İnsanlık için kara bir leke; 27 Haziran Yunanlıların Çamerya Arnavutları Katliamı
İnsanlık için kara bir leke; 27 Haziran Yunanlıların Çamerya Arnavutları Katliamı
- 27-06-2022 20:57
- 4497
- 27-06-2022 20:57
- 4497
“1994 yılında Arnavutluk Cumhuriyeti Meclisi, 27 Haziran 1994‘ü resmen, Yunanlıların Çam Arnavutlarına karşı ‘Soykırım Günü’ olarak ilan etmiştir.”
1944 yılında Kafkaslarda Çerkes-Kırım Tatar soykırımı ve sürgünlerinin yanında unutulan az bilinen önemli bir soykırım da Çamerya Arnavut toplumuna yapıldı.
27 Haziran 1944 - Mart 1945’e kadar devam eden Çamerya Katliamı, insanlık tarihi için kara bir leke olarak iz bırakarak adeta unutulmuştur.
Bu katliamda, Çam Arnavutlarının yüzde 10’u yok edilmiştir.
Çamerya, Yunanistan’ın kuzeybatısında yer alan yaklaşık olarak 10.000 kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir bölgedir.
Literatürde Çamerya, Güney Epir olarak da bilinir, burada yaşayanlara da Epirli denir. Arnavutların çoğunlukta yaşadığı toprakların en güneyini oluşturur.
Bu bölgede, Parga, Preveze, Gumenitsa, Margeliç, Filat, Paramitsa ve Filipiad şehirleri bulunmaktadır.
Preveze Yarımadası, Yunanistan’ın en verimli topraklarına sahip olmasının yanı sıra Avrupa ile bağlantısını sağlayan en yakın bölgesidir.
1908 Osmanlı sayımına göre Çamerya’nın nüfusu 73 bin kişiydi. Bunların yüzde 92’si Arnavutlardan oluşuyordu, geriye kalanı ise Yunanlılardan, Ulahlardan ve Romanlardan oluşmaktaydı. 1. Dünya Savaşı’nın başlangıcında Çam Arnavutlarının yüzde 50’si Müslüman, yüzde 50’si Ortodoks dinine mensuptu.
20. yüzyıl başlarında Balkanlar’ın Epir bölgesi, büyük çoğunluğunu oluşturan yerli Çameria-Çamerya Arnavut nüfusunun direncine rağmen, 1913 Londra Büyükelçiler Konferansı’nın kararları ile Yunan devleti yönetimi altında etnik bir azınlık kabul edilerek Arnavutluk’tan koparılmış ve Yunanistan egemenliğine verilmiştir.
Bu yerli halk, 2. Dünya Savaşı yıllarında Yunanlılarca trajik bir kadere maruz bırakılmıştır.
Çamerya bölgesinde yaşayan yerli Çamerya Arnavutları’na Yunanların, 2. Dünya Savaşı’nda 27 Haziran 1944 ile Mart 1945 tarihleri arasında uyguladıkları soykırıma varan katliamları, bugün Balkanlarda yaşayan genç kuşak Arnavut aydın, entelektüel ve siyasetçiler, hukuki zeminde çeşitli platformlarda seslendirmeye başladılar.
Arnavutluk Çamerya Hasan Tahsin Vakfının yöneticisi ve Çamerya meselesi uzmanı Alket Veliu bir yıl önce “Çamerya Arnavutlarının 78 yıl önce kaybettikleri haklarının geri alınması” mücadelesini sürdürdüklerini söylemişti.
Arnavutluk'un Çamerya meselesindeki çabalarınının son 30 yılda inişleri ve çıkışları olduğunu belirtmiş, bugünlerde ise Çamerya Arnavutları meselesini “unutmaya yönelik” tamamen farklı bir eğilim bulunduğunu savunmuştu.
Alket Veliu, “Çamerya Arnavutlarının taleplerinin basit ve doğru olduğunu çünkü sadece kendi topraklarına dönüş talep ettiklerini” ısrarla vurguluyordu.
AB Komisyonu Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu eski Üyesi Johannes Hahn'ın konuyla ilgili Arnavutluk ve Yunanistan arasındaki görüşmelerde Çamerya meselesinin ele alınmasının önemine değindiğini anımsatan Veliu, Arnavut devletinin komşu Yunanistan ile ilişkilerinde Avrupa ajandasını takip etmesinin yeterli olacağını söylemişti.
Arnavut kamuoyunun dikkatine farklı gerçekler, yazılı belgeler ve soykırımın kurbanlarının hikayelerini getirdiklerini dile getiren Veliu, "Şüphesiz ki biz bugün davamızı savunma mücadelesi içerisinde ve bu davayı unutulmaya itmek isteyenlerin karşısındayız. Ancak herkese hatırlatmak isterim ki biz ayaktayız, yaşıyoruz, Çamerya davasına savaş açacak herkesin karşısında olacağız. Eğer son bir Çameryalı da kalsa bu dava için savaşacaktır" dedi.
Yeni kuşak Arnavutların yakın tarihte yaşanan Yunanistan Çamerya Arnavutları soykırımının hesabını sormak için kararlı olduklarını görüyoruz.
Bugün Balkanlarda iki devlet ve üç Başbakana sahip Arnavut toplumu, Camerya soykırımının hukuki siyasi kültürel boyutlarını yüksek sesle dile getirmeye başladılar.
Çameryalı Arnavutlar ve Balkanlarda yaşayan Arnavutlar 1944'te yaşananların soykırım olarak tanınmasını, Yunanistan sınırında kalan vatan topraklarını ziyaret etmek ve mülkiyet haklarının teslim edilmesini istiyor.
Çamerya'da neler yaşandı?
Arnavutluk'un güneyinden başlayan Çamerya bölgesi, halen Yunanistan toprakları içerisinde kalan Yanya'dan Preveze'ye kadarki bölgeyi kapsıyor.
Yanya vilayetine bağlı bu bölgede yaşayan Arnavutlar, 1913 yılına kadar Osmanlı vatandaşıydı.
Çamerya bölgesi, Balkan Savaşı sonunda 1913'te yapılan Londra Konferansı'nda etnik ve azınlık bir bölge olarak Yunanistan'a teslim edildi. 1910 yılında yapılan nüfus sayımında bölgede 83 bin Arnavut yaşıyordu.
Yunan General Napoleon Zervas komutasındaki kuvvetler, İkinci Dünya Savaşı sırasında, Çamerya Arnavutlarına yönelik katliam gerçekleştirdi.
Haziran 1944'ten Mart 1945'e kadar süren etnik temizlik harekatı sırasında 2 bin 900 erkek, 214 kadın ve 96 çocuk öldürüldü, 745 kadına tecavüz edildi, 68 köyden 5 bin 800 ev yakıldı. Ayrıca 2 binin üzerinde vatandaş da kötü yaşama şartları ve göçlerden dolayı hayatını kaybetti.
Türkiye'ye sürülen Çam Arnavutlarının tahmini sayısı değişmektedir: rakamlar 14.000, 19.000, 20.000 ve 25.000'dir. Çam Arnavutları raporlarına göre bu sayı 35.000 civarınadır.
Ayrıca Arnavut kaynaklarına göre 2 bin 500 Müslüman Çam mültecisi Arnavutluk'a giderken açlık ve salgın hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetti.
Topluluk üyeleri Arnavutluk'a yerleştikten sonra, Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti ve Enver Hoca yönetimindeki iktidardaki Arnavutluk Emek Partisi onlara mağdur muamelesi yapmamış, onlara karşı çok güvensiz bir tavır sergilemiş, tutuklamalar ve sürgünler ile karşılaşmışlardır.
Çam Arnavutları "gericiler", "Yunanların katilleri" ve "işgal güçlerinin işbirlikçileri" olarak etiketlendiler ve seçkinleri geleneksel olarak zengin toprak ağaları olduğu, Mihver güçleriyle işbirliği yaptıkları ve anti-komünist faaliyetlerde bulundukları için Arnavutluk içinde belirli bir derecede zulüm gördüler.
Çam Arnavutlarının beklentileri…
Çam Arnavutları tarihte kendilerine yapılan soykırımı dünyaya duyurmak ve Yunanistan ile hesaplaşmak istiyor.
Arnavutluk’a zorla göç ettirilen Çam Arnavutları, hemen “Çam Antifaşist Komitesi” çatısı altında örgütlendiler.
Dünyanın önemli kurumlarına yazılar yazarak kendi trajedilerini anlattılar ve haklı davalarında destek aradılar.
Arnavutluk’un, çok partili sisteme geçmesiyle, Ocak 1991 yılında “Çamerya Yurtsever Siyasi Derneği”ni kurdular ve bu dernek vasıtasıyla dünyanın önemli uluslararası kurumlarıyla; BM, ABD, AB ile kendi isteklerinin gerçekleşmesi için mücadele ettiler.
Çameryalı Arnavutlar, uluslararası kurumlara gönderdikleri yazılarda, Yunanistan’dan sadece azınlıklara tanınan hakların kendilerine de tanınmasını (örneğin: Arnavutluk’ta yaşayan Yunan azınlığa tanınan hakların aynısını) istemektedirler.
Çam Arnavutları;
Yunanistan’dan, kendilerine Yunan vatandaşlığının iade edilmesini,
Yunanistan’a, yani 1944-1945 yılında kovuldukları kendi topraklarına (Çamerya) geri dönmeyi umut ediyor.
1944-1945 yıllarında Yunanistan’dan Arnavutluk’a sürüldüklerinde, ellerinden alınan evlerinin ve topraklarının kendilerine iade edilmesini bekliyorlar.
Yunanistan’dan, kendilerini sürdükleri, soykırım uyguladıkları ve mallarına zarar verdikleri için maddi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
Buna karşın, Yunan yetkilileri: “Bizim için Çam sorunu diye bir sorun yoktur, bu sorun 1944 yılında kapanmıştır.” cevabını vermektedirler.
Oysa 1994 yılında Arnavutluk Cumhuriyeti Meclisi, 27 Haziran 1944‘ü resmen, Yunanlıların, Çam Arnavutlarına karşı ”Soykırım Günü” olarak ilan etmiştir.
1999 yılında Kosova’daki savaşta, Arnavut halkına karşı en büyük şer üçgeninin Rus-Sırp-Yunan ittifakının olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
Arnavutlara karşı Slav-Ortodoks işbirliği söz konusudur.
Yunanistan ve Yugoslavya’nın Arnavutlara karşı uyguladıkları soykırım sonucu bugün Türkiye’nin her tarafına yayılmış milyonlarca Arnavut yaşamaktadır.
BM, ABD, AB vb. kurumların, Çam Arnavutlarına karşı yapılan haksızlığa göz yummamaları ve Yunanistan tarafından gasp edilen haklarının iade edilmesi için üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeleri maksadıyla birçok alanda çalışmalar yürütmektedirler.
.
Osman Atalay, dikGAZETE.com
Kaynak: Çetaw Nart, Dzihat Aliju
“1994 yılında Arnavutluk Cumhuriyeti Meclisi, 27 Haziran 1994‘ü resmen, Yunanlıların Çam Arnavutlarına karşı ‘Soykırım Günü’ olarak ilan etmiştir.”
1944 yılında Kafkaslarda Çerkes-Kırım Tatar soykırımı ve sürgünlerinin yanında unutulan az bilinen önemli bir soykırım da Çamerya Arnavut toplumuna yapıldı.
27 Haziran 1944 - Mart 1945’e kadar devam eden Çamerya Katliamı, insanlık tarihi için kara bir leke olarak iz bırakarak adeta unutulmuştur.
Bu katliamda, Çam Arnavutlarının yüzde 10’u yok edilmiştir.
Çamerya, Yunanistan’ın kuzeybatısında yer alan yaklaşık olarak 10.000 kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir bölgedir.
Literatürde Çamerya, Güney Epir olarak da bilinir, burada yaşayanlara da Epirli denir. Arnavutların çoğunlukta yaşadığı toprakların en güneyini oluşturur.
Bu bölgede, Parga, Preveze, Gumenitsa, Margeliç, Filat, Paramitsa ve Filipiad şehirleri bulunmaktadır.
Preveze Yarımadası, Yunanistan’ın en verimli topraklarına sahip olmasının yanı sıra Avrupa ile bağlantısını sağlayan en yakın bölgesidir.
1908 Osmanlı sayımına göre Çamerya’nın nüfusu 73 bin kişiydi. Bunların yüzde 92’si Arnavutlardan oluşuyordu, geriye kalanı ise Yunanlılardan, Ulahlardan ve Romanlardan oluşmaktaydı. 1. Dünya Savaşı’nın başlangıcında Çam Arnavutlarının yüzde 50’si Müslüman, yüzde 50’si Ortodoks dinine mensuptu.
20. yüzyıl başlarında Balkanlar’ın Epir bölgesi, büyük çoğunluğunu oluşturan yerli Çameria-Çamerya Arnavut nüfusunun direncine rağmen, 1913 Londra Büyükelçiler Konferansı’nın kararları ile Yunan devleti yönetimi altında etnik bir azınlık kabul edilerek Arnavutluk’tan koparılmış ve Yunanistan egemenliğine verilmiştir.
Bu yerli halk, 2. Dünya Savaşı yıllarında Yunanlılarca trajik bir kadere maruz bırakılmıştır.
Çamerya bölgesinde yaşayan yerli Çamerya Arnavutları’na Yunanların, 2. Dünya Savaşı’nda 27 Haziran 1944 ile Mart 1945 tarihleri arasında uyguladıkları soykırıma varan katliamları, bugün Balkanlarda yaşayan genç kuşak Arnavut aydın, entelektüel ve siyasetçiler, hukuki zeminde çeşitli platformlarda seslendirmeye başladılar.
Arnavutluk Çamerya Hasan Tahsin Vakfının yöneticisi ve Çamerya meselesi uzmanı Alket Veliu bir yıl önce “Çamerya Arnavutlarının 78 yıl önce kaybettikleri haklarının geri alınması” mücadelesini sürdürdüklerini söylemişti.
Arnavutluk'un Çamerya meselesindeki çabalarınının son 30 yılda inişleri ve çıkışları olduğunu belirtmiş, bugünlerde ise Çamerya Arnavutları meselesini “unutmaya yönelik” tamamen farklı bir eğilim bulunduğunu savunmuştu.
Alket Veliu, “Çamerya Arnavutlarının taleplerinin basit ve doğru olduğunu çünkü sadece kendi topraklarına dönüş talep ettiklerini” ısrarla vurguluyordu.
AB Komisyonu Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu eski Üyesi Johannes Hahn'ın konuyla ilgili Arnavutluk ve Yunanistan arasındaki görüşmelerde Çamerya meselesinin ele alınmasının önemine değindiğini anımsatan Veliu, Arnavut devletinin komşu Yunanistan ile ilişkilerinde Avrupa ajandasını takip etmesinin yeterli olacağını söylemişti.
Arnavut kamuoyunun dikkatine farklı gerçekler, yazılı belgeler ve soykırımın kurbanlarının hikayelerini getirdiklerini dile getiren Veliu, "Şüphesiz ki biz bugün davamızı savunma mücadelesi içerisinde ve bu davayı unutulmaya itmek isteyenlerin karşısındayız. Ancak herkese hatırlatmak isterim ki biz ayaktayız, yaşıyoruz, Çamerya davasına savaş açacak herkesin karşısında olacağız. Eğer son bir Çameryalı da kalsa bu dava için savaşacaktır" dedi.
Yeni kuşak Arnavutların yakın tarihte yaşanan Yunanistan Çamerya Arnavutları soykırımının hesabını sormak için kararlı olduklarını görüyoruz.
Bugün Balkanlarda iki devlet ve üç Başbakana sahip Arnavut toplumu, Camerya soykırımının hukuki siyasi kültürel boyutlarını yüksek sesle dile getirmeye başladılar.
Çameryalı Arnavutlar ve Balkanlarda yaşayan Arnavutlar 1944'te yaşananların soykırım olarak tanınmasını, Yunanistan sınırında kalan vatan topraklarını ziyaret etmek ve mülkiyet haklarının teslim edilmesini istiyor.
Çamerya'da neler yaşandı?
Arnavutluk'un güneyinden başlayan Çamerya bölgesi, halen Yunanistan toprakları içerisinde kalan Yanya'dan Preveze'ye kadarki bölgeyi kapsıyor.
Yanya vilayetine bağlı bu bölgede yaşayan Arnavutlar, 1913 yılına kadar Osmanlı vatandaşıydı.
Çamerya bölgesi, Balkan Savaşı sonunda 1913'te yapılan Londra Konferansı'nda etnik ve azınlık bir bölge olarak Yunanistan'a teslim edildi. 1910 yılında yapılan nüfus sayımında bölgede 83 bin Arnavut yaşıyordu.
Yunan General Napoleon Zervas komutasındaki kuvvetler, İkinci Dünya Savaşı sırasında, Çamerya Arnavutlarına yönelik katliam gerçekleştirdi.
Haziran 1944'ten Mart 1945'e kadar süren etnik temizlik harekatı sırasında 2 bin 900 erkek, 214 kadın ve 96 çocuk öldürüldü, 745 kadına tecavüz edildi, 68 köyden 5 bin 800 ev yakıldı. Ayrıca 2 binin üzerinde vatandaş da kötü yaşama şartları ve göçlerden dolayı hayatını kaybetti.
Türkiye'ye sürülen Çam Arnavutlarının tahmini sayısı değişmektedir: rakamlar 14.000, 19.000, 20.000 ve 25.000'dir. Çam Arnavutları raporlarına göre bu sayı 35.000 civarınadır.
Ayrıca Arnavut kaynaklarına göre 2 bin 500 Müslüman Çam mültecisi Arnavutluk'a giderken açlık ve salgın hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetti.
Topluluk üyeleri Arnavutluk'a yerleştikten sonra, Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti ve Enver Hoca yönetimindeki iktidardaki Arnavutluk Emek Partisi onlara mağdur muamelesi yapmamış, onlara karşı çok güvensiz bir tavır sergilemiş, tutuklamalar ve sürgünler ile karşılaşmışlardır.
Çam Arnavutları "gericiler", "Yunanların katilleri" ve "işgal güçlerinin işbirlikçileri" olarak etiketlendiler ve seçkinleri geleneksel olarak zengin toprak ağaları olduğu, Mihver güçleriyle işbirliği yaptıkları ve anti-komünist faaliyetlerde bulundukları için Arnavutluk içinde belirli bir derecede zulüm gördüler.
Çam Arnavutlarının beklentileri…
Çam Arnavutları tarihte kendilerine yapılan soykırımı dünyaya duyurmak ve Yunanistan ile hesaplaşmak istiyor.
Arnavutluk’a zorla göç ettirilen Çam Arnavutları, hemen “Çam Antifaşist Komitesi” çatısı altında örgütlendiler.
Dünyanın önemli kurumlarına yazılar yazarak kendi trajedilerini anlattılar ve haklı davalarında destek aradılar.
Arnavutluk’un, çok partili sisteme geçmesiyle, Ocak 1991 yılında “Çamerya Yurtsever Siyasi Derneği”ni kurdular ve bu dernek vasıtasıyla dünyanın önemli uluslararası kurumlarıyla; BM, ABD, AB ile kendi isteklerinin gerçekleşmesi için mücadele ettiler.
Çameryalı Arnavutlar, uluslararası kurumlara gönderdikleri yazılarda, Yunanistan’dan sadece azınlıklara tanınan hakların kendilerine de tanınmasını (örneğin: Arnavutluk’ta yaşayan Yunan azınlığa tanınan hakların aynısını) istemektedirler.
Çam Arnavutları;
Yunanistan’dan, kendilerine Yunan vatandaşlığının iade edilmesini,
Yunanistan’a, yani 1944-1945 yılında kovuldukları kendi topraklarına (Çamerya) geri dönmeyi umut ediyor.
1944-1945 yıllarında Yunanistan’dan Arnavutluk’a sürüldüklerinde, ellerinden alınan evlerinin ve topraklarının kendilerine iade edilmesini bekliyorlar.
Yunanistan’dan, kendilerini sürdükleri, soykırım uyguladıkları ve mallarına zarar verdikleri için maddi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
Buna karşın, Yunan yetkilileri: “Bizim için Çam sorunu diye bir sorun yoktur, bu sorun 1944 yılında kapanmıştır.” cevabını vermektedirler.
Oysa 1994 yılında Arnavutluk Cumhuriyeti Meclisi, 27 Haziran 1944‘ü resmen, Yunanlıların, Çam Arnavutlarına karşı ”Soykırım Günü” olarak ilan etmiştir.
1999 yılında Kosova’daki savaşta, Arnavut halkına karşı en büyük şer üçgeninin Rus-Sırp-Yunan ittifakının olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
Arnavutlara karşı Slav-Ortodoks işbirliği söz konusudur.
Yunanistan ve Yugoslavya’nın Arnavutlara karşı uyguladıkları soykırım sonucu bugün Türkiye’nin her tarafına yayılmış milyonlarca Arnavut yaşamaktadır.
BM, ABD, AB vb. kurumların, Çam Arnavutlarına karşı yapılan haksızlığa göz yummamaları ve Yunanistan tarafından gasp edilen haklarının iade edilmesi için üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeleri maksadıyla birçok alanda çalışmalar yürütmektedirler.
.
Osman Atalay, dikGAZETE.com
Kaynak: Çetaw Nart, Dzihat Aliju