiyet-yenilgiler gündemi ‘anlık’ meşgul ediyor! 

Asıl yapmamız gerekenin, toplum veya bireyleri etkileyen devamlı-kalıcı olayları-gelişmeleri, uzun vadeli-soluklu olması gerekçesi ile bu satırlara taşımak gerektiğini düşünüyoruz...

TEKERLEKLİ SANDALYE MİLLİ TAKIMIMIZ VE TEKERLEKLİ BASKETBOL TAKIMININ BAŞARILARINI UNUTMAYALIM...

Yine bu satırlara taşıdığımız Tekerlekli Sandalye Milli Takımımız oyuncularının ‘engelli’ oluş durumları ve Tekerlekli Basketbol takımı ile hayata tutunma şekillerini, kısaca hatırlayalım. 

Aytaç Eren 9 aylıkken çocuk felci geçirmiş, İsmail Ar 17 Ağustos depreminde enkaz altında kalmış. Bestami Boz sekiz aylıkken yanlış iğne ile engelli olurken, Yasin Çıgaoğlu 11 yaşında ağaçtan düşerek omurilik felci olmuş. Ve ‘umutlarına’ sıkı sıkıya sarılıp, kendilerine tanınan imkan ve çalışmanın bir neticesi olarak, Tekerlekli Basketbol Milli Takımına yükselme süreçleri!..

Verilmesi gereken bir mesaj, kendimiz için takip edilme zorunluğu olan bir paragraf açmak istiyorum. 

KAMUDAKİ ÖRNEK ÇALIŞMALARI AKTARACAĞIZ...

Hastalık, kaza, yanlış tedavi süreci sonucunda, Türkiye ortalamasında sekiz milyonu bulan engelli vatandaşımız. Bu engelli vatandaşlarımıza belediye, özel veya devlet kurum ve kuruluşlarının anlamlı desteği ile gerek tedavi amaçlı egzersiz-spor, gerekse kurulan spor kulüpleri gibi anlamlı çalışmalara imza atılıyor. 

AK PARTİ, CHP, MHP... Engelli sporu için yapılan anlamlı çalışmalara, parti gözetmeksizin yapılan her türlü anlamlı çalışmaları ‘örnek-ibretlik’ olsun diye, bu sütunlara taşıyacağız inşallah...

Engelli-protezli olmak, profesyonelliğe engel değil!..

Spor sayesinde değişim-tedavi sürecine giren vatandaşlarımızın hayatları içerisinde sadece sporcu olarak değil, antrenörler de var. Düşünebiliyor musunuz, toplumun bir parçası olan bireyleri, bir ömür boyu etkileyecek olan bir süreçten bahsediyoruz...

ENGELSİZ PROFESYONELLERE ÖRNEK ENGELLİ SPORCULAR VAR...

Trafik kazası sonucu bir ayağını kaybeden Baybora Özdemir, protez bacağı ile adeta profesyonellere örnek oluyor. Her defasında ‘Herkes engelli adayıdır’ diye, altını çizdiğimiz hassasiyet var ya. 

Beklenmedik kaza Özdemir’i de, henüz sekiz yaşında yakalar. Yolun karşısına geçerken belediye otobüsünün çarpması sonucu bir anda kendini hastanede bulur. Bir dizi ameliyat sonrası, ayak kısmı dizinin alt kısmı kesilmek zorunda kalır...

Yaşamak için hayatla barışık olmayı bilen Baybora Özdemir, futbol oynamaya devam eder. 

Spor tutkusu ve o yoldaki azim ve kararlığıyla spor eğitiminin bilimsel basamağı olan Üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulunu bitirerek, profesyonel antrenörlük sürecine girer.

2009 yılından başladığı antrenörlüğü, şimdi Süper Lig ekiplerinden Alanyaspor’da altyapı antrenörlüğü yaparak sürdürüyor...

Özdemir’in haber ajansına verdiği röportajdaki sözleri oldukça manidar; “Yılmamamız, savaşı bırakmamamız gerekiyor. Örneğin ben okulu futbol antrenörü olmak için seçtim. Üniversiteyi bitirdiğim için UEFA B lisansı kursuna gidebilme hakkı kazandım. 2009 yılında UEFA B lisansı güncelleme kursunu başarıyla bitirdim. Daha sonra da Alanyaspor altyapısında çalışmaya başladım."

Baybora Özdemir’in daha çocuk yaşta geçirdiği kaza, hayata barışık olma süreci ve elde edilen başarı. 

Evet, hayatla mücadele, nefsimizle savaşı bırakmama adına Özdemir’in verdiği mesaj oldukça önemli. 

Hak Teâlâ, kendisine sadık kul olma adına, yaşadıklarımız ve şahit olduğumuz her olaydan ders çıkarmayı her birimize nasip eylesin. AMİN… 

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

"Spor ile engellileri nasıl aştılar" diyerek ilk yazımızı 10 Temmuz 2016 tarihinde “Tekerlekli sandalye Milliler ve sporla aşılan engeller” başlığı altında yine burada yazmışız. 

Zaman o kadar çabuk geçiyor ki, aradan geçen dört aylık dilimde kim bilir hangi ‘engelli’ kardeşimiz-çocuğumuz Allah’ın izniyle, spor aracılığıyla hayat kalitesini artırabilmek için çaba sarf etti. Bu gayret-çabanın erişilebilir mutluluğumun, tarife sığmayacak kadar büyük olduğunu tahmin edersiniz sanırım!..

“SPOR” DENİNCE AKILLARA FUTBOL GELİYOR...

Spor denildiğinde ilk akla gelen ‘futbol’ olmakta. Hal böyle olunca da mutluluk ve başarıdan dem vuruyoruz. İlk akla futbol geldiğine göre, düşünülebilir ki ‘Başakşehirspor’un Galatasaray karşısında galip gelmesini veya Beşiktaş-Trabzonspor maçına neden değinmiyoruz da engelliler konusunu yazıyoruz!

Soranın kendine göre haklı, toplumun değerleri için ‘cevabı’ aranması gereken bir soru olsa gerek...

Bu sorunun karşılığı o kadar açık ve net ki! 

Takımlar arasında bugüne kadar o kadar çok maç oynandı ki. Öyle ya, bu galibiyet-yenilgiler gündemi ‘anlık’ meşgul ediyor! 

Asıl yapmamız gerekenin, toplum veya bireyleri etkileyen devamlı-kalıcı olayları-gelişmeleri, uzun vadeli-soluklu olması gerekçesi ile bu satırlara taşımak gerektiğini düşünüyoruz...

TEKERLEKLİ SANDALYE MİLLİ TAKIMIMIZ VE TEKERLEKLİ BASKETBOL TAKIMININ BAŞARILARINI UNUTMAYALIM...

Yine bu satırlara taşıdığımız Tekerlekli Sandalye Milli Takımımız oyuncularının ‘engelli’ oluş durumları ve Tekerlekli Basketbol takımı ile hayata tutunma şekillerini, kısaca hatırlayalım. 

Aytaç Eren 9 aylıkken çocuk felci geçirmiş, İsmail Ar 17 Ağustos depreminde enkaz altında kalmış. Bestami Boz sekiz aylıkken yanlış iğne ile engelli olurken, Yasin Çıgaoğlu 11 yaşında ağaçtan düşerek omurilik felci olmuş. Ve ‘umutlarına’ sıkı sıkıya sarılıp, kendilerine tanınan imkan ve çalışmanın bir neticesi olarak, Tekerlekli Basketbol Milli Takımına yükselme süreçleri!..

Verilmesi gereken bir mesaj, kendimiz için takip edilme zorunluğu olan bir paragraf açmak istiyorum. 

KAMUDAKİ ÖRNEK ÇALIŞMALARI AKTARACAĞIZ...

Hastalık, kaza, yanlış tedavi süreci sonucunda, Türkiye ortalamasında sekiz milyonu bulan engelli vatandaşımız. Bu engelli vatandaşlarımıza belediye, özel veya devlet kurum ve kuruluşlarının anlamlı desteği ile gerek tedavi amaçlı egzersiz-spor, gerekse kurulan spor kulüpleri gibi anlamlı çalışmalara imza atılıyor. 

AK PARTİ, CHP, MHP... Engelli sporu için yapılan anlamlı çalışmalara, parti gözetmeksizin yapılan her türlü anlamlı çalışmaları ‘örnek-ibretlik’ olsun diye, bu sütunlara taşıyacağız inşallah...

Engelli-protezli olmak, profesyonelliğe engel değil!..

Spor sayesinde değişim-tedavi sürecine giren vatandaşlarımızın hayatları içerisinde sadece sporcu olarak değil, antrenörler de var. Düşünebiliyor musunuz, toplumun bir parçası olan bireyleri, bir ömür boyu etkileyecek olan bir süreçten bahsediyoruz...

ENGELSİZ PROFESYONELLERE ÖRNEK ENGELLİ SPORCULAR VAR...

Trafik kazası sonucu bir ayağını kaybeden Baybora Özdemir, protez bacağı ile adeta profesyonellere örnek oluyor. Her defasında ‘Herkes engelli adayıdır’ diye, altını çizdiğimiz hassasiyet var ya. 

Beklenmedik kaza Özdemir’i de, henüz sekiz yaşında yakalar. Yolun karşısına geçerken belediye otobüsünün çarpması sonucu bir anda kendini hastanede bulur. Bir dizi ameliyat sonrası, ayak kısmı dizinin alt kısmı kesilmek zorunda kalır...

Yaşamak için hayatla barışık olmayı bilen Baybora Özdemir, futbol oynamaya devam eder. 

Spor tutkusu ve o yoldaki azim ve kararlığıyla spor eğitiminin bilimsel basamağı olan Üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulunu bitirerek, profesyonel antrenörlük sürecine girer.

2009 yılından başladığı antrenörlüğü, şimdi Süper Lig ekiplerinden Alanyaspor’da altyapı antrenörlüğü yaparak sürdürüyor...

Özdemir’in haber ajansına verdiği röportajdaki sözleri oldukça manidar; “Yılmamamız, savaşı bırakmamamız gerekiyor. Örneğin ben okulu futbol antrenörü olmak için seçtim. Üniversiteyi bitirdiğim için UEFA B lisansı kursuna gidebilme hakkı kazandım. 2009 yılında UEFA B lisansı güncelleme kursunu başarıyla bitirdim. Daha sonra da Alanyaspor altyapısında çalışmaya başladım."

Baybora Özdemir’in daha çocuk yaşta geçirdiği kaza, hayata barışık olma süreci ve elde edilen başarı. 

Evet, hayatla mücadele, nefsimizle savaşı bırakmama adına Özdemir’in verdiği mesaj oldukça önemli. 

Hak Teâlâ, kendisine sadık kul olma adına, yaşadıklarımız ve şahit olduğumuz her olaydan ders çıkarmayı her birimize nasip eylesin. AMİN… 

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com