“Fişini çekmek!..”

“Fişini çekmek!..”

Aydın’ın Nazilli ilçesi Kaymakamı İbrahim Küçük, İçişleri Bakanlığı’nın son kararnamesiyle görev yeri değiştirilerek Mersin’e Vali Yardımcısı olarak atanmış.

Hafta içi konuyla ilgili haber, gazete ve haber sitelerinde yayımlandı.

Hatta ulusal gazetelerin yanısıra Aydın ve Nazilli yerel gazetelerinde yer alan haberlerde; ‘Kaymakam Küçük’ün görev yerinin değiştirilmesinde, AK Parti Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim’in etkili olduğu’ belirtilerek;  “Nazilli’ye hafif birisiydi, gereken yapıldı. Biz buna proje söyledik, yapmadı. Kendi kafasına göre iş yaptı. Ben de bu arkadaşın Nazilli’ye yakışmadığını düşünerek fişini çektim” dediği yazıldı.

Daha sonra ise Erim’in “Fişini çektim” ifadesini kullanmadığı, “Görevden alınmasını istedim” şeklinde açıklama yaptığı ifade edildi.

İlçeden gitmeden önce kendisi için hazırlanan veda töreni yemeğinde konuşan Kaymakam Çelik;

“Görev sürecimde hiçbir şekilde taraflı olmadan, herhangi bir baskıya boyun eğmeden, dik durarak, gerektiği zaman insanlığını unutanlara diklenerek göstermeye çalıştım. Akşam yatıp yarın kalkıp imarda nasıl bir şey olursa, hangi hazine arazisi üzerinden ne kadar ne kazanırım diye, hesap edenlerin ne Nazilli’ye ne Aydın’a ne de Türkiye’ye faydalarının olmayacağını bir kez daha ifade ediyorum. Biz rantçının, arsa spekülatörlerinin, orada-burada çalışan kamu görevlilerinin görevleriyle ve pozisyonlarıyla oynamayı adet haline getiren hiç kimsenin esiri olmadık, hiç kimseye boyun eğmedik. Bütün arkadaşlarda buradan sesleniyorum, kendi oturdukları koltukların gereğini yerine getirsin herkes. Gereğini yerine getirmezseniz başkaları sizi kukla gibi oynatmaya çalışırlar” diyerek, vedasını yapmış.

Tam da bu konuşmadan sonra milletvekili Erim, ilçe başkanı ve partinin ileri gelenleriyle birlikte açıklama yapmış…

İçişleri Bakanı ile görüştüğünü, gerekeni yapacağını dile getirdikten sonra özetle;

“Kaymakam bey Nazilli’ye hizmet etmekten ziyade oğlunu futbolcu yapmak için çaba sarfetti… Kaymakam Bey, futbolcudur. Gitsin futbolculuğunu yapsın. Biz ona proje sunduk dikkate almadı, kafasına göre iş yaptı. 

…Ben de istiyorum ki Nazilli hareketli olsun. Bu yönden anlaşamadığımız konular oldu. Fakat kendisi Nazilli halkı için demiş ki, elinize, cebinize, arsanıza dikkat edin. Böyle bizim bir derdimiz yok. Böyle bir sıkıntı varsa onun için kendisinin bir gidip bu memleketin savcısı, hakimi var, gereğini yapması lazım. Eğer benim bir suçum varsa onun daha çok suçu var.

…Bir iş yapmıyordu, sadece günlük işleri yapıyordu. Noter misin sen? İmzalayıp geçiyordu. Nazilli’ye bir katkısı var mıydı? Onu 30 bin nüfuslu bir kasabaya vereceksin. En fazla. Onun yapacağı iş o kadar” demiş.

İlçe Başkanı Mustafa Abak da;

“Siyasetle gelen bürokrat, siyasetle gider. Yani sayın Kaymakamın gerçekten konuşmaları devlet adabına ve terbiyesine yakışmaz. Hayatımda bir kaymakam görüyorum; böyle bir açıklama yapan kaymakam. Bugüne kadar devlete olan saygımızdan, partime olan saygımdan, bazı şeylerde sabrettik, sineye çektik. Kendisiyle uyuşamıyorduk. Uyuşmak zorunda mıyız? Hayır. Kendisi hakkında söylediği söz ve eylemler hakkında teşkilat olarak suç duyurusunda bulunacağız. Hiçbir bürokrat seçilmişlerin üzerinde değildir. Varsa bilgi belge açıkla herkes öğrensin. Bu burada bitmez” şeklinde konuşmuş!..

Basına yansıyan benzeri bir durum da, Balıkesir’de yaşanmıştı. 

AK Parti’de Genel Başkan Yardımcısı olarak da görev yapan ve belediye başkanlığına aday olup seçilen Ahmet Edip Uğur, dönemin Balıkesir Valisi Mustafa Yaman hakkında hakaret içeren sözler sarfetmiş; valinin kendi emrinde hareket edeceğini, etmezse gideceğini söylemiş ve zaman geçip vali gitmeyince ‘hırsız’ filan demişti.

Mustafa Yaman, Mardin Valisi olarak atandıktan sonra da; “Ben mi gideceğim… Elbette o gidecek” mealinde sözler söylemişti.

Bir süre sonra, kendisi de istifa ettirilip gönderilmişti!..

Bu olaydan da anlaşılacağı gibi milletvekili, belediye başkanı, il, ilçe başkan ve teşkilatı, ilin ya da ilçenin resmi kayıtlarda mülki amiri olarak görünen vali ve kaymakamların, kendilerine uymazsa ayağını kaydırabiliyor.

Dolayısıyla “perde arkası mülki amir” oluyorlar!..

Muhafazakar parti liderleri ve söz sahipleri de, bugüne kadar ‘Tek Parti’ dönemine işaretle, ‘Bu ülkede il başkanları vali, ilçe başkanları kaymakam yapıldı’ şeklinde haklı olarak, o dönemi yerden yere vururlar!..

“Eeee!..”  mi diyorsunuz?!

Hani siz farklı olacaktınız?!

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitterda bizi takip edin: @alimevlutkaya  @dikgazete

Aydın’ın Nazilli ilçesi Kaymakamı İbrahim Küçük, İçişleri Bakanlığı’nın son kararnamesiyle görev yeri değiştirilerek Mersin’e Vali Yardımcısı olarak atanmış.

Hafta içi konuyla ilgili haber, gazete ve haber sitelerinde yayımlandı.

Hatta ulusal gazetelerin yanısıra Aydın ve Nazilli yerel gazetelerinde yer alan haberlerde; ‘Kaymakam Küçük’ün görev yerinin değiştirilmesinde, AK Parti Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim’in etkili olduğu’ belirtilerek;  “Nazilli’ye hafif birisiydi, gereken yapıldı. Biz buna proje söyledik, yapmadı. Kendi kafasına göre iş yaptı. Ben de bu arkadaşın Nazilli’ye yakışmadığını düşünerek fişini çektim” dediği yazıldı.

Daha sonra ise Erim’in “Fişini çektim” ifadesini kullanmadığı, “Görevden alınmasını istedim” şeklinde açıklama yaptığı ifade edildi.

İlçeden gitmeden önce kendisi için hazırlanan veda töreni yemeğinde konuşan Kaymakam Çelik;

“Görev sürecimde hiçbir şekilde taraflı olmadan, herhangi bir baskıya boyun eğmeden, dik durarak, gerektiği zaman insanlığını unutanlara diklenerek göstermeye çalıştım. Akşam yatıp yarın kalkıp imarda nasıl bir şey olursa, hangi hazine arazisi üzerinden ne kadar ne kazanırım diye, hesap edenlerin ne Nazilli’ye ne Aydın’a ne de Türkiye’ye faydalarının olmayacağını bir kez daha ifade ediyorum. Biz rantçının, arsa spekülatörlerinin, orada-burada çalışan kamu görevlilerinin görevleriyle ve pozisyonlarıyla oynamayı adet haline getiren hiç kimsenin esiri olmadık, hiç kimseye boyun eğmedik. Bütün arkadaşlarda buradan sesleniyorum, kendi oturdukları koltukların gereğini yerine getirsin herkes. Gereğini yerine getirmezseniz başkaları sizi kukla gibi oynatmaya çalışırlar” diyerek, vedasını yapmış.

Tam da bu konuşmadan sonra milletvekili Erim, ilçe başkanı ve partinin ileri gelenleriyle birlikte açıklama yapmış…

İçişleri Bakanı ile görüştüğünü, gerekeni yapacağını dile getirdikten sonra özetle;

“Kaymakam bey Nazilli’ye hizmet etmekten ziyade oğlunu futbolcu yapmak için çaba sarfetti… Kaymakam Bey, futbolcudur. Gitsin futbolculuğunu yapsın. Biz ona proje sunduk dikkate almadı, kafasına göre iş yaptı. 

…Ben de istiyorum ki Nazilli hareketli olsun. Bu yönden anlaşamadığımız konular oldu. Fakat kendisi Nazilli halkı için demiş ki, elinize, cebinize, arsanıza dikkat edin. Böyle bizim bir derdimiz yok. Böyle bir sıkıntı varsa onun için kendisinin bir gidip bu memleketin savcısı, hakimi var, gereğini yapması lazım. Eğer benim bir suçum varsa onun daha çok suçu var.

…Bir iş yapmıyordu, sadece günlük işleri yapıyordu. Noter misin sen? İmzalayıp geçiyordu. Nazilli’ye bir katkısı var mıydı? Onu 30 bin nüfuslu bir kasabaya vereceksin. En fazla. Onun yapacağı iş o kadar” demiş.

İlçe Başkanı Mustafa Abak da;

“Siyasetle gelen bürokrat, siyasetle gider. Yani sayın Kaymakamın gerçekten konuşmaları devlet adabına ve terbiyesine yakışmaz. Hayatımda bir kaymakam görüyorum; böyle bir açıklama yapan kaymakam. Bugüne kadar devlete olan saygımızdan, partime olan saygımdan, bazı şeylerde sabrettik, sineye çektik. Kendisiyle uyuşamıyorduk. Uyuşmak zorunda mıyız? Hayır. Kendisi hakkında söylediği söz ve eylemler hakkında teşkilat olarak suç duyurusunda bulunacağız. Hiçbir bürokrat seçilmişlerin üzerinde değildir. Varsa bilgi belge açıkla herkes öğrensin. Bu burada bitmez” şeklinde konuşmuş!..

Basına yansıyan benzeri bir durum da, Balıkesir’de yaşanmıştı. 

AK Parti’de Genel Başkan Yardımcısı olarak da görev yapan ve belediye başkanlığına aday olup seçilen Ahmet Edip Uğur, dönemin Balıkesir Valisi Mustafa Yaman hakkında hakaret içeren sözler sarfetmiş; valinin kendi emrinde hareket edeceğini, etmezse gideceğini söylemiş ve zaman geçip vali gitmeyince ‘hırsız’ filan demişti.

Mustafa Yaman, Mardin Valisi olarak atandıktan sonra da; “Ben mi gideceğim… Elbette o gidecek” mealinde sözler söylemişti.

Bir süre sonra, kendisi de istifa ettirilip gönderilmişti!..

Bu olaydan da anlaşılacağı gibi milletvekili, belediye başkanı, il, ilçe başkan ve teşkilatı, ilin ya da ilçenin resmi kayıtlarda mülki amiri olarak görünen vali ve kaymakamların, kendilerine uymazsa ayağını kaydırabiliyor.

Dolayısıyla “perde arkası mülki amir” oluyorlar!..

Muhafazakar parti liderleri ve söz sahipleri de, bugüne kadar ‘Tek Parti’ dönemine işaretle, ‘Bu ülkede il başkanları vali, ilçe başkanları kaymakam yapıldı’ şeklinde haklı olarak, o dönemi yerden yere vururlar!..

“Eeee!..”  mi diyorsunuz?!

Hani siz farklı olacaktınız?!

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitterda bizi takip edin: @alimevlutkaya  @dikgazete