<h3><span><strong>FİLİSTİN CEPHESİ’NDE 1. DÜNYA SAVAŞI’NDAN SONRA ALDIĞIMIZ EN BÜYÜK YENİLGİ</strong></span></h3> <div><strong>Birinci</strong> <strong>Dünya</strong> <strong>Savaşı</strong> <strong>Osmanlı</strong> <strong>Toprakları</strong> dışında kalan tüm cephelerde başta <strong>Avrupa</strong> ve <strong>Uzakdoğu</strong> olmak üzere <strong>İkinci Dünya Savaşı</strong>’ndaki büyük hesaplaşma ile bitti. Ya <strong>Osmanlı</strong> <strong>Topraklarındaki</strong> cepheler?</div> <div><strong>Birinci Dünya Harbinde Türk Ordusu, on cephede savaşmıştır. Bu cepheler kısaca şöyledir:</strong></div> <div><strong>1. Kafkas (Doğu) Cephesi:</strong> Karadeniz’den İran içlerine kadar uzanan ve Türklerle Rusların çarpıştığı cephe.</div> <div><strong>2. Irak Cephesi:</strong> Basra Körfezine asker çıkararak Irak’ı işgale girişen İngiliz kuvvetleriyle çarpışan Türk kuvvetlerinin kurduğu cephe.</div> <div><strong>3. Filistin-Suriye Cephesi:</strong> Türklerin Süveyş Kanalına yaptıkları iki taarruzun başarısızlığa uğraması üzerine İngilizlerin Filistin’i işgal amacıyla karşı taarruza geçmeleriyle meydana gelen cephe.</div> <div><strong>4. Çanakkale Cephesi:</strong> İngiliz ve Fransız donanmalarının Çanakkale Boğazını açmak için 18 Mart 1915’te denizden yaptıkları saldırının başarısız kalması üzerine Arıburnu ve Seddülbahir bölgelerine asker çıkarmalarıyla kurulan cephe.</div> <div><strong>5. Avrupa Cepheleri (Galiçya, Makedonya, Romanya):</strong> Türkler, müttefiklerine yardım amacıyla bu üç bölgede cereyan eden savaşlara birer kolorduyla katılmışlardır. (Her bölge ayrı birer cephedir.)</div> <div><strong>6. Yemen Cephesi</strong></div> <div><strong>7. Mısır-Kanal Cephesi</strong></div> <div><strong>8. Trablus Cephesi</strong></div> <div><strong>Birinci</strong> <strong>Dünya</strong> <strong>Savaşı</strong> yukarıdaki cepheler hariç yani <strong>Avrupa’da</strong>, <strong>Asya’da</strong>, <strong>Japonya</strong> ile <strong>Almanya</strong> ile <strong>2. Dünya Savaşı</strong> sonucu bitti ve <strong>Avrupa’da</strong> <strong>AB</strong> kuruldu. Peki; bizim büyük <strong>Cihan</strong> <strong>Devletimizin</strong> Cepheleri?</div> <div>Biten tek cephe var. <strong>Çanakkale</strong> <strong>Cephesi</strong>… Diğer tüm cephelerde savaş devam ediyor.</div> <div>Nasıl peki?</div> <div>Sürdürülebilir kaos ve çatışma alanları oluşturuldu. <strong>Yunan</strong>, <strong>Ermeni</strong>, <strong>Bulgar</strong>, <strong>Sırp</strong>, <strong>Asî</strong> <strong>Arap</strong> <strong>Aşiretleri</strong>, <strong>Mehmetçik</strong> bölgeden çıktıktan sonra <strong>Yahudîler</strong>, son olarak <strong>PKK</strong> ve <strong>DEAŞ</strong> dâhil vekâlet savaşına dönüşecek terör unsurları, yapay devletler oluşturdular, düzenli vekil ordular kurdular.</div> <div>Düşman aynı. <strong>HASTA ADAM</strong> ölmedi.</div> <div><strong>Hasta</strong> <strong>Adam’ın</strong> toprakları önce parçalandı sonra sıcak iç çatışma alanlarına dönüştürüldü. <strong>12</strong> <strong>Eylül</strong> <strong>1980</strong> öncesi durumumuz ve <strong>PKK</strong> bile gerçekleri görmemize yetmez mi?</div> <div><strong>FETÖ</strong>, <strong>DEAŞ</strong> gibi sözde <strong>İslâmî</strong> yapılar yetmez mi <strong>İngiliz</strong>-<strong>ABD</strong>-<strong>Fransa</strong>-<strong>Almanya</strong> gevurunu anlamaya…</div> <div><strong>İsrail…</strong></div> <div><strong>1920’li</strong> yıllardan itibaren bölgeye <strong>Yahudî</strong> <strong>Göçünü</strong> başlatan <strong>İngiltere</strong>. <strong>2. Dünya Savaşı</strong> sonrası bu göç hızlandırıldı. <strong>Yahudîler</strong> bölgeye getirilmeye başlandıktan hemen sonra;</div> <div><strong>1.</strong> Önce terör örgütü kurup <strong>Araplarla</strong> çatışmaya başladılar</div> <div><strong>2.</strong> Kendilerine <strong>Kuzey</strong> <strong>Irak</strong> ve <strong>Suriye’de</strong> <strong>PKK</strong>/<strong>YPG’ye</strong> sunulduğu gibi otonom idarî bölgeler ve imkânlar sunuldu.</div> <div><strong>3.</strong> <strong>İngiltere</strong> ve <strong>ABD,</strong> büyüttükleri bölgesel kriz alanını <strong>BM’e</strong> devrettiler ve <strong>İsrail</strong> <strong>Devleti’nin</strong> kurulmasını sağladılar. <strong>İsrail</strong> devleti kurulduktan sonra;</div> <div><strong>a.</strong> <strong>İbranî</strong> <strong>Soylu</strong> olmayan <strong>Musevîlerden</strong> ki çoğu <strong>Yafes</strong> <strong>Oğullarından</strong> <strong>Hazar</strong> <strong>Türkleri</strong> ve <strong>Aşkenazlar,</strong> <strong>Hitler’in</strong> katliamları ile <strong>İsrail’e</strong> göçe zorlandılar.</div> <div><strong>b.</strong> <strong>İsrail</strong> devleti kurularak ölü bir dil olan <strong>İbranice</strong> yeniden canlandırıldı, hâlen bir kurul, kelime türetmeye devam ediyor.</div> <div><strong>c.</strong> <strong>Hazar</strong> <strong>Türkleri,</strong> <strong>Yahudîlerin</strong> din adamlarının yazdığı ve <strong>Siyonizm’in</strong> de kaynağı olan <strong>Talmut’u</strong> okumazlardı. <strong>Yahudiler</strong> arasında ilk kez birlik oluşturuluyor ve bu süreç devam ediyor.</div> <div><strong>d.</strong> <strong>İsrail</strong> ile üniter bir <strong>Yahudî</strong> halkı icat ediliyor ve oluşturuluyor. (Sırada aynı yöntemlerle kurulacak Kürdistan) var.</div> <div><strong>e.</strong> Kurulan <strong>İsrail</strong> yapay bir devlettir. <strong>ABD</strong> ve <strong>İngiltere’nin</strong> bölgede çıkarlarını korumak için kurulmuştur. Bakın arkasında <strong>ABD</strong> taraf olarak durmaktadır.</div> <div><strong>Yahudîler</strong> tek millet midir?</div> <div>Bu basit soruyu bile kimse birbirine sormuyor.</div> <div><strong>4.</strong> Görüntüde oluşmuş <strong>İsrail</strong> <strong>Çıbanı</strong> ile dünyaya gösterilen <strong>Müslüman</strong>-<strong>Yahudî</strong> <strong>Savaşı</strong> aldatmacadır. <strong>1. Dünya Savaşı’ndaki</strong> <strong>1000</strong> yıllık düşman taraflar savaşın gerçek taraflarıdır. Yani <strong>İslâm</strong>-<strong>Haçlı</strong> <strong>Savaşı</strong> sürmektedir.</div> <div><strong>Yahudî,</strong> alet olduğu kavganın sonuçlarını görememektedir. Oysa insanlık tarihi içinde <strong>Yahudilere</strong> <strong>Hıristiyanlar</strong> işkence etmiş, sürgün ve katliamlar yapmış, <strong>Müslümanlar</strong> daima himaye etmiştir.</div> <div>Bugün <strong>1. Dünya Savaşı’ndan</strong> bu yana aldığımız büyük yenilgilerden birini yaşıyoruz.</div> <div><strong>Terör</strong> <strong>Devleti</strong> <strong>İsrail</strong>, <strong>Haçlı</strong> <strong>İttifakı’nın</strong> emrinde <strong>Lübnan’a</strong> da <strong>Ürdün’e</strong> de girecek durumdadır. Her iki ülkede de karşısına çıkacak askerî birlik yoktur.</div> <div><strong>Türkiye’yi</strong> <strong>İsrail’in</strong> işgâli söz konusu dahî olamaz. <strong>Cumhurbaşkanımız</strong> ve <strong>iktidar</strong>, meseleye ideolojik sığlıkla değil, <strong>Millî</strong> menfaatler zaviyesiyle bakmalıdır. <strong>Türk</strong> <strong>Milleti</strong> ve <strong>Ordusu</strong> dirâyetli ve dirençlidir.</div> <div><strong>Yapılması gerekenler ise;</strong></div> <div><strong>1.</strong> Öncelikle <strong>Şanlı</strong> <strong>Ordumuzun</strong> itibârı iade edilmeli ve muharip generallerin emekli dahi olsalar bir şura kararı ile göreve gelmesi sağlanmalıdır.</div> <div><strong>2.</strong> <strong>Suriye</strong>, <strong>Irak</strong>, <strong>Mısır</strong>, <strong>S. Arabistan, Yemen, Lübnan</strong> hatta <strong>Libya</strong> gibi bölge ülkeleri ile ivedi bir araya gelinmelidir <strong>Suriye</strong> ve <strong>Irak’ın</strong> iç istikrarı sağlanmalıdır.</div> <div><strong>3.</strong> <strong>İsrail</strong>, <strong>ABD</strong>, <strong>İngiltere</strong> ve <strong>Fransa</strong> ile görüşmeler ve mekik diplomasisi başlatılmalıdır. <strong>Türkiye,</strong> buradaki duruşu <strong>İngiltere</strong>, <strong>ABD</strong>, <strong>Fransa</strong> gibi üstte ve söz sahibi şeklinde olmalıdır. Unutmayalım ki; teması sağlayan inisiyatifi elde tutar.</div> <div><strong>4.</strong> <strong>Türkiye</strong>, <strong>1. Dünya Savaşı</strong> sonrası yapılan tüm anlaşmalarda bir şekilde farklı tehditlerle zorlanmıştır. Bunları gündeme getirerek <strong>düşman</strong> <strong>cephe</strong> taciz edilebilir.</div> <div><strong>5.</strong> <strong>İsrail</strong> ve <strong>Siyonizm</strong> karşıtı özellikle de <strong>İbrani</strong>/<strong>Sami</strong> soylu olmayan <strong>Musevîlere</strong> ulaşılmalıdır. Bunların çoğu ayrıca <strong>Türk</strong> ya da akraba halklardır. <strong>ABD</strong> ve <strong>İngiltere’de</strong> bu topluluklar, ivedilikle harekete geçirilmelidir. Bu kapsamda <strong>İsrail</strong> <strong>vatandaşlarına</strong> dönük çalışma da başlatılmalıdır. <strong>İsrail</strong> dışındaki <strong>Yahudî</strong> din adamlarından da istifade edilmelidir.</div> <div><strong>6.</strong> <strong>İslâm</strong> <strong>Ülkeleri’nin</strong> ne kadar pasif olduğu görülmüştür. <strong>BM</strong> nezdinde ve <strong>İsrail</strong> katliamlarına karşı tavır almış <strong>G. Afrika</strong> gibi ülkelerle ortak platformlar oluşturulmalıdır.</div> <div><strong>7.</strong> <strong>Küresel</strong> <strong>Çete</strong> içindeki unsurlarla kesinlikle temas kurulmalıdır. <strong>Türkiye’nin</strong> niyet ve maksatları, yakın dönem hedefleri bu gruplarla sırlarımız saklı kalmak kaydı ile konuşulmalıdır.</div> <div><strong>Türkiye</strong> dâhil, bölge ülkelerinin bu çaresizlik ve çözümsüzlük ihtiva eden duruşları kabul edilemez. <strong>Devlet</strong> <strong>Yönetimi</strong> sığ ideolojilere mahkûm da edilemez.</div> <div><strong>İran</strong> ve <strong>İsrail</strong> bölgede sahta tahterevalli oynuyorlar. <strong>İran</strong> <strong>İsrail’e</strong>, <strong>İsrail</strong> <strong>İran’a</strong> gerekçe oluşturuyor. <strong>İran’ın</strong> attığı füzelerde patlayıcı yok. Bu ne ağır bir iddia. Sonuçtan baktığınızda roketlerden biri <strong>Batı</strong> <strong>Şeria’ya</strong> düştü. <strong>Minare</strong> gibi bir adamın tepesine yıkıldı. Roketini bile parçalamayan patlayıcı… <strong>İsrail,</strong> düşen füzeleri gösterdi ama tahrip edilmiş yerleri göstermedi. İlginç değil mi?</div> <div><strong>Türk</strong> <strong>Milleti</strong>, bölgenin aslî unsurudur.</div> <div>Bölgesinde ve çevresinde dindaşları milletler vardır. Bunların en başında da <strong>Araplar</strong> gelir. <strong>Arap</strong> kardeşleri ile kader birliği, geçmişte aynı devletlerde bağlılık ve akrabalıkları vardır.</div> <div>Bölgesinde <strong>gayrimüslim</strong> de olsalar <strong>soydaşlık</strong> ilişkileri vardır. Son <strong>40-50 yıla</strong> kadar ideolojik milliyetçiliğimiz <strong>Müslüman</strong> olmayan <strong>Türkleri</strong> dikkate almamıştır. Hatta <strong>Sünnî</strong> olmayan <strong>Türklere</strong> karşı dahî tavırlı durmuştur. Bunu aşmak zorundadır. <strong>Macaristan’ın</strong> duruşu her anlamda güzel bir örnektir.</div> <div><strong>TDT</strong> (Türk Devletleri Teşkilatı) çok değerlidir. Diğer birlik ise devletlerin ve halkların dinine bakmaksızın <strong>OMT</strong> (Osmanlı Milletler Topluluğu) olmalıdır.</div> <div><strong>Türkiye,</strong> pasif dış politika ile küçülür. Aktif dış politika ile etki alanlarında güçlenir. <strong>Cumhurbaşkanımız</strong> geçmişte bunu yapmıştır. Bugün siyasetinin merkezine <strong>İslâmî</strong>! duyarlılık kadar <strong>Millî</strong> menfaatleri de koymalıdır. Danışman kadrolarını yeniden bu çerçevede oluşturmalıdır.</div> <div><strong>TSK’nin</strong> komuta kademesinde <strong>muharip</strong> generallere ihtiyaç vardır. <strong>NATO’CU</strong>, <strong>FETÖCÜ</strong> karargâhlarda kabak misali büyümüş adamlardan çok, ömrü kıtalarda ve arazide, operasyonlarda geçmiş generallere ihtiyaç vardır. İvedilikle <strong>YAŞ</strong> toplanıp, <strong>emekli</strong> edilmiş <strong>generaller</strong> dâhil <strong>TSK’nin</strong> <strong>muharip</strong> <strong>vasfı</strong> geliştirilmelidir.</div> <div><strong>Sayın</strong> <strong>Cumhurbaşkanım!..</strong></div> <div>Devleti mecrasına getirmek ve <strong>Millî</strong> <strong>Devleti</strong> tüm kurumları ile ihya etmek zorundasınız. <strong>Şanlı</strong> <strong>Türk</strong> <strong>Ordusu’na</strong> <strong>Azîz</strong> <strong>Türk</strong> <strong>Milleti’nin</strong> muhabbeti fedàkârlık ve yiğitliğindendir. Bu yiğitlik, <strong>15</strong> <strong>Temmuz’da</strong> tezahür etti. Değerini önce siz, sonra hükümetiniz bilsin.</div> <div>.</div> <div><strong>E. Yarbay Halil Mert, dikGAZETE.com</strong></div> <div>-Strateji ve Yönetim Uzmanı, Elektrik-Elektronik Mühendisi</div> <div>Ayrıntılı özeti buradan izleyebilirsiniz:</div> <div>https://youtu.be/ofQfeA2TL90</div> <div></div> <div></div> <div></div>