İMO seçimleri ve uğultu taktiği

İMO seçimleri ve uğultu taktiği

İMO seçimleri ve uğultu taktiği İMO seçimleri ve uğultu taktiği

İMO SEÇİMLERİ

VE UĞULTU TAKTİĞİ 

Sokak röportajlarında bazı CHP’li seçmenlerin “adayımız terlik bile olsa oyumu ona veririm” demelerinin sebebini şimdi daha iyi anlıyorum.

Pazar günü (11.02.2024) İnşaat Mühendisleri Odası seçimleri yapıldı.

-Nevzat Kor hoca oy kullanmaya geldi...

Bir gün önce de 2 yıl boyunca yapılan oda faaliyetleri ve meslektaş sorunlarının konuşulduğu kongre vardı.

Normal şartlarda kongre;

Yönetimin faaliyet raporunun özet olarak okunması ve muhalefetin (yani bizlerin) bu raporlar üzerinden yönetimi tenkit-tavsiye ve yapılması gerekenlerin konuşulduğu bir kongre olması gerekirdi.

Yani;

Konuştukları süre kadar bize de konuşma hakkı vermeleri gerekiyorken ama böyle olmadı.

İŞİ BOĞUNTUYA GETİRMEK!..

Özet’ dedikleri faaliyet raporunu okumaları 1 saati aldı.

Açış konuşması, başkanın konuşması, davetli konuşması (kendi görüşlerindeki davetliler) falan derken vakit öğleni buldu.

Yemekten sonra;

Başkan adayımıza kısa bir konuşma süresi verdikten sonra kaldıkları yerden aynı tempo ile konuşmaya devam ettiler.

Bu konuşmaları sırasında yaptıkları tek şey devamlı hükumete laf sokma, hükumetin 22 yıldır hiçbir şey yapmadığını, her şeyi berbat ettiğini vs. vs. vs. gibi şeyleri tekrar edip durdular.

(Hükumetin iktidar süresini bile bilerek yanlış söylüyorlar. Seçim 2002 yılının Kasım ayında yapılmıştı. Şimdi de Şubat ayındayız. Bu durumda hükumetin süresi 22 yıl mı oluyor? Bunu yaparak ne umuyorlarsa artık…)

Bunları söylerken CHP’nin elindeki belediyelere tek laf etmediler.

Yani;

İmamoğlu arıtma tesisini yapmayıp “Temel Atmama Töreni” düzenlerken…

Veya

Birçok metro hattını iptal ederken…

İETT otobüsleri yollarda pert olurken…

Yürüyen merdivenler bile yürümezken…

Başlamış olan Beşiktaş’taki Dolmabahçe-Levazım tünelini iptal ederken, onlar için “Her şey güzel oluyor”muş demek

Ama…

1 MİLYON 170 BİN KONUT…

Ama...

Deprem bölgesinde 10 ayda 130.000 konutu tamamlayan, şimdi de 70.000 konutu sene sonuna kadar bitirip 200.000 konutu teslim edecek olan hükumet, 20 yılda 1 milyon 170 bin konutu yapıp teslim etmiş ve bu onlara göre hükumet hiçbir şey yapmamış oluyor.

(Bu rakamı da eski başkanları N. Suna verdi ve inanılır gibi değil ama bunu da eleştirdi. Diğer taraftan 4-5 bakanlık bütçesine sahip İstanbul B. Şehir Belediyesi 5 yılda 3-4 bin konutu bile bitiremedi ama ona laf yok. Eskişehir belediyesi 25 yılda 24 konut –rakam ile yirmi dört daire- dönüştürdü bu da onlar için başarı ama her yıl on binlerce konut yapıp teslim eden hükumet başarısız…)

CHP’Lİ SEÇMEN BÖYLE KANDIRILIYOR!..

Kongre süresi olan yedi saatin neredeyse altı saatini bu gibi yalan yanlış bilgilerle doldurdular.

Anladım ki, bu bir taktik.

Uğultu taktiği

Uğultu halinde hepsi aynı şeyi söyleyince, hiçbir fikri olmayan da buna inanıp peşlerinden gidebiliyor.

Yani;

Birinin çarşıda yalan söyleyip eve gelince kendisi de o yalana inanması gibi bir şey.

Bazı CHP’li seçmenlerin “Odun bile olsa oyumu ona veririm!” demesi bundandır.

SOYKIRIMCI İSRAİL, GAZZE VE CAN ATALAY…

İkincisi bunların insani duyguları da dumura uğramış vaziyette.

Nitekim;

Gazze’de yaşanan bunca katliama tek kelime etmedikleri gibi, genel kurulun İsrail’isoykırımcı’ tanınması için yaptığımız teklifi, “prosedüre uygun değil” diye reddettiler ama “Can Atalay neden hapiste” diye sorgulamaya kalktılar.

Eğer salondaki arkadaşlarımız sert bir tepki gösterip, iş kavga ortamına kadar gitmeseydi daha kim bilir kurula ne teklifler getireceklerdi.

İMO YÖNETİMİNİN DÜŞTÜĞÜ ÇELİŞKİLER…

Yazı uzamasın diye kısa kısa yazayım.

-Yeni gelen başkan;

Daha konuşmasının başında mesleğe değil siyasete ağırlık vereceğini, siyaset yapacağını açık açık ilan etti.

Yani;

CHP’nin arka bahçesi olmayı sürdürecekler. Sonra da “hükumet neden bizimle işbirliği yapmıyor” diye ağlayacaklar. Zaten işbirliği olsa ne olur olmasa ne olur. 36.000 üyeli odanın deprem bölgesine gönderdiği eleman sayısını herhangi bir müteahhit firma da gönderebilirdi. Nitekim firmalar kendi aralarında organize olup deprem bölgesine koşmuşlardı.

- Önceki oda başkanı meslektaşlarımızın işsiz kalmasından şikâyetçi oldu ama İstanbul Havalimanına karşılar!.. Otoyol ve bölünmüş yollara da karşılar (onlara göre asfalta ekmeğimizi mi banacaaaz!?)

Köprülerin tümüne karşılar. Köprü deyince öyle bir kükrüyorlar ki… İki dönem önceki başkan N. SunaBiz birinci köprüye de, ikinci köprüye de, üçüncü köprüye de, Osman Gazi’ye de, Çanakkale Köprüsü’ne de karşıyız” demişti.

Nükleer santral yapılmasına da karşılar.

TOKİ’ye karşı olduklarını söylemeye gerek yok.

Marmaray ve Avrasya hakkında ne düşünüyorlar bilmiyorum.

Peki,

Siz hem böyle yoğun emek isteyen projelere karşı çıkacaksınız

Hem de meslektaşlarımızın işsiz kalmasından şikâyetçi olacaksınız. Çelişki olur da bu kadar da olmaz…

TRAFİK…

Diğer bir çelişkileri de

İstanbul trafiğinden şikâyet etmeleriydi

Ama…

Hem İstanbul trafiğinde şikâyetçiler hem de

İstanbul Havalimanının tekrar Yeşilköy’e taşınmasını istiyorlar.

Yıllık (şimdilik) 85 milyon yolcuya hizmet verecek bir havalimanının Yeşilköy’e geldiğini ve İstanbul trafiğinin ne hale geleceğini varın siz hesap edin.

KALKINMA YOLU- ZENGEZUR-ORTA YOL VS.

Eğer bana söz verilseydi, bu projelere ek olarak Orta Koridor yolundan (Çin-Türkiye-İngiltere arasındaki yol)

Kalkınma Yolu Projesinden (Irak Basra körfezinden başlayıp Kanal İstanbul’a bağlanacak olan yol. Bu otoyola paralel olarak trenlerin çalışacağı raylı sistem de var)

Zengezur Koridorundan (Türkiye-Azerbaycan)

Tuna nehri ile Elbe nehrinin birbirine bağlanması ile Karadeniz’in Baltık denizine bağlanacağını… Bu da yapacağımız Kanal İstanbul’u çok önemli bir hale getireceğini söyleyecektim ama baştan Kanal’a karşı oldukları için bu söyleyeceklerimin ne kadar faydası olurdu bilmiyorum. (Oda yönetimi Kanal İstanbul’a top yekûn karşı…

Neden?

Çünkü bu kanal, her yıl milyarlarca dolar kazandıracağı gibi bize siyasi bir üstünlük de kazandıracak. Bundan ne İngiltere ne de Rusya razı…)

Ayrıca Oda,

Hükumetin Kentsel Dönüşüm için başlattığı “yarısı bizden” kampanyasından hiç bahsetmedi. Çünkü onlara göre hükumet deprem için hiçbir şey yapmıyor ya…

Eğer fırsat verilip konuşsaydım;

Oda’nın öncülük etmesi halinde hiçbir inşaat mühendisinin işsiz kalmayacağını… Tam aksine mühendise ihtiyaç duyulacağını söyleyecektim.

Ama Oda yönetici ve taraftarlarının konuşmalarından sıra bana gelmedi. (Sabah saat 09:30 salondaydım. 17:30’a kadar bekledim daha önümde konuşacak 4 kişi vardı. Sabah salonda konuşmalar ayakta dinlenirken o saate kadar insanlar yorulup gitmiş, salonda bir avuç mühendis kalmıştı. Bunun üzerine ben de salonu terk ettim.)

NETİCE OLARAK…

Karşımızda farklı yapıda da olsa CHP şemsiyesi altında toplanmış bir kitle var.

Ve bu kitlenin;

Gazze’de Filistinlilerin soykırıma uğraması vs. diye bir dertleri yok.

Aslında;

Özgürlük, vatan, bayrak vb. gibi kutsal değerler de umurlarında değil. (Umurlarında olsa sırtını terör örgütüne dayamış bir parti ile sıkı-fıkı olmazlar)

Tek önemsedikleri şey;

Seçilmişler(!) olarak hükümferma olmak... Millet kim ki!?

Her şeyi onlar biliyor. Her şeye onlar layık. Bize de boyun büküp dinlemek ve itaat etmek düşer.

Bu tam klasik bir CHP seçmeni profilidir. Çünkü bu psikoloji ile yetiştiriliyor.

Nitekim;

Kongrede de bunu gördük.

Evet, seçimi kaybettik...

Ama umutluyuz…

Gençlerin oy kullandığı sandıkların çoğunda oylar ya başa baş veya biz öndeydik.

Bu da gösteriyor ki,

Allah’ın izniyle gelecek bizimdir.

.

Emin Batur, dikGAZETE.com

İMO SEÇİMLERİ

VE UĞULTU TAKTİĞİ 

Sokak röportajlarında bazı CHP’li seçmenlerin “adayımız terlik bile olsa oyumu ona veririm” demelerinin sebebini şimdi daha iyi anlıyorum.

Pazar günü (11.02.2024) İnşaat Mühendisleri Odası seçimleri yapıldı.

-Nevzat Kor hoca oy kullanmaya geldi...

Bir gün önce de 2 yıl boyunca yapılan oda faaliyetleri ve meslektaş sorunlarının konuşulduğu kongre vardı.

Normal şartlarda kongre;

Yönetimin faaliyet raporunun özet olarak okunması ve muhalefetin (yani bizlerin) bu raporlar üzerinden yönetimi tenkit-tavsiye ve yapılması gerekenlerin konuşulduğu bir kongre olması gerekirdi.

Yani;

Konuştukları süre kadar bize de konuşma hakkı vermeleri gerekiyorken ama böyle olmadı.

İŞİ BOĞUNTUYA GETİRMEK!..

Özet’ dedikleri faaliyet raporunu okumaları 1 saati aldı.

Açış konuşması, başkanın konuşması, davetli konuşması (kendi görüşlerindeki davetliler) falan derken vakit öğleni buldu.

Yemekten sonra;

Başkan adayımıza kısa bir konuşma süresi verdikten sonra kaldıkları yerden aynı tempo ile konuşmaya devam ettiler.

Bu konuşmaları sırasında yaptıkları tek şey devamlı hükumete laf sokma, hükumetin 22 yıldır hiçbir şey yapmadığını, her şeyi berbat ettiğini vs. vs. vs. gibi şeyleri tekrar edip durdular.

(Hükumetin iktidar süresini bile bilerek yanlış söylüyorlar. Seçim 2002 yılının Kasım ayında yapılmıştı. Şimdi de Şubat ayındayız. Bu durumda hükumetin süresi 22 yıl mı oluyor? Bunu yaparak ne umuyorlarsa artık…)

Bunları söylerken CHP’nin elindeki belediyelere tek laf etmediler.

Yani;

İmamoğlu arıtma tesisini yapmayıp “Temel Atmama Töreni” düzenlerken…

Veya

Birçok metro hattını iptal ederken…

İETT otobüsleri yollarda pert olurken…

Yürüyen merdivenler bile yürümezken…

Başlamış olan Beşiktaş’taki Dolmabahçe-Levazım tünelini iptal ederken, onlar için “Her şey güzel oluyor”muş demek

Ama…

1 MİLYON 170 BİN KONUT…

Ama...

Deprem bölgesinde 10 ayda 130.000 konutu tamamlayan, şimdi de 70.000 konutu sene sonuna kadar bitirip 200.000 konutu teslim edecek olan hükumet, 20 yılda 1 milyon 170 bin konutu yapıp teslim etmiş ve bu onlara göre hükumet hiçbir şey yapmamış oluyor.

(Bu rakamı da eski başkanları N. Suna verdi ve inanılır gibi değil ama bunu da eleştirdi. Diğer taraftan 4-5 bakanlık bütçesine sahip İstanbul B. Şehir Belediyesi 5 yılda 3-4 bin konutu bile bitiremedi ama ona laf yok. Eskişehir belediyesi 25 yılda 24 konut –rakam ile yirmi dört daire- dönüştürdü bu da onlar için başarı ama her yıl on binlerce konut yapıp teslim eden hükumet başarısız…)

CHP’Lİ SEÇMEN BÖYLE KANDIRILIYOR!..

Kongre süresi olan yedi saatin neredeyse altı saatini bu gibi yalan yanlış bilgilerle doldurdular.

Anladım ki, bu bir taktik.

Uğultu taktiği

Uğultu halinde hepsi aynı şeyi söyleyince, hiçbir fikri olmayan da buna inanıp peşlerinden gidebiliyor.

Yani;

Birinin çarşıda yalan söyleyip eve gelince kendisi de o yalana inanması gibi bir şey.

Bazı CHP’li seçmenlerin “Odun bile olsa oyumu ona veririm!” demesi bundandır.

SOYKIRIMCI İSRAİL, GAZZE VE CAN ATALAY…

İkincisi bunların insani duyguları da dumura uğramış vaziyette.

Nitekim;

Gazze’de yaşanan bunca katliama tek kelime etmedikleri gibi, genel kurulun İsrail’isoykırımcı’ tanınması için yaptığımız teklifi, “prosedüre uygun değil” diye reddettiler ama “Can Atalay neden hapiste” diye sorgulamaya kalktılar.

Eğer salondaki arkadaşlarımız sert bir tepki gösterip, iş kavga ortamına kadar gitmeseydi daha kim bilir kurula ne teklifler getireceklerdi.

İMO YÖNETİMİNİN DÜŞTÜĞÜ ÇELİŞKİLER…

Yazı uzamasın diye kısa kısa yazayım.

-Yeni gelen başkan;

Daha konuşmasının başında mesleğe değil siyasete ağırlık vereceğini, siyaset yapacağını açık açık ilan etti.

Yani;

CHP’nin arka bahçesi olmayı sürdürecekler. Sonra da “hükumet neden bizimle işbirliği yapmıyor” diye ağlayacaklar. Zaten işbirliği olsa ne olur olmasa ne olur. 36.000 üyeli odanın deprem bölgesine gönderdiği eleman sayısını herhangi bir müteahhit firma da gönderebilirdi. Nitekim firmalar kendi aralarında organize olup deprem bölgesine koşmuşlardı.

- Önceki oda başkanı meslektaşlarımızın işsiz kalmasından şikâyetçi oldu ama İstanbul Havalimanına karşılar!.. Otoyol ve bölünmüş yollara da karşılar (onlara göre asfalta ekmeğimizi mi banacaaaz!?)

Köprülerin tümüne karşılar. Köprü deyince öyle bir kükrüyorlar ki… İki dönem önceki başkan N. SunaBiz birinci köprüye de, ikinci köprüye de, üçüncü köprüye de, Osman Gazi’ye de, Çanakkale Köprüsü’ne de karşıyız” demişti.

Nükleer santral yapılmasına da karşılar.

TOKİ’ye karşı olduklarını söylemeye gerek yok.

Marmaray ve Avrasya hakkında ne düşünüyorlar bilmiyorum.

Peki,

Siz hem böyle yoğun emek isteyen projelere karşı çıkacaksınız

Hem de meslektaşlarımızın işsiz kalmasından şikâyetçi olacaksınız. Çelişki olur da bu kadar da olmaz…

TRAFİK…

Diğer bir çelişkileri de

İstanbul trafiğinden şikâyet etmeleriydi

Ama…

Hem İstanbul trafiğinde şikâyetçiler hem de

İstanbul Havalimanının tekrar Yeşilköy’e taşınmasını istiyorlar.

Yıllık (şimdilik) 85 milyon yolcuya hizmet verecek bir havalimanının Yeşilköy’e geldiğini ve İstanbul trafiğinin ne hale geleceğini varın siz hesap edin.

KALKINMA YOLU- ZENGEZUR-ORTA YOL VS.

Eğer bana söz verilseydi, bu projelere ek olarak Orta Koridor yolundan (Çin-Türkiye-İngiltere arasındaki yol)

Kalkınma Yolu Projesinden (Irak Basra körfezinden başlayıp Kanal İstanbul’a bağlanacak olan yol. Bu otoyola paralel olarak trenlerin çalışacağı raylı sistem de var)

Zengezur Koridorundan (Türkiye-Azerbaycan)

Tuna nehri ile Elbe nehrinin birbirine bağlanması ile Karadeniz’in Baltık denizine bağlanacağını… Bu da yapacağımız Kanal İstanbul’u çok önemli bir hale getireceğini söyleyecektim ama baştan Kanal’a karşı oldukları için bu söyleyeceklerimin ne kadar faydası olurdu bilmiyorum. (Oda yönetimi Kanal İstanbul’a top yekûn karşı…

Neden?

Çünkü bu kanal, her yıl milyarlarca dolar kazandıracağı gibi bize siyasi bir üstünlük de kazandıracak. Bundan ne İngiltere ne de Rusya razı…)

Ayrıca Oda,

Hükumetin Kentsel Dönüşüm için başlattığı “yarısı bizden” kampanyasından hiç bahsetmedi. Çünkü onlara göre hükumet deprem için hiçbir şey yapmıyor ya…

Eğer fırsat verilip konuşsaydım;

Oda’nın öncülük etmesi halinde hiçbir inşaat mühendisinin işsiz kalmayacağını… Tam aksine mühendise ihtiyaç duyulacağını söyleyecektim.

Ama Oda yönetici ve taraftarlarının konuşmalarından sıra bana gelmedi. (Sabah saat 09:30 salondaydım. 17:30’a kadar bekledim daha önümde konuşacak 4 kişi vardı. Sabah salonda konuşmalar ayakta dinlenirken o saate kadar insanlar yorulup gitmiş, salonda bir avuç mühendis kalmıştı. Bunun üzerine ben de salonu terk ettim.)

NETİCE OLARAK…

Karşımızda farklı yapıda da olsa CHP şemsiyesi altında toplanmış bir kitle var.

Ve bu kitlenin;

Gazze’de Filistinlilerin soykırıma uğraması vs. diye bir dertleri yok.

Aslında;

Özgürlük, vatan, bayrak vb. gibi kutsal değerler de umurlarında değil. (Umurlarında olsa sırtını terör örgütüne dayamış bir parti ile sıkı-fıkı olmazlar)

Tek önemsedikleri şey;

Seçilmişler(!) olarak hükümferma olmak... Millet kim ki!?

Her şeyi onlar biliyor. Her şeye onlar layık. Bize de boyun büküp dinlemek ve itaat etmek düşer.

Bu tam klasik bir CHP seçmeni profilidir. Çünkü bu psikoloji ile yetiştiriliyor.

Nitekim;

Kongrede de bunu gördük.

Evet, seçimi kaybettik...

Ama umutluyuz…

Gençlerin oy kullandığı sandıkların çoğunda oylar ya başa baş veya biz öndeydik.

Bu da gösteriyor ki,

Allah’ın izniyle gelecek bizimdir.

.

Emin Batur, dikGAZETE.com