Gitme!..

Gitme!..

Barış Pınarı Harekâtı net olarak gösterdi ki, Batılı ülkeler, Araplar, NATO, BM, AB ve ABD, Türkiye’nin ne dostu ne de müttefikidir.

Özellikle siyasetçiler, ABD için, “Türkiye ile arasında uzun yıllara dayalı stratejik müttefik ve dostluk bulunan…” türü söylemlerden vazgeçmelidir!

“Müttefik ve dost (!)” olan bir ülke, Cumhuriyet’in kuruluşunun 96’ıncı yıldönümünde (29 Ekim 2019), kabul edilmesi mümkün olmayan kararlar almaz!

1915 Ermeni olaylarının “soykırım” olarak tanınmasını öngören karar tasarısı ve Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle, yaptırımlar öngören yasa tasarısının ABD Temsilciler Meclisi’nde kabul edilmesinin mutlaka karşılığı olmalıdır!

Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili sorumlulara vize verilmemesi; ABD’de mal varlıkları varsa dondurulması gibi yaptırımların yanında, savunma sanayinin de hedef alınması; ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield’ın Dışişleri Bakanlığı’na çağrılıp tepki gösterilmesiyle sınırlı kalmamalıdır!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Bu atılan adımın hiçbir kıymeti harbiyesi yok, bunu tanımıyoruz” ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, “Utanç verici bir karar. Bizim için yok hükmündedir” tepkileri olumlu fakat “ABD’yi çıldırtacak” bir karar değildir.

Bu tasarıyla birlikte, ABD’nin General’ dediği, ‘Kırmızı Bülten’le aranan terörist Mazlum Kobani’yi davet etmesi ve Trump’ın Beyaz Saray’da kabul edecek olmasına karşılık, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ABD’ye misliyle karşılık vermelidir.

Barış Pınarı Harekâtı, ‘büyük İsrail devleti’ (Arz-ı mevud) planlarını bozduğu için Türkiye aleyhinde her türlü baskı, saldırı ve eyleme göz yuman (Harekâtın başladığından itibaren ülkemiz aleyhinde 700 eylem yapılmış) ülkeler ve başta ABD için öncelikle İncirlik Üssü olmak üzere, diğer üstlerinin kapatılması düşünülmelidir.  

Ayrıca önceden planlanan 13 Kasım ABD ziyareti için “Şu anda henüz kararımı vermedim. Ama soru işareti” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ziyareti iptal edip gitmemelidir!

Ziyareti yok sayıp, “ABD’yi çıldırtacak kararı” almalı ve gitmeyeceğini sebepleriyle birlikte dünyaya açıklamalıdır.

Bu konuda müsterih olsun; çünkü halkın büyük çoğunluğu yanında ve her türlü belaya topyekun karşı koyacak yeni bir ‘İstiklal Harbi’ne hazırdır!

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitterda bizi takip edin: @alimevlutkaya  @dikgazete

Barış Pınarı Harekâtı net olarak gösterdi ki, Batılı ülkeler, Araplar, NATO, BM, AB ve ABD, Türkiye’nin ne dostu ne de müttefikidir.

Özellikle siyasetçiler, ABD için, “Türkiye ile arasında uzun yıllara dayalı stratejik müttefik ve dostluk bulunan…” türü söylemlerden vazgeçmelidir!

“Müttefik ve dost (!)” olan bir ülke, Cumhuriyet’in kuruluşunun 96’ıncı yıldönümünde (29 Ekim 2019), kabul edilmesi mümkün olmayan kararlar almaz!

1915 Ermeni olaylarının “soykırım” olarak tanınmasını öngören karar tasarısı ve Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle, yaptırımlar öngören yasa tasarısının ABD Temsilciler Meclisi’nde kabul edilmesinin mutlaka karşılığı olmalıdır!

Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili sorumlulara vize verilmemesi; ABD’de mal varlıkları varsa dondurulması gibi yaptırımların yanında, savunma sanayinin de hedef alınması; ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield’ın Dışişleri Bakanlığı’na çağrılıp tepki gösterilmesiyle sınırlı kalmamalıdır!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Bu atılan adımın hiçbir kıymeti harbiyesi yok, bunu tanımıyoruz” ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, “Utanç verici bir karar. Bizim için yok hükmündedir” tepkileri olumlu fakat “ABD’yi çıldırtacak” bir karar değildir.

Bu tasarıyla birlikte, ABD’nin General’ dediği, ‘Kırmızı Bülten’le aranan terörist Mazlum Kobani’yi davet etmesi ve Trump’ın Beyaz Saray’da kabul edecek olmasına karşılık, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ABD’ye misliyle karşılık vermelidir.

Barış Pınarı Harekâtı, ‘büyük İsrail devleti’ (Arz-ı mevud) planlarını bozduğu için Türkiye aleyhinde her türlü baskı, saldırı ve eyleme göz yuman (Harekâtın başladığından itibaren ülkemiz aleyhinde 700 eylem yapılmış) ülkeler ve başta ABD için öncelikle İncirlik Üssü olmak üzere, diğer üstlerinin kapatılması düşünülmelidir.  

Ayrıca önceden planlanan 13 Kasım ABD ziyareti için “Şu anda henüz kararımı vermedim. Ama soru işareti” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ziyareti iptal edip gitmemelidir!

Ziyareti yok sayıp, “ABD’yi çıldırtacak kararı” almalı ve gitmeyeceğini sebepleriyle birlikte dünyaya açıklamalıdır.

Bu konuda müsterih olsun; çünkü halkın büyük çoğunluğu yanında ve her türlü belaya topyekun karşı koyacak yeni bir ‘İstiklal Harbi’ne hazırdır!

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitterda bizi takip edin: @alimevlutkaya  @dikgazete