Geçtiğimiz günlerde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı açıklamada; “İdam cezasının hukuk mevzuatımıza tekrar alınması, iğrenç ve ilkel suçların işlenmesini caydırabilecektir” dedi.

Bahçeli, özet olarak; “MHP idam cezası meraklısı değildir. Ne var ki; korku sınırını geçen suç ve suçlularla mücadelenin başarıya ulaşabilmesi maksadıyla içinden geçtiğimiz süreçte başkaca bir yol ve seçenek olmadığı da nettir, nitekim alternatifsizdir.

…Karşımızdaki tablo alarm verici niteliktedir. İnsanın kanını donduran, vicdanları kanatan, sabır ve tahammül ölçülerini berhava eden en ağır suçlara her gün şahit olunmaktadır. Gazetelerin üçüncü sayfaları, televizyon ekranları, internet siteleri, sosyal medya platformları feci ve felaket dolu haberlerle dolup taşmaktadır.

Kadına şiddetin yanı sıra çocukların güpegündüz kaçırılmaları, vahşete kurban edilmeleri, hatta cinsel istismara uğramaları maşeri vicdanı yaralarken, aynı zamanda büyük bir hüzne ve hüsrana da neden olmaktadır. 

…Zulme suskunlukta zulümdür. …Acilen ve mutlaka yasal, idari, sosyolojik, psikolojik ve manevi tedbirlerin sırasıyla alınarak tatbik ve temin edilmesi gerekmektedir. Mesele insan onuruyla ilgilidir, can ve mal güvenliğiyle ilişkilidir. 

…Kalıcı ve köklü önlemleri almak ertelenemez bir mecburiyettir. 

…Bu konuda ‘idam cezası’nın hukuk mevzuatımıza tekrar alınması iğrenç ve ilkel suçların işlenmesini caydırabilecektir. 

…Türk Ceza Kanunu’nun 103’üncü maddesinde düzenlenen 'Çocukların Cinsel İstismarı' başta olmak üzere, yine aynı Kanunu’nun 6’ıncı bölümünde yer alan 'Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar' ile 309’uncu maddede düzenlenen 'Cebir ve Şiddet Kullanarak Anayasa’nın Öngördüğü Düzeni Ortadan Kaldırmaya Çalışmak' suçları hakkında İdam Cezası getirilmesi önyargısız şekilde değerlendirilmelidir. 

…Türkiye’nin toplumsal dirliği, insan hak ve güvenliği, ilaveten hukuksal istikrar açısından idam cezası mutlaka gündeme alınmalıdır. Bebek katilleri, sapıklar, alçaklar, tecavüzcüler layık oldukları cezalara çarptırılmalıdır” demişti.

Hükümet tarafından olumlu bulunan ve destek verilen bu çıkışa, CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Nasıl yol seçeceğimiz açık. Biz sosyal demokrat bir parti olarak idam cezasına karşıyız. 

…Bu ya gündemi değiştirme çabası ya da FETÖ'nün yurt dışına kaçan elemanlarına örtülü af çıkarma çabasıdır. Ülkenin taahhütleri ortadır, Avrupa ile olan ilişkilerimizin bitmesi anlamına gelir” derken; 

SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da; “Türkiye’de gündemi değiştirebilmek için sık sık yeni konular ortaya atılıyor. Şimdikilerden bir tanesi de idam cezasının getirilmesi. …İdamı tekrar gündeme getirerek, problemleri çözeceğimizi düşünmek sadece ciddi bir hata ve öngörüsüzlük olabilir” dedi.

Siyasetçilerin bir kısmı taraftar bir kısmı idama karşı tavır sergilerken; halkın büyük çoğunluğu idamın gelmesinden yana tavrını koyuyor!

Avrupa Birliği’ne girme şartlarından biri olarak 2002 yılında kaldırılan idam cezası, bugüne kadar AB’ye girmemize katkı sağlamış değildir. Dolayısıyla bundan sonra da bir katkı sağlayacak değildir.

Özellikle son dönemde işlenen cinayetler, sapkınlıklar, din kisvesi altında sapık çocuk tacizcileri gibi durumlar göz önüne alınarak idam cezası konusunda TBMM bir adım atmalıdır.

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitterda bizi takip edin: @alimevlutkaya @dikgazete

Geçtiğimiz günlerde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı açıklamada; “İdam cezasının hukuk mevzuatımıza tekrar alınması, iğrenç ve ilkel suçların işlenmesini caydırabilecektir” dedi.

Bahçeli, özet olarak; “MHP idam cezası meraklısı değildir. Ne var ki; korku sınırını geçen suç ve suçlularla mücadelenin başarıya ulaşabilmesi maksadıyla içinden geçtiğimiz süreçte başkaca bir yol ve seçenek olmadığı da nettir, nitekim alternatifsizdir.

…Karşımızdaki tablo alarm verici niteliktedir. İnsanın kanını donduran, vicdanları kanatan, sabır ve tahammül ölçülerini berhava eden en ağır suçlara her gün şahit olunmaktadır. Gazetelerin üçüncü sayfaları, televizyon ekranları, internet siteleri, sosyal medya platformları feci ve felaket dolu haberlerle dolup taşmaktadır.

Kadına şiddetin yanı sıra çocukların güpegündüz kaçırılmaları, vahşete kurban edilmeleri, hatta cinsel istismara uğramaları maşeri vicdanı yaralarken, aynı zamanda büyük bir hüzne ve hüsrana da neden olmaktadır. 

…Zulme suskunlukta zulümdür. …Acilen ve mutlaka yasal, idari, sosyolojik, psikolojik ve manevi tedbirlerin sırasıyla alınarak tatbik ve temin edilmesi gerekmektedir. Mesele insan onuruyla ilgilidir, can ve mal güvenliğiyle ilişkilidir. 

…Kalıcı ve köklü önlemleri almak ertelenemez bir mecburiyettir. 

…Bu konuda ‘idam cezası’nın hukuk mevzuatımıza tekrar alınması iğrenç ve ilkel suçların işlenmesini caydırabilecektir. 

…Türk Ceza Kanunu’nun 103’üncü maddesinde düzenlenen 'Çocukların Cinsel İstismarı' başta olmak üzere, yine aynı Kanunu’nun 6’ıncı bölümünde yer alan 'Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar' ile 309’uncu maddede düzenlenen 'Cebir ve Şiddet Kullanarak Anayasa’nın Öngördüğü Düzeni Ortadan Kaldırmaya Çalışmak' suçları hakkında İdam Cezası getirilmesi önyargısız şekilde değerlendirilmelidir. 

…Türkiye’nin toplumsal dirliği, insan hak ve güvenliği, ilaveten hukuksal istikrar açısından idam cezası mutlaka gündeme alınmalıdır. Bebek katilleri, sapıklar, alçaklar, tecavüzcüler layık oldukları cezalara çarptırılmalıdır” demişti.

Hükümet tarafından olumlu bulunan ve destek verilen bu çıkışa, CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Nasıl yol seçeceğimiz açık. Biz sosyal demokrat bir parti olarak idam cezasına karşıyız. 

…Bu ya gündemi değiştirme çabası ya da FETÖ'nün yurt dışına kaçan elemanlarına örtülü af çıkarma çabasıdır. Ülkenin taahhütleri ortadır, Avrupa ile olan ilişkilerimizin bitmesi anlamına gelir” derken; 

SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da; “Türkiye’de gündemi değiştirebilmek için sık sık yeni konular ortaya atılıyor. Şimdikilerden bir tanesi de idam cezasının getirilmesi. …İdamı tekrar gündeme getirerek, problemleri çözeceğimizi düşünmek sadece ciddi bir hata ve öngörüsüzlük olabilir” dedi.

Siyasetçilerin bir kısmı taraftar bir kısmı idama karşı tavır sergilerken; halkın büyük çoğunluğu idamın gelmesinden yana tavrını koyuyor!

Avrupa Birliği’ne girme şartlarından biri olarak 2002 yılında kaldırılan idam cezası, bugüne kadar AB’ye girmemize katkı sağlamış değildir. Dolayısıyla bundan sonra da bir katkı sağlayacak değildir.

Özellikle son dönemde işlenen cinayetler, sapkınlıklar, din kisvesi altında sapık çocuk tacizcileri gibi durumlar göz önüne alınarak idam cezası konusunda TBMM bir adım atmalıdır.

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitterda bizi takip edin: @alimevlutkaya @dikgazete