<h3><span><strong>GENÇLİĞE HİTABE (2)</strong> </span></h3> <div>Konu başlığımız <strong>Gençliğe</strong> <strong>Hitabe</strong> (2). “<strong>Bu da nereden çıktı</strong>” diyenlere hemen söyleyelim; Bir yerden çıkmadı valla, 90 yıldır yerinde duruyordu.</div> <div>Yıllar boyu varlığı inkâr edilse de başkasına ait olduğu öne sürülse de, üzeri örtülüp unutturulmaya çalışılsa da, <strong>ATATÜRK’ün</strong> <strong>1933</strong> tarihli <strong>BURSA</strong> <strong>NUTKU</strong>, bize göre (2) nolu <strong>Gençliğe Hitabe’dir</strong> ve <strong>20</strong> <strong>Ekim</strong> <strong>1927</strong> tarihli ilk hitabenin devamı niteliğindedir.</div> <div>Bugün olduğu gibi o dönemde de dur durak bilmeyen <strong>Cumhuriyet</strong> düşmanı gerici faaliyetler üzerine söylenmiştir.</div> <div>Kısaca anlatalım.</div> <div><strong>Şubat</strong> <strong>1933</strong> başlarında, <strong>Bursa</strong> <strong>Ulucami’de</strong> toplanan <strong>100</strong> kadar kişi, <strong>camilerde</strong> <strong>Türkçe</strong> <strong>ezan</strong> okunmasına karşı bir ayaklanma girişiminde bulunuyor.</div> <div>Ayaklanma kısa sürede bastırılıyor ve <strong>ATATÜRK</strong> olayın hemen ardından <strong>Bursa’ya</strong> gidiyor.</div> <div>Konuyla ilgili görüşmeler yapılırken bir kişinin; “<strong>Bursa Gençliği olayı hemen bastıracaktı, fakat zabıtaya ve adliyeye olan güveninden ötürü…</strong>” dediği anda <strong>ATATÜRK</strong> konuşmacının sözünü kesiyor ve günümüzde “<strong>Bursa</strong> <strong>Nutku</strong>” diye anılan şu muhteşem konuşmayı yapıyor.</div> <div>“Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.</div> <div>Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, Jandarması vardır, Ordusu vardır, Adalet Örgütü vardır” demeyecektir.</div> <div>Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.</div> <div>Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.</div> <div>Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır.</div> <div>Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek; ‘Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.’ diyecek.</div> <div>Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, Başbakana ve Meclis’e telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.</div> <div>Diyecek ki, “Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.</div> <div>İşte benim anladığım Türk genci ve Türk Gençliği!”</div> <div>Nasıl?</div> <div>Tam da bugünler için söylenmiş değil mi?</div> <div>Bizler gençlik sınırını bayağı geçtik sayılır, bu nedenle <strong>Bursa</strong> <strong>Nutku</strong>, kendini <strong>Gazi</strong> <strong>Mustafa</strong> <strong>Kemal’in</strong> gözünün nuru, <strong>Asil</strong> <strong>Türk</strong> <strong>Gençliğinin</strong> bir mensubu olarak gören <strong>Türk</strong> <strong>Gençlerine</strong> ithaf olunur.</div> <div><strong>YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ,</strong></div> <div><strong>VAR OLSUN TÜRK MİLLETİ…</strong></div> <div>.</div> <div><strong>Yener Bozkurt, dikGAZETE.com</strong></div> <div>-Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı, Emekli MİT mensubu</div> <div>https://www.youtube.com/watch?v=tDa90tEue40</div> <div></div>