İşbirlikçi Abbas!..

İşbirlikçi Abbas!..

İşbirlikçi Abbas!.. İşbirlikçi Abbas!..

İşbirlikçi Abbas!..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rize’de yaptığı konuşmada, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın, Türkiye'ye Parlamentoda konuşmak üzere davet edildiğini fakat gelmediğini belirterek, özür beklediklerini söyledi!..

Yine Rize’de, farklı bir yerde konuşan Erdoğan, burada da şunları söyledi:

“Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız. Yapmamak için hiçbir şey yok… Sadece biz güçlü olmalıyız ki, bu adımları da ne yapalım?!. Atalım!..

Eğer biz bugün İsrail'e karşı önümüze gelen evelallah lafları yapıyorsak, onlarla bütün ticareti kestiysek, ilişkilerimizi kestiysek… Çıktı bir tanesi affedersiniz, terbiyesizin teki; parlamentomuzda Mahmud Abbas konuşturulmalı! Kim bu?!. Yeniden Refah'ın bir tane adamı var, kafadan da galiba sıkıntısı var onun!

Mahmud Abbas'ı davet etmediğimizi sana kim söylüyor?! Biz davet ettik ama Mahmud Abbas, maalesef bize olumlu cevap veremedi... Biz de, bundan sonraki süreci ona göre işleteceğiz!..

Bütün bu adımları biz atarken, kendi içimizden ne yazık ki vuruluyoruz! Biz bu parlamentoyu kimlere açmadık ki?!. Parlamentomuzu biz evelallah hak yolda olan herkese açarız… Ama bunların, bu işlerden haberi yok!..”

Bu konuşmalardan sonra Mahmud Abbas’a sorarsanız, gelmemesi akıllı bir harekettir!..

Bize göre ise, gelmemesi hem fıtratına uygun hem de kendisiyle uyumlu bir davranıştır!..

Bu adam; zamanında Yaser Arafat ile hareket etmiş ve Filistin Kurtuluş Örgütü'nün yöneticileri arasında yer almıştı.

Daha sonraları İsrail ile yakınlaşmış fakat bunu net olarak açıklamamış, Arafat ile hareket etmeye devam etmiştir!

1990'larda iki defa görüşülen Oslo İlkeler Anlaşması'na katılmış; 1996'da Filistin Kurtuluş Örgütü genel sekreteri ve Arafat'ın resmi olmayan sözcüsüyken; Arafat'ın Oslo anlaşmasındaki tutumunu eleştirerek, ABD-İsrail destekli bir yolda yürümeye başladığının işaretini vermiş; Oslo İlkeler Anlaşması'nın akamete uğramasıyla ‘İkinci İntifada’nın başlamasından sonra intihar saldırılarına karşı tavır alıp, Arafat'tan ve görüşlerinden uzaklaşmıştır!..

Bu pozisyondan sonra İsrail ve ABD ile diyalog sürecini de hızlandırmış, sadakatinin karşılığını almaya başlamıştır!

2003 yılının Mart ayında Arafat, özerk Filistin yönetiminin başbakanlık makamını oluşturmuş, eski yol arkadaşı, sonraki rakibi olan Abbas'ı, oluşturduğu makama atamak zorunda bırakılmıştır! Abbas'ın bu makama atanması hem ABD Başkanı George W. Bush hem de İsrail Başbakanı Ariel Şaron tarafından Ortadoğu sorununun çözümü için şart koşulmuştu!

Buradan, Yaser Arafat’ın çok iyi bir adam olduğu anlamı çıkmasın!.. Sözüm ona dava(!) peşinde koşan Arafat, Forbes Dergisi’nin 2003 yılında dünyanın en zengin liderleri listesinde altıncı zengin olarak ilan edilmiş ve mal varlığının 300 milyon dolar olduğu yazılmıştı! O dönem, İsrail’in eski istihbaratçılardan olan Şalom Harari'ye göre Arafat, muhtemel bir sürgüne karşı yaklaşık 700 milyon dolarlık bir parayı hesabında tutuyordu!

Öldükten sonra ise Fransa’da yaşayan eşi ve kızına, yüklü miktarda ki; milyar dolarlar olarak ifade edilen bir servet ile Filistin’den yine eşi ve kızına her ay yüklü miktarda dolar ödemesi olduğu yazıldı!..

Yukarıda “bize göre ise, gelmemesi fıtratına uygun hem de kendisine uyumlu bir davranıştır” demiştik Abbas için…

İşte bu fıtratı bozuk, işbirlikçi ve satıcı; Mısır olaylarında da kişiliğine uygun hareket etmiş, Ahbar ve Ahbar Elyevm gazetelerinin genel yayın yönetmenlerine verdiği röportajda; Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi deviren darbeci General Abdulfettah Sisi’yi övmüş ve o dönem Mursi için; Ben Japoncadan ne kadar anlıyorsam, Mursi de Filistin meselesinden o kadar anlıyor” dediği yetmezmiş gibi;Mısır tarafından tünellerin kapatılması ve Gazze ile Sina arasında silah ve insan geçişini engellemeye yönelik tüm tedbirleri destekledik!.. Mısır’ı tehlikeden koruyacak her türlü önlemi desteklemeyi sürdüreceğiz” diyerek, döneminde büyük destek gördüğü Mursi’yi satan ve tünellerin halkı için ne kadar önemli olduğunu bile önemsemeyen riyakâr bir adamdır!..

İsrail işbirlikçisi, devletin sözde başkanı Mahmud Abbas, 7 Ekim’den bu yana devam eden, İsrail’in çocuk-kadın demeden yaptığı sivil katliamlarına karşı mücadele eden ve halkın desteği arkasında olan HAMAS için, “HAMAS'ın politika ve eylemleri Filistin halkını temsil etmiyor” diye açıklama yapmıştır!..

Geçen yıl Çin’e ziyarette bulunan Abbas, burada da; Türkistan ile ilgili, “Bazılarının gündeme getirdiği Uygur meselesi, bir insan hakları meselesi değildir!.. Bu Çin'in terörizm, aşırılık ve ayrılıkçılıkla mücadelesidir!.. Filistin hükümeti, Çin'in bu mücadelesini her zaman destekliyor, Filistin her zaman Çin'e inandı! Çin'in her zaman adaleti yerine getireceğine inanıyoruz” demişti!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikinci konuşmasından sonra, şimdiye kadar gıkı çıkmayan Abbas’ın yerine, Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa tarafından bir açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada; “Mahmud Abbas’ın yakında Türkiye’yi resmi bir ziyarette bulunması bekleniyor. Bu ziyarette, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelecek” ifadeleri yer aldı.

Filistin Yönetimi’nin resmi haber ajansı WAFA’da yer alan habere göre Mustafa; “Abbas’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı’ndan Türk yasama organında bir konuşma yapması için davet aldığını” açıkladı ve Abbas'ın TBMM'de konuşacağını belirtti!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rize’de; “Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız” sözü gereği, ordumuz Filistin için İsrail’e girse; İsrail üst yönetimiyle ticaret dahil birçok konuda işbirliği yapan bu şahıs, emin olun bir çok Arap ülkesiyle birlikte İsrail’in yanında yer alır!..

Türkiye’ye gelip, parlamentoda konuşacak mı bilmiyoruz ama bu ve iş birlikçi benzerleri, parlamentoda konuşmak şöyle dursun; Türkiye sınırlarından içeri sokulmamalıdır!.. 

Paris 2024 Olimpiyat Oyunları!..

Fransa’nın ev sahipliğinde düzenlenen Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nın açılış töreni Sen Nehri’nde yapıldı.

Olimpiyat oyunları tarihinde ilk kez müsabakaların yapılacağı stadyumun dışında düzenlenen açılış töreninde yapılan gösterilerde yoğun şekilde LGBT karakterlerin kullanılması tepki çekti.

Sanat tarihinin önemli eserlerinden biri olan Leonardo Da Vinci'nin, “İsa'nın Son Akşam Yemeği” tablosunun da LGBT'lilerce canlandırılması ve çocuklarla, eşcinsel dansçıların aynı sahneyi paylaştığı açılış, tarihe geçerken, dünyanın her yerinden sosyal medya kullanıcıları tarafından büyük tepkiyle karşılandı!

Ayrıca, 102 sporcu ile katılan Türk Milli Takımı’nın açılış seremonisinde giydiği kıyafetler de, sosyal medyada eleştiri yağmuruna tutuldu.

Vitali Hakko’nun kurucusu olduğu Vakko firması tarafından hazırlanan kıyafetler, “pijamaya benziyor” yorumlarıyla karşılandı!

Kıyafetler için aleyhte ve lehte onlarca yazı yazıldı! Hatta hazırlayandan çok, kimin yaptırdığı yönünde paylaşımlar da yapıldı!

Vakko öyle yaptı bu böyle yaptı” filan diyerek tartışmayı uzatmanın kimseye katkı sağlayacağını düşünmüyorum fakat ilgili bakanlık, bu pijamalı palyaço görüntünün sorumluları hakkında gerekeni yapmalıdır!..

LGBT görüntüleri içinse, son birkaç yıldır erkek ve kadın bireye üçüncü bir kimlik olarak homeseksüelleri oturmak isteyen bir dünya ile karşı karşıyayız!..

Birçok ülkede erkek erkeğe evlilikler aleni yapılırken, ülkemizde de, “Velevki ibneyiz”, “Lut Kavmi’nin torunlarıyız” diye sokaklara çıkanlar ile destekçileri bu tür sapkınlıkların bizde de yapılmasını istemektedirler!

İnsan fıtratını bozma ve aile yapısını çökertme amaçlı girişimlerin olimpiyatlarda yer alması ve damga vurması da ahlâksızlığın zirvesidir!

Bu konuya dair; “Batılılar ulus devletin artık var olmadığına inanıyor… Buna dayalı bir ortak kültür ve toplumsal ahlâkın varlığını reddediyor… Olimpiyat açılışını izlediyseniz, ahlâkın olmadığını görürdünüz” diyerek, en güzel sözü Macaristan Başbakanı Viktor Orban söylemiş ve LGBT yanlılarının kıçlarına ahlâksızlık damgasını vurmuştur!..

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Not: Bu yazı, Hamas lideri İsmail Heniyye sukasti öncesinde yazılmıştır. 

İşbirlikçi Abbas!..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rize’de yaptığı konuşmada, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın, Türkiye'ye Parlamentoda konuşmak üzere davet edildiğini fakat gelmediğini belirterek, özür beklediklerini söyledi!..

Yine Rize’de, farklı bir yerde konuşan Erdoğan, burada da şunları söyledi:

“Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız. Yapmamak için hiçbir şey yok… Sadece biz güçlü olmalıyız ki, bu adımları da ne yapalım?!. Atalım!..

Eğer biz bugün İsrail'e karşı önümüze gelen evelallah lafları yapıyorsak, onlarla bütün ticareti kestiysek, ilişkilerimizi kestiysek… Çıktı bir tanesi affedersiniz, terbiyesizin teki; parlamentomuzda Mahmud Abbas konuşturulmalı! Kim bu?!. Yeniden Refah'ın bir tane adamı var, kafadan da galiba sıkıntısı var onun!

Mahmud Abbas'ı davet etmediğimizi sana kim söylüyor?! Biz davet ettik ama Mahmud Abbas, maalesef bize olumlu cevap veremedi... Biz de, bundan sonraki süreci ona göre işleteceğiz!..

Bütün bu adımları biz atarken, kendi içimizden ne yazık ki vuruluyoruz! Biz bu parlamentoyu kimlere açmadık ki?!. Parlamentomuzu biz evelallah hak yolda olan herkese açarız… Ama bunların, bu işlerden haberi yok!..”

Bu konuşmalardan sonra Mahmud Abbas’a sorarsanız, gelmemesi akıllı bir harekettir!..

Bize göre ise, gelmemesi hem fıtratına uygun hem de kendisiyle uyumlu bir davranıştır!..

Bu adam; zamanında Yaser Arafat ile hareket etmiş ve Filistin Kurtuluş Örgütü'nün yöneticileri arasında yer almıştı.

Daha sonraları İsrail ile yakınlaşmış fakat bunu net olarak açıklamamış, Arafat ile hareket etmeye devam etmiştir!

1990'larda iki defa görüşülen Oslo İlkeler Anlaşması'na katılmış; 1996'da Filistin Kurtuluş Örgütü genel sekreteri ve Arafat'ın resmi olmayan sözcüsüyken; Arafat'ın Oslo anlaşmasındaki tutumunu eleştirerek, ABD-İsrail destekli bir yolda yürümeye başladığının işaretini vermiş; Oslo İlkeler Anlaşması'nın akamete uğramasıyla ‘İkinci İntifada’nın başlamasından sonra intihar saldırılarına karşı tavır alıp, Arafat'tan ve görüşlerinden uzaklaşmıştır!..

Bu pozisyondan sonra İsrail ve ABD ile diyalog sürecini de hızlandırmış, sadakatinin karşılığını almaya başlamıştır!

2003 yılının Mart ayında Arafat, özerk Filistin yönetiminin başbakanlık makamını oluşturmuş, eski yol arkadaşı, sonraki rakibi olan Abbas'ı, oluşturduğu makama atamak zorunda bırakılmıştır! Abbas'ın bu makama atanması hem ABD Başkanı George W. Bush hem de İsrail Başbakanı Ariel Şaron tarafından Ortadoğu sorununun çözümü için şart koşulmuştu!

Buradan, Yaser Arafat’ın çok iyi bir adam olduğu anlamı çıkmasın!.. Sözüm ona dava(!) peşinde koşan Arafat, Forbes Dergisi’nin 2003 yılında dünyanın en zengin liderleri listesinde altıncı zengin olarak ilan edilmiş ve mal varlığının 300 milyon dolar olduğu yazılmıştı! O dönem, İsrail’in eski istihbaratçılardan olan Şalom Harari'ye göre Arafat, muhtemel bir sürgüne karşı yaklaşık 700 milyon dolarlık bir parayı hesabında tutuyordu!

Öldükten sonra ise Fransa’da yaşayan eşi ve kızına, yüklü miktarda ki; milyar dolarlar olarak ifade edilen bir servet ile Filistin’den yine eşi ve kızına her ay yüklü miktarda dolar ödemesi olduğu yazıldı!..

Yukarıda “bize göre ise, gelmemesi fıtratına uygun hem de kendisine uyumlu bir davranıştır” demiştik Abbas için…

İşte bu fıtratı bozuk, işbirlikçi ve satıcı; Mısır olaylarında da kişiliğine uygun hareket etmiş, Ahbar ve Ahbar Elyevm gazetelerinin genel yayın yönetmenlerine verdiği röportajda; Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi deviren darbeci General Abdulfettah Sisi’yi övmüş ve o dönem Mursi için; Ben Japoncadan ne kadar anlıyorsam, Mursi de Filistin meselesinden o kadar anlıyor” dediği yetmezmiş gibi;Mısır tarafından tünellerin kapatılması ve Gazze ile Sina arasında silah ve insan geçişini engellemeye yönelik tüm tedbirleri destekledik!.. Mısır’ı tehlikeden koruyacak her türlü önlemi desteklemeyi sürdüreceğiz” diyerek, döneminde büyük destek gördüğü Mursi’yi satan ve tünellerin halkı için ne kadar önemli olduğunu bile önemsemeyen riyakâr bir adamdır!..

İsrail işbirlikçisi, devletin sözde başkanı Mahmud Abbas, 7 Ekim’den bu yana devam eden, İsrail’in çocuk-kadın demeden yaptığı sivil katliamlarına karşı mücadele eden ve halkın desteği arkasında olan HAMAS için, “HAMAS'ın politika ve eylemleri Filistin halkını temsil etmiyor” diye açıklama yapmıştır!..

Geçen yıl Çin’e ziyarette bulunan Abbas, burada da; Türkistan ile ilgili, “Bazılarının gündeme getirdiği Uygur meselesi, bir insan hakları meselesi değildir!.. Bu Çin'in terörizm, aşırılık ve ayrılıkçılıkla mücadelesidir!.. Filistin hükümeti, Çin'in bu mücadelesini her zaman destekliyor, Filistin her zaman Çin'e inandı! Çin'in her zaman adaleti yerine getireceğine inanıyoruz” demişti!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikinci konuşmasından sonra, şimdiye kadar gıkı çıkmayan Abbas’ın yerine, Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa tarafından bir açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada; “Mahmud Abbas’ın yakında Türkiye’yi resmi bir ziyarette bulunması bekleniyor. Bu ziyarette, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelecek” ifadeleri yer aldı.

Filistin Yönetimi’nin resmi haber ajansı WAFA’da yer alan habere göre Mustafa; “Abbas’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı’ndan Türk yasama organında bir konuşma yapması için davet aldığını” açıkladı ve Abbas'ın TBMM'de konuşacağını belirtti!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rize’de; “Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız” sözü gereği, ordumuz Filistin için İsrail’e girse; İsrail üst yönetimiyle ticaret dahil birçok konuda işbirliği yapan bu şahıs, emin olun bir çok Arap ülkesiyle birlikte İsrail’in yanında yer alır!..

Türkiye’ye gelip, parlamentoda konuşacak mı bilmiyoruz ama bu ve iş birlikçi benzerleri, parlamentoda konuşmak şöyle dursun; Türkiye sınırlarından içeri sokulmamalıdır!.. 

Paris 2024 Olimpiyat Oyunları!..

Fransa’nın ev sahipliğinde düzenlenen Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nın açılış töreni Sen Nehri’nde yapıldı.

Olimpiyat oyunları tarihinde ilk kez müsabakaların yapılacağı stadyumun dışında düzenlenen açılış töreninde yapılan gösterilerde yoğun şekilde LGBT karakterlerin kullanılması tepki çekti.

Sanat tarihinin önemli eserlerinden biri olan Leonardo Da Vinci'nin, “İsa'nın Son Akşam Yemeği” tablosunun da LGBT'lilerce canlandırılması ve çocuklarla, eşcinsel dansçıların aynı sahneyi paylaştığı açılış, tarihe geçerken, dünyanın her yerinden sosyal medya kullanıcıları tarafından büyük tepkiyle karşılandı!

Ayrıca, 102 sporcu ile katılan Türk Milli Takımı’nın açılış seremonisinde giydiği kıyafetler de, sosyal medyada eleştiri yağmuruna tutuldu.

Vitali Hakko’nun kurucusu olduğu Vakko firması tarafından hazırlanan kıyafetler, “pijamaya benziyor” yorumlarıyla karşılandı!

Kıyafetler için aleyhte ve lehte onlarca yazı yazıldı! Hatta hazırlayandan çok, kimin yaptırdığı yönünde paylaşımlar da yapıldı!

Vakko öyle yaptı bu böyle yaptı” filan diyerek tartışmayı uzatmanın kimseye katkı sağlayacağını düşünmüyorum fakat ilgili bakanlık, bu pijamalı palyaço görüntünün sorumluları hakkında gerekeni yapmalıdır!..

LGBT görüntüleri içinse, son birkaç yıldır erkek ve kadın bireye üçüncü bir kimlik olarak homeseksüelleri oturmak isteyen bir dünya ile karşı karşıyayız!..

Birçok ülkede erkek erkeğe evlilikler aleni yapılırken, ülkemizde de, “Velevki ibneyiz”, “Lut Kavmi’nin torunlarıyız” diye sokaklara çıkanlar ile destekçileri bu tür sapkınlıkların bizde de yapılmasını istemektedirler!

İnsan fıtratını bozma ve aile yapısını çökertme amaçlı girişimlerin olimpiyatlarda yer alması ve damga vurması da ahlâksızlığın zirvesidir!

Bu konuya dair; “Batılılar ulus devletin artık var olmadığına inanıyor… Buna dayalı bir ortak kültür ve toplumsal ahlâkın varlığını reddediyor… Olimpiyat açılışını izlediyseniz, ahlâkın olmadığını görürdünüz” diyerek, en güzel sözü Macaristan Başbakanı Viktor Orban söylemiş ve LGBT yanlılarının kıçlarına ahlâksızlık damgasını vurmuştur!..

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Not: Bu yazı, Hamas lideri İsmail Heniyye sukasti öncesinde yazılmıştır.