HAYAT SOFRASI.. ve İNSANLIK YEMEĞİ...

HAYAT SOFRASI.. ve İNSANLIK YEMEĞİ...

GECE SOHBETİ..

:

Bir gün sormuşlar ermişlerden birine;

Ey erenler, sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?..

Bakın göstereyim size, demiş ermiş..

Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış..

Hepsi oturmuşlar yerlerine, derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş..

Arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyundaki kaşıkları getirmişler..

Ermiş; bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz, diye de bir şart koşmuş..

Peki, demişler ve içmeye başlamışlar.. Ama sadece teşebbüste kalmış çabaları..

Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü ağızlarına götüremiyorlar  ve de üstelik döküp saçıyorlar..

En sonunda bakmışlar beceremiyorlar,  aç kalkmışlar sofradan..

Bunun üzerine sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe, demiş ermişlerin başı..

Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen, ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa.

Buyurun denince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, karşısındaki arkadaşına uzatarak içirmiş..

Böylece her biri diğerini doyurmuş ve sofradan şükrederek kalkmışlar..

İşte demiş ermişlerin başı:

Kim ki hayat sofrasında yalnız kendisini görür ve sadece kendini doyurmayı düşünürse, o aç kalacaktır..

Ve kim ki arkadaşını düşünür de doyurursa, o da arkadaşı tarafından doyurulacaktır..

Evet kıymetli dostlarım;

Hayat paylaşmak demektir..

Paylaşmak, vermek ve bir elin ikram ettiğini öteki ele göstermeden vermek, çok ulvi bir haslettir..

Ne mutlu Allah için paylaşanlara..

Ve mutlu birbirlerini Allah için sevenlere..

Vesselam.. 

:

İNSANLIK YEMEĞİ

Bu geceki sohbetimizde bir de yemek yapalım değerli dostlarım.. 

Güzel mi güzel olsun.. 

Taşsın dökülmesin 

Artsın eksilmesin.. 

Ağızdan mideye değil, gönülden gönüle köprü olsun..

Kullanılacak malzemeler evrensel olsun.. 

Her dine, her dile, her ırka, her meşrebe uygun olsun.. 

Evet, bakalım bu yemeğe neleri katacağız.. 

Bu yemeği nasıl lezzetli bir kıvama sokacağız.,

Hep birlikte görelim..

KULLANILACAK MALZEMELER..

Bir ölçek selam.. İki ölçek hal hatır.. Birazcık ilgi.. Bir tutam anlayış.. Bir çay kaşığı tebessüm.. Normal ölçüde zarafet.. Aynı ölçüde nezaket.. Bir tatlı kaşığı tolerans. 

Malzemeyi alacağınız yer, iç dünyanız..

YAPIMI..

Malzemeleri yıkamanıza gerek yok, temizdir.. 

Gönül teknenizde yavaşça karıştırınız.. 

Kokusu her yanınıza sinince de duygu şerbetini ilave ediniz..

Meydana gelen karışımı hayal tabağının üzerine yavaşça boşaltınız.. 

Üzerini sevgi marmelatı ile süsleyiniz.. 

Birkaç parça da gökkuşağının renginden serpiştiriniz..

Yemeğiniz olmuştur efendim..

Gün boyunca hatta ömür süresince yiyiniz.. 

Sadece kendiniz de değil, herkes yesin, herkese veriniz.. 

Bu öyle bir yemek ki, paylaşıldıkça çoğalır..

Afiyet şeker olsun..

Yarasın...

Vesselam.. 

:

Sami Özey, dikGAZETE.com

GECE SOHBETİ..

:

Bir gün sormuşlar ermişlerden birine;

Ey erenler, sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?..

Bakın göstereyim size, demiş ermiş..

Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış..

Hepsi oturmuşlar yerlerine, derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş..

Arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyundaki kaşıkları getirmişler..

Ermiş; bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz, diye de bir şart koşmuş..

Peki, demişler ve içmeye başlamışlar.. Ama sadece teşebbüste kalmış çabaları..

Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü ağızlarına götüremiyorlar  ve de üstelik döküp saçıyorlar..

En sonunda bakmışlar beceremiyorlar,  aç kalkmışlar sofradan..

Bunun üzerine sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe, demiş ermişlerin başı..

Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen, ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa.

Buyurun denince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, karşısındaki arkadaşına uzatarak içirmiş..

Böylece her biri diğerini doyurmuş ve sofradan şükrederek kalkmışlar..

İşte demiş ermişlerin başı:

Kim ki hayat sofrasında yalnız kendisini görür ve sadece kendini doyurmayı düşünürse, o aç kalacaktır..

Ve kim ki arkadaşını düşünür de doyurursa, o da arkadaşı tarafından doyurulacaktır..

Evet kıymetli dostlarım;

Hayat paylaşmak demektir..

Paylaşmak, vermek ve bir elin ikram ettiğini öteki ele göstermeden vermek, çok ulvi bir haslettir..

Ne mutlu Allah için paylaşanlara..

Ve mutlu birbirlerini Allah için sevenlere..

Vesselam.. 

:

İNSANLIK YEMEĞİ

Bu geceki sohbetimizde bir de yemek yapalım değerli dostlarım.. 

Güzel mi güzel olsun.. 

Taşsın dökülmesin 

Artsın eksilmesin.. 

Ağızdan mideye değil, gönülden gönüle köprü olsun..

Kullanılacak malzemeler evrensel olsun.. 

Her dine, her dile, her ırka, her meşrebe uygun olsun.. 

Evet, bakalım bu yemeğe neleri katacağız.. 

Bu yemeği nasıl lezzetli bir kıvama sokacağız.,

Hep birlikte görelim..

KULLANILACAK MALZEMELER..

Bir ölçek selam.. İki ölçek hal hatır.. Birazcık ilgi.. Bir tutam anlayış.. Bir çay kaşığı tebessüm.. Normal ölçüde zarafet.. Aynı ölçüde nezaket.. Bir tatlı kaşığı tolerans. 

Malzemeyi alacağınız yer, iç dünyanız..

YAPIMI..

Malzemeleri yıkamanıza gerek yok, temizdir.. 

Gönül teknenizde yavaşça karıştırınız.. 

Kokusu her yanınıza sinince de duygu şerbetini ilave ediniz..

Meydana gelen karışımı hayal tabağının üzerine yavaşça boşaltınız.. 

Üzerini sevgi marmelatı ile süsleyiniz.. 

Birkaç parça da gökkuşağının renginden serpiştiriniz..

Yemeğiniz olmuştur efendim..

Gün boyunca hatta ömür süresince yiyiniz.. 

Sadece kendiniz de değil, herkes yesin, herkese veriniz.. 

Bu öyle bir yemek ki, paylaşıldıkça çoğalır..

Afiyet şeker olsun..

Yarasın...

Vesselam.. 

:

Sami Özey, dikGAZETE.com