İki yazı, iki kitap ve gazete
İki yazı, iki kitap ve gazete
- 22-09-2018 09:27
- 511
- 22-09-2018 09:27
- 511
Nihat Genç, 12 Eylül günü, “Bunları dünya döndükçe deşifre ve rezil etmek vatan borcumuzdur” ve 18 Eylül günü de,
“Erdoğan bugün çağırsa birbirinizi ezersiniz şimdi neye ağlıyorsunuz” başlıklı iki yazı yazdı.
Nihat Genç’in görüşünü, duruşunu filan beğenmeyebilirsiniz ama doğru kimden gelirse gelsin doğrudur!
Bu iki yazıda bahsi geçen özellikle yazarlar konusuna sonuna kadar katıldığımı belirtiyor ve yazarı tebrik ediyorum!
*
Bahse konu yazarlardan yola çıkarak da, iki kitaptan bahsetmek istiyorum…
Birincisi; ‘Unutma Beni…’ Amerikalı yazar Lisa Genova’nın Amerika’da 2007’de yayınlanmış kitabı… Aynı kitap, 2015 Şubat ayında ülkemizde yayınlandı.
Harvard’da bilişsel psikoloji ve dil bilim profesörü elli yaşındaki Alice Howland’ın ‘Erken Evre Alzheimer’ hastalığı ve mücadelesinin anlatıldığı bu mükemmel çalışma, aynı zamanda sinemaya uyarlanmış ve önemli ödüller almış.
Çağan Irmak, yönetmenliğini yaptığı ve 29 Ekim 2014’de gösterime giren ‘Unutursam Fısılda’ filminin senaryosunu yazarken, ‘Unutma Beni’den ne kadar esinlendi bilmiyorum fakat bahsedeceğim ‘Hatırlanmayan’ isimli ikinci kitabın yazarının esinlenmek değil, ‘apartmak’ gibi bir kabiliyete sahip olduğunu belirtmeliyim!..
*
İngiliz yazar Emma Healey’in, büyükannelerinden ilham alarak yazdığını ifade ettiği, 2014 yılında yayınlanan ve ‘Costa İlk Roman Ödülü’nü alan ‘Hatırlanmayan’, Nisan 2015 yılında da ülkemizde yayınlanmış.
İki kitapta da işlenen konu ‘alzheimer…’
Birinci kitapta, hasta 50 yaşında, ikinci kitapta ise ihtiyardır ve sürekli çocukluğunu, gençliğini hatırlamaktadır.
Biri Amerika’da, diğeri İngiltere’de yaşayan yazarlardan İngiliz olanı, ne ve nasıl tesadüftür ki; Amerikalı yazarın yazdıklarının bazı yerlerde aynısını yazabiliyor?!
Örneğin, ‘Unutma Beni’ ana karakteri olan Alice ile ‘Hatırlanmayan’ın Maud’unun oğullarının isminin Tom olması… Birinci kitapta kadının, kızının arkadaşlarından birinin adının Doug; ikinci kitapta kadının kız kardeşinin arkadaşının da adının Doug olması… Hastalığa muzdarip iki kadının da, kendi yaşadıkları şehrin bilinen caddesinde kaybolmaları ve o caddenin detaylı şekilde tasvir edilmesi...
Doktorlarının, ikisine de neredeyse birebir aynı sorular sorması ve yapmasını istedikleri…
İki kadının da kız kardeşlerinden birinin trafik kazasında ötekinin ise cinayet sonucu ölmeleri…
İkisinin de notlarını çöpe atması ve daha sonra çöpten çıkarması gibi!..
Kitabın sonunu farklı getiren İngiliz yazar, bazı cümleleri bile değiştirmeden Amerikalı yazarın kitabından intihal yapmıştır.
Yazarın, kitapla ödül alması, ödül verenlerin de mallığını ortaya koymaktadır!
Nihat Genç’in bahsettiği, ülkemiz için yüz karası sözüm ona yazarlar ve ödül dağıtıcılarının demek ki aynısı İngiltere’de de var!..
*
Gazete…
13 Eylül günü bazı gazetelerde bir haber yayınlandı.
Haberi okuyunca; “Neslimizi ıslah etmek, kuvvetlendirmek için Avrupa’dan ve Amerika’dan damızlık erkek getirmek gerekir!” diyen Abdullah Cevdet aklıma geldi!
Haber, transferin son günlerinde İngiltere'nin Liverpool takımından Beşiktaş’a getirilen Loris Karius ile ilgiliydi.
‘Türk kızlarına sevindirici haber’ ifadesiyle birlikte; “Loris Karius manken sevgilisinden ayrıldı” şeklinde verilmişti.
Devamında da; “Beşiktaş’a transferiyle sadece siyah-beyazlı taraftarı değil, Türk kızlarını da mest eden Loris Karius, gündemden düşmek bilmiyor.
Loris Karius ile ilgili Alman basını, ‘Genç kızlara müjde’ dedirtecek bir iddiayı ortaya attı.
Alman basınına göre kaleci, bir süredir birlikte olduğu Daniella Grace ile yollarını ayırdı” denilerek, kalecinin fotoğraflarını yayınlamışlardı!
Bunu haber olarak süsleyip, spor sayfalarına koyan Abdullah Cevdet takipçileri bilmelidir ki; bu bir habercilik ve gazetecilik değil, bir nevi kadın-kız pazarlama girişimidir!..
Her ne kadar ‘beyaz kadın ticareti ve taciri’ şeklinde yazılıyorsa da, ortamlarda dillendirilen haliyle yapana ve yapılana denilen "P" ile başlayan tek kelime de belli!..
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com
Twitter: @alimevlutkaya
Nihat Genç, 12 Eylül günü, “Bunları dünya döndükçe deşifre ve rezil etmek vatan borcumuzdur” ve 18 Eylül günü de,
“Erdoğan bugün çağırsa birbirinizi ezersiniz şimdi neye ağlıyorsunuz” başlıklı iki yazı yazdı.
Nihat Genç’in görüşünü, duruşunu filan beğenmeyebilirsiniz ama doğru kimden gelirse gelsin doğrudur!
Bu iki yazıda bahsi geçen özellikle yazarlar konusuna sonuna kadar katıldığımı belirtiyor ve yazarı tebrik ediyorum!
*
Bahse konu yazarlardan yola çıkarak da, iki kitaptan bahsetmek istiyorum…
Birincisi; ‘Unutma Beni…’ Amerikalı yazar Lisa Genova’nın Amerika’da 2007’de yayınlanmış kitabı… Aynı kitap, 2015 Şubat ayında ülkemizde yayınlandı.
Harvard’da bilişsel psikoloji ve dil bilim profesörü elli yaşındaki Alice Howland’ın ‘Erken Evre Alzheimer’ hastalığı ve mücadelesinin anlatıldığı bu mükemmel çalışma, aynı zamanda sinemaya uyarlanmış ve önemli ödüller almış.
Çağan Irmak, yönetmenliğini yaptığı ve 29 Ekim 2014’de gösterime giren ‘Unutursam Fısılda’ filminin senaryosunu yazarken, ‘Unutma Beni’den ne kadar esinlendi bilmiyorum fakat bahsedeceğim ‘Hatırlanmayan’ isimli ikinci kitabın yazarının esinlenmek değil, ‘apartmak’ gibi bir kabiliyete sahip olduğunu belirtmeliyim!..
*
İngiliz yazar Emma Healey’in, büyükannelerinden ilham alarak yazdığını ifade ettiği, 2014 yılında yayınlanan ve ‘Costa İlk Roman Ödülü’nü alan ‘Hatırlanmayan’, Nisan 2015 yılında da ülkemizde yayınlanmış.
İki kitapta da işlenen konu ‘alzheimer…’
Birinci kitapta, hasta 50 yaşında, ikinci kitapta ise ihtiyardır ve sürekli çocukluğunu, gençliğini hatırlamaktadır.
Biri Amerika’da, diğeri İngiltere’de yaşayan yazarlardan İngiliz olanı, ne ve nasıl tesadüftür ki; Amerikalı yazarın yazdıklarının bazı yerlerde aynısını yazabiliyor?!
Örneğin, ‘Unutma Beni’ ana karakteri olan Alice ile ‘Hatırlanmayan’ın Maud’unun oğullarının isminin Tom olması… Birinci kitapta kadının, kızının arkadaşlarından birinin adının Doug; ikinci kitapta kadının kız kardeşinin arkadaşının da adının Doug olması… Hastalığa muzdarip iki kadının da, kendi yaşadıkları şehrin bilinen caddesinde kaybolmaları ve o caddenin detaylı şekilde tasvir edilmesi...
Doktorlarının, ikisine de neredeyse birebir aynı sorular sorması ve yapmasını istedikleri…
İki kadının da kız kardeşlerinden birinin trafik kazasında ötekinin ise cinayet sonucu ölmeleri…
İkisinin de notlarını çöpe atması ve daha sonra çöpten çıkarması gibi!..
Kitabın sonunu farklı getiren İngiliz yazar, bazı cümleleri bile değiştirmeden Amerikalı yazarın kitabından intihal yapmıştır.
Yazarın, kitapla ödül alması, ödül verenlerin de mallığını ortaya koymaktadır!
Nihat Genç’in bahsettiği, ülkemiz için yüz karası sözüm ona yazarlar ve ödül dağıtıcılarının demek ki aynısı İngiltere’de de var!..
*
Gazete…
13 Eylül günü bazı gazetelerde bir haber yayınlandı.
Haberi okuyunca; “Neslimizi ıslah etmek, kuvvetlendirmek için Avrupa’dan ve Amerika’dan damızlık erkek getirmek gerekir!” diyen Abdullah Cevdet aklıma geldi!
Haber, transferin son günlerinde İngiltere'nin Liverpool takımından Beşiktaş’a getirilen Loris Karius ile ilgiliydi.
‘Türk kızlarına sevindirici haber’ ifadesiyle birlikte; “Loris Karius manken sevgilisinden ayrıldı” şeklinde verilmişti.
Devamında da; “Beşiktaş’a transferiyle sadece siyah-beyazlı taraftarı değil, Türk kızlarını da mest eden Loris Karius, gündemden düşmek bilmiyor.
Loris Karius ile ilgili Alman basını, ‘Genç kızlara müjde’ dedirtecek bir iddiayı ortaya attı.
Alman basınına göre kaleci, bir süredir birlikte olduğu Daniella Grace ile yollarını ayırdı” denilerek, kalecinin fotoğraflarını yayınlamışlardı!
Bunu haber olarak süsleyip, spor sayfalarına koyan Abdullah Cevdet takipçileri bilmelidir ki; bu bir habercilik ve gazetecilik değil, bir nevi kadın-kız pazarlama girişimidir!..
Her ne kadar ‘beyaz kadın ticareti ve taciri’ şeklinde yazılıyorsa da, ortamlarda dillendirilen haliyle yapana ve yapılana denilen "P" ile başlayan tek kelime de belli!..
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com
Twitter: @alimevlutkaya