Hablemitoğlu suikasti, Sauna Davası, Soğan tırında Suriye’ye kaçırılan patlayıcılar!
Hablemitoğlu suikasti, Sauna Davası, Soğan tırında Suriye’ye kaçırılan patlayıcılar!
- 18-12-2019 09:08
- 2938
- 18-12-2019 09:08
- 2938
Yeni siyasi partiler kuruyor. Türkiye'de davaları süren yurtdışında kaçak bulunan Cem Uzan, dönerse Babacan'ın Davutoğlu'nun ipini çekeceğini haykırıyor.
Kamuoyu, ekonomik krize kilitlenmiş. Keşke tek sorunumuz bu olsa. Doğu Akdeniz’de donanma savaşı koptu kopacak.
Ajan savaşlarında ölüm rekoltesi yükseldi. İngilizler’in kayıpları daha fazla.
Türkiye, makas değiştirmeye hazırlanıyor.
Türkiye’nin yeni yol haritasını belirleyecek yerli güç odaklarının arasında yaşanan, Atlantik-Avrasya rekabeti bir taraftan, Washington-Londra çekişmesi diğer taraftan, şimdiye kadar dış politikada izlenen denge siyasetini değiştirmeye zorluyor gibi.
Şimdilik kim kimin kalesine çektiği şutu gole çeviriyor belli değil.
17 yıl sonra Necip Hablemitoğlu suikasti birden aydınlanmadı?
18 Aralık 2002’de evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu can veren Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun, katil zanlılarından olduğu değerlendirilen bir şüpheli Ukrayna’da yakalandı.
Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda yüzbaşı rütbesiyle görev yaptığı sırada TSK’den ihraç edilen Nuri Gökhan Bozkır, yürütülen Hablemitoğlu soruşturmasında “HTS” (Historical Traffic Search) yani GSM operatörün trafik kayıtları, diğer bir tabirle baz istasyonu kayıtlarının incelenmesiyle tespit edildi.
2017’de 15 yıldır çözülemeyen Hablemitoğlu suikastına ilişkin soruşturma dosyasını devralan Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu’ndan Cumhuriyet Savcısı Zafer Ergün, olayla ilgili verileri tekrar mercek altına alarak, cinayete ilişkin Terörle Mücadele ve İstihbarat Daire’de bir ekip kurdu.
15 Temmuz darbe girişiminin hemen öncesinde Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen ve kamuoyunun ‘Çatı İddianame’ olarak bildiği iddianamede de Hablemitoğlu suikastının FETÖ tarafından işlendiği öne sürülmüştü.
Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Zafer Ergün’ün yakalama kararı ve Interpol’ün kırmızı bülten çıkartması sonrası, Ukrayna güvenlik güçlerinin özel operasyonuyla 10 Temmuz 2019’da Ukrayna’nın başkenti Kiev’in merkezinde bir Türk restoranında gözaltına alındı.
2015'ten beri Ukrayna’da yaşayan, Ukrayna vatandaşı ile evli ve bir çocuğu olan, Ukrayna’da daimi oturum izni bulunan, çevresinde ‘komutan’ lakabıyla tanınan Nuri Gökhan Bozkır, hakkında çıkan haberleri, Ukrayna basınından kaldırtabilecek güçte.
Türkiye’ye iade edilmemek için Ukrayna’dan siyasi sığınma talebinde bulundu. Gerekçesi Türkiye’ye iade edilmesi halinde ‘öldürülme riski’.
Mahkeme, dava dosyasının gönderilmesi için bir sonraki duruşma tarihi 10 Ocak 2020 olarak belirlendi. Böylece 5 aylık süreçte 10’a yakın duruşmanın çoğu çeşitli gerekçelerle ertelenmiş oldu.
Şüpheli hakkında, Ukrayna’da yaklaşık 3 ay süren tutukluluğunun ardından mahkemeden ev hapsi kararı verildi.
Nuri Gökhan Bozkır’ın Türkiye’ye iade edilmesi için Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı da en üst seviyede devrede.
Necip Hablemitoğlu, Fetullah Gülen yapılanmasını dillendiren ilk isimlerden biriydi…
Araştırmacı-yazar Necip Hablemitoğlu, bundan tam 17 yıl önce, 18 Aralık 2002’de Ankara’da evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu 48 yaşında hayata veda etti.
Türkiye’de faaliyet gösteren Alman Vakıfları ile ilgili farkındalık oluşturan çalışmaları vardı. Faili meçhul bir suikasta kurban giden Hablemitoğlu’ndan geriye, öldürülmeden önce şimdilerde adına “FETÖ” dediğimiz örgüt ile ilgili yaptığı uyarıları kaldı.
Necip Hablemitoğlu, devlet içindeki Fetullah Gülen yapılanmasını dile getiren ilk isimlerden biriydi. Fetullah Gülen’in aslında bir terör örgütü lideri olduğunu, devleti ele geçirmek için yetiştirdiği militanları ile birlikte bu amaç uğrunda çalıştığını ilk kez o gündeme taşımıştı.
Necip Hablemitoğlu'nun 17 yıl önce uğradığı suikast sonucu katledildiği dönemde, Başbakan Abdullah Gül, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Emniyet Genel Müdürü Kemal Önal, Ankara Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Jandarma Genel komutanı Orgeneral Şener Eruygur, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’du.
Neden öldürüldü?
Hablemitoğlu’nun yakın dostlarından İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Öğretim üyesi Doç.Dr. Ümit Sayın,
2005’te kendisiyle yapılan bir söyleşide; “Bunu ancak bir istihbarat örgütü yapabilir. Necip'in öldürülmesi konusunda tek neden olabilir: Fethullahçı örgütlenme konusunda yaptığı araştırmalar üzerinde durulmasına karşın, temel neden yukarıda da belirtildiği gibi Bergama dosyasını ulusalcı çizgide açmasıdır.
Kendisinin MİT ile bağlantılarını biliyordum, geleceğin müsteşarı olma olasılığını ve askeri istihbarat tarafından bu konuda destek aldığını bizzat söylemişti.
Amerika'nın küreselleşme ve Yeni Dünya Düzeni içinde yer alan Büyük Ortadoğu Projesi'nin gerçekleştirilebilmesi için büyük bir tehdit teşkil ediyordu.
MİT'in başına askeri istihbarat desteğiyle gelseydi durum çok farklı olabilirdi. O'nu koruması gereken güçler (Emniyet, MİT ve Genelkurmay, Jandarma istihbaratı) O'nu korumadılar; bu konuda etkisiz kaldılar.
Yani kurda bırakılan bir kuzu gibi yem olarak yabancı istihbarat örgütlerinin ellerine bırakıldı ve profesyonel bir cinayetle hunharca katledildi' demişti. (*)
Ancak ölümünün ardından yapılan değerlendirmelerde Türkiye’de faaliyet gösteren Alman Vakıfları ile ilgili araştırmaları nedeniyle Alman Gizli Servisi tarafından öldürülmüş olabileceği söylenmişti.
MİT’e Müsteşar atanabilmek için yaptığı görüşmeler nedeniyle kendisini MİT’te istemeyen gruplar tarafından öldürülmüş olabileceği de gündeme taşınmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi; "Ulan hepiniz oradaydınız!"
Ümit Sayın’ın; "O'nu koruması gereken güçler (Emniyet, MİT ve Genelkurmay, Jandarma istihbaratı) korumadı" ifadesi, tam bir Gabriel García Márquez'in “Kırmızı Pazartesi” trajedisi.
İşleneceğini herkesin bildiği, engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı bir cinayetin öyküsü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi "-Ulan hepiniz oradaydınız!"
Suikast şüphelisi Nuri Gökhan Bozkır kim?
1996 yılı, KHO mezunu. Türkiye’de 14 sene Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda tim komutanı olarak görev yaptı. Terör operasyonlarına katıldı.
TSK’dan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda yüzbaşı rütbesiyle görev yaparken ihraç edildi. 2005 yılında, ismi ilk kez kamuoyunda ‘sauna çetesi davası’ olarak bilinen davada da geçti.
Ankara polisi, 2005 yılının son günlerinde bir şantaj ihbarı aldı. Aralarında asker ve polislerin olduğu bir çete, başkentin bilinen saunalarından birini gasp edip buraya yerleştirdikleri gizli kameralarla siyasetçi (Abdülkadir Aksu) ve bürokratlara şantaj yapıyordu.
İddialara göre, çetenin lideri Kasım Zengin’di ve üyeleri arasında Emniyet Genel Müdür vekili Ertuğrul Çakır, Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan ihraç edilen Yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır ile İbrahim Tatlıses'in de bulunduğu 18 kişi vardı.
Bozkır; "Gayri nizami harp eğitimi” sırasında verilen çalışma ve eğitim bilgilerine ilişkin devletin gizli kalması gereken bilgilerini görüntüleyip dışarıya sızdırmakla itham edilmişti.
Mahkeme sürecinde gizli tanık ifadelerinde Nuri Bozkır'ın Levent Albayın talebesi olduğu, Korkut Eken'in Levent Albaya onun da Nuri Bozkır'a emir verdiği, onun da yerine getirdiği gibi deli saçması ithamlar yer almıştı.
Yine gizli tanıklara Nuri Bozkır’ın “Sauna yapılanması”na dahil olanlara gayri nizami harp eğitimi verdiği, eğitim sırasında Türkiye’de bir yapılanma olduğunu, darbe yapılacağını, bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini söylediği şeklinde yönlendirilmiş ifadeler verdirilmişti.
“Sauna çetesi" bağlantılı "gizlilik" kararı verilen ve basına kapalı süren davada "Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri açıklama" suçundan yargılanan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda (ÖKK) görevli yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır’a şok bir talep geldi.
Askeri Savcı, Bozkır’ın, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden çıkarılmasını istedi.
Yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır tahliye edildi.
Adı Sauna Çetesi’ne karışan/karıştırılan Nuri Gökhan Bozkır'ın daha sonra YAŞ kararı ile TSK’den ilişkisi kesilmiş, ordudan atılmıştı.
Huylu huyundan vazgeçmezmiş.
“Sauna Operasyonu”… “Küre Operasyonu” derken Bozkır, 2015'te Urfa’da zuhur edince “TSK’dan ihracının koftiden olup olmadığı” sorgulandı.
Urfanın etrafı soğanlı TIR’lar, Suriye’ye giden patlayıcılar…
Olaya bakalım.
2015 Eylül'de Şanlıurfa Akçakale’de yakalanan bir TIR ve yükü kamuoyunu şaşırttı. Görünürde soğan taşıyan TIR’ın içinde aslında 6.5 ton patlayıcı madde vardı.
9 şüpheli hakkında “IŞİD’e silah sağlama” iddiasıyla işlem yapıldı. Olayı daha da ilginç hale getiren, sanıklardan birisinin Sauna Çetesi davasında ismi geçen, TSK’dan ihraç, Özel Kuvvetler’ci Nuri Gökhan Bozkır olmasıydı.
Bozkır, patlayıcı yüklü tırı durduran görevlilere kendini “ÖKK’cı binbaşı” olarak tanıtmıştı. Onun haricinde, patlayıcılarla birlikte bir de üsteğmen yakalanmıştı.
Bir diğer ilginç nokta ise Afyon’da bir depodan çıkarılan patlayıcı maddeler ve depoda olması gereken 20 ton patlayıcının 13.5 tonu kayıptır. Sadece 6.5 tonu yakalanmıştı ama geri kalan patlayıcı, yoklara karışmıştı.
TSK’den ihraç Özel Kuvvetler Komutanlığı Yüzbaşısı Nuri Gökhan Bozkır’ın kayıp patlayıcıyı yasadışı olarak Suriye’ye ihraç etmekle kalmadığı, silah ticareti işini uluslararası boyutta sürdürdüğü, Kırgızistan’da bulunan, uluslararası düzeyde silah, patlayıcı ve bomba satışı yapan “DNS” (Domain Name Services) Defence şirketinin sahibi olarak göründüğü, istihbarat kayıtlarında geçiyordu.
Bozkır, sahadan kopmamıştı aktif faaliyet gösteriyordu.
Çok sayıda kimlikle dolaştığı gibi Suriye’de girişilen operasyonlarda rol aldığı ilgililerin bilgisi dahilindeydi. Bozkır, bir süre sonra Suriye kırsalında ortaya çıkmış, Suriye’de Esad rejimine karşı savaşacak birliklerin eğitiminde görev almıştı.
Hatta, Sauna davasından beraat etmediği süreçte ‘devlet adına’ yetkililerle özel görüşmelerde bulunuyordu. Mesela 2012-2013 yıllarında beraberinde “ÖSO” komutanları ile birlikte Hatay’da emniyeti ve valiliği ziyaret etmişti.
Nuri Gökhan Bozkır konuşursa kimi hedef alır?
Sıradan bir asker değil.
Özel Kuvvetler Komutanlığı mensubu. ÖKK eğitimcisi. Operasyonel. Bir ara müvekkilliğini üstlenen Ergenekon mağduru Emekli Albay Levent Göktaş ile bağlantıları var.
İddia odur ki kendi kontrolündeki, yakınlarının işlettiği bir mekanda Türk lokantasında, kendisini yakalatması, kesinlikle Türkiye’de irtibatlı olduğu istihbarat biriminin onayını almasıyla gerçekleşmiştir.
Bence bu konuda en sağlıklı analiz merhum Necip Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu'na ait.
Diyorki; "-Bu şahsın (Nuri Gökhan Bozkır) Türkiye'ye getirilmesi kimlere zarar verecek? Kimler onun buraya getirilmesini istemeyebilir. Cihatçı yetiştirdiğini söylenen biri. Gelmesini kimler ister, kimler istemez.
İsteyenlerle istemeyenlerin çatışması bizi nereye götürür? Adı geçtiği başka soruşturmalar var, herhalde başkalarının adını verecektir. Oradaki insanlar istemeyecektir." (**)
Katil Nuri Gökhan Bozkır değil bir başkası, halen MİT personeli…
Şengül Hablemitoğlu eşi Necip Hablemitoğlu suikasti ve dava sürecine ilişkin açıklamasında;
"Bir gazetecinin adı geçiyor Zihni Çakır. Necip Hablemitoğlu'nun katili yüzbaşı Tarkan Mumcuoğlu diyor. Çağırıyorlar onu, 'sen bu ismi nereden duydun' diyorlar. 'Bana şu kişi söyledi' diyor, o kişi de Nuri Gökhan Bozkurt, şu anda Ukrayna'da yakalanan şahıs" bilgisini veriyor.
Şengül Hablemitoğlu'na göre; "- Bir gün tepesi atıyor, birilerinin hop Ergenekon davasına dahil ediliyor. Zekeriya Öz diyor ki, 'Hocamızı Ergenekon'a dahil edelim' diyor. Bir bakıyorsunuz FETÖ deniyor, Hablemitoğlu cinayeti o tarafa yönleniyor.” (***)
Nuri Gökhan Bozkır'ın iade sürecinin uzamasında ve hatta hiç getirilmemesinde Türkiye'den bazı odakların parmağı olabilir. Acaba 2020 yılında yaşanabilecek bazı siyasi gelişmeler nelere gebe?
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete
(*) https://acikistihbarat.com/Haberler/4611-Haberler-Hablemito%C4%9Flu%20Cinayeti:%20ABD%20ve%20%C4%B0srail%E2%80%99in%20%C4%B0%C5%9Fine%20Gelmiyordu
(**) https://www.google.com/amp/s/www.yenicaggazetesi.com.tr/service/amp/sengul-hablemitoglu-suikastin-perde-arkasini-anlatti-260837h.htm
(***) https://www.google.com/amp/s/www.yenicaggazetesi.com.tr/service/amp/sengul-hablemitoglu-suikastin-perde-arkasini-anlatti-260837h.htm
Yeni siyasi partiler kuruyor. Türkiye'de davaları süren yurtdışında kaçak bulunan Cem Uzan, dönerse Babacan'ın Davutoğlu'nun ipini çekeceğini haykırıyor.
Kamuoyu, ekonomik krize kilitlenmiş. Keşke tek sorunumuz bu olsa. Doğu Akdeniz’de donanma savaşı koptu kopacak.
Ajan savaşlarında ölüm rekoltesi yükseldi. İngilizler’in kayıpları daha fazla.
Türkiye, makas değiştirmeye hazırlanıyor.
Türkiye’nin yeni yol haritasını belirleyecek yerli güç odaklarının arasında yaşanan, Atlantik-Avrasya rekabeti bir taraftan, Washington-Londra çekişmesi diğer taraftan, şimdiye kadar dış politikada izlenen denge siyasetini değiştirmeye zorluyor gibi.
Şimdilik kim kimin kalesine çektiği şutu gole çeviriyor belli değil.
17 yıl sonra Necip Hablemitoğlu suikasti birden aydınlanmadı?
18 Aralık 2002’de evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu can veren Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun, katil zanlılarından olduğu değerlendirilen bir şüpheli Ukrayna’da yakalandı.
Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda yüzbaşı rütbesiyle görev yaptığı sırada TSK’den ihraç edilen Nuri Gökhan Bozkır, yürütülen Hablemitoğlu soruşturmasında “HTS” (Historical Traffic Search) yani GSM operatörün trafik kayıtları, diğer bir tabirle baz istasyonu kayıtlarının incelenmesiyle tespit edildi.
2017’de 15 yıldır çözülemeyen Hablemitoğlu suikastına ilişkin soruşturma dosyasını devralan Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu’ndan Cumhuriyet Savcısı Zafer Ergün, olayla ilgili verileri tekrar mercek altına alarak, cinayete ilişkin Terörle Mücadele ve İstihbarat Daire’de bir ekip kurdu.
15 Temmuz darbe girişiminin hemen öncesinde Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen ve kamuoyunun ‘Çatı İddianame’ olarak bildiği iddianamede de Hablemitoğlu suikastının FETÖ tarafından işlendiği öne sürülmüştü.
Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Zafer Ergün’ün yakalama kararı ve Interpol’ün kırmızı bülten çıkartması sonrası, Ukrayna güvenlik güçlerinin özel operasyonuyla 10 Temmuz 2019’da Ukrayna’nın başkenti Kiev’in merkezinde bir Türk restoranında gözaltına alındı.
2015'ten beri Ukrayna’da yaşayan, Ukrayna vatandaşı ile evli ve bir çocuğu olan, Ukrayna’da daimi oturum izni bulunan, çevresinde ‘komutan’ lakabıyla tanınan Nuri Gökhan Bozkır, hakkında çıkan haberleri, Ukrayna basınından kaldırtabilecek güçte.
Türkiye’ye iade edilmemek için Ukrayna’dan siyasi sığınma talebinde bulundu. Gerekçesi Türkiye’ye iade edilmesi halinde ‘öldürülme riski’.
Mahkeme, dava dosyasının gönderilmesi için bir sonraki duruşma tarihi 10 Ocak 2020 olarak belirlendi. Böylece 5 aylık süreçte 10’a yakın duruşmanın çoğu çeşitli gerekçelerle ertelenmiş oldu.
Şüpheli hakkında, Ukrayna’da yaklaşık 3 ay süren tutukluluğunun ardından mahkemeden ev hapsi kararı verildi.
Nuri Gökhan Bozkır’ın Türkiye’ye iade edilmesi için Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı da en üst seviyede devrede.
Necip Hablemitoğlu, Fetullah Gülen yapılanmasını dillendiren ilk isimlerden biriydi…
Araştırmacı-yazar Necip Hablemitoğlu, bundan tam 17 yıl önce, 18 Aralık 2002’de Ankara’da evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu 48 yaşında hayata veda etti.
Türkiye’de faaliyet gösteren Alman Vakıfları ile ilgili farkındalık oluşturan çalışmaları vardı. Faili meçhul bir suikasta kurban giden Hablemitoğlu’ndan geriye, öldürülmeden önce şimdilerde adına “FETÖ” dediğimiz örgüt ile ilgili yaptığı uyarıları kaldı.
Necip Hablemitoğlu, devlet içindeki Fetullah Gülen yapılanmasını dile getiren ilk isimlerden biriydi. Fetullah Gülen’in aslında bir terör örgütü lideri olduğunu, devleti ele geçirmek için yetiştirdiği militanları ile birlikte bu amaç uğrunda çalıştığını ilk kez o gündeme taşımıştı.
Necip Hablemitoğlu'nun 17 yıl önce uğradığı suikast sonucu katledildiği dönemde, Başbakan Abdullah Gül, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Emniyet Genel Müdürü Kemal Önal, Ankara Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Jandarma Genel komutanı Orgeneral Şener Eruygur, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’du.
Neden öldürüldü?
Hablemitoğlu’nun yakın dostlarından İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Öğretim üyesi Doç.Dr. Ümit Sayın,
2005’te kendisiyle yapılan bir söyleşide; “Bunu ancak bir istihbarat örgütü yapabilir. Necip'in öldürülmesi konusunda tek neden olabilir: Fethullahçı örgütlenme konusunda yaptığı araştırmalar üzerinde durulmasına karşın, temel neden yukarıda da belirtildiği gibi Bergama dosyasını ulusalcı çizgide açmasıdır.
Kendisinin MİT ile bağlantılarını biliyordum, geleceğin müsteşarı olma olasılığını ve askeri istihbarat tarafından bu konuda destek aldığını bizzat söylemişti.
Amerika'nın küreselleşme ve Yeni Dünya Düzeni içinde yer alan Büyük Ortadoğu Projesi'nin gerçekleştirilebilmesi için büyük bir tehdit teşkil ediyordu.
MİT'in başına askeri istihbarat desteğiyle gelseydi durum çok farklı olabilirdi. O'nu koruması gereken güçler (Emniyet, MİT ve Genelkurmay, Jandarma istihbaratı) O'nu korumadılar; bu konuda etkisiz kaldılar.
Yani kurda bırakılan bir kuzu gibi yem olarak yabancı istihbarat örgütlerinin ellerine bırakıldı ve profesyonel bir cinayetle hunharca katledildi' demişti. (*)
Ancak ölümünün ardından yapılan değerlendirmelerde Türkiye’de faaliyet gösteren Alman Vakıfları ile ilgili araştırmaları nedeniyle Alman Gizli Servisi tarafından öldürülmüş olabileceği söylenmişti.
MİT’e Müsteşar atanabilmek için yaptığı görüşmeler nedeniyle kendisini MİT’te istemeyen gruplar tarafından öldürülmüş olabileceği de gündeme taşınmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi; "Ulan hepiniz oradaydınız!"
Ümit Sayın’ın; "O'nu koruması gereken güçler (Emniyet, MİT ve Genelkurmay, Jandarma istihbaratı) korumadı" ifadesi, tam bir Gabriel García Márquez'in “Kırmızı Pazartesi” trajedisi.
İşleneceğini herkesin bildiği, engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı bir cinayetin öyküsü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi "-Ulan hepiniz oradaydınız!"
Suikast şüphelisi Nuri Gökhan Bozkır kim?
1996 yılı, KHO mezunu. Türkiye’de 14 sene Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda tim komutanı olarak görev yaptı. Terör operasyonlarına katıldı.
TSK’dan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda yüzbaşı rütbesiyle görev yaparken ihraç edildi. 2005 yılında, ismi ilk kez kamuoyunda ‘sauna çetesi davası’ olarak bilinen davada da geçti.
Ankara polisi, 2005 yılının son günlerinde bir şantaj ihbarı aldı. Aralarında asker ve polislerin olduğu bir çete, başkentin bilinen saunalarından birini gasp edip buraya yerleştirdikleri gizli kameralarla siyasetçi (Abdülkadir Aksu) ve bürokratlara şantaj yapıyordu.
İddialara göre, çetenin lideri Kasım Zengin’di ve üyeleri arasında Emniyet Genel Müdür vekili Ertuğrul Çakır, Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan ihraç edilen Yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır ile İbrahim Tatlıses'in de bulunduğu 18 kişi vardı.
Bozkır; "Gayri nizami harp eğitimi” sırasında verilen çalışma ve eğitim bilgilerine ilişkin devletin gizli kalması gereken bilgilerini görüntüleyip dışarıya sızdırmakla itham edilmişti.
Mahkeme sürecinde gizli tanık ifadelerinde Nuri Bozkır'ın Levent Albayın talebesi olduğu, Korkut Eken'in Levent Albaya onun da Nuri Bozkır'a emir verdiği, onun da yerine getirdiği gibi deli saçması ithamlar yer almıştı.
Yine gizli tanıklara Nuri Bozkır’ın “Sauna yapılanması”na dahil olanlara gayri nizami harp eğitimi verdiği, eğitim sırasında Türkiye’de bir yapılanma olduğunu, darbe yapılacağını, bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini söylediği şeklinde yönlendirilmiş ifadeler verdirilmişti.
“Sauna çetesi" bağlantılı "gizlilik" kararı verilen ve basına kapalı süren davada "Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri açıklama" suçundan yargılanan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda (ÖKK) görevli yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır’a şok bir talep geldi.
Askeri Savcı, Bozkır’ın, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden çıkarılmasını istedi.
Yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır tahliye edildi.
Adı Sauna Çetesi’ne karışan/karıştırılan Nuri Gökhan Bozkır'ın daha sonra YAŞ kararı ile TSK’den ilişkisi kesilmiş, ordudan atılmıştı.
Huylu huyundan vazgeçmezmiş.
“Sauna Operasyonu”… “Küre Operasyonu” derken Bozkır, 2015'te Urfa’da zuhur edince “TSK’dan ihracının koftiden olup olmadığı” sorgulandı.
Urfanın etrafı soğanlı TIR’lar, Suriye’ye giden patlayıcılar…
Olaya bakalım.
2015 Eylül'de Şanlıurfa Akçakale’de yakalanan bir TIR ve yükü kamuoyunu şaşırttı. Görünürde soğan taşıyan TIR’ın içinde aslında 6.5 ton patlayıcı madde vardı.
9 şüpheli hakkında “IŞİD’e silah sağlama” iddiasıyla işlem yapıldı. Olayı daha da ilginç hale getiren, sanıklardan birisinin Sauna Çetesi davasında ismi geçen, TSK’dan ihraç, Özel Kuvvetler’ci Nuri Gökhan Bozkır olmasıydı.
Bozkır, patlayıcı yüklü tırı durduran görevlilere kendini “ÖKK’cı binbaşı” olarak tanıtmıştı. Onun haricinde, patlayıcılarla birlikte bir de üsteğmen yakalanmıştı.
Bir diğer ilginç nokta ise Afyon’da bir depodan çıkarılan patlayıcı maddeler ve depoda olması gereken 20 ton patlayıcının 13.5 tonu kayıptır. Sadece 6.5 tonu yakalanmıştı ama geri kalan patlayıcı, yoklara karışmıştı.
TSK’den ihraç Özel Kuvvetler Komutanlığı Yüzbaşısı Nuri Gökhan Bozkır’ın kayıp patlayıcıyı yasadışı olarak Suriye’ye ihraç etmekle kalmadığı, silah ticareti işini uluslararası boyutta sürdürdüğü, Kırgızistan’da bulunan, uluslararası düzeyde silah, patlayıcı ve bomba satışı yapan “DNS” (Domain Name Services) Defence şirketinin sahibi olarak göründüğü, istihbarat kayıtlarında geçiyordu.
Bozkır, sahadan kopmamıştı aktif faaliyet gösteriyordu.
Çok sayıda kimlikle dolaştığı gibi Suriye’de girişilen operasyonlarda rol aldığı ilgililerin bilgisi dahilindeydi. Bozkır, bir süre sonra Suriye kırsalında ortaya çıkmış, Suriye’de Esad rejimine karşı savaşacak birliklerin eğitiminde görev almıştı.
Hatta, Sauna davasından beraat etmediği süreçte ‘devlet adına’ yetkililerle özel görüşmelerde bulunuyordu. Mesela 2012-2013 yıllarında beraberinde “ÖSO” komutanları ile birlikte Hatay’da emniyeti ve valiliği ziyaret etmişti.
Nuri Gökhan Bozkır konuşursa kimi hedef alır?
Sıradan bir asker değil.
Özel Kuvvetler Komutanlığı mensubu. ÖKK eğitimcisi. Operasyonel. Bir ara müvekkilliğini üstlenen Ergenekon mağduru Emekli Albay Levent Göktaş ile bağlantıları var.
İddia odur ki kendi kontrolündeki, yakınlarının işlettiği bir mekanda Türk lokantasında, kendisini yakalatması, kesinlikle Türkiye’de irtibatlı olduğu istihbarat biriminin onayını almasıyla gerçekleşmiştir.
Bence bu konuda en sağlıklı analiz merhum Necip Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu'na ait.
Diyorki; "-Bu şahsın (Nuri Gökhan Bozkır) Türkiye'ye getirilmesi kimlere zarar verecek? Kimler onun buraya getirilmesini istemeyebilir. Cihatçı yetiştirdiğini söylenen biri. Gelmesini kimler ister, kimler istemez.
İsteyenlerle istemeyenlerin çatışması bizi nereye götürür? Adı geçtiği başka soruşturmalar var, herhalde başkalarının adını verecektir. Oradaki insanlar istemeyecektir." (**)
Katil Nuri Gökhan Bozkır değil bir başkası, halen MİT personeli…
Şengül Hablemitoğlu eşi Necip Hablemitoğlu suikasti ve dava sürecine ilişkin açıklamasında;
"Bir gazetecinin adı geçiyor Zihni Çakır. Necip Hablemitoğlu'nun katili yüzbaşı Tarkan Mumcuoğlu diyor. Çağırıyorlar onu, 'sen bu ismi nereden duydun' diyorlar. 'Bana şu kişi söyledi' diyor, o kişi de Nuri Gökhan Bozkurt, şu anda Ukrayna'da yakalanan şahıs" bilgisini veriyor.
Şengül Hablemitoğlu'na göre; "- Bir gün tepesi atıyor, birilerinin hop Ergenekon davasına dahil ediliyor. Zekeriya Öz diyor ki, 'Hocamızı Ergenekon'a dahil edelim' diyor. Bir bakıyorsunuz FETÖ deniyor, Hablemitoğlu cinayeti o tarafa yönleniyor.” (***)
Nuri Gökhan Bozkır'ın iade sürecinin uzamasında ve hatta hiç getirilmemesinde Türkiye'den bazı odakların parmağı olabilir. Acaba 2020 yılında yaşanabilecek bazı siyasi gelişmeler nelere gebe?
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete
(*) https://acikistihbarat.com/Haberler/4611-Haberler-Hablemito%C4%9Flu%20Cinayeti:%20ABD%20ve%20%C4%B0srail%E2%80%99in%20%C4%B0%C5%9Fine%20Gelmiyordu
(**) https://www.google.com/amp/s/www.yenicaggazetesi.com.tr/service/amp/sengul-hablemitoglu-suikastin-perde-arkasini-anlatti-260837h.htm
(***) https://www.google.com/amp/s/www.yenicaggazetesi.com.tr/service/amp/sengul-hablemitoglu-suikastin-perde-arkasini-anlatti-260837h.htm