Hızlı işleyen bir çark: FUTBOL
Hızlı işleyen bir çark: FUTBOL
- 18-02-2016 02:22
- 402
- 18-02-2016 02:22
- 402
Takipçisinin neden ilgisini çeker futbol, hiç düşündünüz mü! Süper Lig, Kupa maçları, UEFA Avrupa, Şampiyonlar Ligi derken... O kadar hızlı işleyen bir çark!..
Futbolun hızlı temposuna bizlerin bile ‘yetişmesi’ güç olurken, takımların nasıl yetişebileceği ise, merak konusu! Hal böyle olunca, hayatın diğer alanlarında olduğu gibi, futbol yarışının içinde yer alan takımların profesyonelce bir anlayışı benimsemesi gerekiyor. Herkes işini yapacak. Haftada iki veya üç maç oynayabilirsiniz. Bu yarışın içinde yer aldığınız sürece, sonuçlara katlanmak zorundasınız. Kısaca işin ‘ucuzuna’ sığınmak-kaçmak olmaz. Kısacası, sistemi kurup çarkı döndüreceksiniz...
Tıpkı ligin 21. haftasında olduğu gibi. Fenerbahçe, haftayı 3-1’lik Kasımpaşa galibiyeti ile en kârlı kapatan takımlardan. Kupa ve lig derken bir haftada oynadığı iki maçta kalesinde 7 gol birden gören sarı-lacivertli ekibin savunması, Kasımpaşa maçında başarılı bir oyun sergiledi. Böyle bir durum, bir kez daha yedek kulübesinin ‘önemini’ ortaya koydu...
Trabzonspor için 2015-2016 futbol sezonunu ‘toparlanma’ dönemi olarak görmek en gerçekçi yaklaşım. Bordo-mavili ekip, Kayseri galibiyeti ile üç maç sonrasında özlemini çektiği ‘galibiyet’ ile tanıştı. Teknik direktör Hami Mandıralı’ya göre bu galibiyet, oyuncularla iyi bir ‘diyaloğun’ sonucu...
Bordo-mavili taraftarın beklentisi ise maç kaybederek değil, kazanarak birlikteliğin sağlanması. Eğer buna da somut bir örnek isterseniz, takımı başında çıktığı dört maçta, elde ettiği 4 galibiyetle Gençlerbirliği teknik direktörü İbrahim Üzülmez’i gösterebiliriz...
Sahada kazanan takım olunca ‘hakemler’ geri planda kalıyor, yenilince ise tam tersi. Ne diyor Kayserispor teknik direktörü Tolunay Kafkas; ‘Sen hem saha içinde kötü maç yöneteceksin, kartlık pozisyonları es geçeceksin...’
Trabzon’da konuk ekibin kazandığı penaltı atışında Onur yıldızlaşamasaydı, sonuç ve söylemler böyle olur muydu! Bu demek oluyor ki, kazanırken de kaybederken de her defasında sonucu ‘hakemler’ üzerinden değerlendirmek gerek. Görmeniz gerekenleri, göz ardı etmenizden başka bir işe ‘yaramayacağının’ altını bir kez daha çizmekte yarar var...
Süper Lig’de 21. Hafta sonunda da gol krallığı yarışmasında Beşiktaşlı Mario Gomez 15 puanla ilk sırada, takipçileri Antalyasporlu Samuel Eto’o 14, Akhisarlı Hugo Rodallega 13 golle sıralanıyor. Tabii Beşiktaş dediğimiz zaman onlar için, 2-0’dan maçı 2-2’ye taşımak büyük başarı...
Hakem hataları ise ayrıca ‘tartışma’ konusu. Fakat, Emre’nin başarılı oyununu, asla gölgelemez. Başta da dediğimiz gibi, hakem kararları dahil ‘sığınmacı’ konumundan çıkıp, her şeyi ile ‘profesyonel’ olmak şart...
Gol krallığı dedik de, gözümüz bir kez daha yerli oyuncu aradı. Burak Yılmaz, Çin’de ‘efsaneleşir’ mi ‘temennisi’ bir yana, Trabzonspor’da Muhammet Demir’in ‘gol’ bölgesindeki üretkenliği, gerek kendi takımı, gerek Milli Takım için önemli sinyaller içeriyor...
Takipçisinin neden ilgisini çeker futbol, hiç düşündünüz mü! Süper Lig, Kupa maçları, UEFA Avrupa, Şampiyonlar Ligi derken... O kadar hızlı işleyen bir çark!..
Futbolun hızlı temposuna bizlerin bile ‘yetişmesi’ güç olurken, takımların nasıl yetişebileceği ise, merak konusu! Hal böyle olunca, hayatın diğer alanlarında olduğu gibi, futbol yarışının içinde yer alan takımların profesyonelce bir anlayışı benimsemesi gerekiyor. Herkes işini yapacak. Haftada iki veya üç maç oynayabilirsiniz. Bu yarışın içinde yer aldığınız sürece, sonuçlara katlanmak zorundasınız. Kısaca işin ‘ucuzuna’ sığınmak-kaçmak olmaz. Kısacası, sistemi kurup çarkı döndüreceksiniz...
Tıpkı ligin 21. haftasında olduğu gibi. Fenerbahçe, haftayı 3-1’lik Kasımpaşa galibiyeti ile en kârlı kapatan takımlardan. Kupa ve lig derken bir haftada oynadığı iki maçta kalesinde 7 gol birden gören sarı-lacivertli ekibin savunması, Kasımpaşa maçında başarılı bir oyun sergiledi. Böyle bir durum, bir kez daha yedek kulübesinin ‘önemini’ ortaya koydu...
Trabzonspor için 2015-2016 futbol sezonunu ‘toparlanma’ dönemi olarak görmek en gerçekçi yaklaşım. Bordo-mavili ekip, Kayseri galibiyeti ile üç maç sonrasında özlemini çektiği ‘galibiyet’ ile tanıştı. Teknik direktör Hami Mandıralı’ya göre bu galibiyet, oyuncularla iyi bir ‘diyaloğun’ sonucu...
Bordo-mavili taraftarın beklentisi ise maç kaybederek değil, kazanarak birlikteliğin sağlanması. Eğer buna da somut bir örnek isterseniz, takımı başında çıktığı dört maçta, elde ettiği 4 galibiyetle Gençlerbirliği teknik direktörü İbrahim Üzülmez’i gösterebiliriz...
Sahada kazanan takım olunca ‘hakemler’ geri planda kalıyor, yenilince ise tam tersi. Ne diyor Kayserispor teknik direktörü Tolunay Kafkas; ‘Sen hem saha içinde kötü maç yöneteceksin, kartlık pozisyonları es geçeceksin...’
Trabzon’da konuk ekibin kazandığı penaltı atışında Onur yıldızlaşamasaydı, sonuç ve söylemler böyle olur muydu! Bu demek oluyor ki, kazanırken de kaybederken de her defasında sonucu ‘hakemler’ üzerinden değerlendirmek gerek. Görmeniz gerekenleri, göz ardı etmenizden başka bir işe ‘yaramayacağının’ altını bir kez daha çizmekte yarar var...
Süper Lig’de 21. Hafta sonunda da gol krallığı yarışmasında Beşiktaşlı Mario Gomez 15 puanla ilk sırada, takipçileri Antalyasporlu Samuel Eto’o 14, Akhisarlı Hugo Rodallega 13 golle sıralanıyor. Tabii Beşiktaş dediğimiz zaman onlar için, 2-0’dan maçı 2-2’ye taşımak büyük başarı...
Hakem hataları ise ayrıca ‘tartışma’ konusu. Fakat, Emre’nin başarılı oyununu, asla gölgelemez. Başta da dediğimiz gibi, hakem kararları dahil ‘sığınmacı’ konumundan çıkıp, her şeyi ile ‘profesyonel’ olmak şart...
Gol krallığı dedik de, gözümüz bir kez daha yerli oyuncu aradı. Burak Yılmaz, Çin’de ‘efsaneleşir’ mi ‘temennisi’ bir yana, Trabzonspor’da Muhammet Demir’in ‘gol’ bölgesindeki üretkenliği, gerek kendi takımı, gerek Milli Takım için önemli sinyaller içeriyor...