Geleceği için size güveniyor

Geleceği için size güveniyor

İnsanlarda genellikle kolayı, kolay yolu seçmek eğilimi ağır basar ki kaçınılmaz gerçektir. 

Bir insan yüzlerce kitap okuyup, makale ve şiirler yazdığı halde şuuraltı yine de özgün araştırma, incelemeyi seçmez ve kolay yolu seçerek var olana kazanım sunmayarak aynen teşhir ederler. 

Bunun altında kanımca sebebini saklayan şuuraltı, ancak psikanalizle aydınlanabilir. 

Konu olacak metni gün yüzüne çıkarırken koruyucu, önleyici ve bilgilendirici içeriği zengin olmalıdır ki okuyucu tatmin olabilsin. 

Geleneksel eğitim politikasının şekillendirilmesinde rol oynayan faktörlerin ciddiyetle sentezlendirilerek liyakatli ve özgün ekiplerin oluşturulmasıyla önüne geçilebilinir. 

Çağımızda kolaycılık hastalığı önü alınamaz şekilde artmakta ve toplumların önüne problem olarak çıkmaktadır. 

İnsanın kendini, var olan akademik gelişimi yanı sıra sahada aktif rol oynama şansı verilmelidir. Alanında yeni beyinler yetiştirilmesi için çaba sarf eden çok az uzman mevcuttur. Var olanlar da “bordromu bilirim, gerisi kendisine kalmış” zihniyetli takozlardan ibarettir. 

Bunun yolu, kökten çocuğun eğitiminden sorumlu halkımızı, dinamik, psikolojik, psikanalitik bilgilerle teçhiz etmektir.

Çocuğun çevre-ego ilişkisini sağlayan pozitif algıları, irade sahibi olmasıyla akıl öneminin, kelam ilminin temel konularından biri olan bilgi meselesine de ışık tutmasıdır.

Bilginin önemini kavrayabilenler, geleceğe yön vereceğini bilmelidirler. 

Uzun yıllar eğitim gören yalnız diploma veya sertifika  hedefleyerek yetiştirilen insanlarımızı bu hale getirenlerin elbet bilinçli hareket ettikleri aşikardır. 

Kültürce geri kalmış toplumları yönetmek daha kolaycı ve zahmetsiz olduğundan geriye ayrıntılı bakmak gerekir. Zaafiyet nerede, ne zaman, ne şekilde ve kimlerce gerçekleştirilmiştir?.. Gece kitaplığınca çıkarılan yeni kitabım “Tarihte Kayıp Oryantalistler” adlı eserimi tavsiye ederim.

Geçmiş tarihimizde yüzlerce alim yetiştirenler, Anadolu Selçuklu medreselerini örnek alarak yol kat edebilmişlerdir. Osmanlılar’da da bu eğitim şekli liyakatlilik esası ön safhada tutularak devam ettirilmiştir.

Eğitimde dini esaslara dayalı geleneksel toplum yapısıyla, mevcut sosyo-politik yapının korunması yanı sıra, devlet erkanına hizmet verecek dürüst şahsiyetlerin de yetiştirilmesi devlet eliyle sağlanabilenecektir. 

Eğitimde fırsat eşitliğinin yaygınlaştırılması muhtelif sosyal sınıf ve ekonomik çevrelerden istifade eğitime meyilli ve daha yetkin beyinlere fırsat verilmesiyle önü alınamaz elit sınıfın yetişmesi sağlanacaktır. 

Geleceği için size güvenen gençler yetiştirebilmek, devletin imkanları gereğince ancak mümkündür çünkü onlar güvenecek bir el arayışındalar.

Vazifesinin şerefini idrak etmeyen insan, daim türlü yollardan hile ve rüşvet karşılığı çeşitli olumsuzluklara göz yumarak, sonunda kendisi ve çevresi için çok büyük tehlikeleri maruz bırakabilir. 

Tarihte elbet bu gibi olumsuzluklar birçok kereler yaşanmışsa da zamane, maalesef önü alınamaz hastalık misali yaygınlaşmıştır. 

Eğitim ve öğretim sisteminde yapılması elzem reformlar, sosyal bünyede gerçekleşen bir gelişme sonucu olarak, geçerliliği olan kavramları değer varlık alanına zenginlik kazandırır ki, global ölçekde yeni kültür unsuru değer varlık alanında toplum yapısının üst tabakasında maddi olmayan ile manevi olan üst alanda genel geçerliliği olan kavram bilgi değerlerini yerleştirmiş olur.

Vesselam yeni dünyada, eğitimde bağımsız fakat sorumlu zihinler yetiştirebilmek için gayret sarf etmeliyiz; bunda en alttan, en üst kurumlara kadar herkese birçok görevler düşmektedir. 

Bu şahsiyetlerin sahip oldukları özgün nitelikler, yönetim gücüne ve yeteneklerine mamafih uygulama gücüne göre sanat adamları, ilim adamları, fikir adamları v.b  ile topluma hizmet verilmesi sağlanılmalıdır. 

Atalarımızın eğitim sisteminin özünde her çocuk, kendi ilgi alanı ve yeteneğine göre değerlendirilerek, ona göre eğitiliyordu.

Bütün öğrencilere aynı dersler verilmeyerek, mektebin duvarında şöyle yazmaktaydı; Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz!..

Selam ve dua ile.

.

Volkan Yaşar Berber, dikGAZETE.com

-Araştırmacı Yazar-Tarihçi-

İnsanlarda genellikle kolayı, kolay yolu seçmek eğilimi ağır basar ki kaçınılmaz gerçektir. 

Bir insan yüzlerce kitap okuyup, makale ve şiirler yazdığı halde şuuraltı yine de özgün araştırma, incelemeyi seçmez ve kolay yolu seçerek var olana kazanım sunmayarak aynen teşhir ederler. 

Bunun altında kanımca sebebini saklayan şuuraltı, ancak psikanalizle aydınlanabilir. 

Konu olacak metni gün yüzüne çıkarırken koruyucu, önleyici ve bilgilendirici içeriği zengin olmalıdır ki okuyucu tatmin olabilsin. 

Geleneksel eğitim politikasının şekillendirilmesinde rol oynayan faktörlerin ciddiyetle sentezlendirilerek liyakatli ve özgün ekiplerin oluşturulmasıyla önüne geçilebilinir. 

Çağımızda kolaycılık hastalığı önü alınamaz şekilde artmakta ve toplumların önüne problem olarak çıkmaktadır. 

İnsanın kendini, var olan akademik gelişimi yanı sıra sahada aktif rol oynama şansı verilmelidir. Alanında yeni beyinler yetiştirilmesi için çaba sarf eden çok az uzman mevcuttur. Var olanlar da “bordromu bilirim, gerisi kendisine kalmış” zihniyetli takozlardan ibarettir. 

Bunun yolu, kökten çocuğun eğitiminden sorumlu halkımızı, dinamik, psikolojik, psikanalitik bilgilerle teçhiz etmektir.

Çocuğun çevre-ego ilişkisini sağlayan pozitif algıları, irade sahibi olmasıyla akıl öneminin, kelam ilminin temel konularından biri olan bilgi meselesine de ışık tutmasıdır.

Bilginin önemini kavrayabilenler, geleceğe yön vereceğini bilmelidirler. 

Uzun yıllar eğitim gören yalnız diploma veya sertifika  hedefleyerek yetiştirilen insanlarımızı bu hale getirenlerin elbet bilinçli hareket ettikleri aşikardır. 

Kültürce geri kalmış toplumları yönetmek daha kolaycı ve zahmetsiz olduğundan geriye ayrıntılı bakmak gerekir. Zaafiyet nerede, ne zaman, ne şekilde ve kimlerce gerçekleştirilmiştir?.. Gece kitaplığınca çıkarılan yeni kitabım “Tarihte Kayıp Oryantalistler” adlı eserimi tavsiye ederim.

Geçmiş tarihimizde yüzlerce alim yetiştirenler, Anadolu Selçuklu medreselerini örnek alarak yol kat edebilmişlerdir. Osmanlılar’da da bu eğitim şekli liyakatlilik esası ön safhada tutularak devam ettirilmiştir.

Eğitimde dini esaslara dayalı geleneksel toplum yapısıyla, mevcut sosyo-politik yapının korunması yanı sıra, devlet erkanına hizmet verecek dürüst şahsiyetlerin de yetiştirilmesi devlet eliyle sağlanabilenecektir. 

Eğitimde fırsat eşitliğinin yaygınlaştırılması muhtelif sosyal sınıf ve ekonomik çevrelerden istifade eğitime meyilli ve daha yetkin beyinlere fırsat verilmesiyle önü alınamaz elit sınıfın yetişmesi sağlanacaktır. 

Geleceği için size güvenen gençler yetiştirebilmek, devletin imkanları gereğince ancak mümkündür çünkü onlar güvenecek bir el arayışındalar.

Vazifesinin şerefini idrak etmeyen insan, daim türlü yollardan hile ve rüşvet karşılığı çeşitli olumsuzluklara göz yumarak, sonunda kendisi ve çevresi için çok büyük tehlikeleri maruz bırakabilir. 

Tarihte elbet bu gibi olumsuzluklar birçok kereler yaşanmışsa da zamane, maalesef önü alınamaz hastalık misali yaygınlaşmıştır. 

Eğitim ve öğretim sisteminde yapılması elzem reformlar, sosyal bünyede gerçekleşen bir gelişme sonucu olarak, geçerliliği olan kavramları değer varlık alanına zenginlik kazandırır ki, global ölçekde yeni kültür unsuru değer varlık alanında toplum yapısının üst tabakasında maddi olmayan ile manevi olan üst alanda genel geçerliliği olan kavram bilgi değerlerini yerleştirmiş olur.

Vesselam yeni dünyada, eğitimde bağımsız fakat sorumlu zihinler yetiştirebilmek için gayret sarf etmeliyiz; bunda en alttan, en üst kurumlara kadar herkese birçok görevler düşmektedir. 

Bu şahsiyetlerin sahip oldukları özgün nitelikler, yönetim gücüne ve yeteneklerine mamafih uygulama gücüne göre sanat adamları, ilim adamları, fikir adamları v.b  ile topluma hizmet verilmesi sağlanılmalıdır. 

Atalarımızın eğitim sisteminin özünde her çocuk, kendi ilgi alanı ve yeteneğine göre değerlendirilerek, ona göre eğitiliyordu.

Bütün öğrencilere aynı dersler verilmeyerek, mektebin duvarında şöyle yazmaktaydı; Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz!..

Selam ve dua ile.

.

Volkan Yaşar Berber, dikGAZETE.com

-Araştırmacı Yazar-Tarihçi-