GELECEK, RAHATINA KIYABİLENLERİNDİR..
GELECEK, RAHATINA KIYABİLENLERİNDİR..
- 21-07-2018 05:39
- 501
- 21-07-2018 05:39
- 501
- GECE SOHBETİ -
:
Evet, sormaya devam ediyoruz..
Nesin, ne yapıyorsun ve nereye gidiyorsun?..
Şu anda gittiğin yolda, senden öncekiler nereye vardılar ve sen nereye varmak istiyorsun?..
Unutma, bazı yollar çok uzundur, geri dönüşü de vardır, ama geri dönüşünün uzunluğu nispetinde ağır bedeli de vardır. Bazı yolların ise geri dönüşü yoktur, çıkmaz sokaktır.. Bin tane aklı yeten kişi gelse, seni oradan kurtaramayabilir..
Ayrıca yanlış yol, kurtulsan bile kurtulana kadar seni kurutmuş olabilir.. Kurutulmuşsan zaten, kurtulmuş da sayılmazsın!..
Büyük şehirlerde arabanla seyahat ederken yanlış bir yola girdiğinde, bir U dönüşü bulabilmek için, dakikalarca gitmen gerekir.. Hayatın U dönüşleri bu kadar kısa olmayabilir ve mâliyeti de çok yüksek olabilir..
Hayatı yaşlanmadan öğrenmek gerekir..
Yaşlandıktan sonra hayatı öğrenmek, acıları arttırır.. Çünkü, öğrenilen hayatı yaşayacak ömür kalmamıştır..
Ölümcül bir hastalığa yakalanan insan, kendisine mirâs kalan büyük bir servetten zevk alabilir mi?.. Bir başka ifadeyle; elindeki biletin, son trenin bileti olduğunu, tren gittikten bir saat sonra anlamak neyi değiştirir?..
Devam edelim..
Şairin; “Lafımın dostu, çilemin yabancısı” dediği kaypak kişilerden kendini koru..
Nankör insanlar için boşuna uğraşma!.. “Yağmur taşlara da yağar, ama bin bahar görse de taşlar yeşermez”.. Tecrübelerle sabittir ki, sonradan görmelerden adam olmaz!..
Yaşlılığında hayatı yeniden inşa etmeye çalışmak, kubbede ceviz durdurmaya çalışmak gibidir..
Gençlik, hayata uyum, ihtiyarlık ise hayata doyum yıllarıdır..
Sevdiklerimize ulaşmak için, sevmediklerimize katlanmak zorundayız..
Mutlu bir hayat, plânlı bir hayattır.. Hayatını bir prens gibi mutlu yaşamak istiyorsan, prensiplerini prenses yapmalısın..
Zamanını dakika dakika, mekânını karış karış, servetini kuruş kuruş plânla ki, hayatın kırış kırış olmaktan kurtulsun..
Rahata ermek için, onun bedeli kadar rahatsız olmak gerekir..
Gelecek, rahatına kıyabilen insanlarındır..
Netice-i kelâm;
Cennete giden yol asfaltla döşenmemiştir..
Vesselam..
.
Sami Özey, dikGAZETE.com
- GECE SOHBETİ -
:
Evet, sormaya devam ediyoruz..
Nesin, ne yapıyorsun ve nereye gidiyorsun?..
Şu anda gittiğin yolda, senden öncekiler nereye vardılar ve sen nereye varmak istiyorsun?..
Unutma, bazı yollar çok uzundur, geri dönüşü de vardır, ama geri dönüşünün uzunluğu nispetinde ağır bedeli de vardır. Bazı yolların ise geri dönüşü yoktur, çıkmaz sokaktır.. Bin tane aklı yeten kişi gelse, seni oradan kurtaramayabilir..
Ayrıca yanlış yol, kurtulsan bile kurtulana kadar seni kurutmuş olabilir.. Kurutulmuşsan zaten, kurtulmuş da sayılmazsın!..
Büyük şehirlerde arabanla seyahat ederken yanlış bir yola girdiğinde, bir U dönüşü bulabilmek için, dakikalarca gitmen gerekir.. Hayatın U dönüşleri bu kadar kısa olmayabilir ve mâliyeti de çok yüksek olabilir..
Hayatı yaşlanmadan öğrenmek gerekir..
Yaşlandıktan sonra hayatı öğrenmek, acıları arttırır.. Çünkü, öğrenilen hayatı yaşayacak ömür kalmamıştır..
Ölümcül bir hastalığa yakalanan insan, kendisine mirâs kalan büyük bir servetten zevk alabilir mi?.. Bir başka ifadeyle; elindeki biletin, son trenin bileti olduğunu, tren gittikten bir saat sonra anlamak neyi değiştirir?..
Devam edelim..
Şairin; “Lafımın dostu, çilemin yabancısı” dediği kaypak kişilerden kendini koru..
Nankör insanlar için boşuna uğraşma!.. “Yağmur taşlara da yağar, ama bin bahar görse de taşlar yeşermez”.. Tecrübelerle sabittir ki, sonradan görmelerden adam olmaz!..
Yaşlılığında hayatı yeniden inşa etmeye çalışmak, kubbede ceviz durdurmaya çalışmak gibidir..
Gençlik, hayata uyum, ihtiyarlık ise hayata doyum yıllarıdır..
Sevdiklerimize ulaşmak için, sevmediklerimize katlanmak zorundayız..
Mutlu bir hayat, plânlı bir hayattır.. Hayatını bir prens gibi mutlu yaşamak istiyorsan, prensiplerini prenses yapmalısın..
Zamanını dakika dakika, mekânını karış karış, servetini kuruş kuruş plânla ki, hayatın kırış kırış olmaktan kurtulsun..
Rahata ermek için, onun bedeli kadar rahatsız olmak gerekir..
Gelecek, rahatına kıyabilen insanlarındır..
Netice-i kelâm;
Cennete giden yol asfaltla döşenmemiştir..
Vesselam..
.
Sami Özey, dikGAZETE.com